confessions

baylupen

Bira  · 7 Ağustos 2017 Pazartesi

  1. toplam giri 57
  2. takipçi 2
  3. puan 725

başörtüsü yasakları

baylupen
Bu bir dini inanç gereği gibi gösterilsede artık durum o değildir. Hatta hiçbir zaman öyle olmamıştır. Bugün yolda yürürken şalvarlı ve sakallı birini gördüğümüzde onun bir cemaat mensubu olduğunu biliriz. Artık bu bir simge niteliğindedir. Hatta bir akrabam saçını kazıtıp sakal uzatıp hastaneye gitmişti ve bir adam kendi sırasını "hocam" diye hitap ederek akrabama vermişti. Bu başörtüsü de aynı şekilde belli bir kimliği yansıtmak için bir sembol niteliğindedir. Oysa anayasada da belirtildiği üzere dil din ırk vs seylerle ayrım yapılamaz. Bunların bu kimliklerle kendilerini ayırmaları ve pirim yapmalarından dolayı kesinkes yasaklanması gerekmektedir.

orospu

baylupen
kelimeler zamana bağlı olarak anlamlarını değiştirirler. vatanı ve milleti sevmek ülkücülüktür. vatanımı ve milletimi severim ama ben ülkücü değilim. çünkü gelinen nokta ülkücülük kavramının manasını değiştirmiştir. artık belli bir kitleyi temsil eder ülkücülük.
or*spuluk yapmak ise artık aldatma eylemini uygulayana söylenir. sex işçisi ise or*spu değildir. aldatmamaktadır çünkü.

21. yüzyılda olup komünizm'in geleceğini zannetmek

baylupen
20'sinde komünist olmayanın kalbi, 40'ında hala komünist olanın beyni yoktur.
(Bernard Shaw)

Ekleme: eksi oylayanlarin sözü anladığını düşünmüyorum. Burası laik sözlük, eksi yemek için özellikle kemalizm, marksizm gibi akımları çiğnemek gerekir. Bu sözle anlatılan marksizmi kötülemek değil komünizmin ulaşılamaz olduğunu fark ettirmektir. Yirmi yaşından kırk yaşına kadar hiçbir şeyin değişmediğini vurgulamakta ve bu değişmemenin sonucu olarak hala daha aynı şeyi denemenin mantıksızlığı vurgulanmatadır. Manifestoyu okursanız göreceksiniz ki komünizm zamana göre değişip çağa uyarlanması gereken bir mekanizmadır. Ancak bizim cenahın sabit kafaları bu değişimi idrak edememekte ve hala daha aynı deneyi yapmakta ısrarcılar.

Tekrar özetliyorum: komünizm bu çağa göre halkın çıkarlarını koruyacak şekilde yeniden düzenlenmedikçe hayalden ibarettir.

aşka olan inancını kaybetmek

baylupen
öncelikle aşk bir inanç değil ki kaybedelim. küçükken aşkı saf olarak tanımlardık, temiz, çıkarsız bir istek olduğunu sanıyorduk. büyüyünce anlıyoruz ki kazın ayağı öyle değil. her şey ama her şey üreme üzerine kuruludur. bundan dolayı her duygu, her his hayatta kalmak ve üremek için geliştirilmiştir.

İşte kaybettiğimiz de kazandığımız da budur.
3 /