confessions

domanedersim

silik ✘  · 30 Temmuz 2016 Cumartesi

  1. toplam giri 2
  2. takipçi 8
  3. puan 1742

liberalist

giyotin
Kendisinin laiksavarlık yapmak konusunda nedense uzmanlaştığını düşündüğüm yazar... kendisine tepki vermek için regl olmaya, 1.70'in altında olmaya yada boy/işlev meselesinde onun tabiriyle "kısa penisli" olmaya gerek yok. Cinsiyetçilikle popüler olabileceğini sanan aciz yazar.

hz muhammed'in cenaze töreni

azadi
Muhammed'in Hazin Cenaze Töreni
Cemaat liderlerinin, Tarikat şeyhlerinin şaşaalı cenaze namazları hepimizin dikkatini çekmiştir. İran'ın dini lideri Humeyni'nin cenaze töreni unutulmayacak bir kalabalık ve ilginç görüntüler içeriyordu. Ülkemizdeki tarikat şeyhlerinin, cemaat liderlerinin törenleri de aynı şekilde görkemli.

Peki ya siz hiç müslümanların gözünde kainatın efendisi Muhammed Mustafa'nın cenazesinden bahsedildiğini duydunuz mu?

Tv'lerde gözyaşlarıyla menkıbeler anlatan, naatlar düzenler peygamberin cenazesinden hiç söz etmezler. Neden acaba?

Yoksa o cenazeyi kainatın efendisine yakıştırmıyorlar mı?
O döneme göre milyonlar diyemesek de yüzbinlerin katıldığı bir tören olmalıydı değil mi?
Doğumuna mucizeler üretilen peygamberin ölümü ve cenazesi konu edilmemeye çalışılır?
Nankörlük mü edilmiştir?
Öldü-bitti hesabı mı yapılmıştır?
Devletin başına, İslam'ın başına kimin geçeceği pazarlıkları, mücadelesi peşinde mi olunmuştur?

Peygamberlerinin cenazesine Ömer ve Ebubekir katılmamıştır

Muhammed hazretlerinin hicretin 11. yılında Rebiülevvel'in 12'sinde pazartesi günü, miladi takvime göre 8 Haziran 632 tarihinde akşam üzeri vefat ettiği rivayet edilir. Günlerce süren hastalığının ne olduğu kesin olarak bilinmez. Kimilerine göre hummadır, kimilerine göre sırtındaki urdur, kimilerine göre yüksek tansiyondur, kimileri ise yıllar öncesi ağzına atıp çıkardığı kuvvetli bir zehire sahip koyun etinin etkisidir. En çok humma üzerinde durulur. Uzun süredir hasta olmasına rağmen bu beklenen bir ölüm değildi müslümanlar arasında. Nitekim ölüm haberini duyan Ömer'in buna inanmayıp kılıcını çekerek “Kim Muhammed öldü derse başını vururum” diye haykırdığı söylenir. Ama haberin doğruluğu ortaya çıkınca sinirler gevşer, sakinleşilir. Bu sakinleşmede Ebubekir'in “Her kim Muhammed'e tapıyorsa, bilsin ki Muhammed ölmüştür. Her kim Allah'a tapınıyorsa bilsin ki Allah ölümsüzdür ve ebedidir. Her nefis ölümün tadını tadacaktır. Muhammed de bir insan olarak ölmüştür. Bunu kabul edelim ve sakin olalım” anlamında yaptığı konuşmanın etkili olduğu rivayet edilir.

Muhammed, Ayşe'nin odasında ölmüştür ve defin hazırlıkları da orada yapılmaya başlar.

“İslamiyetle daha çok bütünleşmiş olanlardan bir bölümü (daha saf görünenler, Ali, Abbas, Evs, Usame gibileri) Peygamberin cenazesi ile meşgulken diğer bir bölümü (Ebu Bekir, Ömer, Sad b. Ubade, Ebu Ubeyde, Abdurrahman b. Avf, ibni Hişam gibileri) ise cesedi bırakıp Saide oğullarının çardağında (Sakiyfe) yeni halifenin kim olacağına ilişkin tartışma ve pazarlık içindeydiler”

Ünlü İslam tarihçisi Taberi böyle aktarıyor.

Evde cenaze hazırlıkları yapılırken, dışarıda bekleşen müslümanlara bir haber gelir. Ensar'ın ileri gelenleri Beni Saide gölgeliği denilen çardakta toplanmışlardır ve diğer müslümanları da oraya çağırmaktadır. Başta Ebubekir, Ömer ve Osman olmak üzere herkes toplantıya koşar. Sadece Ali, Abbas, evs ve Usame cenazeyi terketmez. Toplantının konusu, Muhammed öldüğüne göre yerine kimin geçeceğidir.

Üstüne toz kondurulmayan, övgülerle göklere çıkarılan Ömer ve Ebubekir'in cenaze töreninin bitmesine dahi sabredemeden taht hesabına girmeleri ne kadar düşündürücü.
Bunlar şimdi dünya hesabı mıydı yoksa ahiret hesabı mı?
Peygamber mi önemli halife olmak mı?
Bundan daha büyük bir vefasızlık olur mu?

Ebubekir'in cennetteki köşkünün hudutları yıllarca yüz melek kanadıyla uçulsa bile bitirilemezmiş..
Nihat Hatipoğlu anlatıyor ağlayarak tv'de.
Bu vefasızlığa bu armağan.

Nerden nasıl haber alıyorlar? Köşklerinin ölçüsünü bile biliyorlar…

Konu ile ilgili hadisler ise şöyle:

Resulü Ekrem (sav) Ali ibni Ebu Talib,Hz Abbas ve oğulları Fazl ve Kusem ve Peygamberimizin kölesi şükran tarafından defnedildiler.
Kenz'ul Ummal c4 s34,60

Usame'ninde bulunduğu rivayet edilmiştir. Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe ve Ömer ibni Hattab Peygamber efendimizin defninde bulunmamışlardı.
Kenz'ul Ummal c3 s140

Aişe derki: ”Biz Hz Resulullah'ın defninden Çarşamba gecesi, kürek seslerini duyarak haberdar olduk.”
İbni Hişam c4 s342, Tabari c2 s452,485, ibni Kesir c5 s270

Üsd'ül Gabe c1 s34'de diğer bir rivayet olarak kazma ve kürek seslerinin Salı gecesi duyulduğunu zikreder.

Tabaakat'ta , Tarih'ul Hamis ve Zehebi'dede rivayet böyledir.

Fakat kanımızca doğrusu Ahmed b. Hanbel'in Müsned'dindeki gibi Çarşamba gecesi sabaha karşıdır. (c4 s62) Aişe'den gelen diğer bir rivayette “Biz Resulullah'ın nereye defnedildiğinden haberdar değildik. Ancak kürek seslerini duyunca defnedilmekte olduğunu anladık” demektedir.
Ahmed b.Hanbel Müsned'de c6 s242 ve 274

Ebubekir halife seçildikten sonra biat ve miras çekişmeleri başlar. Çok büyük geliri olan Fedek hurmalığı arazisinden pay isteyen Fatma'nın talebi reddedilir. Daha sonra biat vermemiş olan Ali üzerinde baskı kurulur. Ebu Bekir halktan biat aldıktan sonra Ali ibni Ebu Talib ve yandaşlarındandan biat almak istemiş fakat Ali ibni Ebu Talib biat etmemiştir. Bu yüzdende Ebu Bekir Ömer'le birlikte bir gurup sahabeyi Ali ibni Ebu Talib'den biat almaları için evine göndermiştir. Bu grubun içinde Ömer, Kunfuz, Halid b.Velid, Ebu Ubeyde b.Cerrah vardır. Oraya vardıklarında Ömer şöyle seslendi:

”Dışarı çıkın! Çıkmadığınız taktirde evinizi yakacağım.”

Sonra da Fatıma-tüz Zehra'nın evinin kapısının önüne odun yığmaya başlamıştır. (Evi ateşe vermeden önce) Fatıma-tüz Zehra Ömer'i ve yanındakileri evden uzaklaştırmak için kapının arkasına geldiğinde , Ömer bir omuz darbesiyle kapıyı açmış ve Fatıma-tüz Zehra'yı kapıyla duvar arasına sıkıştırmış, tam bu esnada 6 aylık yavrusu ve Peygamber'imizin ismini koyduğu Muhsin adlı bebeğini düşürmüş ve kapının arkasındaki çivi gövdesine saplanmıştır. Fatıma-tüz Zehra ise acı dolu bir sesle haykırmış:

”Ey Allah'ın Peygamber'i! Ey babam! Gör ki senden sonra ibni Hattap ile ibni Kuhafe başımıza neler getirdiler” demiştir.

Bu olayı birçok Ehl-i Sünnet alimi uzun kısa farklılıklarla anlatmışlardır. Şerh-i Nehcül Belağa İbni Ebil Hadid c2,Tarihi Yakubi c2 c1 el ikd'ul Ferid c2 Tarihi Taberi c3,Tarihi Ebu'l Fida c1,E'lem'un Nisa c3,Kenz'ul Ummal c3 s129,Tarih-i ibni Esir c23 s124.

Bu olayların Alevi-Sünni bölünmesinin başlangıcı olduğu söylenebilir.

Bu arada unutmadan belirtelim.
Ebubekir ve Ömer hazretleri peygamberin cenazesine katılmamıştır ama peygamberle aynı mezarı paylaşmışlardır. Aynı yerde yattıkları ileri sürülür.
“Siz misiniz cenazeme bile katılmayıp makam peşinde koşan!”
diye hesabını soruyordur herhalde Fahri Alem.

örgütlü mücadele

illeqalist
Bu ülke hiç bir zaman gerçek sahibine ulaşmadı.

Cumhuriyetden sonra ülkeyi gericilik emperyalizm sermaye sahip oldu. Ve ülkenin aydınlık geleceğine kilit vuruldu.
Biz bu kilidi açacağız. Ve o kapı her zaman açık kalacak buna inanın ve örgütlü mücadeleye katılın.

munzur baba

ela42
enfes bir türkü... öyle bi kere değil beş on kere dinlemelik...

Buraya da iliştireyim, dersim'e gidip, kominiz başkanla tarlada nohut toplamadan ölürsem vallahi gözüm açık gider...

hadi aşkla dinleyin...
2

rizenin son referandumda 100'de 75.5 evet demesi

nonteist
RİZE BİLMECESİ;
➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖

Sevgili okurlarım, Rize Karadeniz bölgemizin şirin, yeşil bir ili. Ancak insanların yaşantısı ve özellikle ekonomik durumu bu güzelliklere hiç uymuyor.Rize bugüne kadar iki başbakan (biri cumhurbaşkanı oldu) çıkardı.Mesut Yılmaz ve Recep Tayyip Erdoğan.Ancak gelin görün ki, hiçbir iktidar bu ilimizin sorunlarına çözüm bulmadı!Dünkü yazımda ilginç bir olayı vurgulamıştım. Rize'de ÇAYKUR, mevsimlik olarak 1.070 kişiyi işe alacak. Üç aylığına ve asgari ücretle…Bu konuda yapılan başvuru sayısı ise 19.703 kişi. İnsanlar bu iş için günlerce kuyrukta sıra bekliyor, sonrasında kurada isminin çıkmasını bekliyordu!Rize'de insanların çoğu işsiz ve sıkıntıda…Buna karşın, ortada çok ilginç bir tablo var:Rize ahalisi AKP'nin her koşulda en büyük destekçisi. Son anayasa referandumunda oyların yüzde 75.5'i “Evet” çıktı.Türkiye'deki en yüksek oranlardan biri!..Olacak şey değildir ama oluyor.

* * *

Yazımı okuyan araştırmacı, CHP eski Milletvekili Umut Oran dün bir mektup gönderdi. Özetleyerek aktarıyorum:“Son referandum çalışmaları için 30 ile gittim. Dikkatimi en çok Rize çekmişti. Şehir AKP ve Erdoğan afişleriyle donatılmıştı ve makyaj iyi idi. Ancak halkın arasına karıştığınızda homurtular yükseliyordu.Koskoca şehir ve ilçeleri sadece çaya mahkum edilmişti.Tarım yok çünkü su yok. Akarsuların üzerine santraller yapılmış.Tek kurum ÇAYKUR. O da Varlık Fonu'na devredildi, ahalinin haberi yok.375 bin nüfuslu koca ilin toplam ihracatı sadece 150 milyon dolar.15 yıllık AKP iktidarı döneminde sadece 138 yatırımcı teşvik belgesi için müracaat etmiş.Bu 15 yılda sadece üç bin kişilik istihdam yaratılmış. Yani yılda sadece 216 kişiye iş bulunmuş!Rize'nin sosyoekonomik durumu Türkiye'nin aynasıdır. Bu ilimiz de işsizlik ve yoksulluğun pençesinde.”

* * *

“Rize'de tarımsal alanın yüzde 91'inde çay ekiliyor. Sanayi işletmelerinin yüzde 75'ini ÇAYKUR ve daha küçük çay işletmeleri oluşturuyor. Ancak iktidar partisinin politikaları nedeniyle çay tarımı da artık geçim kaynağı olmaktan çıkıyor.AKP hükümeti geçtiğimiz şubat ayında ÇAYKUR'u da Varlık Fonu'na devretti. Dolayısıyla Rize'nin temel direği olan bu kuruluş artık denetlenmeyecek, hiçbir kamu denetim mekanizmasına tabi olmayacak ve tam bir özel sektör olacak.On binlerce çay üreticisinin ve çalışanın başına neler geleceği şimdiden belli.AKP döneminde çay piyasasında özel sektöre izin verildi. Böylece ÇAYKUR'un alımları yarıya indirildi, çay fiyatları düşürüldü. Üretici mağdur edildi.ÇAYKUR'un Varlık Fonu'na devri çok büyük hatadır, derhal düzeltilmelidir.Denetimden uzak Varlık Fonu her türlü yolsuzluğa açıktır.”

* * *

Umut Oran'ın mektubunu kısaca özetledim. İki başbakan (ve bir cumhurbaşkanı) çıkaran, sanayisi olmayan bir ilimiz işte bu durumda, yoksulluk ve işsizlik kıskacında.İşte o yüzden bin kişilik asgari ücretli mevsimlik işçilik için 20 bin kişi başvuruda bulunuyor!..Ve hayret verici bir biçimde, referandumda yüzde 75.5 evet oyu çıkıyor❗

➖Emin ÇÖLAŞAN