helenotürkizm

thegraymane
yunanlıların ve türklerin bir çatı altında yaşabileceğini savunan bir ideolojidir
Fikrin teorisyeni olan Dimitri Kiçikis zamandında Fetullah gülen hareketine destek verdiği bilinmektedir. Günümüz gizli servislerinin eline alet olmuş ideolojilerden biridir
purposeless
bu da rumculuk akımı oluyor herhalde. ilkkez duydum.

edit: okudum, bizim ülkücüler helenotürkist olsalar ülke bir level atlar herhalde. fikren mantıklıymış,başlığı açan arkadaşa teşekkürler. günler sonra ilkkez sözlükten yeni birşey öğrendim.
atticus finch
ben yunan olsam bu fikre kesinlikle karşı çıkardım. en azından bugün değil, türkiye tarihi boyunca radikal islamın ve ortadoğu çöplüğünün en had safhasında olduğu, türk insanının yunanı gavur diye taşlayacağı bu dönemde olmaz.

bir kere anadoludan yunanistana inanılmaz bir göç dalgası başlardı. yunanların ise anadoluya göç etmek konusunda o kadar hevesli davranacağını sanmıyorum. ikincisi, iki toplumda da ırkçı sayısı az değil. bizdeki ülkücüler ve türkçüler ile oranın megali idea'cısı neonazi golden dawn arasında ciddi çatışmalar çıkardı. zamanında iki toplumun da bünyesine bol bol milliyetçilik zehri enjekte edilmiş sonuçta, 1900'lerin başlarında yaşanmış olayları kullanarak karşımızdakileri ezmeyi bir türlü bırakamazdık. kısacası böyle bir birliğin bazı belli başlı şartlar gelişmeden yürüyeceğini düşünmüyorum.
the war
XX. yüzyılın başlarında bazı Yunan aydınlar tarafından geliştirilen politik bir inanç ve eylem programı olup Yunanlarla Türklerin tek çatı altında barış içinde yaşayabileceklerini savunmaktadır. Bu ideolojiyi savunan aydınların düşündüğü devlet modeli "çok uluslu doğulu bir federasyon" dur. Bu devlet içinde Yunan-Türk unsurun egemen olması, Yunanların manevi ve ekonomik üstünlüklerinden yararlanarak zaman geçtikçe siyasal hakimiyeti elde etmeleri düşünülmektedir.

XX. yüzyılın başlarında bu görüşün en önemli temsilcileri olarak Ion Dragumis ve Athanasios Suliotis-Nikolaidis karşımıza çıkmaktadırlar. İkisi de istanbul'da bulunmuşlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemine tanıklık ettikleri gibi, bazı olayların şekillenmesinde de etkili olmuşlardır. Suliotis, görevdeki yıllarının büyük bölümünü önce Selanik'te, ardından İstanbul'da gizli örgütler kurarak geçirmiştir. İstanbul'da bulunduğu dönemde, Atina'nın yardımlarıyla İstanbul Örgütü'nü (Organosis Konstantinoupoleos) kurmuş, Dragoumis de Yunanistan'ın İstanbul Elçiliği'nde çalıştığı dönemde kendisiyle işbirliği yapmıştır.
kaynak: wikipedia