confessions

ela42

Yazar  · 1 Haziran 2017 Perşembe

  1. toplam giri 83
  2. takipçi 9
  3. puan 2298

oy alın oy verin sözlüğe can verin

ela42
Öncelikle bu kadar yeni kurulmuş bir sözlükte bu kadar baygın yazarların olması son derece sıkıcı, bebeklerim azcık canlanır mısınız lütfen... onlayn listesinde görününce değil sizler tanım yazınca var olur bu sözlük...

Sonralıkla(negzel kelime oldu bu) artı yada eksi farketmez oy verin, fav verin, bi varlık gösterin ballarım ya!
2

berkin elvan

ela42
ülkemde canımız vatanımızda 15 yaşında bir çocuk tam 16 kilo olarak toprağa verildi... önce vurdular sonra yavaş yavaş tok ettiler kara gözlü martı kaşlı kuzumu...

Yaşasaydı bugün üniversite yaşında bir genç olacaktı, belki sevgilisi olacaktı kendi gibi aynı... ama şimdi o çocuk! mezarda bir avuç kemik... anlıyor musunuz bir avuç kemik!!

unutursak kalbimiz kurusun diyoruz da unutuyoruz canlar unutuyoruz, berkin elvan ölümsüzdür dedik diyoruz da bir de annesine sormak lazım, boş odasını, boş yatağını, toprağa gömülen umutlarını, hayallerini...

Huzurla uyu martı kaşlı çocuk, kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak elbette...

gri ruj

ela42
bugün gördüm bir kızcağızda, tövbe estağfirullah yüzüne bi şey olmuş gibiydi sanki böyle..

yüzünüz çok güzel değilse ve esmerseniz sürmeyin allasen! her moda olan şeyi bi denemeyin kendinizde, yada evde deneyin bi bakın aynada len! gotik gotik dolaşmak da bi tuhaf yani!

evlilik

ela42
"hadi ışığı kapat uyuyalım" dedi kadın.
iki dakika sonra çocuk ağladı. “çocuğu açık unutmuşuz” dedi adam.
hep birlikte güldüler...

- işte bunlar hep evlilik.

laik sözlük

ela42
bende gidiyorum çocuklar, hoşçakalın, zira lise arka bahçesi gibi oldu burası.
Çok sevinmiştim oysa böyle bir sözlük olmasına...

ama kalmak da anlamsız epeyce. Hoşçakalın.

sözlük seviyesi

ela42
lise 1/2 seviyesi gibi sanki. Kendimi öğretmen gibi hissediyorum, böyle bir sözlükte çomar kelimesini diline plesek etmiş bebelerin olması umut vermesi gerekir aslında dimi ama vermiyor... sadece çomar kelimesiyle siyaset yapınca ve dahi siyaseti bilmeden yapınca çok da komik oluyor, herkes mahir olduğu şeyi yapsın bence!

günah işlemeden yaşayabilmeyi başarmak

ela42
Valla mümkün değil...

Tam yaşasın bugün hiç günah işlemedim diyosun, bi anda whatsapp grubundan bi mesaj geliyor, kızlarrrrr ne anlatcam size diyor biri, nolmuş nolmuş anlatsana derken kendini goybetin dibine vurmuş buluyorsun sonra da işte bir takım günahlar listemize yazılıyor.

Gıybet niye günah yea? Çikolatanın kilo aldırması da gıybetin günah olması da baya saçma bence. Evet saçma...

zaa xd

ela42
ne cins bir şey bu ya, kelime demeye dilim varmadı, özellikle çocuklar bayılıyor bunu kullanmaya, düşünsenize bi servis dolusu çocuk, birbirlerine espri yapıp zaa xd diyo, vallahi cinnet sebebi.

ege'de işte ikide bir bişeylerle beni kandırıp sonra zaaaa xd diyordu son zamanlarda. yine bi akşam bu beni kandırıp zaaaaa xd dedi sırıtarak.

hadi biraz kitap oku bakalım dedim sinirle.
sonra baktım çalışma masasının üstündeki bişeylerle oyalanıyor kitap filan da okumuyor..

çok ciddi bi ses tonuyla, git mutfaktan bi çöp poşeti al, masada ne varsa doldur dedim, yüzüme baktı, doldur hadi dedim, babası yeni bi oyun kartı almış ama ama çok kıymetli ege için böyle, onu da at dedim!

ben sana kitap diyorum sen bu kağıtlarla oyalanıyorsun dedim..
doldurdu poşete ama eli ayağı titriyor... sonra o sakızlardan çıkan futbolcu kartları, hepsini doldurdu masa bomboş.. mutfağa çöpün yanına koy hemen dedim..
ha ağladı ha ağlıyacak ama..

çıktı mutfaktan kapattı kapıyı..

peşinden açtım kapıyı gıcık etmek nasılmış zaaaa xd dedim.

ege iptal zaa xd. çık tıtlış bi anneyim yea!

en leylim gece ölesim tutmuş

ela42
evet yine ahmed arif ve yine ahmet kaya...

bir müzik düşünün ki ait olan tüm kemiklerinizi ezecek hertzde,

bir şarkıcı hayal edin ki sesiyle ufalıyor sizi,

bir parça düşünün ki sanki senin bütününden,
ama uzakta.

Bir söz düşünün ki, büyülüyor insanı tekrar ettikçe...


elfida

ela42
Haluk levent'in tüm tedavi masraflarını üstlendiği kanser hastası minik bir kız için yazdığı çoktan çok hüzünlü şarkı...

Ne yazık ki, elfida bu parçayı dinleyemeden ölmüştür, iç sızlatır bu...



1

Türk düğünleri

ela42
çok tuhaf olaylara gebedirler...

* dom dom kurşunu ile göbek atmak misal, bir avcı vurdu beni, bin avcı yedi beni diye ağlayan ceylan varken ortada neden göbek atılır ki?

* gelinin kız arkadaşları ve kız kardeşleri neden gelinden daha güzel olmak için bu kadar süslenir peki?

* düğünün sonunda masada oturan doblosu olan enişte neden kırk yılda bir taktığı kravatı kafasına geçirip maymun gibi oynamaya başlar...

* gelinler neden damada gerdan kırıp alnına para yapıştırır?

* gülle gibi olan gelin çiçeği neden var?

Offf daha çok soru var kafamda...

içinden geçeni söylemek

ela42
bazen anlamsız anlar doğurur, hep yapamayız zaten, kalır öyle içimizde dert olur filan... keşke hep söyleyebilsek içimizden geçeni... ah incelikler yüzünden hep incelikler yüzünden...

dedemle konuştuktan sonra bi müddet sessizlik oldu...
dedecim içinden geçeni söylesene hadi dedim;

basılmış rengarenk imsakiyeler,
mahyalarla donatılmış gonyamda minareler,
imanlı insanlarla dolup daşar camiler,
imanlı insanlara şifa verirsin sen iremezan

dedi...

galiba dedem geçmişte ramazan davulcusuydu. :/

Ali İsmail korkmaz

ela42
"vurmayın. öldüm."

bu ülkede bir anne "oğlum çok acı çekti. keşke kurşunlansaydı." dedi.
evet bunu dedi inanabiliyor musunuz???

tüm fotolarına tek tek baktım, içim acıdı yine..
huzurla uyu çocuk, kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak elbette! ve sen hep 19 yaşında kalacaksın...

öpüyorum gece gibi simsiyah gözlerinden...

dance me to the end of love

ela42
şüphesiz ki en güzel parçalardan bitanesi....
Şarap içerken mesela en az peynir kadar canınız çeker bu parçayı...

Ah cohen ya neden öldün ki sen... bir devir kapandı ama senin parçaların hep bizimle olacak... hep bizi tamamlayacak...



affet

ela42
rahmetli müslüm gürses'in doyumsuz eseri.

çakır keyif olunca bu parçayı dinleyince youtube'da yazılan o yorumlara vallahi hak veriyorum.

neyse ya :/.

iğde kokusu

ela42
Ilık bir İzmir akşamında balkonda otururken, burnuma gelen iğde kokusuyla mazi beni içine çekti yine…

dünyanın en taze kokularındandır. içine girdiği birçok şeyi güzel yapar. Bir dalını odaya koyun mesela sarar sarmalar o şahane koku...

ama ben ne zaman bu kokuyu duysam, sebepsiz bir hüzün kaplardı içimi, gözlerimde yaşlar birikir, ağlayamazdım, sebebi yoktu bencileyin o hüznün, ama sektirmeden her iğde kokusu duyuşumda…

bir gün arkadaş davetinde idik, gülüş oynaş kahkahalarla geçiyordu vakit, balkona sigara içmek için çıktım, vazoda iğde çiçekleri vardı, dokundum iğde çiçeklerime… elimi burnuma götürdüm ve aynı his sardı bünyemi… hüzün… ölüm geliyordu aklıma… ama nedendi?

çözemiyodum… yıllar yılı kaçtım iğde kokusundan, çaycı mehmet abi masama vazoda reddettim, iğdeli kolonya verdiler istemedim… çünkü beni hüzünlendiriyordu sebepsiz.

birgün dedemin kız kardeşinin ölüm haberini aldık ve köye gittik, kefenleme sırası gelmişti, bende odadaydım, anneannem elinde bi kaç dal iğde çiçeğiyle geldi odaya, kefenin yanına iğdeleri koydu… güzel koksun diyeymiş, batıl bi inanç belkide!!!

şimşekler çatkı beynimde… aklıma dedemin ölüm anı geldi, kapının kenarından küçük, meraklı ve korkulu gözlerle izlerken, biri getirip koymuştu kefeninin içine iğdeyi!.
kapıdan içeri girerken burnuma doğru süzülen o iğde kokusuyla, sen napıyorsun burada hadi çık dışarı diye de bağırmıştı bana…

nasıl da severdim dedemi…

panikle dışarı çıktım, bir sırrı çözmenn garip heyecanı da vardı yüreğimde, içimi hüzünle kaplayan kokunun sebebini buluvermiştim oracıkta…

şimdi yine ne zaman iğde kokusu duysam ölüm gelir aklıma, bembeyaz kefenin içine sarılan ve yanına koyulan bir dal iğde…

Seni çok özledim dedecim…

beni ne kadar seviyorsun

ela42
Bir soru... genellikle sevgiliye sonra anneye yöneltilir...

oğlum sordu,

anne beni ne kadar seviyorsun?

"seni ne kadar sevdiğimi en çok sen bilirsin kuzucum, kalbimin nasıl attığını içerden ilk sen duydun..."

dedim...

yüzüme baktı uzun uzun, sonra geldi sımsıkı sarıldı bir daha sevdim...

sultanahmet

ela42
İstanbul sınırları içinde yer alan bi fatih'e bağlı bir mahalledir.

istanbul diyince akla gelen ikinci veya üçüncü yerdir hatta.

gelen herkes illa bi sultanahmet'e gitmek ister.

bi bayram tatilinde planlarımız iptal olunca ege çok üzülmüştü, sırf ona farklı gelsin diye, ne dersin bu tatilde kendi şehrimizde turist olalım mı var mısın dedim heyecanla.

- napcaz ingiliçce mi konuşucaz dedi tüm şapşallığıyla,
+ istersen konuşabilirsin ( dedim bende düz adamlığına bozulduğumu belli etmeden).
- tamamm good defender from the defender, who is waiting in the middle, ronaldinhoooo, one two three foroo

dedi yaw.

ben şiirlerle şarkılarla büyüttüm bu çocuğu.
hadi pes neyse de içine ibrahim tatlıses kaçtı diye ben baya üzüldüm.

anne telefonu

ela42
anneanne kumandası olur da anne telefonu olmaz mı yaw. elbette var, ekseriyetle büyük ekranlı olurlar, muhakkak deriden kapaklı kılıfları da olur, kıymetlidir onlar için çünkü çoktan çok.

bi ara telefonumun bişeysi yandı, annem sana daha çok lazım al benim telefonu ben başka telefon var evde onu kullanırım dedi.

hemen sinsirella gibi galeriye girdim.

telefondaki foto istatistiklerini açıklıyorum; :/

1787 adet cama konan kuş, saksının dibindeki kuş, parktaki güvercinler, balkona konan güvercinler, yemek yiyen kediler, kavga eden kediler, çiçeğe konan arılar vs vs.

1138 adet güllü laleli çiçekli bayram, kandil, cuma tebrikleri

522 adet gökyüzü fotoğrafı.
8 milyon 766 adet çiçek ve ot resmi.

13 milyon tane torun fotosu.
18 milyon adet pasta börek tarifi screen shoot ı.

bana, abilerime ve kardeşime ait foto sayısı sıfır sayıyla 0.

ulan ot kadar ve kadayıflı tatlı kadar kıymetimiz yokmuş diye 3 milyon adet göz yaşı döktük 6 kardeş sarıldıkasgshshs.

30 a merdiven dayamak

ela42
garip bi his.. yaşlanmışsın gibi böyle ama hala gençsin de... ne bileyim tuhaf... 5 ay kaldı üstelik...

Her anne gibi bende oğluma öğütler bırakmak istiyorum...

30'uma merdiven dayamışken mutluluğun içinde de dertlerin, kusurların, kavgaların beklediğini öğreniyorum bende bitanem.

mutluluk pembe ve plastik değil miniğim; her renkten ve canlı.
bunu asla unutma.

seni kalıplara, şekillere sokmayacak; yanındayken turgut uyar'ın dediği gibi 'bir kişinin de yetebileceğini' anımsatacak biri çıksın karşına...

hangi coğrafyada yetiştiği, nerede ibadet ettiği, neye inandığı ve dahi inanmadığı da önemli değil; yeter ki ona baktığında için huzur dolsun...

kızdığında bile kıyamadığın biri olsun.

nazara değil; kıymet bilmeye, emeğe ve aşka inan...

deniz

ela42
dünya'nın en kıymetli parçası...

bak huzur bul, yüz huzur bul... derdini anlat mesela dinler sessiz sedasız... dal git öyle maviliklerine...

ben çok severim mesela, küçükken denize aşkımdan, denizi yağmurdan korumaya çalışırdım...

ümmet

ela42
bi de kimin ümmetisin sorusu var ki, mazi kalbimde yaradır.

yaz aylarında camiye giderken duyduğumuz sorulardan sadece bi'tanesi...

küçüktük, yine bir yaz anne ve babam çalıştığından bizi anneannem ve dedemin yanına yollamışlardı konya'ya... orada tüm çocuklar okul kapanır kapanmaz elif be öğrensin diye camiye yollanıyordu...

bizde abim ve kardeşimle hofflaya pufflaya gitmek zoundaydık, gitmezsek dedem bize çok kızardı...

cami'de ilk gün, istanbul'dan geldik diye delicesine havamız var, gonyalı veletler bunnar istanbul çocuu ya diye bize türlü eziyetler de ediyorlar..

neyse dedem hoca ile tanıştırdı, bana bak ali hoca bunlar benim torunlar, eti senin kemiği benim, her bi şeyi öğret bunlara dedi, ali hoca'nın gözleri ışıldadı...

sıra sıra oturduk, hoca bilgimizi yoklamak için bize sorular sormaya başladı...

bizi kim yarattı, peygamberimiz kim vs.. bu soruları başarıyla geçtik...

sıra geldi kimin ümmetisin sorusuna...

ümmet ne laa der gibi bakındık üç kardeş birbirimize!

söyle bakalım cem, sen kimin ümmetisin?
(abim babamın babasını çok severdi, biz ise annemin babasını)

cem ettafına bakındı...
- hocam ben kara memetin ümmetindenim dedi....

yaşasın sorunun cevabı belliydi diye sırıttık kardeşimle birbirimize...

hoca ses etmedi hiç cem'e, oleeey be doğruydu cevap... biz de en sevdiğimiz dedemizin adını diyecektik, çok kolaydı işte...

bana sordu kızım sen de hele sen kimin ümmetisin?

hocam ben de hekimoğlu'nun ümmetindenim dedim bilmiş bir havayla...

diğer çocuklar da ehe mehee diye gülüyorlardı ama anlayamadık tabi...

hoca yerinden kalktı, karamıktan yapılmış sopasıyla daha kimin ümmeti olduğunuzu bilmiyorsunuz siz diye kovaladı, ama yok böyle bir kovalamaca...

cami de çoraplardan top yapılarak maç oynama hayalimiz de sona erdi, ulan ben daha küçükken dedemi allah sanıyordum demedim diyemedim...

kuran kursuna yazıldık... asıl ızdırap o an başladı...

böyle bir anımdır...

laik sözlük

ela42
beni sürekli sözlükten atıyor, kendime profil fotosu bile koyamıyorum, o iğrenç minecraft şeysi gibi şeyle yazmak da hoşuma gitmiyor.

diğer yandan uzun soluklu bir sözlük hayatı dilerim ve yine dilerim ki giderek daha da büyür..

bi de gazoz neden yazıyorsunuz ya. (üzgün surat)

çav bella

ela42
Pek çok duyguyu aynı anda hissettiren devrimci marştır.

hem hüzün, hem çoşku, hem yenilgi, hem zaferi, hem umudu size aynı anda hissettirsin.

hala kılıcını bırakmayıp ayakta savaşanların marşıdır.

babaanne

ela42
zoraki tanım: babanın annesi, ailelerimizin ponçik kraliçeleri...

şüphesiz herkesin babaannesi çok kıymetlidir ama benim ki bir başkaydı sanki...

ben küçükken babaannem hiç gitmez sanıyordum.

gittiği yer altın günü olur, pazar olur, komşu olur ama yine döner gelir sanıyordum.

sabahları erkenden uyanıp beni derslerime çalıştırır, kahvaltıyı hep hazırlar, okuldan gelince de mutfaktan gelen kek/poğaça kokusuyla her daim beni kapıda gülerek karşılar sanıyordum.

ben küçükken evlenip gittiğimde, bir yemeğin tarifini almak için aradığımda ve hatta yemeğe ne kadar tuz atılacağını sorduğumda babaanne beni yine üzdüler diye ağladığımda da telefon ahizesini hep o kaldıracak sanıyordum. hep bana yemek tarif edecek, hep bana öğütler verecek sanıyordum.

bir gülüp bir ağlayarak birlikte yaşlanacağımızı sanıyordum.

ben küçüktüm 26 yaşıma kadar. ve ben küçükken babaannem hep genç kalacak sanıyordum. ah benim yeşil başlı gövel ördeğim gözlerine kurban kessinler senin diye kahkahalarla gülecek ve beni hep sevecek sanıyordum.

ve o gitti.. o giderken ben küçüldüm, ben büyüdüm, ben olgunlaştım ve yaşlanacağım...

içim paramparça bugün.. dolma yaptım tıpkı senin gibi, sonra o tavuklu çorbadan, boğazımdan geçmedi ama.. sonra da bahçada yeşil çınar dinledim ağlaya ağlaya söyledim.. bi kadehte rakı koydum, gençliğine ve sandıklarıma içeçeğim babaannem annemden çok annem.

bugün sana izmir'den yazıyorum babaannem çünkü sen gittiğim her yerde benimlesin.

huzurla uyu..

çocukluk sanrıları

ela42
hepimizin vardı kabul edin, bakmayın böyle beylik şaflar ettiğimize şimdi, küçükken hepimiz salaktık...

ben küçükken dedemi allah sanıyordum.
çünkü o hep güçlüydü, ne desem yapıyordu, bi bisikletim olsa diye dua ediyordum, gidip alıyordu… tüm dualarımı duyuyordu ve yapıyordu…

bir yaz tatilinde, mahalledeki camiye gidince anladım dedemin allah olmadığını. çok ağladım ama. aşırı ağladım. sonra dedeme de küstüm bir müddet Allah olmadığı için…

öyle şeyler işte...

munzur baba

ela42
enfes bir türkü... öyle bi kere değil beş on kere dinlemelik...

Buraya da iliştireyim, dersim'e gidip, kominiz başkanla tarlada nohut toplamadan ölürsem vallahi gözüm açık gider...

hadi aşkla dinleyin...
2

oruç

ela42
bazılarının fikri var ama nasıl olduğundan haberi yok.

- anne Ben bugün orucum.
+ egecim öyle olmaz, hiç bi şey yememen lazım, Sabah kahvaltı ettikten sonra mı aklına geldi hem?
-Sabah kahvaltı mı ettim?
+Evet, birlikte ettik ya, Ayrıca az önce de kiraz yedin.
- Bennn???
+ Biraz önce de dondurma kulahını kemirdiğini gördüm.
- Hmm. Yarın tutayım bari.

çocuğumun oruç tutmadan, cümle içinde bile kullanınca kafasına vurdu.

Nazım hikmet ran

ela42
sen esirliğim ve hürriyetimsin,
çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin,
sen memleketimsin.

sen ela gözlerinde yeşil hareler,
sen büyük, güzel ve muzaffer
ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin...

nazım hikmet

Renkli Dünyalar İçin Fantazi İç Giyim

ela42

fantazi iç giyim


Konumuzun başlığından da anlaşılacağı gibi pek çok insanın özendiği ancak çevre şartlarından çekindiği duyulmasını istemdiği ürün bazından bahsedeceğiz.Bu ürünlere fantazi kostüm konusu.Bu ürünlerin dışarıdan alınmasının ne kadar zor olduğunu sizlerde bizim gibi biliyorsunuz neyse ki tüm bu zorlukları aşabilmek için artık bir sistemimi var.Fantazi kostümleri ve seksi gecelik takımlarının tamamının alınmasını sağlayacak aynı zamanda üst düzeyde gizliliğe önem veren bir site önereceğim sizlere.



fantazi kostüm



Bu ürünlerin tamamının alınabileceği bir site olan pembedirek.com adresi bu ay içinde tanışma fırsatı sebebiyle tüm ürünlerde indirime ve kargo ücretsiz hizmete geçmiş durumda kargo ücretsiz bir biçimde ürün satın almak için bu ay içinde mutlaka yeni üye oluyor olmanız gerekmekte.Belirttiğim gibi eski müşteriler için geçerli bir sistem değil ancak eni müşterilerin çekinmeden sistemden ürün alımı yapabileceği bir kampanya başlamış durumda.

Siteye girmek için tıklayın: iç çamaşırı


yumurta

ela42
Tanım: Yumurta, dişi hayvanların ve özellikle kuşların embriyoyu korumak amacıyla yumurtladığı yuvarlak ve oval şekilli cisimlerdir.

ayrıca, yumurtayı yarım saat 50 dakika civarında haşlayınca yanıyor kömür gibi bi hal alıyor bilginiz olsun.

tanrım tarih yazıyorum gene evde.

sakal

ela42
erkeğe en çok yakışan...
Sakallı adam çekiciliği diye bi'şey var bana inanın var...

sakallı adamları sevin bana inanın bunun şiirle aşkla filan alakası yok.

çünkü o adamlar ne halt etse sakallarına bulaşır ve bir şey saklayamazlar.

sigara içerken de öyle, herhangi bir yemek yerken de ya da başka birine ait kokuda da... yakalarsınız, yamuk yapamazlar.

biblo gibi uzaktan bakmayın yani! sevin be sevin, öpün! Sevin sakallarını avucunuzun içine alıp.