türkiye'deki marksist leninist hareketlerin başarısızlık sebepleri

partizan
Bir nedeni -belki kızarsınız- Karl Marx'ın "Din kitlelerin afyonudur" sözünü abartmalarıdır. Örgüt liderleri veya örgüt bireyleri insanları bugüne kadar inandıkları tüm dini değerleri bir anda hiçe saymasını istiyor. Ortadoğu coğrafyasında yaşayan ve büyük yüzdelik kısmı müslüman olan bir insan buna tabii ki karşı gelip karşısında ki insandan soğuyacaktır. He ben demiyorum ki, din olması gereken bir şey. Din gerçekten kitlelerin afyonudur ama bunu insanlara direkt bir şekilde anlatamayız. Karşınızda ki insanı tarafınıza çekmek istiyorsanız biraz onun dilinden de konuşmalısınız. Tamamiyle din düşmanlığı, örgütleri batırmaya yeterli diye düşünüyorum. Kaypakkaya'nın da dediği gibi; Allaha karşı değil, Allahın adına insanları sömürenlere karşı olmalıyız.
partizan
Bir diğeri de propaganda yapamamak. Ezilen halkların ve proleterya sınıfının yanındayız, peki ama onlar bizim yanımızda mı? Bunu düşünmemiz gerekir. Kaç işçiyle oturup konuştunuz? Kaç insanın derdine çare buldunuz? Bu dert, illa ki politik olmak zorunda değil. En basit olarak mahallenizde ki yaşlı teyzenin poşetlerini evine kadar taşıyın mesela. İnsanlar sizin iyi insanlar olduğunuzu bilsin, onların adına bir şeyler yapmaya çalıştığınızı bilsin. ;
Veya mahallede ki gençlerle faaliyetler yapın. Piknikler, sinevizyon gösterileri vb. Halkla iç içe olunması gerekirken günümüzde bir çok siyaset halktan kendini soyutlaştırmıştır. "İşçi sınıfının partisiyiz!" demeden önce, işçilerin zorluklarını anlamanız gerekir diye düşünüyorum mesela. Ayağına şantiye çamuru değmemiş, eli hiç sanayide yaralanmamış/kirlenmemiş bir insan, işçilere pek samimi gelmez diye düşünüyorum.
wade
Benim temel görüşüm gelişmiş bir sanayi olmadığı için çok kısa zamanda çökeceği ama nasıl iktidara gelemedi dersen sosyalizm ve Marksist düşünce temelini oluşturan reform olayı bizim ülkemize uğramamasıdır. 1950 solculuğu ülkemizde olmasıdır.
fyodorwell
"Marksist-leninist hareketler nerede başarılı olmuş?" Gibi soruları akla getiren sebepler silsilesi. Gören de britanya'nın lordlar kamarasında enternasyonal söyleniyor sanacak.
düzadam
halkı bilinçlendirme çabalarının yetersiz olması ve halkta bulunan ön yargıların kırılamaması. silahlı mücadele gerekli olup fakat gereksiz yerde silaha başvurulması. kurulan örgütlerin amacının dışında ideolojilere hizmet edenlere kalkınma amaçlı maşalık yapması.
siyahkalem
"genel" olarak bugünkü ve tarihsel "sol" hareketlerden bahsedecek olursak;
1-marksizm ve leninizmi türkiye orjinalitesine göre yorumlayamamış olmaları.
2-sol'da "derleniş"i sağla(ya)mayarak küçük ve dağınık gruplar halinde kalmaları.
3-bu dağınıklığın verdiği bir sonuç olarak yerli ve yabancı finans-kapital ajanlarının sol örgütleri yönlendirebilmeleri.
4-(örgütlerin yüzde 99'unun) marksizm ve leninizmin temel prensiplerinden sapmış olmaları!
allahsiz tosbaga
örgütlenme biçimlerinin kendisinin problemi yarattığını inatla görememeleri. partiler eleştirel düşünceyi ve aklıselimliği ön plana çıkarmayıp dogmatik bir biçimde ideoloji pompaladıkları için, farklı düşünen herkesi hain veya işbirlikçi ilan ettiği için sürekli bölünürler. günümüzde olmasada geçmişte birbirlerini devlete ispiyonlamışlardır. kısaca çomar kafasıyla solculuk oynamak başarı getirmiyor.
dal kalkinca sarkan kartal
Özet geçeceğim sayın laikler.

İşçi sınıfı edebiyatı yapanların çoğu işçi çocuğu değildi. İşçinin sorunlarını bire bir yaşamamış insanlardı. "dava arkadaşı"nı birkaç gün sonra partideki kızlarla starbucksta, berkecan havalarında gördüğün gün bitiyor sosyalizmin.

Büyük resme baktığımızda; egoyu beslememesi. Gösterişi, lüksü seven bir milletiz. Sosyalizm/Komünizm herkese araba veriyor ama linea veriyor. Ben porsche istiyorum. Benim ihtiyacım ulaşım değil, egomu tatmin etmek.
1
prometheus
Bu durumu yıllardır düşünüyorum. Komünist partiler sosyalizmin programının ve mücadelesinin temel taşıdır. O ülkede mevcut kosullar ne kadar ilerlemiş olursa olsun eğer o ülkenin işçi sınıfı, öğrencileri ve diğer bütün ezilenler belli sosyalist bir program altında birlesememisse o isyanlar sönümlenir (bkz:Yunanistan isyanları).

Ülkedeki komünist partiler her ne kadar kendilerini bu noktada öncü olarak görse de neden onların sosyalist devrimi yapamadığını en basit haliyle sıralamaya çalışacağım:
-her ne kadar kendilerini devrimci partiler olarak gösterseler de bu malumunuz bu sistemin bütün geriliklerini de içlerinde barındırmaktalar.

-Türkiye'de partiler bürokratik çöplük haline gelmiştir.

-günümüz Türkiye koşullarını yorumlayıp ona göre bir mücadele hattı cizememeleri.

-hala 1980 öncesi sosyalist kaynakların çok bilinmediği dönemdeki gibi sekter ve "köylü" kalmaları. (hemen atlamayın köylüleri kötülüyor bu diye. Amacım bu değil)

-sınıfın partisi olduğunu iddia eder hepsi ama sınıfı anlamak adına bir adım atmazlar. Genelde örgütlemeye çalıştıkları tipler zaten aileden muhalif tipler. (dersim güvercin sevenler derneğine üye bir işçi gibi. Buradaki "dersimli" kelimesine dikkat edelim)

-yeni bir program yazmak bu güne bakmak kadar gecmisin örneklerini görmek ve kaynak birikimi önemlidir. Daha ideolojik olarak gelistiremiyor kendini. Ne yazacak allasen.

Sadece partilerin suçu yoktur. Dış etkenler de vardır bunda:

-ulkedeki bireylerin, turk-kurt, alevi-Sünni, hatta fenerli-galatasarayli olarak bölünmüş olması.

-ortadoguda yıllardır süren dengesizlikler

Daha çok var tabi. Anlatmaya kalksan kitap olur. Buna da ne benim birikimim ne zamanım yeter. Ama en kaba haliyle en özet şekilde nedenler bunlar. Sadece bazıları bunlar.

Şu da bir gerçektir ki, tarihin çarkları hareket ediyor. Gerçek bir işçi sınıfı partisi tarihsel bir zorunluluksa o parti bu işçi sınıfının bağrından çıkacaktır. Bugun değilse yarın...

Duzeltme: imla