genellikle iki farklı türün özelliklerini taşıyarak birbirine zıt fiziksel nitelikleri tek bir yaratıkta birleştiren mitolojik varlıklardır. yunan mitolojisinde deniz kızları, insan başlı atlar veya kır tanrıları gibi bu türden melez varlıkların örneklerine çok sık rastlanır.
gaia aynı zamanda rüzgarlar tanrısı olan ve ateş üfleyen typhon'u doğururken amacı tanrıları alt edecek kadar güçlü birini yaratmaktı. bazı kaynaklarda zeus'a yenilince yer altına hapsedildiği yazıyor. hikayenin başka anlatımlarında ise onun kurtulduğu ve olimpos dağına (evet bizim olimpos) çıktığı söylenir. orada tanrılarla barış yapar ve ara sıra tayfun adı verilen kasırgalar çıkartır. başka kaynaklarda ise onun etna dağına göçtüğü ve orada lav ve duman püskürttüğü yazıyor. ancak bunlardan en çok kabul edilen teori yer altına hapsedildiğidir.
yunan mitolojisinde titan lapetus ve deniz perisi clymene'nin çocuğudur. atlantis adı verilen büyük bir ada krallığını yönetir. inanca göre tanrılar onun kalabalık ama yozlaşmış toplumunu yok ederek cezalandırmaya karar verirler. bütün insanları öldüren ve adayı denizin dibine batıran büyük bir sel gönderirler. atlas mevzuya sinirlenir ve titanların başına geçerek tanrılara karşı savaş açar. tanrılar savaşı kazanınca atlas'ı sonsuza dek gökyüzünü omuzlarında taşımakla cezalandırırlar.
bir topluluğun geçmişindeki ölen insanları hala aralarında görmek ve onlardan destek alma arzusunun bir sonucudur. ilkel dönemlerde ortaya çıkan ilk dini inanış formlarındandır.
şaman kelimesi sibiryada tungus halkının dilinden gelmektedir. afrika' da sembollerle pekiştirilen şaman inancı maskeler kullanarak inancın dinamiklerini değiştirmiştir. bir çok geleneksel toplumun temellerini oluştururlar. büyücü hekim olarak kalıplaşmışlardır. esas güçleri ruhlarla iletişime geçmek üzerine betimlenir ki bu ilkel toplumlarda atalar tapımı inancının temellerini oluşturur. aynı zamanda kötü ruhlara karşı toplulukları koruduklarına da inanılır.
antik yunan mitolojisinde sarhoşluğu ve cinselliği dini bir esriklik olarak gören tanrıdır. çoğu kaynakta anarşist tanrı olarak bahsedilir. şekil değiştirme özelliğine sahiptir ve hem hayvana hem de insana dönüşebilir. kendisi aynı zamanda zeusun (bir çok diğer tanrı gibi) yasak aşkının meyvesidir. semele zeusun hatırası olan dionysos'u karnında taşırken hera mevzuyu öğrenir ve olaylar kopar. akabinde zeus şimşeğinin ateşiyle semele'yi yakar. semele denilen ablamız thebai kralının kızı; yani ölümlü olduğu için oracıkta ölür. tam o esnada nehir tanrısı dirce semelenin karnındaki henüz doğmamış dionysos'u kurtarır ve zeus'a götürür. hera ablamız buna da atar yapmasın diye uyruğunda bir yarık açar ve dionysos'un doğum zamanı gelene kadar zeus onu kendi uyruğunda saklar. bu toplumsal cinsiyet rollerinde bir kırılmadır. akabinde dionysos'un doğum zamanı gelip zeus'un uyruğundan çıkınca hera çılgına döner ve titanları dionysos'u parçalamaları için kışkırtır ve dionysos'u param parça ederler. sonrasında zeusun annesi rhea dionysos'a acır ve parçalarını bir araya getirerek onu bir süt annenin yanına götürür. hera neler olduğunu fark edince rhea çocuğu korumak için ona şekil değiştirme yeteneği verir.
şarkılarında çok fazla subniminal mesaj vardır. üstteki linkte ilk versenin 2. girişinde 'çaro kalkıyor hesap soruyor' demektedir. illegal silahlı komünist bir örgüt olan mlkp'nin komünist camiadaki parolalarından bir tanesi dörttür. çar kürtçe dört demektir ve kürtler mlkp'ye çaro demektedir.
bandista grubunun cumartesi anneleri için yaptıkları 'benim annem cumartesi' şarkısının sonlarına doğru bir şiir okunur. şiirde; 'kaybedenler kaybetti yazan mezar taşının altında bul beni' sözleri geçer. gazi mahallesinin mezarlığında mlkp'nin komutanlarından biri olan hasan ocak'ın mezar taşında şili'de, arjantinde; kaybedenler kaybetti yazar.
bandista grubunun cumartesi anneleri için yaptıkları 'benim annem cumartesi' şarkısının sonlarına doğru bir şiir okunur. şiirde; 'kaybedenler kaybetti yazan mezar taşının altında bul beni' sözleri geçer. gazi mahallesinin mezarlığında mlkp'nin komutanlarından biri olan hasan ocak'ın mezar taşında şili'de, arjantinde; kaybedenler kaybetti yazar.
mükemmel bir ürk müzik grubudur. şarkıları protesttir ve hippi şarkılarıdır. kendileri anarko komünisttirler.
istem dışı ritme uyma davranışı yaratır. atmosferi darma duman eder.
sadece çocuklar için geçerli olan bir sıfattır. başka hiçbir şey bu sıfatla betimlenemez. hatta kelime anlamı olarak çocuğun eş anlamlısı olmalıydı...
söylediklerinizin yazdıklarım ile hiçbir alakası yok.
1. bir forum sayfası açılıyorsa neden bir sözlük kuruldu?
2. sözlük formatını daha yazmadık, hep beraber konuşarak yazacağız dedik; neyi yedirmiyorsun, neye isyan ediliyor onu anlayamadım.
3. lütfen kavramları bilmeden kullanmayın; kendini 8 yıldır anarşist olarak tanımlayan ve bununla alakalı bir şeyler okuyup yazan biri olarak söylüyorum; anarşi kuralsızlık ve düzensizlik değildir. doğal ve yapay kavramlarına göre hareket eder ve yapay ilişkileri eleştirir.
4. üzülerek söylüyorum ki kuralların nasıl olması gerektiğini uygulama alanlarına kadar yazımda belirttim. anarşizmi yanlış tanımlamanızın aksine bir de yanlış tanımınız da yazdıklarımı içermez.
5. şuan da hali hazırda var olan 14 tane topluluk anarşist düzende yaşamaktadır lakin tekrar ediyorum; benim yazdığım şeylerin büyük çoğunluğu günümüz liberal bürokrasisinde bile vardır.
6. var olduğumuz her alan sadece hayallerimizi gerçekleştirmek için vardır.
1. bir forum sayfası açılıyorsa neden bir sözlük kuruldu?
2. sözlük formatını daha yazmadık, hep beraber konuşarak yazacağız dedik; neyi yedirmiyorsun, neye isyan ediliyor onu anlayamadım.
3. lütfen kavramları bilmeden kullanmayın; kendini 8 yıldır anarşist olarak tanımlayan ve bununla alakalı bir şeyler okuyup yazan biri olarak söylüyorum; anarşi kuralsızlık ve düzensizlik değildir. doğal ve yapay kavramlarına göre hareket eder ve yapay ilişkileri eleştirir.
4. üzülerek söylüyorum ki kuralların nasıl olması gerektiğini uygulama alanlarına kadar yazımda belirttim. anarşizmi yanlış tanımlamanızın aksine bir de yanlış tanımınız da yazdıklarımı içermez.
5. şuan da hali hazırda var olan 14 tane topluluk anarşist düzende yaşamaktadır lakin tekrar ediyorum; benim yazdığım şeylerin büyük çoğunluğu günümüz liberal bürokrasisinde bile vardır.
6. var olduğumuz her alan sadece hayallerimizi gerçekleştirmek için vardır.
format*****
1. öncelikle hiyerarşi ve otorite gibi 'devletlerin, ulus devlet ilüzyonlarının' kitleleri köleleştirip kontrol edilmesi için kullandığı yöntemleri kendi yarattığımız sosyal bir alanda kesinlikle barındırmamamız gerekiyor. hiyerarşi ve otorite kavramlarını sözlüğe girerken bilgisayarın yanına çıkarıp koymamız gereklidir.
2. sosyal medyada bağ kurduğumuz, iletişime geçtiğimiz alan özel alandır. dolayısıyla insanların temel iletişimlerini denetlemenin ve bunlar üzerinden zarar vermedikleri sürece kendilerini özgürce ifade etmelerini kontrol etmeye çalışmanın kültürel bir faşizm olduğunu düşünüyorum. yani insanların "burada sadece bunu yapabilirsin" kalıbıyla basite indirilmesi çok ama çok yanlıştır. sadece tanım okumak isteyen insan sözlükte başlıklara bakmaz, googleye bakar.
3. iletişim - bilgi alışverişi - sohbet üçlüsü internet türkiye sınırlarına dahil olduğundan beri sanal ortamın en temel üç ihtiyacıdır. bu üçünden biri karşılanmadığı zaman her daim problem çıkar. bunların uygulanış biçimi de formatları belirler. eğer bir insan herhangi bir dışa vurumunu özgürce ifade edemezse kendini gerçekleştiremez ve bu alanlarda sorun (kompleks) yaşamaya başlar. bu yüzden bu temel üç ihtiyacın kesinlikle özgürce ifade edilmesi gerekmektedir.
4. özgürlüğün klişe tanımı olan başkalarına zarar vermeme maddesi her anlamıyla korunmalıdır. bunun kurallarla desteklenmesinin yanı sıra insanların rol model olarak görüp içselleştirebileceği bir ortam sağlanmalıdır. bu ortamın sağlanmasının akabinde zaten varlığı bile eğitici olacaktır.
5. rekabet kavramı kapitalist tüketim toplumunun temelidir, ruhudur. insanların samimi bir şekilde dayanışmasını engeller ve yerine içinde bulundukları mekanı, çevresini ve sonunda da kendisini tüketmeyi dayatır. bu yüzden hiçbir şekilde rekabetin doğurduğu egoist ve hiyerarşik ilişkilere izin verilmemelidir. bu mod - yazar - admin kavramlarının kişiselleştirilmemesi gerektiği anlamına gelmektedir. elinde herhangi bir yetkisi olan birisi bunu sözlükteki herkesin onayladığı kurallar dahilinde uygulamalıdır ve kişisel hiçbir süreci için kendi menfaatine uygulamamalıdır. elinde yetkisi olan bir şahıs objektif olamayacağı hiçbir alanda yaptırım uygulayamamalıdır; bir başlık altında çıkan tartışmada tartışmanın içindeyse sadece başka bir yetkili şahıs oluşacak bir duruma müdahale edebilmelidir. dolayısıyla yazar, mod veya admin arasında hiyerarşik düzlemde hiçbir fark olmaması gerekmektedir.
6. iletişim alanları (başlıklar) hiçbir şekilde kategorize edilmemelidir. herhangi bir tanım başlığının altında sohbet edilebilmeli ve daha sağlıklı fikir alış verişleri sıkıcı bir akedemik üslubun da dışına çıkabilmelidir. sözlüğün amacı ego tatmin etmek yerine günümüzün toplumsal yapısına alternatif bir kurtarılmış bölge inşa etmek olmalıdır. toplum içerisinde şikayetçi olduğumuz bir çok şeyi kendi yarattığımız sosyal alanlarda tamamen yıkıp, olması gerektiğini kendimiz inşa etmeliyiz.
1. öncelikle hiyerarşi ve otorite gibi 'devletlerin, ulus devlet ilüzyonlarının' kitleleri köleleştirip kontrol edilmesi için kullandığı yöntemleri kendi yarattığımız sosyal bir alanda kesinlikle barındırmamamız gerekiyor. hiyerarşi ve otorite kavramlarını sözlüğe girerken bilgisayarın yanına çıkarıp koymamız gereklidir.
2. sosyal medyada bağ kurduğumuz, iletişime geçtiğimiz alan özel alandır. dolayısıyla insanların temel iletişimlerini denetlemenin ve bunlar üzerinden zarar vermedikleri sürece kendilerini özgürce ifade etmelerini kontrol etmeye çalışmanın kültürel bir faşizm olduğunu düşünüyorum. yani insanların "burada sadece bunu yapabilirsin" kalıbıyla basite indirilmesi çok ama çok yanlıştır. sadece tanım okumak isteyen insan sözlükte başlıklara bakmaz, googleye bakar.
3. iletişim - bilgi alışverişi - sohbet üçlüsü internet türkiye sınırlarına dahil olduğundan beri sanal ortamın en temel üç ihtiyacıdır. bu üçünden biri karşılanmadığı zaman her daim problem çıkar. bunların uygulanış biçimi de formatları belirler. eğer bir insan herhangi bir dışa vurumunu özgürce ifade edemezse kendini gerçekleştiremez ve bu alanlarda sorun (kompleks) yaşamaya başlar. bu yüzden bu temel üç ihtiyacın kesinlikle özgürce ifade edilmesi gerekmektedir.
4. özgürlüğün klişe tanımı olan başkalarına zarar vermeme maddesi her anlamıyla korunmalıdır. bunun kurallarla desteklenmesinin yanı sıra insanların rol model olarak görüp içselleştirebileceği bir ortam sağlanmalıdır. bu ortamın sağlanmasının akabinde zaten varlığı bile eğitici olacaktır.
5. rekabet kavramı kapitalist tüketim toplumunun temelidir, ruhudur. insanların samimi bir şekilde dayanışmasını engeller ve yerine içinde bulundukları mekanı, çevresini ve sonunda da kendisini tüketmeyi dayatır. bu yüzden hiçbir şekilde rekabetin doğurduğu egoist ve hiyerarşik ilişkilere izin verilmemelidir. bu mod - yazar - admin kavramlarının kişiselleştirilmemesi gerektiği anlamına gelmektedir. elinde herhangi bir yetkisi olan birisi bunu sözlükteki herkesin onayladığı kurallar dahilinde uygulamalıdır ve kişisel hiçbir süreci için kendi menfaatine uygulamamalıdır. elinde yetkisi olan bir şahıs objektif olamayacağı hiçbir alanda yaptırım uygulayamamalıdır; bir başlık altında çıkan tartışmada tartışmanın içindeyse sadece başka bir yetkili şahıs oluşacak bir duruma müdahale edebilmelidir. dolayısıyla yazar, mod veya admin arasında hiyerarşik düzlemde hiçbir fark olmaması gerekmektedir.
6. iletişim alanları (başlıklar) hiçbir şekilde kategorize edilmemelidir. herhangi bir tanım başlığının altında sohbet edilebilmeli ve daha sağlıklı fikir alış verişleri sıkıcı bir akedemik üslubun da dışına çıkabilmelidir. sözlüğün amacı ego tatmin etmek yerine günümüzün toplumsal yapısına alternatif bir kurtarılmış bölge inşa etmek olmalıdır. toplum içerisinde şikayetçi olduğumuz bir çok şeyi kendi yarattığımız sosyal alanlarda tamamen yıkıp, olması gerektiğini kendimiz inşa etmeliyiz.
bu başlıkta sözlük yöneticileri ve yazarlarla birlikte hep beraber beyin fırtınası yapalım. sözlük kurallarını, formatı, sözlüğün içeriğini ve yazılımla alakalı şeyleri; kısacası her şeyi hep birlikte kolektif bir şekilde belirleyelim.
format ve kurallar tamamen silinip baştan tekrar yazılmalıdır.
var olan bir olgunun iç dinamiklerini analiz etmek için kullanılan, bir çok toplum mühendisi tarafından ampirik bir ekol olarak görülen yöntemdir. uzunca yazmaya üşendiğim için özet geçiyorum; var olan bir olgunun varoluş sürecini etki eden faktörlerden sonuçlarına kadar incelenme süreçlerini inceler; bu anlamdaki en önemli tez ikircikli yapı tezidir. olgunun kendinden bağımsız sonuçları da incelemesi üzerine yazılmıştır.