confessions

sophos

Admin  · 13 Ekim 2017 Cuma

  1. toplam giri 3530
  2. takipçi 77
  3. puan 98235

syd barrett

sophos
pink floyd'un kurucu üyelerinden olan, daha sonra gruptan ayrılan sıra dışı şarkıcı-besteci. büyük olasılıkla şizofreni olduğu düşünülen bir akıl hastalığı vardı ve çoğunlukla uyuşturucu kullanıyordu. hayatını bozan bu faktörler müthiş bir yaratıcılıkla ilginç ve harika şarkılar yapmasına neden oldu.

Syd Barrett - Octopus

2022 katar dünya kupası

sophos
Gelmiş geçmiş en kötü dünya kupası. City-psg Arap sermayesinin, para babalarının futbolu çökertmesinin bir sonraki ayağı.

Dünya kupaları yazın olurdu izlerdik. Katar'da hava sıcak diye kışın olacakmış. Kışın dünya kupası mı olur lan... Bir de katar'da... Eskisi gibi izlenecek oyuncu da yok.

Futbol bile güzel değil artık. Sürekli eski güzellemesi yapan nostaljik boomer kafasına hak veriyorum.

kino

sophos
rusça müzik denince akla gelen, viktor tsoy'un solisti olduğu yüce rock müzik grubu. 1982'de kurulmuş, sovyetler çökene kadar devam etmiştir. grup, eski sovyet ülkelerinde oldukça popüler olmakla birlikte dünyada çok bilinmemektedir. müziğinde the smiths grubundan esintiler vardır.

rusça öğrenmek isteyenler için en iyi yollardan biri kino'nun şarkılarını söyleyip, anlamlarını öğrenmektir.

paçka sigaret

fransa islamı

sophos
Şeriat isteyen insanları topluma nasıl entegre edebilirsin? Din hakkında gerçeği anlatıp, dini düşüncelerini toptan yok etmeye kalksan bu insanlar çıldıracaktır, gerçeği anlamayıp sana saldıracaktır.

Onları gerçek islamdan, orta doğu'daki radikalizmden uzaklaştırıp ılımlı, milli bir islam sentezi yaparak geçici de olsa çözüme ulaşabilirsin. Türkiye'nin bugüne kadar refah içinde olmasının sebebi bu. Atatürk bunu yaptı. Aynı şekilde önemli bir kısmı ortodoks hristiyan olup ülkesindeki müslümanlarla sıkıntısız yaşayan rusya da bunu yaptı. Şimdi emmanuel macron da düşünmüş, bunun benzerini yapıyor. Ülkesinde teröre yol açan radikalleri önlemek için kendi islamını yaratıyor. İslamın içine kadınlara cuma namazı kıldırmak gibi demokratik öğeler ekleyip bunları insanlara sunacak. Aradaki tek fark o bunu mülteciler/sığınmacılar için yapıyor.

Fakat bu politika geçici bir çözüm. Devlet zayıfladıkça şeriatçılar tekrar hortlayacaktır.

gnostisizm

sophos
temeli dinler olan ve dinlerin sapkın bulduğu gizli öğretilere verilen ad.
etimolojik olarak yunanca bilgi anlamındaki ''gnosis'' sözcüğünden türemiştir.
agnostisizmin (bilinmezcilik) tersidir. gnostikler, gerçeğin dünyada olduğunu ve bilindiğini (çok sınırlı bir kesim tarafından) iddia eder. mistisizm, ezoterizm, simya, masonluk ve her türlü bunlara benzer düşünce gnostisizmin içine girer.

dinlerin gerçeği ve evrenin sırlarını aramaya odaklanmış sürümü. -komplo teorisyenleri çok sever bu konuları fakat türkiye'dekiler eninde sonunda evirip çevirip deccale, allah muhammed'e getirir konuyu. hayali arap dininin doğru olduğunu kanıtlamaya çekerler.- elbette işin içinde din olunca rasyonel bir düşünce olmaktan çıkıyor. fakat yine de bu tür düşüncelerin gerçek olup olmadığını merak ediyorum.

arkona

sophos
paganizmle metali birleştiren büyüleyici rus müzik grubu.
videoları hep doğada geçer. slav ezgileriyle metal birliktedir. keşke benzerini bizimkiler de yapsa, tengricilik ve metal karışımı güzel olurdu.

arkona - yarilo

arkona - slavsia rus

bilmek ile inanmak arasındaki fark

sophos
bilim ile dini birbirinden ayıran fark. bildiklerimizle, kutsal kitapları ve komplo teorilerini ayıran fark. bildiğimiz bilgiler tecrübe ederek veya duyularla kazanılan veya doğuştan zihnimizde olan bilgilerdir. inandıklarımız ise bilmediklerimiz için ortaya attığımız düşüncelerdir. insan bilinmeyenden korktuğu için inandıklarımız da genelde korkunun ürünüdür.

descartes'in kötü cini

sophos
descartes ustanın şüpheciliğin doruklarına ulaşıp ortaya attığı hipotez. kesin/gerçek bilgiyi nasıl bilebiliriz diye düşünüyor. duyularla olabilir mi diyor. suya bir kalem attığımızda görüntüsünü kırılmış görüyoruz, kalem aslında kırılmış değil. bu örnekten yola çıkarak diyor ki duyularımız bizi yanıltabilir, bu cepte. bunda bir sorun yok.
usumuzla gerçeğe ulaşabilir miyiz diye düşünüyor, ve asıl sorun burada beliriyor. usundan da şüphe ediyor. kötü cin hipotezi burada ortaya çıkıyor: peki ya usumuz da bizi yanıltıyorsa? ya bizi aldatan kötü bir cin varsa? ve bildiğimiz tüm gerçeklik bu kötü cinin bizi yanıltmasıyla şekillenmişse? bu demektir ki doğru bildiğimiz bilgiler; 2+2=4 eder gibi, matematik ve diğer rasyonel bilimler bile yanlış olabilir.
descartes her şeyden şüphe etmemiz gerektiğini söyler. bu şüphe bir amaç değil doğru bilgiye ulaşmak için bir araçtır.

bu düşüncelerden yola çıkarak bir sonuca ulaşır:
“Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, öyleyse varım. İlk bilgim bu sağlam bilgidir. Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim.”

kötü cinin bizi kandıramayacağı bir konu vardır o da kendimizin var olduğu gerçeğidir. ve tüm bilgilerimiz bir aldatmacanın ürünü olsa bile, şüphe ettiğimiz gerçeği şüphesiz gerçektir.

orion korelasyon teorisi

sophos
ing. orion correlation theory
mısır'daki gize piramitleri'nin Orion takımyıldızı'nın merkezinde yer alan orion'un kemeri yıldızlarının dizilişinin dünyadaki izdüşümü olduğunu söyleyen teori.

robert bauval tarafından ortaya atılmıştır. konu hakkında birçok kitabı vardır kendisinin. aynı zamanda, nil nehri'nin de samanyolu galaksisi'nin izdüşümü olduğunu söyler.
eski mısırlıların tapındığı osiris'in orion takımyıldızı ile ilişkilendirmesi bu teoriyi güçlendirmektedir. birçok komplo teorisyeni salladığı düşüncelere temel ararken bu teoriden yararlanır.

özgür irade yanılsaması

sophos
Seçimlerimizi hep dış etmenler etkiliyor. Dünyada kaos var. Teorik olarak kelebek etkisi denilen bir kelebeğin kanat çırpışı bile domino etkisiyle bir savaşa neden olabiliyor. Bizim seçimlerimiz başkalarının seçimlerini, onlarınki de bizimkilerini etkiliyor. Örneğin x üniversitesi'ne gideceğim, bu üniversiteyi bir yerden duymuşumdur. X kitabını okuyacağım, bunu da bir yerden duymuşumdur. Seçimlerimizi usumuzdaki normlara göre yapıyoruz bu normları da dışarıdan öğrendik. Eğer her şeyi biz yaratmadıysak dışardakilere bağlıyız. Bu da hiç bir şekilde özgür seçim olmadığı anlamına gelir.

Özgür seçim/irade denilen olgu başkalarının seçimleriyle ve düşünceleriyle kendi seçimlerimizi yaptığımız yanılsamasıdır.

Kendin olmak diye bir şey yoktur: başkalarının düşüncelerine ve seçimlerine daha az bağlı olmaya çalışmak vardır. Daha az etkileşmek vardır. O zaman da usumuza şöyle bir soru geliyor? Özgür irade iyi midir? Eğer daha az etkileşirsek bu sefer de asosyal olup kafayı yeriz. Zaten kimseyle etkileşmeden yaşayamayız ne kadar denersek deneyelim. O halde özgür irade yoktur. Ancak her nedense bize varmış bizi gelmektedir.

Bilimsel olarak açıklaması
https://evrimagaci.org/ozgur-bir-iradeye-sahip-miyiz-284/amp
4 /