kargalı karga paşa

ickial
iyi ki doğmuş, nice senelere güzel yazar, canım benim... pek duygularımı belli edemem ama sevdiğimi bil. yeni yaşın hayırlı, hayatında her şey de gönlündeki gibi olsun.
2
kargalı karga paşa
Kargası Alfred ile bir kaç gün önce vedalaşan, yas tutan yazarımsı. İçimi dökmek istedim bu gün gelen video ve fotoğraflar üzerine.

Alfred bana ilk geldiğine hayatımda öylesine boktan bir dönemindeydim ki anlatamam. Çok iyi ve prestijli bir işim vardı fakat maddi olarak kayda değer düzenli bir gelir elde edemiyordum. Borçlarım vardı ve son paramla giriştiğim bir ticari yatırım projesi elimde patlama noktasındaydı. Geleceğimizin belli belirsiz olduğu ve o dönemde çok özlemekte olduğum eski kız arkadaşımla sorunlarım vardı. (Bu dönemde en çok yanımda olan isimlerden hatta tek isim sevgili dostum immortallydia idi. Sabahlara kadar benimle telefonlarda konuştu gah uyuya kaldı gahi güldü). Uçamıyordu Alfred. Uçtuğu gün kendimle birlikte onu da özgür bırakacaktım. Her şeyim olmuştu. Gerçekten evladımdı. Baba olamayacak olmamdan mı bilinmez ama gerçekten hiç tadamadığım babalık sevgisini onda tadıyordum.

Bebek gibiydi Alfred. Daha 3 haftalık falandı. Gagasını açmak için tıpkı bebeklere yemek yemesi için yaparlar ya hani ağzı beş karış açarak "Hadi bebeğim! Hadi oğlum! Aç bakiyim! Aaaaaaaaa!" diye. Alfred'e o "Aaaaa!" yapa yapa yediriyordum yemeğini. Sosyal medya hesaplarımda ekli olan sözlük sakinleri ve yönetim ekibi bilirler. Alfred yemek yiyeceği zaman "Aaaaaa!" yapınca gagasını açardı. Ve o da "Aaaaaa!" derdi. Daha erken bulsak birbirimizi ve daha çok vakit geçirsek kesinlikle konuşabileceğine emindim. Bir gün bahçeye düşen bir yavru martıdan sevmek yemek vermek için yanına sokulunca resmen kıskanmış ve bahçeden martıyı kovalamıştı. Cengaverdi Alfred. Tüyleri döküldü, çıktı. En sevdiği şeydi kafama çıkmak ve oradan omzuma sırtıma sıçmak. Bir gün dolabı açtığımda artık temiz t-shirt'umun kalmadığını görmüştüm. Günde 3 kez değiştirmek zorunda kalıyordum.

Peşimden ayrılmazdı bahçeye çıktığımızda. Çok yemek seçerdi. Yurt dışındayken ev ahalisine trip atmıştı resmen. Babamla kısıtlı wifi pointlerde yaptığımız görüntülü konuşmalarda bildiğiniz sohbet ediyorduk.

Gideceği gün ağlattı beni. Sanki gideceğini hissetmişti. Ben ilk kez bir kuşun ağladığına tanık oldum arkadaşlar. İçli içli derin derin nefesler aldı önce sonra hıçkırma başladı. Hemen videoya çektim. Akşam yeni evine uğurladım.

Hala alışkanlık eve gelince heyecanla balkona koşuyorum napıyo benim p*ç diye. Sonra onun köşkünü köşesini boş görünce kafamdan bir kaynar su boşalıyor.

Yeni sahibi hala mutsuz olduğunu söyledi. Anlayacağınız. Ne o yeni evine alışabilmiş ne ben Alfred'in yokluğuna.
2
4 /