Doğal yaşamı hep doğal beslenme ile karıştırırlar. Oysa doğal yaşam çok farklıdır. Neye inanırsan inan, kim olursan ol biz doğaya aitiz. Doğaya ait hiç birşeye zarar vermeden, bize ayrılan zaman içerisinde yaşayıp, zamanımız gelince doğaya karışmak değil mi ortak amacımız? Egoyu bırakıp hayvan olduğumuzu hatırlayıp ona göre yaşasak, doğayı kirletmeyip, canlılığın varlığına kast etmesek, doğanın bize sunduklarıyla yetinsek yaşayamaz mıyız yani? Evet cennet ve Cehennem var. Cennet cehennem tercihi bizim elimizde. Cennet de burası cehennem de. Ve şu an biz cehennemi yaşıyoruz.
doğal yaşamın sırrı
Yılda en az 1 haftayı şehirden, teknolojiden uzak şekilde kampta geçirmektir. Anlatabileceğim bir keyif değil sayın sözlük
ana maddeleri 3 beyazdan uzak durmaktır. (hayır üçüncüsü zekeriya beyaz değil)
fıkraları arasında da çikolata, bisküvi ve türevleri vardır.
En temel besin maddeleri ise inektir. İnek ne lan beyin fakiri dediğini duydum sensin beyin fakiri.
İnek= et - süt.
fıkraları arasında bal yumurta tavuk eti balık eti vs. işlem görmeyen hertürlü meyve ve sebze dahildir.
fıkraları arasında da çikolata, bisküvi ve türevleri vardır.
En temel besin maddeleri ise inektir. İnek ne lan beyin fakiri dediğini duydum sensin beyin fakiri.
İnek= et - süt.
fıkraları arasında bal yumurta tavuk eti balık eti vs. işlem görmeyen hertürlü meyve ve sebze dahildir.
İhtiyacın kadar tüket ve ihtiyaçlarını zevk-keyif-lüks olarak değil, yaşaman için mecbur olduklarınla sınırla... evet et yemek gerekebilir buna günümüzde mecburuz fakat kürk giymek zorunda değiliz, avlanmak eğer açsan ve yiyecek herhangi birşey yoksa yapılmalı spor için değil, kozmetik için değil ama hayatta kalmamızı sağlayan ilaçlar için hayvansal ürün kullanmakla sınırlamalıyız kendimizi...
öyle korkunç çiftlikler, insanlık dışı uygulamalar var ki utancımdan kahroluyorum, düşünün bir ineğin karnına dışardan vana/kapak takmışsınız ve süt vermesi için işlenmiş yemleri oradan içeriye döküyorsunuz!
Çözümü kolay, tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmek tek başına yeterli değil, bu işlerden kâr yapan gözünü para bürüyen gıda şirketlerini kamulaştırmadan, insan için ama insanın bir parçası olduğu doğal yaşamı ve diğer canlıların onurunu ve haklarını gözeterek üretim yapmadan olmaz bu iş.
(bkz:kapitalizm öldürür)
öyle korkunç çiftlikler, insanlık dışı uygulamalar var ki utancımdan kahroluyorum, düşünün bir ineğin karnına dışardan vana/kapak takmışsınız ve süt vermesi için işlenmiş yemleri oradan içeriye döküyorsunuz!
Çözümü kolay, tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmek tek başına yeterli değil, bu işlerden kâr yapan gözünü para bürüyen gıda şirketlerini kamulaştırmadan, insan için ama insanın bir parçası olduğu doğal yaşamı ve diğer canlıların onurunu ve haklarını gözeterek üretim yapmadan olmaz bu iş.
(bkz:kapitalizm öldürür)
Köy hayvancılığı/besiciliği ile büyük şirket besiciliği arasında dağlar kadar fark var. Biri sağdığı sütü o hayvanın yavrusuna yetecek kadar bırakarak sağarken (tek kuzusu olan koyun ile iki kuzusu olan koyundan aynı ölçüde süt almazlar yada kuzu bir kaç hafta olana kadar süt sağmazlar) diğeri o büyük şirketler ineklerin kemiklerine kadar sömürerek bu işi yapıyor. Doğanın bir parçası olan insan bugünlerde sanki bir virüs gibi ama bu işler böyle gitmez değişir elbet.