kaliaras

asıl gerçeğin aklın cinsiyetten üstün olduğudur. ilk başlık yanlış hatırlamıyorsam erkeklerin üstün olduğuydu. bunlar tamamen cinsiyetçi yaklaşımlar.

eski sevgilime bakarken yanlışlıkla yeni sevgilisi ile fotosunu beğendim. sonra geri de alamadım olayı çakmasın diye üç beş fotoğrafını beğendim çıktım. her beğeni başına da bir tane bira içtim. pişman değilim..

özledik be ezio reiz. sen gittikten sonra ubisoft çok bozdu..

yolda yürürken gülümseyen insanlar her zaman bana huzur vermiştir. onları gördükçe bende istemsizce gülümserim. etrafta hala mutlu olan insanları görebilmek çok güzel.

sabah akşam her konu hakkında başlık açıp küçük ergenler gibi küfür yazan bir sözlüğün bu davayı açması çok komik. yahu adamların tek işi birbirlerine küfür etmek. insan gerçekten hayret ediyor..

Tahmin olarak daha mutlu olacağını düşünüp daldan dala atlayacağını zanneden erkek grubu. Yüksek beklentiler içine girdikten sonra gerçekle yüzleşir ve geriye de dönemez. En iyisi mmorpg oyunları gençler boşverin bu mevzuları.

Bakkal.
Çok kolay oldu lan .S

türkü türkten başka s*ken yoktur.

bu konu hakkında uzun uzun yazmak istemiyorum ama günümüz diyaneti kafasına göre fetva veriyor ve bunları düzeltiyor. şuan ki hükümet için oy vermek sevaptır diyor. kanktütoşum kutsal değerleriniz ile biz dalga geçmiyoruz aslında. bak sinirlendim şimdi oruçluyum yoksa sövücem tertemiz. zaten tavuk dürüm hala gelmedi bekliyorum yarım saattir.

şeker portakalı.
ilk fırsatım da tekrar okuyacağım. belki çocukluk günlerime geri dönüp tekrar hüzünlenebilirim.

1 Mayıs.
Evet efendim işçilerin her zaman yanındayım.

after party

konuya farklı bir açıdan bakıp başlığı '' insanların dini sömürmesi '' olarak değiştireceğim. bunu lütfen dini savunma ve benzeri şekilde bakmayın. bazen farklı bir pencereye ihtiyacımız olabiliyor.

öncelikle din dünyanın en eski ideolojisi olduğunu söyleyebilirim. orta çağda avrupa insanına papalık tarafından para karşılığı cennetten tapular satılmıştır. bu ve benzeri olaylar dini tamamen ticarete alet etmiştir. o zamanın şartları ve bugünleri tabi ki bir tutamayız. ama yakın zamanda türkiye'de bile gerçekleşmiştir bu olay. burada da taraftarlık güdüsü, sürü psikolojisi ve biat kültürü gibi insanların zaaflarından yararlanılmıştır. ha bunun suçlusu kim ? dini kullanan mı yoksa zaafları olan insan mı onu bilemem. ama orta çağda kalkıp bir adam buna karşı çıkıp şöyle derse biraz kafam karışır.
''İnsan sezgi gücü sayesinde Tanrı ile iletişim kurabilir; her ferdin kilisesi kendi yüreğidir; kutsal kitap herkes tarafından okunup anlaşılabilir ve uygulanabilir. '' martin luther.

günümüz de ise daha çok siyasette propaganda olarak kullanılmaktadır. orta çağ ile günümüz arasında atladığım elbet bir kaç şey vardır ama az çok temel nokta kişi ve ya kişilerin çıkarlarıdır. malesef buna alet olan insanların çoğunun araştırma, okuma, haber takip etme ve bilinçlenme oranı hiç yok denilebilecek kadar azdır. yine bir adam çıkıp yıllar önce demiş ki '' Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır. ''
evet, Mustafa Kemal Atatürk demiştir.

diyeceğim o ki önümüzde bir çok örnek var tek tek saymaya gerek yok. isteyenler daha fazla araştırabilirler. inancı olan insanlar kendi içlerinde bunları yaşasalar, bir kaç çakal siyaset uğruna ve ya çıkarları uğruna bunları kullanmasa, insanların dini sömürge araçı olarak görmese eminim ben ve benim gibi bir çok insan bu tarz inanışlara saygı ile yaklaşır.

not: eksiklerim, yanlışlarım varsa lütfen iletin.

çizim yaptıkça yükler bu başlığı taciz edebilirim.

küçük şeylerle yetinmek. karşınızda ki insan için hayaller kurmayın, o kim ise onu öyle kabullenin. arkadaş ve ya sevgili hiç farketmez. kendinize dürüst olun. bu arada dibine kadar eğlenin.

yaklaşık iki haftadır yaşadığım durum. finaller bir yandan freelance işler bir yandan hiç eksik olmayan revizeler derken baya yıprandım. ev arkadaşlarım saolsun yemek bira filan getiriyorlar bana. aslında bu durum hoşuma da gitmedi değil hani. lan bi dakka !? bu hafta sonu acısını fazlasıyla çıkartacağım swh.

şehre tamamen kargaşa hakim. aslında bundan beslenen bir şehir. dört bir kenarında farklı hikayeler yaşanıyor her gün. bir taksiciyle konuşuyorum '' iki çocuk okutuyorum, sabahları lokantada akşamları taksideyim '' diyor, akşam başka bir insanla tanışıyorum bana hobi amaçlı alacağı lüks motorsikleti gösteriyor. kimileri haklarını savunmak için taksime gidiyor ve şiddet görüyor, kimileri gidip sabaha kadar eğleniyor.
altı yıldır burada yaşıyorum ve her gün yeni şeyler öğrenebiliyorum. kendini çok çabuk geliştiren bir şehir. doğal olarak çok hızlı adapte olmanız gerekiyor. burada dibe vuran arkadaşlarım da oldu, yavaş yavaş yükselen arkadaşlarımda. inanılmaz tarihi güzellikleri var bunun yanında eğlenmeniz için de bir çok yer. kendinizi içine kaptırırsanız ( özellikle üniversite döneminde ) yıllarınızın boş geçtiğini hiç anlamayacaksınız bile. öyle bir şehir istanbul. bu kadar dengesizliği herhalde dünyada başka bir şehir kaldıramazdı.
sakın ha Beni sarhoş etme İstanbul, her saniyeni yaşamak istiyorum.

bonus :)

kendisini çok tanımıyorum fakat yorumlarında kendimi görüyorum. gözlemlediğim kadarıyla da biraz sinirli. bunu kesinlikle yadırgamıyorum çünkü sinirli olan insanlar aynı zamanda akıllıdırlar. okurlar, araştırırlar ve kendi doğrularından asla vazgeçmezler. asla onlara bir şeyleri zorla kabul ettiremezsin. kendisine kadehimi kaldırıyorum swh.

son zamanlarda insanların düşünmeden konuşması. sırf seninle aynı fikirde değil diye onu aşağılamak ve ötekileştirmek neden? otur saatlerce insan gibi tartış arkadaş neden ilk cümlen hakaret oluyor? herhalde tartışacak fikrin yok bu kadar saldırgansın. eğer yok ise otur araştır ne bileyim bir şey yap. en kötü o insanı arkadaş edin ve ondan bilmediğin şeyleri öğren. en katı karşıt görüş bile olsa onu eleştirmen için bir birikimin olması gerekir ey arkadaş.

not: kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa, insanın bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum...

Bu başlık tam benlik.

Bu arada annelerimizi üzmeyin. Kek yiyin !

eskizi gibi değil.

Şuan bir kaç ticari işin içindeyim. Bir iki ay sonra atölye açacağım. Eğer bunlar tutarsa en büyük arzum güzel sanatlar liselerini ve üniversitelerini dolaşıp hayali olan gençlere maddi ve manevi anlamda destek çıkmak. Ülkemizde çok güzel insanlar var ve maalesef imkanları yok. Bana sadece ev masrafları ve günlük alkol masrafım çıksın yeter. İnanıyorum o gençler bu düzeni değiştirecek ve biz sanatta daha çok ilerleyeceğiz.

Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip Cansever
Ziyade olsun gençler.

Kalbimde delik olduğu için üfürüm yüzünden salak saçma zamanlarda yaşadığım durum.

İster türkçe okut ister arapça yine bu insanlar bildiğini okuyup para ve çıkar için namusunu satacak. Ahlak lazım ahlak. Cuma günleri boş sohbetleri bırakın birazcık ahlak öğrenin, öğretin hoca efendiler.

mevcut iktidarın döneminde her ne akla hizmetse dört bir koldan dayatılan islam politikasının ilk ayaklarından birisidir benim için. çok değil bundan on yıl önce bazıları üç çocuk yetmez, türkiyenin kalkınması için daha fazla genç nüfus lazım demişti. aklı başında olan ve kendi ekonomisini hayatına göre örtüştüren bilinçli kesim yani iktidara oy vermeyen kesim tabi ki bunu takmadı bile. diğer yandan kendi seçmeni bu çağrıyı kendi içinde sorgu sual olmadan değerlendirdi. ki zaten çoğu öyle. şimdi bu kendi nesilleri yavaş yavaş okul çağına geldi. bilinçlenebilecek ne kadar ders, etkinlik ve ya sosyal aktiviteler hepsi yavaş yavaş çıkartılıyor. ya ders kitaplarından ya da etkinlik sayfalarından. yurt dışında bilime ayrılan bütçeleri biz şuan diyanet bakanlığına veriyoruz ve ya vakıf adı altında tüm dini örgütlenmelere. yahu din kültürü filan demişsiniz ama bizim tüm toplumumuzun önce bir sağlam bir ahlak bilgisine ihtiyacı var. biliyorum gerici ve malum tarafa ağır gelir bu ders, kaldıramazlar.

bu performanstan sonra kendisini survivor da görebiliriz. adam bildiğin göç ediyor mk az önce gördüm televizyonda el sallaya sallaya yürüyor. nedense hep iş işten geçtikten sonra bişeylere girişiyor ya o benim kafamı karıştırıyor. bende bugün maçka parkına gideceğim sizi de beklerim.

'' Eğer bir gün benim sözlerim bilim ile ters düşerse, bilimi tercih edin. ''
Konu kilit.

iki haftadır içinde kaybolduğum durum. kendi alanında o çok mükemmel bir insan ve ben konuşmalarıma ikinci bir kişilik ekledim. kendi karakterimi unuttum diyebilirim. keyifli halimden vazgeçip tedirgin ve temkinli bir hal aldım. ne yazık bunu istemsizce yapıyorum. en büyük sorunum ise çok farklı kıyılarda yaşıyoruz hayatı. bu yüzden asla ama asla ona karşı hislerimi söylemeyi düşünmüyorum. birlikte mükemmel olamayacağımızdan eminim.

bu tarz görüşlere ve yorumlara tahammülüm olmaması.
''atatürkü troll mahiyetinden çıkıp ciddi ciddi tanrı olarak mı görüyorsun bre cahil?''
not: tamam büyük harf yok ama oraya kesme işareti eklersen sevinirim canım.

öncelikle dilin çok kırıcı ve sert. bu yüzden amacını ve düşünceni anlayabiliyor, tarafını görebiliyorum. konuya ''insan hata yapamaz mı ?'' bakış acısıyla yaklaşmışsın fakat unuttuğun şey insanların yaptıkları şeylerin yanlış olup olmadığı kimseyi ilgilendirmez. bunu atatürk'ün özel hayatı için söylüyorum.

ikinci olarak gerek siyasi gerekse askeri hayatını eleştirmek istiyorsan bu forumdan çık ve erdoğan gönüllüleri sayfasına katıl. ne senin ne de benim deneyimim, bilgim ve aklım zamanında olan olayları eleştirmeye yetmez.

maalesef o dönemde çalınacak bir şey yoktu da kimse atatürk'e diyemedi ''çalıyor ama çalışıyor''. evet çalınan bir şey vardı bizden. o da şuan üstünde bulunduğun toprak parçası. bu adam gece gündüz çalışarak ve savaşarak bu toprakları kurtardı.

son olarak o kadar millet kendi liderlerini öve öve bitiremez. göğsü kabarır insanın anlatırken. bizimde çok güzel değerlerimiz var. bunları korumaya çalışan insanlara bu öfkeni kusman gerçekten üzücü.

Artık hocaların ego oyuncağı değilsinizdir ve gereksiz bir sevinç dolar içinize ''ohh be sonunda bitti'' cümlesiyle devam eder. Arkadaşlar arasında çeşitli eğlenceler düzenlenir ve ya mezuniyet balosu. En sevdiğim kısım ise kep töreni. Fakülte olarak aynı anda o kepler hızlıca havaya atılır ya işte orada durdurun filmi. Oraya kadar tüm eğitim hayatınızın gerçekten bittiğini anlarsınız. İlkokul aşkınızdan tutun anaokulunda arakladığınız oyuncaklar, lisede ki paspas müdür muavini, üniversite zamanlarında tükettiğiniz bardak bardak kahveler aklınıza gelir. Filmi devam ettirdiğimiz de o kep yavaşça düşmeye başlar. Aklınıza babanızın ''ee artık iş bulursun bakarsın başının çaresine'' cümlesi gelir. Erkekler için askerlik, kimileri için yüksek lisans ve ya iş bulamama korkusu gelir. İçten içe o kep düşmese de olur demeye başlarsınız. Gereksiz bir panikleme başlar. Tebrikler artık mezunsunuz. İlk önce kendiniz daha sonra branşınız adına başarılı olmanız dileklerimle.

geçen haftalarda gerçekleşen e3'te başarılı bir performans sergilemişlerdir. videoları milyona ulaşmakta. daha dün twitch.tv de yabancı yayıncılar oynuyordu ve bende keyifle izledim. yapımcı şirketi taleworlds yıllarca üstüne koyarak devam etmektedir. içeriden duyduğum bilgiye göre yakın zamanda farklı bir oyun için departman açacaklar. taleworlds'de çalışan bir arkadaşım var ve tüm yorumları olumlu. yurt dışında ki gibi çalışma şartlarına sahipler. bu da doğal olarak kaliteyi ortaya çıkartıyor. umarım yakın zamanda bende onlara katılırım.

hepinize tütün öneriyorum. orta kalite bulam tütününü kullanıyorum ve maliyeti yaklaşık 25 lira. bunun içinde filtresi kağıdı dahil. en kötü iki hafta yetiyor. hatta gelin modada birlikte sigara sarıp bira içelim. ben size öğretirim sarmasını swh.

sokakta bira içip muhabbet ediyoruz. oysa önümüz arkamız bar.
not: çok marjinaliz olum biz.

sevgili ögrenciler başarılar ve iyi tatiller!

''ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli'' deyiminin karşılığı. 2010 da başkan oldun ve %3 lük oy artışına başarı dedin. bizde var o koltuk sevdası maalesef. devlet bahçeli'yi saymıyorum bile düşündükçe kahkaha atıyorum. şuanda gelecek eksiler için sigaramı yaktım bekliyorum. eksi basacak olanlar daha yazı yazamayan bir başbakan muhalefet çok zayıf diyebiliyor ve karışılığında sizin genel başkanınız siyaset yapamıyorsa 10 yıl sonra bu savunmalarınızı tekrar anlatırsınız kendinize.
Not: chp

İnsan kalabalığının doruk notkalarından bir semt. kaldırımda bile yürüyemediğim zamanları hatırlıyorum.

Freelance. Kontrolü kaybetmediğiniz sürece.

The Sopranos
The Mentalist
black mirror
modern family
farklı türden dört güzel dizi.

Lanet olası kinim yüzünden sürekli intikam almak. öyle böyle değil ama hesaplı kitaplı. bir yıl bile sürecek olsa nakış nakış işler yine intikamımı alırım.
edit: eklemeyi unutmuşum. tamam lanet olası dedim ama aldığım intikamdan sonra ki duygu seksten bile daha çok zevk verir bana.

Bugün kadıköy barlar sokağında olacağım. Bir terör eylemi olmadığı sürece dayak yiyeceğimizi zannetmiyorum.

Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.


edip cansever

Dozer geliyor dozer,
Çekilin yoldan ezer,
Benim bir arkadaşın var,
Herkesten özel.

yemin ediyorum bunu ilköğretimde bir kız anı defterime yazmıştı. o zamanlar saf mıydım salak mıydım hoşuma gitmişti ama şimdi gördükçe o defteri kahkaha atıyorum.
not1: tamam şiir değil mani ama paylaşmak istedim.
not2: kendi yazdıklarımı bulunca buraya editleyeceğim.

kadınların iyiliğini düşünen ince erkeklerdir.