prof. dr. ümit özdağ

laikbasbug
Türk milliyetçileri arasında en değer verdiğim insanlardan biridir.
Kendi sitesinde özgeçmişi şu şekilde belirtilmiştir:

Ümit Özdağ, 03.03.1961 yılında Tokyo/Japonya'da doğmuştur. Ümit Özdağ'ın Tokyo'da doğmasının nedeni, babası Muzaffer Özdağ'ın 27 Mayıs 1960'da gerçekleşen askeri müdahale sonrasında kurulan Milli Birlik Komitesi'nin önde gelen üyelerinden birisi olmasıdır. Alparslan Türkeş'in liderliğinde Türk siyasi tarihinde 14'ler diye bilinen grubun üyeleri çeşitli ülkelere sürülmüşlerdir. Ümit Özdağ da siyasal sürgünde doğmuştur. Aile 1963 yılı sonunda Türkiye'ye dönmüştür. Bu sayede Ümit Özdağ'ın çocukluk yılları Türkiye'de geçmiştir.

Ümit Özdağ ilk, orta ve lise eğitimini TED Ankara Koleji'nde gerçekleştirmiştir. Muzaffer Özdağ ise 1965 seçimlerinde CKMP yani MHP Afyonkarahisar Milletvekili olmuştur. Muzaffer Özdağ, 1965-1969 arasında MHP Genel Başkan yardımcılığı görevini gerçekleştirmiş ve 1969'da aktif siyaseten çekilmiştir.

Ümit Özdağ, lise yıllarında Ankara'da Çankaya Ülkü Ocakları'nda ve Ankara Koleji'nde ülkücü hareket içinde siyasi mücadeleye başlamıştır. Bu mücadele sürecinde ülkücü faaliyetlerden dolayı, Ankara Koleji'nden 1977/78 öğrenim yılının son günü dersler tamamlandıktan sonra, dönemin Ankara Valisi'nin talimatı ile atılmıştır. Bundan dolayı, Ümit Özdağ lise diplomasını Ankara'da Aktepe Lisesi'nden almıştır.

Ümit Özdağ, yüksek öğrenimini 1980-1986 yılları arasında Münih kentinde Ludwig Maximilians Üniversitesi'nde gerçekleştirmiştir. Münih Ludwig Maximilians Üniversitesi'nde siyasal bilgiler, felsefe ve iktisat fakültelerinde okumuştur. Ümit Özdağ yüksek lisans çalışmasını “Türkiye'de Planlı Kalkınma ve Devlet Planlama Teşkilatı” üzerine hazırlamıştır.

Ümit Özdağ, 1986 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. 1990 senesinde “Atatürk ve İnönü Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri” konulu çalışması ile siyaset bilimi doktoru olmuştur.

Dr. Özdağ, 1993 yılında “Menderes Döneminde Ordu-Siyaset ilişkileri ve 27 Mayıs Askeri Hareketi” konulu tezi ile siyasal teori doçenti unvanını almıştır.

Doç. Dr. Ümit Özdağ, 1994 yılında 2004 yılına kadar çıkacak olan “Avrasya Dosyası” adlı üç aylık uluslararası ilişkiler ve stratejik araştırmalar dergisini çıkarmaya başlamış ve editörlüğünü yapmıştır.

1980'lerin sonundan itibaren terörizm ve etnik sorunlar konularında araştırmalar yapan Özdağ, 1995 senesinde Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illerimizden göç alan illerde sosyo-politik içerikli saha araştırmaları yapmıştır. 1997 senesinde Bitlis'in Mutki ilçesinde saha araştırması yapmıştır. 1996 senesinde Kuzey Irak'ta Erbil ve Süleymaniye'de ekonomik merkezli araştırmalar gerçekleştirmiştir.

Ümit Özdağ, 1997-1998 senelerinde ABD'de Baltimore'da Towson Üniversitesi'nde küreselleşme, Avrasya'da etnik sorunlar konularında araştırmalar yapmış ve aynı konularda ders vermiştir.

1992-1994 yılları arasında Ülkü Ocakları'nda Başbuğ Alparslan Türkeş'in talimatı ile özel eğitim grubuna ders vermiştir.

Ümit Özdağ, 1999 senesinde dünyanın en büyük stratejik araştırma merkezlerinden birisi olan Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'ni (ASAM) kurmuştur.

2000 yılında ASAM'a bağlı olarak çalışan Ermeni Araştırmaları Enstitüsü'nü kurmuştur. Ümit Özdağ, ASAM'ın 2004 senesine kadar başkanlığını ve yönetim kurulu başkanlığını yürütmüştür.

Ümit Özdağ, 1999 senesinde üç aylık dergi olan “Jeoekonomi” adlı dergiyi kurmuş ve yayınlamıştır. 2000 yılında “Stratejik Analiz” adlı aylık strateji dergisinin yayına geçirmiştir. 2001 senesi başında “Ermeni Araştırmaları” ve “Armenian Studies” adlı dört aylık dergiyi yayına başlatmıştır. 2002 senesinde Londra'da “The Review of International Affairs” adlı üç aylık dergiyi ve “Ankara Papers” adlı kitap dizisini Frank Cass yayınevi ile birlikte yayınlamaya başlamıştır.

Prof. Dr. Ümit Özdağ, 2002 senesinde sadece TBMM üyeleri için “Jeopolitik Gündem” adlı bir çalışmanın yayına başlamıştır. Özdağ, Başbakanlık-TİKA için ise “Avrasya Analiz” adlı dergiyi düzenlemiş ve yayınlamıştır.

Ümit Özdağ, 2003 senesinde Diyanet İşleri Başkanlığı için dini ilişki ve sorunları stratejik açıdan inceleyen “Diyanet Araştırmaları Merkezi” (DİYAM) adlı stratejik araştırma merkezini kurmuş ve altı ay başkanlığını yapmıştır.

Ümit Özdağ, Harp Okulu, Polis Akademisi, Polis İstihbarat Dairesi, Milli Güvenlik Akademisi, Milli Güvenlik Akademisi Kamu Diplomasisi Kursları, Adalet Yüksek Okulu ve İçişleri Bakanlığında dersler ve konferanslar vermiştir.

Prof. Dr. Özdağ, Vaşington, Moskova, Tokyo, Yeni Delhi, Kahire, İskenderiye, Brüksel, Tahran, Bişkek, Alma Ata, Londra, Münih ve Tel Aviv'de değişik üniversite ve araştırma merkezlerinde konferanslar vermiştir.Bunun yanı sıra bir çok ülkede kongrelere katılmış, tebliğ sunmuştur.

Prof.Dr. Ümit Özdağ, Anadolu'nun birçok yerinde konferanslar vermiş, ödüller almıştır.

2001 yılında profesör olan Ümit Özdağ, 2005 senesinde Gazi Üniversitesinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından yapılan anti demokratik rektör atamasını protesto ederek üniversiteden ayrılmıştır.

Prof. Dr. Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanı Ahmet N. Sezer'in cumhurbaşkanlığı süresinin sona ermesi ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesidir.

Prof Dr. Ümit Özdağ 2005 yılından bu yana “21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü” Başkanlığını yürütmektedir.

Prof.Dr. Ümit Özdağ “21. Yüzyıl” adlı üç aylık düşünce dergisinin yayın kurulu başkanlığını yapmaktadır. Prof. Dr. Ümit Özdağ, ayrıca 3 aylık hakemli dergiler olan 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler ile Milli Güvenlik ve Askeri Bilimler dergilerinin eş editörlüğünü yapmaktadır.

Güvenlik bilimleri, istihbarat bilimi düşük yoğunluklu çatışma, etnik sorunlar, Avrupa Birliği, Avrasya ve Ortadoğu konularında çalışan Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın yayınlanmış yirmi üç kitabı, 11 editörlük yaptığı kitap, dört tercüme kitabı, Avrasya Dosyası, Stratejik Analiz, Türk Yurdu, 21 Yüzyıl gibi dergi ve gazetelerde yayınlanmış 300'ün üzerinde makalesi mevcuttur. Prof. Dr. Ümit Özdağ İngilizce ve Almanca bilmektedir.

Ümit Özdağ'ın, Alp adlı 3 yaşında bir oğlu vardır...

http://www.umitozdag.com/ozgecmis/
sophos
Yakın zamana kadar mülteci karşıtlığı gerekçesiyle beğendiğim bir siyasetçiydi. Dün gözümden düştü. içişleri bakanına ve imamoğlu'na karşı ağır eleştiriler yapmıştı. ancak dün halk tv'de, bahçeli'nin daha önce kendisine söyledikleri sorulunca herkese karşı dümdüz konuşan, ağır eleştiriler yapan adam süt dökmüş kediye döndü. göndermeli mesaj vermeye kalktı. Kendisine soru yöneltenlere saygısızca davrandı aynı trump gibi. Bu hala mhp'ye ve bahçeli'ye bağlılığını gösteriyor. Ki bunlar gerçek Türk milliyetçisi değildir, "türk-islamcı"dır. -geçen ahmet yesevi ve hacı bektaş türbesi ziyaretini paylaşmıştı.- İslamcılık türk siyasetindeki en büyük kanserdir. Hem islamcı hem türk milliyetçisi olunamaz. zafer partisini türk milliyetçisi sanıyordum ama onlarda da gizli islamcılık var.
jakoben
anıtkabire girmesi yasaklanması gereken şahıs. arkasına alıyor türbanlı türbansız ortaya karışık cahil çomarları bodozlama dalıyor. atatürkçüyüz diyor atatürk neyle mücadele etmiş haberi yok gibi yapıyor. kitlesi zaten kanser nerede muhsinci eski akpli var toplamış. bundan 30 sene önce türbanla oraya elli metre yaklaşanı alnının çatısından zımbalarlardı. türk devriminin geldiği kepaze hal. yarak kürek dinlerinin amını götünü siktikleri yetmezmiş gibi atatürk ün temsiliyetinin de amına koydular. adam ümmetin lideri oldu aq paskifapisf
jakoben
chp parti binasının içinde basın odasında kurt işareti yapmak suretiyle tüm türkleri temsil ediyor gag gug saçma sapan... ülkücüsünün davasının peşinden kalpler yaparak koşarsan yüzünü bulur gelir ideolojisini senin salonunun halısına bırakır. hadi git zafer binasında yumruk kaldır 37 ölü 21 yaralı. biraz ağırlığınız olsun sayın chp. mesela en basitinden; ''biz burada bu tarz hareketler yapmıyoruz ümit bey.'' diyerek tavrınızı koyun mesela. o ürkek ürkek tavrınızı... geldiği medeniyet seviyesi yüzünden şiddete eğilim oranını geri dönülmez şekilde törpülenmiş olan davranış biçimleriniz eşliğinde. zahmet olacak aq. basıyor artık yani bunlar bir yandan bunların biraz daha koyusu olan cihatçıları bir yandan..sessizliğiniz sayenizde köpek parkurunda goldenın patisiyle baskıladığı toy poddlelara döndük aq. ümit amca biz köpek değiliz. kurt murt keçi inek eşek... hayvan değiliz biz. biz medeniyet kurduk insandır simgemiz. ileriyi gösteren parmak falan.. hatırladın? heykel var on beş yirmi tane öyle. hatta çok sevdiğini söylediğin adam uzatıyor parmağını hani... daha bugün bu davanın mağdurlarından biri mikrofonlara ''sağ sol yok insanlık var.'' diye beyanat verdi. sizin gibi safların aksine dava dedikleri cumhuriyeti yıkma hedefindeki sikko ideolojilerini her yere çok sağlam bir şekilde ikame ediyorlar. gelip parti binanızda garip gurip hareketler yapıp gülümseyebiliyorlar küçük bir çocuğun ayıbını mazur görün dercesine sırıtarak.. sen yapabilir misin? hayır. düşünmezsin bile böyle bir saçmalığı. çok saygı duyduğundan değil umrunda olmaz belki de.. hatta basit görüyor olabilirsin.. bilinmez. ancak o hareket akabinde gelebilecek davranış biçimlerini, bir takım konulardaki tasvip edilmeyebilecek tutumları meşrulaştırmaya alan açıyor işte mesela... senin evinde bozkurt yapmak benim her hareketim meşrudur demektir. ben herşeyi temsil ediyorum, merkezde benim ideolojim var demektir. o ünlü cümle gibi;
''ideolojiler üstü..'' suriyeliler ülkeyi mahvetti, afganlar ayakkabıları çalıyor alouu!! telaşında olan ve ittifak arayan adam gelip o hareketi orada yapmaz. bunların hepsi topyekün türk devrimlerinin düşmanlarıdır. bunlar türkleri öyle veya böyle arapgillerin ,arabımsıların mimarilerinin, söylemlerinin, sapıklıklarının, bilimum toplumsal iğrençliklerinin esaretinde yaşatmaya bilinçli veya bilinçsiz and içmiş insanlardır. belki göçle gelen arapların değil ağır geldi tabi yerli üretim sapıklarına nazaran... :))) ancak yerli arapların kesin gibi gözüküyor...o işareti tüm türkiye'ye mal etmekte genel bir meşrutiyet zemini kazanma hamlesidir. dava mağdurlarından ayşe ateş'in bu beyanatıda bir müridin ezberi işte. beynine kazınan diğer köylü zihniyetli milyonlarca türbanlı bacı gibi; sevdiklerine bir şey olsa bile sol yok. sol cız. bak çekerler türbanını. o türban senin namusun. solcularda namussuz vs.. orada senin davanla sol ilgileniyor ama haklısın bacı sizin genel olarak ne haliniz varsa görmeniz gerekiyor. ancak anlatamıyoruz. bu saatten sonra bir şeylerdende ders çıkarırsınız diye değil. çıkarırsanız ekime. hiçbir şeyi düzeltemez kimse. maç buradan dönmez. yaptığınız herşey ülkeyi bölmeye, herkesi kutuplaştırmaya sikik dininiz herkesi nefretle doldurmaya yaradı. herşeyi tükettiniz. senin gibiler olumlu ne işe yarıyor biliyor musun? güzel gözleme açıyorsunuz gerçekten. o da belki otobüs terminallerinde falan.. belki o işte de berbatsınız ama gecenin köründe iki tane kek veren otobüsten guruldayan karınla indiğimiz için güzel geliyor olabilir. en önemlisini biliyor musun? gözleme olmasa da olur. sen olmasanda olur. siz olmazsanız olur. zaten güzel bir şeyler olacaksa, kesinlikle sizlerin yokluğunda olacak. allah ve rahmetle. pardon, en az sağ sol kadar, allahta yok. insanlık var.