kendim.
adını da laik sözlük koyalım buranın havası bir harika dostum.
mastürbasyon.
hayatımda ki tüm insanların pişmanlığı olmak.....
insan büyüdükçe daha az ağlar hale geliyor. ağlamayı özlüyorum bazen. bazen de hiç beklemediğim bir anda ağlıyorum. bir bakıyorum ağlamaya baslamisim. yine panik atak yolda gibi gözüküyor.
herkes lider olmuş, herkes kurucu.
avşar elleri. aman kalktı göç eyledi avsar elleri ağır ağır giden eller bizimdir.
MAVİ GÖZLÜ DEV, MİNNACIK KADIN
VE HANIMELLERİ
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..
VE HANIMELLERİ
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..
duygusal şiirleri hiç sevmem neredeyse daha hırçın ve milli bayramlar için olanlar bana göre. ancak iki tane entry girdim daha ilkokul birdeyken bir öğretmenimiz bos vakitlerimizde bize okurdu. bunlar unutamadigim sevdigim en güzel şiirler.
FAHRİYE ABLA
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Eviniz kutu gibi bir küçücük evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
Bahçende akasyalar açardı baharla.
Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı;
Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı.
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin.
Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla.
Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya,
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.
Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın,
Hâlâ dağları karlı Erzincan'da mısın?
Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;
Hâtırada kalan şey değişmez zamanla.
Ne vefalı komşumdun sen, Fahriye abla!
Ahmet Muhip DRANAS
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Eviniz kutu gibi bir küçücük evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
Bahçende akasyalar açardı baharla.
Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı;
Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı.
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin.
Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla.
Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya,
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.
Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın,
Hâlâ dağları karlı Erzincan'da mısın?
Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;
Hâtırada kalan şey değişmez zamanla.
Ne vefalı komşumdun sen, Fahriye abla!
Ahmet Muhip DRANAS
Karadut
Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Agaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın a gülüm
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.
II
Sigara paketlerine resmini çizdiğim
Körpe fidanlara adını yazdığım
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sıla kokar, arzu tüter
Ilgıt ılgıt buram buram.
Ben beyzade, kişizade,
Her türlü dertten topyekün azade
Hani şu ekmeği elden suyu gölden.
Durup dururken yorulan
Kibrit çöpü gibi kırılan
Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan
Sen benim mihnet icinde yanmış kavrulmuşum
N'etmiş, n'eylemiş, n'olmuşum
Cömert ırmaklar gibi gürül gürül
Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum.
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sensiz bana canım dünya haram olsun.
Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Agaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın a gülüm
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.
II
Sigara paketlerine resmini çizdiğim
Körpe fidanlara adını yazdığım
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sıla kokar, arzu tüter
Ilgıt ılgıt buram buram.
Ben beyzade, kişizade,
Her türlü dertten topyekün azade
Hani şu ekmeği elden suyu gölden.
Durup dururken yorulan
Kibrit çöpü gibi kırılan
Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan
Sen benim mihnet icinde yanmış kavrulmuşum
N'etmiş, n'eylemiş, n'olmuşum
Cömert ırmaklar gibi gürül gürül
Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum.
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sensiz bana canım dünya haram olsun.
en sık kullandığım cümle. çocuklarıma, kardeşlerime, annemi hatırladığım da onun resimlerine, ablalarıma. sevdiğim herkese seni seviyorum derim mutlaka. işin güzel yanı çocuklarım da birbirlerine ve bana hep seni seviyorum diyorlar. bir de bu lafı seviyorum ben. insan sevgisini dile getirmezse nereden bilsin karşı taraf sevilip sevilmediğini. her zaman ifade edilmesi kişiye özel söylenmesi çok daha etkili. pepenin böyle bir şarkısı var.
utanma canım , sıkılma canım
bana beni sevdiğini söyle. diye devan ediyor. dinleyebilirsiniz.
utanma canım , sıkılma canım
bana beni sevdiğini söyle. diye devan ediyor. dinleyebilirsiniz.
bütün tahminlerinde yanılır mi bir insan. soruyorum kanka bu kim kesin bu şudur diyorum. yanlışın var kank bu şu kişi diyorlar. hala tutturamadim tanıdıklarım olmasa bir kaç tane kimseyi tanımıyorum.
kalem
şimdi bunu da nasıl anlatayım ki amk. neyse lise birdeyim o zaman ufak tefek kıvırcık saçlı minnak bir genç kızım işte. lise üçten de bir erkek arkadaşım var. bayağı uzun boylu yakışıklı da bir çocuk. babası da inşaat işiyle uğraşıyor okula yakın bir dükkanı var. adam her cuma dükkanı kapatıp cumaya gidiyor. bizim de okul çıkış saaitimize denk geliyor. biz de dükkana gidiyoruz. birlikte vakit geciriyoruz filan. ufak yakinlasmalarimizin olduğu bir gün ya bir kere bakiyim şöyle hafif indir diye israr ediyor. seni yemem sadece bakacağım diye ikna etti. ben de arkani dön sen ben indirecegim dedim. benim de ic camasirimin ön taraftan lastiği kopmus hafiften sallaniyor utaniyorum donumuz yırtık amk. yırtık donumu mu görsün. (gotumuz de donumuz yok biz haylazlik derdindeyiz) neyse bu arkasini döndü tam indireceğim birden döndü ben de o sirada o lastiği koparttim. bak gördün mü beni panik yaptirdin kopardim amk külodumu dedim. neyse bu o lastiği aldı ben de hatira kalsin saklayacağım dedi. aradan iki gün geçti mehmet akifi anma günü düzenlemişler. beni de edebiyat öğretmeni bülbül şiirine hazırladı. okulun konferans salonunda toplandık. bu o.*** ç.*** sen en arkaya geç o bordo perdelerin oraya köşeye oturmuş. ben sahneye çıktım şiiri okumak için ilk gözüme çarpan o oldu zaten. neyse başladım ben böyle ortalarina geldim bu salak sırıtıyor ordan elinde bir şey gösteriyor bana doğru, sallanıyor elinde amk. lan iki saniyelik kafam da o benim külodumun lastiği mi değil mi diye bir geçirdim. lan baktim o benim kulodumun lastiği. bir utaniyorum bir de gülme aldi beni. okumaya çalışıyorum gülüyorum bir taraftan da. amk ilk kahkayi basan o oldu ardindan herkes gulmeye başladı. nasıl katıla katıla gülüyor. sonra hocalar susturdu bu aygırlari susun filan diye ben yine basladim bu yine lastiği salliyor ben yine gülüyorum. en son hoca kes kes in aşağı dedi. suratim alı al moru mor indim. çıktım bahceye gideceğim yanima geldi kizma lan şaka yapmak istedim filan seni utandirmak hoşuma gidiyo hem nolacak ki oğlum sanki cinayet isledin filan dedi öyle teselli etti. en unutulmaz animdir. ve en unutamayacağım adamdır kendisi. sonra ben şehir degistirmek zorunda kaldım bir süre telefonla görüştük. sonra ayrıldık. geçen de faceden baktım hala aynı şaklaban aynı enerjik aynı tuhaf adam hiç bir değişiklik yok. bunu da buraya entrylesem mi entrylemesem mi bilemedim ama... ne olacak ki amk sanki cinayet işledik....