pek hayranı olmadığım yolculuk tipi. ama neyse ki nereye gidersem gideyim, kaç saat gitmek zorunda kalırsam kalayım uyuyabiliyorum. ihtiyacım olan şeylerse müzik dinleyebileceğim bir aygıt, kulaklık ve tabi ki koltuk. tak kulaklıkları aç müziği yaslan arkana derken 10 dkya uyuyorum. oh mis.
"hiçbir özelliğim-yeteneğim yok, ancak bunu yaparsam izlenirim" denip uygulamaya koyulan şeydir. gereksizdir, saçmadır, insanların neden izleyip gülüyor olduklarını anlamamam da üstüne eklenince çıldırtıcıdır. dikkat çekmeye çalışma aktivitesidir. umarım bir anda parlayıp bir anda sönen "slime" trendi gibi "slime'cı youtuber bozuntuları" da bir an önce sönüp tarihin tozlu ve karanlık sayfalarında yitip giderler.
şu an hala mesleğine devam edenler arasında bir çoğunuzun olduğu gibi benim de favorim erdil yaşaroğlu'dur hiç şüphesiz. ama farklı bir kariyere geçiş yapan bir favorim daha var ki kendisi cem yılmaz olur. severim keratayı be.
dinlerin ve elbette ki kutsal kitapların yaratıcı ama hatalarla dolu bir kurgudan ibaret olduğunun kanıtlarından sadece biridir. şeytan dediğimiz düşmüş melek de ayrı bir konu zaten. hani melekler tanrıya koşulsuz itaat ediyordu? şeytanın yazılımında hata falan mı oldu da birden kendi istekleri yönünde hareket edebilmeye başladı? yoksa tanrı bu kadar aciz midir ki kendine itaat etmesi için yarattığı varlık ona sırt çevirebiliyor ve bunu önceden görüp engelleyemiyor?
içtenlikle umduğum şeylerden bir tanesi. yavaş oluyor ama umarım zamanı gelecek ve gerçekleşecek. insanların iyi/kötü olması için bir dine yahut bir tanrıya ihtiyaç duymaları yahut ihtiyaç duymaları gerektiğini savunmaları beni çıldırtmaya yetiyor. iyilik doğuştan gelir arkadaşlar, kötülük ise öğrenilir. bir bebeğin sırf canınızı yakmak için yahut sizi kötü hissettirmek için bir şey yaptığını gördünüz mü? ben görmedim şahsen.
neyse, konumuza dönelim.
bundan seneler öncesinde kuran kursuna gidiyordum, yaklaşık dört sene kadar. ve bu dört sene içinde hem hatim ettim, hem de müezzinlik yaptım. hiçbir namazı kaçırmazdım. ama gel gelelim ki büyümeye ve düşünmeye başladım. bana dayatılanlara inanmak yerine araştırıp öğrenmeye yöneldim. şu an ateistim ve gerçekten de mutluyum. çünkü biliyorum ki insanlar olarak iyi ya da kötü olmak için daha üstün bir gücün varlığına ihtiyacımız yok. sadece birbirimize ihtiyacımız var. çünkü çocuklarımıza nasıl kötü olunacağını öğreten biziz. bunu nasıl yapabiliyorsak, onlara iyi olmayı da öğretecek olanlar biziz.
geleceğimize kıymet vermiyorsanız en azından onların geleceğine kıymet verin. çünkü onlar bunu hak ediyorlar.
neyse, konumuza dönelim.
bundan seneler öncesinde kuran kursuna gidiyordum, yaklaşık dört sene kadar. ve bu dört sene içinde hem hatim ettim, hem de müezzinlik yaptım. hiçbir namazı kaçırmazdım. ama gel gelelim ki büyümeye ve düşünmeye başladım. bana dayatılanlara inanmak yerine araştırıp öğrenmeye yöneldim. şu an ateistim ve gerçekten de mutluyum. çünkü biliyorum ki insanlar olarak iyi ya da kötü olmak için daha üstün bir gücün varlığına ihtiyacımız yok. sadece birbirimize ihtiyacımız var. çünkü çocuklarımıza nasıl kötü olunacağını öğreten biziz. bunu nasıl yapabiliyorsak, onlara iyi olmayı da öğretecek olanlar biziz.
geleceğimize kıymet vermiyorsanız en azından onların geleceğine kıymet verin. çünkü onlar bunu hak ediyorlar.
çünkü eğitim sisteminden tutun sosyal yapıya kadar neredeyse her şey bizi birer yarış atına çevirme amacı güdüyor. okuldaki notlarımız, kazandığımız para, toplumdaki rütbemiz ve daha nicesi. herkes yüksek maaşlı bir işte çalışabilmemiz için bize öğüt verir ama neredeyse hiç kimse bize zevk aldığımız, kendimizi bütün hissettiğimiz şekilde yaşamak için destek olmaz. o yüzdendir ki insanlar bilimle uğraşmaz, uğraşsa da zevk almaz. kafalarındaki tek şey dolgun cüzdanlar ve maaş çekleridir çünkü. ve maalesef sadece bilim değil bundan nasibini alan. sanat, spor ve daha niceleri de nasibini aldı. türkiye'deki müzik zevkine, tiyatro-resim-film-spor zevkine bakmamız yeterli olur diye düşünüyorum. üzücü bir durum, ama bizim nesilden sonra düzelecek diye umuyorum.
benim için ağlayabilmenin tek yolu olduğunu düşünüyorum, zira ağlayamıyorum. bunca yıllık hayatımda zannedersem 4 ya da 5 defa ağlamışımdır, çoğu da çocukluğuma dayanıyor sanırım. duygularım mı öldü bilmiyorum ama diyeceğim şu, yapabiliyorken ağlayın sözlükdaşlar.
herkes istediği kişiden ya da şeyden sebep belirtmeksizin nefret edebilmeli akımına karşıyım. bir insana karşı negatif duygular beslemek için o kişinin size negatif bir yaptırımda bulunması gerektiği kanaatindeyim. homofobiklik de buna benzer bir durum aslında. eşcinseller size ne yaptı da bu nefreti besliyorsunuz a canlarım? istismara mı uğradınız? bunu yapan kişi/kişilerden nefret edin. yasal yollardan hakkınızı arayın. lakin sepetteki bir domates çürük çıktı diye bütün sepeti çöpe atmaya gerek yok.
aktif olmayan yazar sırf bir heves uğruna sözlüğe üye olmuş sonra da hevesini alınca hesabının varlığını unutacak düzeye gelmiş yazardır.
bana gazoz demiş. bak hele bak. sensin oğlum gazoz, en az laik buz gibi bir bira olmam lazım benim izmir kordonunda denize karşı içilen!
konuşmasını bile beceremeyen insanlar "konuşup fikrini beyan edebilme" hakkını vermiş olan insana hakaret ediyor. abi sen kimsin acaba? kafana bi' tane takke taktın diye kendini evliya falan mı zannettin? hayır bi de evliya olsan ne olacak? bedelini ödedik bacağımıza sıktılar işkence ettiler vs diyor bir de. ulan bu asılan işkence edilenler ülkeyi ingiltere boyunduruğu altına sokmak isteyen orospu çocuklarından başka bir şey değildi. he eğer sen de onlardan olduğunu iddia ediyorsan, ülkenin bağımsızlığını tehdit etme ve tehlikeye atma suçlarından sana da güzel bir cezai işlem yapalım. ama emin ol hukuki yöntemlerle değil.
e gelsin abi bana ne? ben yine sigaramı da içkimi de çatır çutur içicem yani kimse kusura bakmasın. kendimi boş yere aç bırakamam yani. açların halinden anlamak için kendini bir ay boyunca aç bırakmak gerekmiyor, insan olmak yeterli bunun için. sen git sahurda da iftarda da bir ordunun zorla yiyeceği kadar ye-iç, oruç tutman gereken süre boyunca uyu, sonra "ay efendim oruç açların halinden anlamak için tutuluyor" diye hebele hübele et. hı hı evet bence de öyle andavalcım, yallah arabistana hadi
"sigara içmeyip günde 10 lira kenarı koysaydın bilmem kaç güne şunu almış olurdun" diyen insanların o bahsettikleri şeyi alamamış olmalarına rağmen sizi ikna etmeye çalıştıkları şeydir. abi ben sigarayla mutluyum, tamam cebimizi yakıyor artık ama benim bunca yıllık hayatımda tek düzenli ilişkim bu. onu da elimden almanıza izin veremem yani kimse kusura bakmasın.
5 kişilik bir aileyiz ve bu ailenin 3 kişisi akpli. babam annem ve ablam olmak üzere üçü de deli gibi fanatik gibi rteyi savunuyo. sakin başladığım siyasi konuşmalara çıldırarak nokta koyuyorum. bi tek abim ve ben sağ kurtulduk bu hastalıktan, ama karantinada tutuluyoruz bize bulaşmasın diye. çok korkuyorum lan, yardım edin!