confessions

unknown writer

Moderatör  · 6 Haziran 2017 Salı

  1. toplam giri 149
  2. takipçi 22
  3. puan 2511

kürdistan

unknown writer
Özerlilik istemek dağa çıkıp kendi canından kanından kardeşlerine kurşun sıkmaz.Sırf bir kişiyi öldüreyim diye onlarca masum insanın canına kastı olmaz.Bu kafayla devam edenler bir hayalle yaşamaya devam edecekler..

erkek adam çay içer

unknown writer
İş sırasında mola verdiğin zaman sigarayla eş olunca vazgeçilmez olduğu doğru.veya bi manzaraya karşı soğuk havada katran gibi demlenmiş bir bardak çayın verdiği sıcaklığı tarif edilemez.Ama bunu cinsiyetle ayrıştırmak çok mantıksız.

mutasyon ve evrim

unknown writer
Evrim Teorisi:Evrimleşmenin bir sonucu olarak türlerin değişimini ve yeni türlerin oluşumunu, evrime etki eden faktörler ve mekanizmalar ile açıklayan teoridir. Bunun yanında evrim teorisi türlerin oluşumuna dair noktaları son bilimsel araştırmaların getirdiği sonuçlar ve yeni bulgular ile açıklamaya çalışır. Charles Darwin'in ilk kez 1859'da yayınlanan “Türlerin Kökeni” isimli kitabında, Darwin'in daha ziyade doğal seçilimler temelinde açıklayarak tanımladığı biyolojik evrim teorisinin bazı detaylarında, zaman içinde yapılan daha derin bilimsel araştırmaların sayesinde gelişmeler ve ilerlemeler olmuştur. Özellikle evrimin mekanizmaları ve birbirleriyle olan etkileşimleri hakkında da daha başka evrim teorilerinin oluşabilmesini mümkün hale getirmiştir.

Mutasyon:Bireyde canlı hücresinin çekirdeğinde bulunan ve kalıtsal özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlayan DNA molekülünün; radyasyon, X ışını,ultraviyole, ani sıcaklık değişimleri ve kimyasallar sonucunda bozulmaya uğramasıdır.

Mutasyonlar, genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülünde, kopmalara, yer değiştirmelere sebep olur ve bu çoğu zaman yüksek tahribatlarla sonuçlanır. Bu durumda canlının protein veya enzim yapısı ve beraberinde metabolizması değişir. Genlerde meydana gelen bu değişmelere 'mutasyon' denirken, mutasyona neden olan maddelere 'mutajen maddeler', mutasyona uğramış gene de 'mutant gen' denir.

Canlının vücut hücrelerinde gerçekleşen mutasyonlar sadece o canlıyı etkilerken, üreme hücrelerindeki mutasyonlar gelecek nesillere de aktarılmaktadır.

metamfetamin

unknown writer
ilk kez kullanıldığında insana kendisini aşırı güçlü ve iyi hissettiriyor. kısacası mükemmel insan kavramını yaşıyorsunuz. Sonrası ise parçalanan ve ölümle biten hayatlar. Metamfetamin anfetaminin daha üstünde ve daha güçlü ayrıca kokainden 3 kat daha sert çarpar. Bu madde burundan çekme, yakarak, yutarak ya da damardan alınabiliyor. Fiziksel olarak insan bedenini resmen çürütüyor en başta dişlerden başlayarak insanı insanlıktan çıkaran ve gerçekten inanılmaz perişan hale fiziksel değişimler meydana getiriyor. Ayrıca bu maddeye bağımlı olması çok yüksek bırakması neredeyse imkansız bu tehlikeli madde hızla dünya üzerinde yayılırken çevremizde arkadaşlarımızı, çocuklarımızı uyarmamız ayrıca takip etmeliyiz. Bir kere denendin mi geri dönüşü olmayan yollara götürüyor. Bu madde geçmiş yıllarda işçilere verilerek çalışma performanslarını yükseltmek için kullandırılmış. Bu madde ilk defa japonya'da kimyacı akira ogata tarafından 1919 yılında sentez edilip bulunmuştur. İkinci dünya savaşında bir çok ülke bu maddeyi askerlere vermiştir. etkileri: uyanıklık, motivasyon ve kısa dönem beyin aktivitesini artıran madde yüksek dozlarda öforiye neden olmaktadır. madde alındığında tansiyon ve vücut ısısı yükselir, pupillalar genişler. ishal, bulantı, kusma görülebilir. beyin kimyasını bozup depresyona yol açtığı bilinmekterdir. bağımlılarında kalıcı anhedoni oluşmaktadır. eroin'den daha kuvetli bağımlılık yaptığı ileri sürülmüştür. devamlı kullanıcılarında meth ağzi denen diş çürükleri gözükür, bağışıklık sistemi baskılanır. bu kişilerde satafilokok enfenksiyonları sıktır. kilo kaybı ve kısa dönem libido artışı, ardından erektil disfonksiyon da bilinen etkilerindendir.
(bkz:spongezey)swh

3

ermenilere yönelik eleştiriler

unknown writer
'izin ver de beynimi çıkarayım, böylelikle eşit şartlarda oluruz.'dedirten başlık.bir kişinin bir ırktan nefret etmesi,onun beyinsiz yahut düşüncesiz olduğu anlamına gelmiyor maalesef.bugün ermeni soykırımı diye ağlayan şahıslar at gözlüklerini çıkarıp, 1900 lü yıllara gidip kendileri ne yaptı diye bi baksınlar derim.savaşta herşey mübahtır..

ban affı

unknown writer
Banlanan yazarlar kendi görüşlerini kabaca beyan edip küfürler ve tacizlerde bulunmuştur.Burası ideojilerin çatıştığı bi yer değil,konuşup fikir alışverişi yapılacak yerdir.Ve bu arkadaşlar bunu anlamakta biraz zorluk çektiler.Umarım tekrarı olmaz

yazımı kışa çevirdin

unknown writer
Aşık Kerem

Yazımı Kışa Çevirdin
Bak Gözümde Yaşa Leyla'm
Mevlâ'm Ayrılık Vermesin
Gökde Uçan Kuşa Leylâ'm

Aşkınla Yaktın Sinemi
Aldın Gittin Benden Beni
Viran Eyledin Hanemi
Vurdun Taştan Taşa Leylâ'm


Yukarıdaki türküyü Neşet Ertaş aşağıdaki sözlerle söylemektedir.

Yazımı Kışa Çevirdin
Karlar Yağdı Başa Leyla'm
Viran Oldu Evim Yurdum
Ne Söylesem Boşa Leyla'm

Her An Gözümde Perdesin
Nere Baksam Sen Ordasın
Mevlâ'm Ayrılık Vermesin
Göğde Uçan Kuşa Leylâ'm

Yarden Ayrı Kalmak Ölüm
Söyle Ne Olacak Halım
Böyle Kader Böyle Zulum
Gelir Garip Başa Leyla'm

ekonomik kriz

unknown writer
Bir Ülke Ekonomisinin Dünya Ekonomisinde Gerilemesi,Durgunlaşması ve İşsizliğin Artmasıyla Ülke Ekonomisini İyi Yönetilmemesi Sonucu Dönemsel Bunalımdır. Ekonomik Kriz İçinde Olan Ülkeler Daha Dikkatli,Kontrollü Harcamalar Yaparak ve İhracatları Artırmak ,Ülke İçi Gelirleri Artırmak İçin Her Türlü Ekonomik Politikaları Denerler. Maalesef bizim devlet rejimimizdeki iktidar parti ve mualif partilerin kendi ceplerini düşündüğü için böyle bir durumun baş göstermesi olağan bir durumdur. İhtilal kaçınılmazdır.

afgan otu zararları

unknown writer
Afgan otu esrar çeşitlerinden bir tanesidir ve tehlikeli bir maddedir. Ot şeklinde biten bu bitki Türkiye'de Mersin ve Hatay başta olmak üzere İzmir'in Ödemiş ve Samsun'un Bafra bölgelerinde yetiştirilir. Ülkemizde diğer esrar çeşitlerinde olduğu gibi afgan otunun kullanımı da yasaktır. Ancak bazı alanlardaki kullanımı için denetimli bir şekilde ekimi yapılır. En çok tıp ve sanayinin bazı kollarında afgan otu kullanılır. Çok uzun yıllardan bu yana biten afgan otunun çeşitli zararları bulunur. Bu yüzden yasal olarak da yasak olan afgan otundan uzak durmak gerekir. Afgan otunun zararları konusunda bahsedebileceğimiz çok sayıda madde bulunur. Bu maddelerin tamamını aşağıdaki kısımda bulabilirsiniz.

Afgan Otunun Zararları Nelerdir?

Bağımlılık: Afgan otunun en önemli zararı tabi ki bağımlılık yapıcı özelliğinin olmasıdır. Belirli bir süre kullanıldıktan sonra bağımlılık yapan bu madde kişileri daha farklı esrar kullanmaya itebilir. Bağımlılık kazanıldıktan sonra ise daha farklı esrarları kullanma isteği olabilir ve çok daha ciddi olan hastalıklar ortaya çıkabilir.

1-Korku ve panik durumu: Keyif verici bir madde olsa da afgan otunu kullandıktan sonra kişilerde belirli bir süre korku ve panik durumu ortaya çıkabilir. Bu durumda yapılabilecek fazla bir şey yoktur.

2-Baş dönmesi etkisi: Afgan otunun zararları konusunda önemli olan konulardan bir tanesi de baş dönmesi etkisinin olmasıdır. Baş dönmesi etkisinin yanında kişilerde bağ ağrısı rahatsızlığına da sebep olabilir.

3-Kanser riski: Afgan otunun en büyük zararlarından bir tanesi de kanserdir. Uzun süre boyunca afgan otu kullanımı ileride başta akciğer kanseri olmak üzere pek çok kanser riskine yakalanma ihtimalini arttırır. Bu yüzden ülkemizde zaten yasak olan afgan otunun kullanılması sağlık açısından çok tehlikelidir.

4-Kalp hastalıkları riski: Afgan otu kullanmak kalp hastalıklarını da arttırır. Başta kalp krizi olmak üzere birçok kalp rahatsızlığına neden olur.

5-Kronik rahatsızlıklar: Bronşit, astım ve farinjit gibi kronik rahatsızlıklar ile ilgili de zararları bulunur. Uzun süre afgan otu kullanımı kişilerin yukarıda bahsettiğimiz hastalıklara daha çabuk yakalanma olasılığını arttırır.
2

hegel ve rasyonalizm

unknown writer
Hegel ve Rasyonalizm (Akılcılık)

Hegel'e göre, insan varlık hakkında, duyuları hiç kullanmaksızın, yalnızca akıl yoluyla gerçek ve apaçık bir bilgiye ulaşabilir. Çünkü, aklın yasalarıyla, varlığın yasaları bir ve aynıdır. Yine ona göre nesnenin kendisi de özne gibi ussal'dır.(akılsaldır) Hegel varlıkla, düşünce arasındaki bu özdeşliği şöyle ifade etmiştir: “Akla uygun olan gerçek, gerçek olan ise akla uygundur.

Hegel'e göre temel bilim mantık bilimidir. Doğru bilgiye yalnızca mantık yoluyla ulaşı labilir. Mantık bilimi, aklın yalnızca kendisinden türettiği kavramların ortaya konması, açıklanması ve geliştirilmesinden oluşur. Düzgün düşünme, doğru düşünme kurallarının ve formlarının bilgisidir. Bir şeyin başka bir şeyden çıktığı ya da başka bir şeyin sonucu olduğu gibi bağlantıları inceleyen formel disiplindir. Descartes'e göre bütün evren, mantığın kavramları yani genel belirlenimleri ve çerçevesi içinde inşa edilmiştir. Mantık hakikatin apaçık göründüğü alandır.

Hegel'in felsefesinin temelinde gelişme ve değişme kavramı bulunur. Felsefedeki önemi, her şeyin değişim ve hareket halinde, birbirine bağlı olduğunu söylemesi ve diyalektik yöntemini geliştirmesidir. Ona göre düşünce (ruh) ve madde (evren) sürekli değişim içindedir. Her tür yaşamın ve hareketin temelinde değişme ve gelişme vardır. Hegel'e göre değişmede düşüncenin yani ruhun yeri ve önemi öndedir. Yani düşüncede meydana gelen değişmeler maddedeki değişmelere yol açar.

Hegel'e göre bu dünya, bu dünyayı meydana getiren ve bilgimizin konusu olan nesneler insan zihninden başka bir zihnin eseridir. Hegel bu mutlak zihne (mutlak akıl) “Geist” adını verir. Geist, kendi kendisine yeten, kendi kendisinin bilincinde olan bir varlıktır. Ona göre her şey üç aşamalı bir gelişme sonucu meydana gelir. Bu aşamalar; tez, antitez ve sentezdir. Her şey karşıtı aracılığı ile gelişir, değişir. Her tez, antitezini gerektirir, bu ikisinin ilişkisi daha yüksek düzeyde senteze ulaşır. Geist'ın diyalektik hareketinin birinci adımında O, kendisindedir(tez). Kuvvet halindedir ve gücünü henüz gerçekleştirmemiştir. Bununla birlikte Geist'in kendisini bilmesi, tanıması için gerçeklik kazandırması gerekir. Geist, bu amaçla kendisini ilk olarak doğada gerçekleştirir (antitez). Hegel'e göre doğa farklılaşmış “Geist”tir. O şimdi kendisinden başka bir şey olmuş, özüne aykırı düşmüştür. Geist doğada kendisine yabancılaşmış, kendi özü ile çelişik duruma düşmüştür. Bu çelişki diyalektik sürecin üçüncü basamağında kültür dünyasında ortadan kalkar(sentez aşaması). Bununla da Geist kültür dünyasında yeniden kendini
bulur, kendine döner, bilincine tam olarak varmış ve özgürlüğüne kavuşmuştur.

mutluluk çubuğu

unknown writer
mutluluk çubuğu ya da penil protezler erekte olma özelliğini tamamen yitirmiş penislerin içine cerrahi yöntemlerle yerleştirilen ve yapay ereksyon sağlayan protezlerdir. bunların iki tipi bulunmaktadır. birincisi devamlı erekte haldedir. bu modelin fiyatı ucuz olup daha ziyade ssk'larda takılmaktadır. diğeri ise daha pahalıdır. takılırken testislerden bir tanesi alınır ve yerine protezin dikleşmesini sağlayan bir pompa konur. kişi gerektiği zaman pompayı birkaç kez sıkarak protezi dik hale getirir.

2