martin eden

atticus finch
jack london'ın 1909 yılında yazdığı harika bir roman. basit bir gemi işçisinin üst sınıf bir kızla tanışıp aşık olarak bir küçük-burjuva entelektüeline, bir yazara dönüşmesinin ve bu yolda gösterdiği çabaların öyküsü. muhtemelen jack london'ın hayatında yazdığı en sınıfsal şeydir.
harflervekibrit
martin eden benim çocukluğumun aşkıdır. küçükken yanımda bir damat hayal etmem icap ettiğinde popçu rakçı değil bu kitabın kapağındaki adamı hayal ederdim. Onun jack london'un kendi fotoğrafı olduğunu çok sonradan öğrenip kendime gülmüşümdür. Martin eden'in kurgusu esasen jack london'ın hayatıyla da tutarlılık gösterir, burada ve (bkz:demir ökçe)'de anlattığı adam da karakter olarak büyük benzerlikler gösterir. Sadece martin komünist olamayacak kadar bireysel bir insandır.
Popüler kültür yapımlarında; film ve dizilerde genellikle kadın kendini erkeğe beğendirmek için şekil değiştirir. (Hani sezerciğin de filminde geçiyordu: "been dönyanın en gözel garısıyam" diye) martin eden'de ise bir kadın tarafından tercih edilebilir olmak için kendini geliştiren bir erkek görürüz. Ama martin kendini geliştirdikçe dahil olmaya çalıştığı burjuva sınıfının içi boş kafalardan ibaret olduğunu görür, sevdiği kadın da dahil. Kültürel birikimi yaşam tecrübesi ile birleşince burjuva sınıfına dahil olamadığını çünkü onlardan kat kat üstün olduğunu görür. Ve artık ait olduğu alt tabaka da ona tat vermez. "acı veren şey, ölüm değildir; hayattır" Martin eden, "boşluğa tırmanış"tır.
pencere
okumasaydım kendimi mutlaka eksik hissedeceğim muhteşem bir jack london romanıdır. bütün dostlarımdan ivedilikle rica ederim ki hayatlarından bir hafta ayırıp bu eseri okumalarıdır.