matematik

Sözlük anlamı: biçimlerin, sayıların ve niceliklerin yapılarını, özelliklerini, aralarındaki bağıntıları tümdengelimli akıl yürütme yoluyla inceleyen ve aritmetik, geometri, cebir gibi dallara ayrılan bilim.

(çoğu kişi tarafından en sevilmeyen ders)

ilkokulda sevilip lisede nefret edilen ders.

Sözlükte nur topu gibi iki tane başlığı olan bilim dalı. Aslında başlık düzenlenmek yerine giri doğru başlığa taşınsaydı böyle bir sorun yaşanmazdı.

sayısalcılardan dersi sevenlerin bulmaca olarak gördüğü küçük mantık oyunu

hiç olmamış gibi varsayıyorum bu başlığı

hayata küstüren ders

Sevdiğim, yeteneğimin olduğunu da düşündüğüm ders. Ancak çalışmayınca bir hayli ürküten bir derstir.Teori ve ispatlar gayet zevkli olabiliyor. Bir matematik dehası olmayı çok isterdim doğrusu.
Dipnot: tm'ciler de matematik yapar, hatta gayet iyi yapar.

İnsanlara sadece ezber ve dayatma ile öğretilmeye çalışan derstir. Aslında o kadar korkulmaması gerektiğini düşündüğüm, işlem yaparken zevk aldığım derstir. Yapanların zeki yapamayanların tembel olarak adlandırıldığı, aslında dayatmacı ve ezberci zihniyetin yok edilmesi ile birlikte, öğrencilerin daha çok ilgisini çekeceğine inandığım derstir.

Sevdiğim güzel eğlenceli bir ders.Özellikle fizikle karışımı harikadır

İş calculuse çevrilince hiç sevilmeyen ders. Hele bir de thomas calculus gibi çok zor(ama çok da faydalı) bir kitap sizin ders kitabinizsa calculus2 dersini finalden 36 totalde de 48 ortalamayla hocanın insafina bırakırsınız.

Matematikte zekadan önce sabır gelir

Cahit Arif