sloganımızı pankarta taşıyan ilk parti
türkiye komünist partisi
bu yıl ekim devriminin 100. yılında adını sıkça duyacağımız parti
iktidar olma ihtimali genel evde bakire bulmak kadar zor
KP'nin çöktüğü isimdir. Kendilerine biz TKP'yiz deselerde resmiyetten öteye geçememiş, sokağa inememiş, başkanlığa karşı mücadelede isim peşinde koşmuş, hava koşullarını sebep göstererek (göt korkusundan) devrim ertelemiş, Hayır Daha Bitmedi eylemlerinde kitleye 10 tane Boğun Eğme dövizi dağıtarak halk hareketini sahiplenmeye çalışmış, vasıfsız, hizipçi bir partidir. Partililerinin en sevdiği şey Boyun Eğme yayını satışından sonra soğuk biralarını içip "Baba devrim yeah" diye hönkürmektir. Gelenek ruhunu aradığınız, gerçek iş yapan bir TKP görmek istiyorsanız...
(bkz:htkp)
(bkz:htkp)
Çay içip, internette takılan, arada bir de bildiri dağıtan, 1 Mayıs'tan 1 Mayıs'a meydanlara inen bir parti.
Eger Turkiye'de ki komunist partiler birlesirse %5-6 oy oranina sahip olabilirler en cok bilinen parti TKP dir ancak sosyal medyaya da varliklarini gosterirler tam anlamiyla TKP li olmak icin gereken itemler "Boyun Egme" yazili bir bayraktir.
1 Mayıs'ta bakırköy'e gittikleri yetmiyormuş gibi üstüne bir de pankartlarını tek tek polis onayına sunan grup.
bir yanda 1 mayıs'ı anlamına uygun olarak mücadele ile yaşayanlar, bir tarafta validen, polisten aferin alanlar... iki ayrı dünya...
http://kurtuluspartisi.org/iki-fotograf-akla-kara-gibi-birbirinin-zitti-iki-ayri-dunya
bir yanda 1 mayıs'ı anlamına uygun olarak mücadele ile yaşayanlar, bir tarafta validen, polisten aferin alanlar... iki ayrı dünya...
http://kurtuluspartisi.org/iki-fotograf-akla-kara-gibi-birbirinin-zitti-iki-ayri-dunya
https://www.tkp.org.tr
1 mayıs 2017 tarihinde istanbul, ankara, izmir ve adana'da kitlesel olarak meydanlara çıkmıştır.
1 mayıs 2017 tarihinde istanbul, ankara, izmir ve adana'da kitlesel olarak meydanlara çıkmıştır.
Eski ismi Sip'tir (Sosyalist İktidar Partisi) 2001 yılında Türkiye komünist partisi (TKP) ismini aldığı anda Ankara'da Ahmet Taner Kışlalı spor salonundaydık güzel bir akşamdı.
Gençler üzerinde ülkücüler sağcılar vs. Gibi düşmeyen bit partidir
Türkiye solunun taksim sorununu 2015 yılı 1 mayısında işçi sınıfının bayrağını taksimde dalgalandırarak çözmüş partidir
(bkz. 2. video) tkp 2014 yazında yaşadığı likidasyon sebebiyle 2015/2016 yılında kp olarak mücadeleye devam etmiş 22 ocak 2017 tarihinde ise tkp ismi siyaset sahnesine geri dönmüştür.
(bkz. 2. video) tkp 2014 yazında yaşadığı likidasyon sebebiyle 2015/2016 yılında kp olarak mücadeleye devam etmiş 22 ocak 2017 tarihinde ise tkp ismi siyaset sahnesine geri dönmüştür.
19 Mayıs sebebiyle açıklama yayınlayan bir sol partidir.
"Milli mücadeleden bugüne
98 yıl sonra 19 Mayıs
19 Mayıs'a yasaklamalarla giriyoruz. Anadolu'daki işgal güçlerinin sökülüp atılması ve ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ile sonuçlanan “milli mücadele” için 98 yıl önce atılan adım önemli bir köşe taşı, bir karar anıydı.
Şimdi emperyalist işgal ordularına karşı verilen mücadelenin anılması, kutlanması devlet iktidarının kendisi tarafından “ulusal güvenlik” için tehdit sayılıyor.
Ve bazı milliyetçiler böyle bir iktidarın milli çıkarların bekçiliğini yaptığını savunuyor.
Birkaç yıl öncesine kadar 19 Mayıs'ı namus meselesi olarak gören, Samsun'a her yıl bir kez daha çıkarak milli mücadelenin bayraktarlığını yaptığını düşünen ulusalcılar arasında bile, yeri geldiğinde AKP iktidarına vatan millet adına sahip çıkılması gerektiğini söyleyenler var.
Bu tabloya, gerici, Amerikancı, ümmetçi parti AKP'nin kendi iktidarını bir milli mesele olarak sunması ekleniyor.
Tabloyu tamamlayansa, çok yakın zamana kadar “ulus ve ulus devlet eski kavramlardır, artık demokrasi için uluslararası topluma entegrasyon esastır. Almanya'ya, ABD'ye emperyalist demek günahtır” diyerek enternasyonalizm dersi veren sol liberallerin, şimdi İzmir Marşı'na eşlik etmeleri oluyor.
Kafa karışıklığına hiç gerek yok.
Türkiye kapitalizmi, kritik bir siyasal yapılanma evresini milli mücadeleyle tamamlamış, daha doğum anında emperyalist sermaye ile işbirliğine mahkûm milli sermaye palazlandıkça, sistem yerleşmiş, sistem yerleştikçe milli olan her şey biraz çok uluslu, bağımsız olan Türkiye biraz bağımlı hale gelmiştir.
Türkiye kapitalizmi için bağımsızlık bir yalan değilse bir hayaldir.
Bu ülkede “memleketin de devletin de sahibi biziz” diyen herkes açıkça eski deyimle gayri millidir.
Ortadoğu'da Amerika'nın verdiği yetkilerle ülkeler işgal etmeye niyet edenlerin, “milletin adamı” geçinmeleri yalandır.
“Ulusalcı” kelimesini gururla isimlerine ekleyenlerin, NATO'ya sadakati utandırıcıdır.
Osmanlı çürüyüp çökmekteyken, topraklarına doluşan işgal ordularına karşı verilen mücadeleler şüphesiz ki 19 Mayıs 1919 günü başlamamıştır. 19 Mayıs 1919'un ulusal kurtuluş mücadelesinin sembolik başlangıç günü olarak kutlanması ise şüphesiz doğrudur.
Mustafa Kemal'in Samsun'a ulaştığı günden 98 yıl sonra, tekrar aynı noktadan başlayarak bir “ikinci Kurtuluş Savaşı” vermek ise mümkün değildir.
İşgal artık yabancı orduların işgali değildir. İşgal sömürü düzeninin işgalidir. Sadece emekçileri ezmek ve onlara boyun eğdirmek için “milli” olduğunu hatırlayan sermaye sınıfımız, bu çokuluslu işgalin bir parçasıdır.
Artık bu ülkenin kurtuluşu emeğin kurtuluşu olacaktır.
98 yıl sonra, işgal ordularını Anadolu'dan söküp atan mücadelede atılan büyük adımı, emeğin iktidarı için verdiğimiz mücadelenin mevzilerinden selamlıyoruz.
Bağımsızlığı bu çağda bir hayal olmaktan çıkartacak olan, işçilerin uluslararası kardeşliği ve iktidar mücadelesidir.
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komite"
https://www.tkp.org.tr/tr/aciklamalar/milli-mucadeleden-bugune-98-yil-sonra-19-mayis
"Milli mücadeleden bugüne
98 yıl sonra 19 Mayıs
19 Mayıs'a yasaklamalarla giriyoruz. Anadolu'daki işgal güçlerinin sökülüp atılması ve ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ile sonuçlanan “milli mücadele” için 98 yıl önce atılan adım önemli bir köşe taşı, bir karar anıydı.
Şimdi emperyalist işgal ordularına karşı verilen mücadelenin anılması, kutlanması devlet iktidarının kendisi tarafından “ulusal güvenlik” için tehdit sayılıyor.
Ve bazı milliyetçiler böyle bir iktidarın milli çıkarların bekçiliğini yaptığını savunuyor.
Birkaç yıl öncesine kadar 19 Mayıs'ı namus meselesi olarak gören, Samsun'a her yıl bir kez daha çıkarak milli mücadelenin bayraktarlığını yaptığını düşünen ulusalcılar arasında bile, yeri geldiğinde AKP iktidarına vatan millet adına sahip çıkılması gerektiğini söyleyenler var.
Bu tabloya, gerici, Amerikancı, ümmetçi parti AKP'nin kendi iktidarını bir milli mesele olarak sunması ekleniyor.
Tabloyu tamamlayansa, çok yakın zamana kadar “ulus ve ulus devlet eski kavramlardır, artık demokrasi için uluslararası topluma entegrasyon esastır. Almanya'ya, ABD'ye emperyalist demek günahtır” diyerek enternasyonalizm dersi veren sol liberallerin, şimdi İzmir Marşı'na eşlik etmeleri oluyor.
Kafa karışıklığına hiç gerek yok.
Türkiye kapitalizmi, kritik bir siyasal yapılanma evresini milli mücadeleyle tamamlamış, daha doğum anında emperyalist sermaye ile işbirliğine mahkûm milli sermaye palazlandıkça, sistem yerleşmiş, sistem yerleştikçe milli olan her şey biraz çok uluslu, bağımsız olan Türkiye biraz bağımlı hale gelmiştir.
Türkiye kapitalizmi için bağımsızlık bir yalan değilse bir hayaldir.
Bu ülkede “memleketin de devletin de sahibi biziz” diyen herkes açıkça eski deyimle gayri millidir.
Ortadoğu'da Amerika'nın verdiği yetkilerle ülkeler işgal etmeye niyet edenlerin, “milletin adamı” geçinmeleri yalandır.
“Ulusalcı” kelimesini gururla isimlerine ekleyenlerin, NATO'ya sadakati utandırıcıdır.
Osmanlı çürüyüp çökmekteyken, topraklarına doluşan işgal ordularına karşı verilen mücadeleler şüphesiz ki 19 Mayıs 1919 günü başlamamıştır. 19 Mayıs 1919'un ulusal kurtuluş mücadelesinin sembolik başlangıç günü olarak kutlanması ise şüphesiz doğrudur.
Mustafa Kemal'in Samsun'a ulaştığı günden 98 yıl sonra, tekrar aynı noktadan başlayarak bir “ikinci Kurtuluş Savaşı” vermek ise mümkün değildir.
İşgal artık yabancı orduların işgali değildir. İşgal sömürü düzeninin işgalidir. Sadece emekçileri ezmek ve onlara boyun eğdirmek için “milli” olduğunu hatırlayan sermaye sınıfımız, bu çokuluslu işgalin bir parçasıdır.
Artık bu ülkenin kurtuluşu emeğin kurtuluşu olacaktır.
98 yıl sonra, işgal ordularını Anadolu'dan söküp atan mücadelede atılan büyük adımı, emeğin iktidarı için verdiğimiz mücadelenin mevzilerinden selamlıyoruz.
Bağımsızlığı bu çağda bir hayal olmaktan çıkartacak olan, işçilerin uluslararası kardeşliği ve iktidar mücadelesidir.
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komite"
https://www.tkp.org.tr/tr/aciklamalar/milli-mucadeleden-bugune-98-yil-sonra-19-mayis
Bu ülkenin temiz kalmış siyasi hareketlerinden birisidir. Akp kuyrukçuluğu yapan chpye ve hdpye de karşı bir partidir tkp. Sizin partileriniz akpyle çözüm süreci yaparken, akpyle birilikte dokunulmazlıkları kaldırırken, akpyle yenikapıda buluşurken bu ülkenin komünistleri ülkeyi sömüren düzen partilerine karşı, halkı bölmeye çalışan pkkya karşı, "atatürkün p*çleri" diyip halkın değerlerine küfredenlere karşı mücadele etmiştir. Kemal okuyanın kartal mitingindeki konuşmasından bir alıntıyla bitireyim bu entrymi
"Onlar göğsüne vahdettini taksın, bizler mustafa kemali takalım" tkpyi vatan hainleriyle bir tutanlara duyurulur. Bilip bilmeden öyle saçma sapan şeylerle gelmeyin tkplilere. Daha ülkesindeki amerikan üslerine karşı mücadele etmeyen adamlar da vatan sevdasından bahsetmesin
"Onlar göğsüne vahdettini taksın, bizler mustafa kemali takalım" tkpyi vatan hainleriyle bir tutanlara duyurulur. Bilip bilmeden öyle saçma sapan şeylerle gelmeyin tkplilere. Daha ülkesindeki amerikan üslerine karşı mücadele etmeyen adamlar da vatan sevdasından bahsetmesin
"onlar göğsüne vahdettini taksın, bizler mustafa kemali takalım" burjuva ve duzen karsiti solcu liderinin, milliyetci liberal bir devlet adamini ovmesini gosteren soz.
Çomar gibi isim kavgasına giren oluşum.