Son bir kaç gündür yaşıyorum bu durumu. Oturuyorum ve dışarıya bakmaya başlıyorum. Kulaklığım takılı bir şekilde izliyorum amaçlarından sapmış arabaları, saçma sapan yerlere konumlanmış binaları ve o gölü. Sanki bütün hayatım gözlerimin önünden geçiyor şu aralar ve en yalnız hissettiğim yer ise metrobüs oluyor. 45 dakikalık yolculuk, kalbime hükmeden bir acı oluyor şu günlerde. Her zaman bir savaş içerisinde insanlar, ben ise kendimi kalkansız ve kılıçsız aralarında kalmış basit bir çoban çocugu gibi hissediyorum.
metrobüste cam kenarı
Hele bir de tekli koltuklardaysa tadından yenmez. Bu koltukları sevin, onlara sahip çıkın.
Bir yola bakarız düşüncelere dalarız, eskiler aklımıza gelir bir de metröbüsün içine bakarız ve oturamayanların (özellikle yaşlılar) bize bakışlarını görüp vicdan azabı çekeriz. swh
Cam kenarında unutulur bazı hayatlar. Ne zaman yağmur yağsa, cama çarpar durur, en acı hatıralar..
İki şehir arasındaki mesafe ne kadar uzaktır? Ya da iki kalp arası iki dudak ile kaç dakikada birbirine ulaşır?
-mesud topaltan cam kenarı tavsiyemdir.
İki şehir arasındaki mesafe ne kadar uzaktır? Ya da iki kalp arası iki dudak ile kaç dakikada birbirine ulaşır?
-mesud topaltan cam kenarı tavsiyemdir.
kafanızı yerleştirdiğinizde, özellikle köprüden geçerken tık tık tık tık tık eder.
bunun haricinde keyiflidir, kimseye yer vermek zorunda kalmazsınız, beylikdüzü söğütlüçeşme seferleri başlasın...
bunun haricinde keyiflidir, kimseye yer vermek zorunda kalmazsınız, beylikdüzü söğütlüçeşme seferleri başlasın...
O cama asla temas etmem. Hep ter oluyor. Başkalarının terine kafa yaslamak gerçekten mide bulandırıcı.