inşallah, maşallah, vallahi, allah korusun, allah rahmet eylesin vb. olarak uzatılabilecek kelimeler ve ifadelerdir.
ben ateistim. ancak müslüman bir arkadaşım bir hedefini anlattığında 'inşallah' derim. ya da çocuğunun çok zeki olduğunu görsem 'maşallah' derim. ölmek istiyorum falan dese 'allah korusun' derim. ya da bir cenazeye gittiğimde 'allah rahmet eylesin' derim.
çünkü bunların dini yönelimlerle hiçbir ilgisi yok. mesele sadece karşıdaki insanın inancına hoşgürülü olmaktır. sevincini, heyecanınını, üzüntüsünü, acısını paylaşmaktır. keşke yurdumun tüm insanları birlikteliğe din, dil, ırk diye değil de kültürel bütünlük olarak bakabilse.
Atatürk'e göre Anadolu, en aşağı 7000 yıllık Türk yurduydu! Atatürk, Afet İnan'ın “Türk'ün Tarifi” adlı tezini okuduktan sonra bir sayfanın kenarına kendi el yazısıyla şu notu düşmüştü:
“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği, bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en az 7000 senelik Türk beşiğidir! Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvala korkargibi oldu, sonra onlara alıştı, onların oğlu oldu! Bugün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu! Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünayayı aydınlatan güneştir!“ (bkz:ne mutlu türküm diyene)
“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği, bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne en az 7000 senelik Türk beşiğidir! Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvala korkargibi oldu, sonra onlara alıştı, onların oğlu oldu! Bugün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu! Türk budur: Yıldırımdır, kasırgadır, dünayayı aydınlatan güneştir!“ (bkz:ne mutlu türküm diyene)
bu saçmalığı takip eden ve inananlara gerizekalı gözüyle bakıyorum. her insanda olan şeyleri yazıyorlar olm hala uyanamadınız mı ? hangi burç olursa olsun aa bu benim diyeceksiniz zaten bak en iyi örneklerinden biri:
Konya'da "şivlilik" gününden önceki gece yapılan eylemdir.
(bkz:fener alayı)
(bkz:fener alayı)
https://password.kaspersky.com/
bu site'ye şifrenizi giriyorsunuz, sosyal medya hesaplarında ki brute force(kaba kuvvet saldırı)
yani teker teker şifre denemesi ile ne kadar sürede kırılacağını, güçlü mü güçsüz bir şifre seçimi yaptığınızı test ediyorsunuz.
bu site'ye şifrenizi giriyorsunuz, sosyal medya hesaplarında ki brute force(kaba kuvvet saldırı)
yani teker teker şifre denemesi ile ne kadar sürede kırılacağını, güçlü mü güçsüz bir şifre seçimi yaptığınızı test ediyorsunuz.
Türk Mitolojisi'nde yaşamın kaynağı esrarengiz bir tanrıça.
Türklerin anaerkil dönemlerinin bir kalıntısı olarak altay şamanlarının yaratılış mitlerinde rastlarız. Feministlerin "biz doğurmasak olmazdınız lan" gibi sloganlarının vazgeçilmez sembolü olabilecekken hiç tanınmayan bir tanrıça !
Türk yaratılış mitlerinde Ülgen bir şeyler yaratmak isterken bunu nasıl yapacağını düşünür, canı sıkılır. Tam o sırada suların içinden Ak Ene denen bu tanrıça gelir ve Ülgen'e yaratma gücü ve ilhamı verir.( psikanalitik yorumlanabilir ) Türkler asırlar sonra farklı kültürlerden etkilenerek, din değiştirerek / değiştirtilerek bu anaerkil dönem izlerini kazıyıp atmaya çalışmışlardır.
Mitin orjinal satırlarından bir bölümü, gunümüz Türkçesinde şöyledir.
Ülgen hep düşünmüştü, ta göklere bakarak:
Bir dünya istiyorum, bir soyla yaratayım!
Bu dünya nasıl olsun, ne boyla yaratatım!
Bunun çaresi nedir, ne yolla yaratatacağım
Bir Ak Ana (Ak Ene) var idi, yaşardı su içinde,
Ülgene şöyle dedi, göründü su yüzünde:
Yaratmak istiyorsan, sen de bir şeyler Ülgen,
Yaratıcı olarak, şu kutsal sözü öğren!
De ki hep,Yaptım oldu!Başka bir şey söyleme!
Hele yaratır iken,Yaptım olmadı!Deme!
Ak Ana bunu dedi, sonra kayboluverdi.
Ülgenin kulağından bu buyruk hiç çıkmadı,
İnsana bu öğüdü iletmekten bıkmadı:
Dinleyin, ey insanlar! Varı yok demeyiniz!
Varlığa yok deyip de, yok olup gitmeyiniz.
Türklerin anaerkil dönemlerinin bir kalıntısı olarak altay şamanlarının yaratılış mitlerinde rastlarız. Feministlerin "biz doğurmasak olmazdınız lan" gibi sloganlarının vazgeçilmez sembolü olabilecekken hiç tanınmayan bir tanrıça !
Türk yaratılış mitlerinde Ülgen bir şeyler yaratmak isterken bunu nasıl yapacağını düşünür, canı sıkılır. Tam o sırada suların içinden Ak Ene denen bu tanrıça gelir ve Ülgen'e yaratma gücü ve ilhamı verir.( psikanalitik yorumlanabilir ) Türkler asırlar sonra farklı kültürlerden etkilenerek, din değiştirerek / değiştirtilerek bu anaerkil dönem izlerini kazıyıp atmaya çalışmışlardır.
Mitin orjinal satırlarından bir bölümü, gunümüz Türkçesinde şöyledir.
Ülgen hep düşünmüştü, ta göklere bakarak:
Bir dünya istiyorum, bir soyla yaratayım!
Bu dünya nasıl olsun, ne boyla yaratatım!
Bunun çaresi nedir, ne yolla yaratatacağım
Bir Ak Ana (Ak Ene) var idi, yaşardı su içinde,
Ülgene şöyle dedi, göründü su yüzünde:
Yaratmak istiyorsan, sen de bir şeyler Ülgen,
Yaratıcı olarak, şu kutsal sözü öğren!
De ki hep,Yaptım oldu!Başka bir şey söyleme!
Hele yaratır iken,Yaptım olmadı!Deme!
Ak Ana bunu dedi, sonra kayboluverdi.
Ülgenin kulağından bu buyruk hiç çıkmadı,
İnsana bu öğüdü iletmekten bıkmadı:
Dinleyin, ey insanlar! Varı yok demeyiniz!
Varlığa yok deyip de, yok olup gitmeyiniz.
- ne okuyorsun
+ gazetecilik
- tutuklanmadın mı yia asgdhf
+ :'(
+ gazetecilik
- tutuklanmadın mı yia asgdhf
+ :'(
-hangi bolum okuyosun
-ascilik okuyorum
-hahaha sen butun yemekleri yersin yaaavvv
- haha (alagavat ben gurme degilim asciyim yemek yaparim yemem kalk siktir git burdan)
-ascilik okuyorum
-hahaha sen butun yemekleri yersin yaaavvv
- haha (alagavat ben gurme degilim asciyim yemek yaparim yemem kalk siktir git burdan)
Sibiryalı bir ırk olan Türkler daha sonra günümüz Moğolistan'ın doğusuna yerleşti. O zamana burada kültürlerinde derin değişimler yaşandı göçebelik atı evcilleştirmek savaşçılık gibi.. çünkü o dönem Çin ve Hint grupları arasında asimile ve ya yok olma ihtimali söz konusudur. Daha sonra hemen her yere dağılmışlardır ms 5 yy dolaylarında en doğuda Kore Yarımadasından en batıda günümüz Macaristan'a kadar geniş bir bir alana dağılmışlardır. Türkçe sayesinde bugün bu geniş coğrafyada yaşayan boylara Türk diyebiliyoruz. Son olarak hiçbir zaman barbar bir ırk olmamıştır. Göçebeliği tercih etmemiş yukarıda belirtiğim sebeplerden dolayı bu yaşam tarzına geçmiştir. Dünyaya demirin eritilmesini ve atın evcilleştirilmesini kimi kaynaklara göre yazıyı tekerleği dünyaya öğreten millettir
[bkz][Sümerlilerin Türk olma ihtimali/bkz]
TENGRİ TÜM TURAN'I KORUSUN
[bkz][Sümerlilerin Türk olma ihtimali/bkz]
TENGRİ TÜM TURAN'I KORUSUN