ucarakacarakafatanadam

Şeriat istiyorum
(bkz:toplum içinde özürlü olduğumu nasıl belli ederim)

İronik ve bir o kadar da anlam veremediğim durumdur.Bunlar güzel (?) ülkemizin abaza kesiminin büyük bir çoğunluğunu oluştururlar.Bunlar yüzünden ablalarımız, kardeşlerimiz ve bilmüm aile üyelerimiz istediklerini giyip rahatça sokakta dolaşamazlar.sevgililerimiz ile yolda yürürken birileri laf atmasa bari diye içimizde hep bir telaş ile dolaşırız.Her türlü argümandan cinsellik çıkarımında bulunabilirler ve her zaman suçlu olan onların hastalıklı düşünce yapıları değil de sizlersinizdir.Oturup sağlıklı bir şekilde iki kelam edemezsiniz çünkü görgü kuralları hakkında herhangi bir bilgiye sahip değillerdir.Hep kendileri konuşmak isterler cevap vermeye kalkarsanız seslerini yükselterek sizi sindirmeye çalışır ve etraftaki sofilerden de güç alarak genelde başarılı olurlar.Eğer olur da çok fazla üstlerine giderseniz sizi din düşmanı,sapık ve hatta vatan haini bile ilan edebilirler.Bu neden ile bu tipler toplumdan dışlanmalı ve görmezden gelinmelidir çünkü sorun çocukluktan yani ailenin yetiştiriş tarzından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.

Yavaş yavaş gerçekleşen ve rahatsız olduğum durumdur. İnstagram da Tumblr da ve diğer her yerdeler, şimdi de burada. Atam sonumuzu hayır etsin laikdaşlarım.

“We're all stories, in the end. Just make it a good one, eh?”
— The Doctor, Season 5, Episode 13
Hiç unutmayayım diye odamın baş köşesine yazdığım cümle.

Yazmaktan çekinmeyelim tabii ki de ancak sözlük boş kalmasın diye de saçma sapan başlıklar ile sözlüğü doldurmak yerine yazmamak daha iyidir.Elinizde güzel bir başlığınız yoksa lütfen adminleri uğraştırmayın ve kendi kendinizi imha edin.

penta attığınızda plaket verilmediği gibi mavi tikiniz olduğunda da kimse sizi mehter marşı eşliğinde omzunda taşıyarak anadolu turu attırmayacak rütbe atlamaya hevesli yazarlara sesleniyorum

yine de bir halt olmayı beceremeyen, aldığı özel derslere rağmen zar zor bir yerleri tutturabilen tiplerdir bunlar. köle gibi ders çalışıp yine de bir halt yiyemeyenleri var onlara da embesil deniyor sanırım.

Söz konusu olan sefiller kitap olandır.Yüreğinizi kara bir sis gibi okudukça hissettirmeden saran acımasız draması, sürükleyiciliği ve olaylara olan felsefi yaklaşımı açısından kitap sizi oldukça tatmin edecektir.Aşağıda bulacağınız özet konunun ilerleyen zamanlarına dair spoiler lar barındırabilir.

Ana karakterimiz olan Jan Valjan zamani fransa sının izlediği politika altında ezilmiş, acı çeken büyük bir gruba dahil olan, ailesini geçindirmeye çalışan kendi halinde bir taşralıdır.Yine bu zor günlerin birinde jan valjan yiyecek hiçbir şey elde edemediği için ekmek çalmaya çalışır ancak bu başarısız girişiminden sonra mahkeme tarafından beş sene boyunca kürek mahkumluğu cezasına çarptırılır.Bir kaç başarısız kaçma denemesinin ardından jan valjan ın cezası on dokuz yıl a ulaşır ve bu süre boyunca jan valjan fiziksel ve psikolojik olarak her iki anlamda da ciddi değişimlere uğrar.Uzunca kürek mahkumluğu yılları sırasında fiziksel anlamda aşırı bir kuvvet elde etmiş olan jan valjan aynı zamanda bu süre zarfı boyunca insani duygularını da yavaş yavaş kaybetmiştir.Nihayetinde mahkumluk yılları sona erdiğinde ve jan valjan sabıkasını gösteren bir sarı pasaport yüzünden hangi han a girdiyse kovulur ve yerel halk tarafından hiç de hoş karşılanmaz.Kilometrelerce yol yürümüş olan jan valjan açlık ve susuzluktan iyicene bithap düştüğü zamanda bir piskopos jan valjan için umut ışığı olur.Jan valjan da insaniyet ve vicdan namına bir şey kalmadığı için piskopos un iyi niyetini suistimal eder ve evdeki gümüş takımları çalmaya kalkışır ancak uzun mahkum hayatı jan valjan ın gelişmemiş hırsızlık yeteneklerine bir katkıda bulunmamıştır.Jan valjan yine yakalanır ancak piskoposjan valjan dan şikayetçi olmaz ve memurlara takımları valjan a kendisinin verdiğini söyler.dmemuralr gittikten sonra piskopos ve valjan un yolları ayrılacağı sırada piskopos valjan dan gümüşlerden elde edeceği parayı onurlu ve namuslu bir adam olması için harcmasını ister.Bu olay valjan ı derinden etkiler ve bu gümüş set in parası ile iş hayatına atılarak kendi siyah boncuk fabrikasını kurar.Siyah boncuklar yeni bir şey olduğu için zengin olur ve hatta belediye başkanı bile seçilir.Burada da hikayemiz fantin hanfendi ile bağlanır.Kendileri eşi tarafından çocuk sahibi bırakılan ve terkedilen bir duldur.Eşi tarafından terkedildikten sonra doğduğu kent e dönmek ve iş bulmak için dönmeyi düşünür ancak kent de dul bir kadın a kimse iş vermeyeceği için çocuğunu tenadriye soy adını taşıyan hancılara emanet eder.Tenadriyeler çocuüun bakım masrafları için fantin den her ay düzenli olarak para alsalar da fantin in çocuğu doğal olarak yeti muamelesi görür çünkü tenadriyelerin de iki tane kız cocukları vardır.fantin kızının gördüğü muamele den birhaber olmak ile beraber iyicene sefil düşmüştür çünkü tenadriyeler sürekli daha fazla para istiyorlardır.bir gün bir soylu fantin ile eğlenmek için içine bir parça kar atar ve fantin sinirlenerek bu soylu ya saldırır.bunun sonucunda polis şefi javer fantin i ölesiye döver ancak son anda madlen baba adı ile biline valjan yani belediye başkanı fantini mahzenlerde ölmek ile javer tarafından dayaktan öldürülmek arasından çekip kurtarır.yine de fantin in ömrü çok uzun olmaz çünkü içine giren bir tutam kar fantin in verem olmasına sebebiyet verir bu neden ile yatağa düşen fantin ölmeden önce valjan dan istediği tek şey kızını son bir kez olsun görmek olur.madlen fantin in bu isteğini yerine getirmek için tenadriyelerin olduğu kasabaya doğru yol alır ancak yolda türlü aksilikler yaşar ancak yolculuğu sırasında öğrenir ki jal valjan sanıp suçsuz birini mahkeme öldürecektir asıl valajn ın vicdanı buna el vermez ve suçunu itiraf ederek kendisini hapse attırır.bu sefer hapisten kaçmayı başaran valjan fantin in tenadriyelere verdiği kız ı Cossette tenadriyelerin elinden alır ancak artık herşey içni çok geçtir.Cossette sonunda hep istediği aile yaşamına valjan ın gelişi ile kavuşmuş valjan ise kendisine yaşamak içni yeni bir neden bulmuştur.içindeki yaşama aşkını ve vicdanını yeşerten cosette, valjan için öz kızı gibi olmuştur.tabii ki de valjan hapis e atılmadan gömdüğü hazinesi hapisten çıktıktan sonra gömdüğü yerden çıkartır ve cosette ile birlikte uzun yıllar boyunca her ne kadar birer vahşi gibi farkedilmemek içni toplumdan köçe bucak kaçarak yaşasalarda bir yandan da valjan ın dibi olmayan para çukuru sayesinde soylu hayatı yaşarlar.***aradan uzun yıllar geçmiş cosette artık büyümüş ve üniversite çağına gelmiştir.ortalık artık daha da durulmuştur valjan ile cosette daha rahat hareket edebiliyor hatta her gün aynı park ın aynı yerinden geçebilecek kadar rutinleşmişlerdir.Yine valjan için cosette rüyasında sıradan bir gün iken cosette için öyle değildir çünkü kızımız cosette kalbini marius denilen cumhuriyet sevdalısı devrimci genç bir delikanlıya kaptırır.Marius kraliyet yanlısı soylu dedesi yüzünden çok zıtlıklar yaşamış, göğüs germesi gereken onlarca zorluğa ramen kendisine bir arkadaş ortamı, bir iş ve bir ev elde etmeyi becermiştir.Marius avukatlık ve kitap çevirmenliği yaparak hayatını idame ettirmeye çalışsa da cosette hayatına girdiği günden beri herşey onun için daha farklı bir anlam kazanamya başlar.bu iki geçn sürekli göz göze gelirler ve cosette de marius a zaman içerisinde aşık olur.Sonunda iç savaş patlak verir,barikatlar kurulur.Kızının sevdiği adamın ölmesini istemdiği için valjan da marius ile birlikte cumhuriyetçiler tarafında savaşta yer alır ancak marius bundan bir haberdir.Polis şefi javer savaşta esir düşer ve javer i idam etme iş i valjan a bırakılır ancak valjan javer i öldürdüm yalanı ile serbest bırakır.marius çatışmada yaralanır ve valjan onu yakalanmamak için kanalizasyonlarda bir gece boyunca sırtında taşımıştır.Bu sırada da javer suçluluk duygusu içinde kendisine nehir e atarak intihar eder.Mairus, valjan sayesinde yaşar ve cosette ile valjan evlenirler.Dedesinin de rızasını alan marius, cosette ile dedesinin malikanesinde yaşayarak mutlu bir hayat sürdürürler.tam herşey rayına oturdu ve mutlu son derken valjan marius a madlen baba değil kürek mahkumu aranan jan valjan olduğunu söyler.Marius şok olur ve ne yapacağını bilemez.artık valjan suçluluk duygusu içerisinde kızın a olan ziyaretlerini azaltmıştır.cosette ile marius mutlu birer hayat sürerlerken valjan son günlerini de özlem ve suçluluk duygusu içersinde geçirir ve baş ucunda marius ile herşeyden habersiz cosette ile birlikte dünyaya gözlerini yumar,kitap sonlanır.

not:Bu saatte imla kurallarına çok dikkat edemedim yarın editlerim triggerlanmayın

Every night, my fingers on my laiksozluk.

Bu gurur hepimizin desem haksız sayılmam sanırım

Başkasının yerine utanmak olayının İngilizcesidir
örnek vermek gerekirse;
Facebook da klasik bir sayfayı ele alalım... ''post'' un ''x'' i seven iki bin kişi bulabilir miyiz ? şeklinde oluşu ve binlerce beğeni alması bir cringe örneğidir.O post u beğenen binlerce kişinin yerine utanmış oluyoruz çünkü onlar yaptıkları şey in utanılacak kadar aptalca bir davranış olduğunun farkında olabilecek kadar zeki değiller,eğer olsalardı en başından böyle bir olay yaşamamış olurduk.Kimse, kimse yerine utanmazdı herkes gününü iq seviyesi düşmemiş ve mutlu bir şekilde geçirirdi

Efsane manga şarkısı

aslında bizlere önceden söylendi ancak diğerlerini korkutup kaçırmayalım, içlerinde bulundukları yanlış dan geri dönüremeylim diye melekler dudağımızın üstüne parmaklarını bastılar, zaten bu yüzden var o çukurumsu şey. kappa

kafasına estiğini kölesi yapan sözlük vatandaşı

Evlilik programları
Yaralı ergenler
Her tarafta bangır bangır kafamızda öten ''aşk'' temalı şarkılar
Her kanalda her yayın sezonu daha da artan ''aşk'' temalı diziler
ve daha niceleri ile son dönemlerde duyduğum zamanlarda artık tiksindiğim, yeter diye dağlara çıkıp bağırmak istediğim kavram.Başlatmayın lan aşkınıza meşkinize yatın zıbarın.

oh boi that's absolutely haram

Erkek hamile kalır mı sorusundan çok, doğum vakti geldiğinde vajina dan zor çıkan bebek anal yol ile nasıl çıkacak diye merak ediyorum açıkcası.

kime göre neye göre olduğu ve ne baz alınarak ölçüldüğü önem arz eder

"Allah belanı versin"

Transformers da kötü taraf haklıdır adamın gezegeni kurumuş bitmiş aynı şeyi insanlar da yapardı, optimus seven popüler kültür kölesidir.

Kafa atan adam simgesi olduğunu sanmıyorum

Konya da engelli olmayan mı varmış ?

Başlığı görünce başlık sahibinin profiline baktıktan sonra kendi profilime de bakma gereksinimi duyduğum ve viski olduğumu farkettiğim başlık.yine de insan bir mesaj atar o ne öyle sessiz sedasız.başlığın ana konusuna dönersek herkes de olmayan insana kendini özel hissettiren unvanlar umarım herkese verilmez de anlamlarını korumaya devam ederler bu alkol ismi içermeyen unvanlar.

Daha mutluyum.Teşekkürler iyi ki yoksun.

Öhm ataerkil toplum yapısı öhm neyse.

efkarlandığım zamanlarda arkadaşlarım beni üzgün üzgün ohne dich dinlerken görmeleri ile beraber ''bunları dinleyip nasıl efkarlanıyorsun lan ?''şeklinde tepkiler aldığım ancak yine de yılmadan senelerdir dinlediğim ve dinlemeye devam etmeyi düşündüğüm çok hoş bir Alman metal grubudur kendileri.Her şarksını ayrı ayrı sevmeme rağmen İch will çok hoşuma gidiyor. klipleri ilk başta DeepWeb zımbırtısından çıkartılmış gibi görünse de belli bir süre sonra ''abi klasik rammstein klibi işte yeaaaa'' tepkisi vermeye başlamanız da muhtemeldir.He bir de unutmadan Mein Herz brennt'in orijinal versiyonu da piyano versiyonu da dinlenmelidir

Her üst neslin kendi altında ki nesil için neredeyse aynı eleştirileri yaptığı tartışma konusu.Sanırım daha çok uzun yıllar boyunca bu ''yeni nesil şöyle yeni nesil böyle'' muhabbetleri devam edecek.

Fotoğraflarda gülmeye çalıştığım zamanlarda sapık gibi çıktığım için hakkını vererek yaşadığım hadise.

son zamanlarda popçu gibi atımlarda bulunulan farklı bir tarza sahip rapçi

Yerinde ve ölçülü olanı iyidir, aksi halde dram, dram olmaktan çıkar ve duygu sömürüsü olabilir.''Attention whore'' lar (türkçe meal i ilgi or*spusu/budalası bu arada)istedikleri ilgiyi üzerlerine çekebilmek için en çok bu yönteme baş vururlar

Böyle durumlarda yapılabilecek en iyi şey laikliğe belirli bir süre için ara verilmesi ve kişinin kendisine başka uğraşlar bulması olur
en iyi tavsiye kitap okumak

Bundan iki sene önce üç gün boyu boyunca evimin karşısında ki sokak lambası nın direğinin dibinde beş TL buldum hatta üçüncü günde on TL idi.Benim için monotonlaşmaya başlamıştı ki içinde bulunduğum cennet bahçesi rüyasından uyandım ve dördüncü gün orada yoktu, sanırım anonim bir hayırsever beni okula pijamalarimla giderken görünce halime acıyıp üstüme bir kaç parça birşeyler alayım diye bırakıyordu.anlam veremediğim bir olaydı

Edit:noktalama işaretleri düzeltimi

Kahvemi de biramı da sert sevdiğim için red tercihimdir ancak tabiki de Gold içen ibnedir gibi bir tutum yok damak tadı sonuçta saygılı yaklaşmak lazım.

Kuzenler ile birlikte sürekli
Dragonfable ve feudalism oynardık ne güzel günlerdi be.

Gerçekler.

Herkes sosyal medya profilinde biyografi veya hakkımda kısmına (platformuna göre değişiklik gösterebiliyor) laik sözlük yazarı yazsın illa birisi çıkar da ''ulan şu laik sözlük neymiş bir bakalım'' der ve böylelikle sözlük zaman içerisinde daha hızlı büyür.

(bkz:tequila)

Erkeklerin''abi aynısı ben atsam 3 kişi dönüp bir taraflarına takmaz bile yaa'' demelerine neden olarak çileden çıkmalarını sağlama potansiyeli yüksek olan hadise.

bundan yaklaşık iki sene önce aldığım, karmaşık bir dil ile yazıldığı için o iki seneden bu yana yanlış hatırlamıyorsam üç veya dört kere okuduğum (bkz:dogulas adams) ın bilim kurgu yönünde ki edebi eseridir kendileri.Ben kitaba ilk bakışımda aşık olduğum için orijinal ana seriyi (5 kitaptan oluşuyor) tek bir cilt de toplayan versiyonunu sipariş etmiştim iyi ki de öyle yapmışım.Ancak ne yazık ki benden kitap tavsiyesi isteyen insancıklara bu muhteşem sanat eserini lütfetmek gibi bir hareket de bulunsam da sonuç iki taraf için de hüsran olur çünkü her nedense kitabı okuyan taraf kitabı bana ''hiç bir şey anlamadım'' diyerek bir kaç hafta sonra geri vermiş olur.Bu süreç içerisinde kitabın yarısı bile okunmamıştır. Kitabın hikayesini olabilecek en kısa şekilde özetlemek gerekirse (ki, gerçekten kısa bir özet olacak) Dünya uzaysal tren yolumsu bir zımbırtı için kısa yol yapılması gerekçesi ile yok ediliyor.Ancak bizim ana karakterimiz olan Arthur dent in bir kaç sene önce tanıştığı en yakın arkadaşı ford prefect aslında dünyaya otostopçunun galaksi rehberi için dünya hakkında bilgi toplanması istenilen bir editör.Tabii biz insanların tepemizden geçen uzay gemilerine evrensel (kelimenin tam anlamı ile evrensel) bir baş parmak aleti olan otostop cihaz ı (ismini tam hatırlayamadığım için otostop cihazı diyeceğim, belki de gerçekten öyledir...)ile ışınlanabiliyor ve bütün kahinat ı oradan oraya ömrümüz yettiğince dolaşabiliyoruz.Şimdi siz diyeceksiniz ki neden bizim tepemizden bunca zamandır koca koca uzay gemileri geçiyormuş da bizim haberimiz yokmuş,bütün gün atari mi oynuyor bu NASA?, ancak problem şu ki kitaptaki dünya yı tanımlamak gerekirse bizde ki ''Allah ın unuttuğu'' sözü yeterli cümle olabilir sanırım.bütün evren dünya dan nefret ediyor çünkü dünya evren in geri kalanına göre çok ilkel.İşler tam da dünyanın yok oluşu sırasında imha gemisine arkadaşı ford ile ışınlanan arthur un yakalanmaları sırasında patlak veriyor ancak kitap bunun üzerinden gitmiyor kitabın sonunda ben ne okudum ? niye böyle bir şey okudum veya neredeyim ben ? buraya nasıl geldim gibi tepkiler vermeniz çok olağandır şimdi kitabı 2 kere daha okuyup sindirmeniz rica olunur.

Suicide squad: Gerçek kötüler

şu an da aklıma vahim olarak bu geliyor genelde filmlerin Türkçe isimlerine bakma ihtiyacı duymam,buna da ihtiyacım olmamıştı denk geldim.

Artık devir çok değişti eskiden 10-15 kişi olan dil sınıfları bile kalabalıklaşmaya başladı, tabi bunların yarısı ''matematik falan da yok oh yata yata geçeriz ehauehauehauea'' kafasında olduğu için 2 ay sonra hiçbir şeyin hayallerinde ki gibi olmadığı farkettiklerinde eşit ağırlığa geçiyorlar.

fikir sahibi olduğum konularda başlık açmayı veya fikir sahibi olduğum başlıkların altına ''entry'' girmeyi seviyorum çünkü düşüncelerimi insanlar ile paylaşmış oluyorum.Bu sayede farklı insanlar ve konular hakkında ki görüşüm genişliyor ve genel kültür açısından da kendime bir şeyler katmış oluyorum.

''Yav abe bu bize maymun deyir ?!''

Guns n roses
Scorpions
Avenged sevenfold
Behemoth
Rammstein
Led zeppelin
Ac/Dc

Ve tabiki de gönlümün efendisi, senfonik metal in allahı olan, seçilmiş kişilerin oluşturduğu grup HAGGARD

Çok özensem, hatta bir aralar denemeye kalksam da saç tellerim çok ince ve saçım düz olduğu için altı yedi ay sonra çevre baskısına dayanamayıp kestirdim.iyi oldu yakışmıyordu zaten.

(bkz:otostopçunun galaksi rehberi)

herkes köşesine çekilir

yaratılışçılık kavramını reddetmek ve din düşmanlığı arasında ki çizginin farkında olmayan kendilerini ''ateist'' diye çağıran bir kaç ergen