anne boleyn

demem o ki tatlı bir uygulamadır.

genel olarak günümüzdeki insanlarda bulunmayan, nadir olarak bulundu mu kıymeti bilinmeyen bir bağlılık, onurlu davranıştır.

otomatikman beyinsiz olan erkekler.
çevremizde çokca örneklerine rastlayabiliriz.

sen ona arkadaş gözüyle bakıyorken o sana farklı duygular besliyorsa kötü bir durumdur. kaçınılmaz son arkadaşlığınızın da bozulmasıdır.

Dr'ın online sitesindeki kitaplar, mağazadaki fiyatlardan daha uygun. Ama ne yazık ki kitaplar elinize geç ulaşır ve hasarlı olması da muhtemeldir. kargo bedava kampanyasını en çok uygulayan sitedir ayrıca. Kargo bedavaya denk geldikçe birkaç tane kitap sipariş veriyorum, elime geç ulaşacağını bilsem bile.
Bugün de o günlerden biri. Kargo bedava kampanyası var. Bilginiz olsun.

ilk önce herkesin laikliğin dinsizlik demek olmadığını idrak etmesi lazım.
din ve devlet işlerinin ayrılması, her inanca, dine eşit bir biçimde yaklaşılması sadece eşitlik ve özgürlüktür. o yüzden müslüman biri laik sistemi destekleyebilir, başörtülü biriyle de ilişki yaşayabilir.

ama genel bir çerçeveden baktığımızda ben erkeklerin başörtülü biriyle birlikte olmasını bile garipsiyorum. oysa çevremiz başörtülü genç kızlarla sarılmışken...

karşınızdaki kişi bunu söylüyorsa muhtemelen sizi sevmiyordur. sadece oyalıyordur.

daha önce neden bu kargo şirketlerinin başlığı açılmamış şaşırdım yahu.
hele ki capslerimize konu olan yurtiçi gibi bir rezil kargo şirketi varken!
bu kargo şirketimiz genellikle kapınıza gelip kargonuzu teslim etmez, gelip sizin teslim almanızı ister. zira bütün gün evde kös kös oturduğunuz halde akşam bir bakmışsınız evinizde yoktunuz şu şu şubemizden kargonuzu alabilirsiniz diye bir mesajla karşılaşırsınız. lanettir, leştir.

tecrübelerime dayanaraktan söylüyorum ki, en hızlı kargo şirketidir. (bkz:bkm kitabevi) daha önce mng kargoyla çalıştığında kitaplar bir hafta sonra gelirken, ptt kargoyla anlaştığından beri en geç üç günde siparişim elime ulaşıyor. yurtiçi, mng vs... diğer kargo şirketlerini gördükten sonra ptt ilaç gibi geldi.

Erkekler için güzel bir yüzden daha önemlidir. İç güzelliği katmama bile gerek yok swh. Erkeklerin bu kadar cinsel açlık çekmeleri zaaflarının cinsellik olması ise acınası.
(bkz:kadınların erkeklerden daha zeki olması)

Stefan Zweig birçok okurun bildiği ve sevdiği bir yazar olmakla birlikte ben de bu topluluğa dahilim. Psikolojik betimlemeleri tüyler ürpertici derecede muhteşem. Şahsen okurken “bunları ben de hissetmiştim, ne kadar da güzel anlatmış” dediğim oluyor. Bazen hissettiklerini kelimelere dökemeyen bizler için, hisleri muhteşem anlatıp okuyucuya yansıtan bir cevher.

En sevdiğim eserleri ise "Clarissa, Bir Çöküşün Öyküsü, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat" oldu. kesinlikle herkes okumalı.

kadınların sadece damızlık olarak görüldüğü ve ikinci sınıf muameleye maruz kaldığı ülke. çoğu "islam" hükmü ile yönetilen ülkelerde olduğu gibi burada da cehalet, cinsiyetçilik, din istismarcılığı hat safhada.

akp'den milliyetçi olmaz. mhp ise milliyetçiliğini çoktan yitirmiş akp yalakası bir parti olmuştur.
türkçülük bölücülüktür, milliyetçiliği ayaklar altına aldık diye söylemler yapan reis mi milliyetçi bir cephe kuracak? imkanı yoktur. olsa olsa radikal islamcı cephesi olur. alevilere baskı, kendinden olmayanlara eziyet, müslüman usullere göre yaşamayanlara ise dışlanma devri hakim olan bir iktidar portresi çizerler. ki zaten şimdi bile öyle.

"Tebessüme gönül indirmeyecek kadar huysuz, korku bahanesine sığınıp kimseyle sahiden yakınlaşmaya tenezzül etmeyecek kadar şımarıktım sadece. Dünyayı beğenmeyecek, minicik bir anlamı ondan esirgeyecek kadar. Kendimi çok beğendiğimden değil; aksine, hiç beğenmediğimden. Bir başkasının sevgisini anlamsız bulmam da, yine kendimde sevecek bir yön göremeyişimden."

Nermin Yıldırım / dokunmadan

jakoben adlı yazarın isyanı fevkalade.
haberler hep siyasi tartışmalar, tecavüz haberleri, cinayetleri gösteriyor. artık insanların üzerinde bir psikolojik baskı oluşuyor. ulan ülkede hiç mi güzel şey olmuyor? diye. Öyle kötü bir döneme denk geldik ki, kanallar hep muhalefet liderleri ile iktidarın "ahlaktan" yoksun, semt ağzıyla tartışmalarına tanık oluyoruz. en büyük makamdaki adam "sen kimsin ya" deyip karşısındakini eziklemeye çalışabiliyor. yetmiyor hakaret dahi edebiliyor. ve bunlar gençlere, yeni nesile örnek(!) oluyorlar. ne acı.