laiksavar

insanın bilinçaltını en iyi yansıtan uyuşturuculardan biri. Haliyle denemek istediğim nadir uyuşturuculardan biri. Kullanmış yakın arkadaşlarım var.

Ayn Rand felsefi açıdan zayıf, emperyalist devlet politikalarını savunmasına rağmen devlet karşıtı olduğunu iddia eden garip bir abla. Ciddi bir düşünür olarak değil de bir yazar olarak okunmalı. Romanlarını okuyun ama "Philosophy: Who Needs It?" gibi kurgu dışı sikko eserlerini okumayın derim.

Çok başarılı bir bilim adamı. Ayrıca siyasi konularda Celal Şengör kadar aşırı olduğunu düşünmüyorum. Bence adamı yanlış yere suçlamışlardı. Adam gençliğinde ağır ülkücü olabilir, bu yüzden eski arkadaşlarını da ziyaret etmek istemiş olabilir. Ayrıca ülkeye geldiğinde cumhurbaşkanını ziyaret etmesinden daha doğal ne olabilir? Ülkenin ilk pozitif bilim nobelini
getirmiş sonuçta. Milliyetçi biri olduğu için de asker sevgisi normal. Bence faşist denebilecek düzeyde biri değildir. Ortalama bir Türk milliyetçisi gibidir işte. Linç edilmesine anlam verememiştim.

Bilim insanlığını, bilimi anlatma hevesini ve konuşma yeteneğini seviyorum. Siyasi görüşlerini
sevmiyorum. Felsefi görüşlerini sevmiyorum. Dinlere bakış açısını yüzeysel buluyorum.Toplamda %60 sevmiyorum, %40 seviyorum denebilir.

Akıl ve Din seminerlerini izlemedim. Teoloji sempozyumundaki
konuşmasını izledim ama değerlendirebilecek dinler tarihi ve arapça bilgim olmadığı için
değerlendiremem. Ayak üstü öğrencilerle konuştuğu bir video vardı ama oradaki argümanlar
yüzeyseldi. Yine de ayak üstü konuşma olduğundan adamla ilgili değerlendirme yapmam doğru
olmaz oradan dolayı. Liberal eğilimleri var, bu açıdan severim. Sosyalizm düşmanlığını
severim. Kemalizmi değerlendirirken -tıpkı Atilla Yayla gibi- argümanları haklı olduğu zaman
bile gereğinden fazla negatif bir tavır takındığını ve bu yüzden objektifliğini bir miktar
yitirdiğini düşünüyorum. Kendi alanında iyi olduğu aşikar. Düşüncelerini dile getirmekteki
cesareti de bence takdir edilesi. Bence insan olarak iyi. Siyasi düşünceleri fena değil. Dini
düşünceleri büyük ihtimalle benim sofistike bulmayacağım şekilde. Çok zeki bir adam.
Televizyona entelektüel diye çıkan insanların neredeyse tamamından daha iyi. severim kendisini.

Kazananı sevan nişanyan olan versustur.

4 başlıkta ele alalım:
1. Siyaset: Sevan alır. Celal Şengör otoriter ve askerci bir yönetim biçimini savunuyor. Sevan Nişanyan liberal değerlere çok daha yakın.
2. Felsefe: Karşılaştırmak bile yersiz olur. Sevan Nişanyan direkt konuyla ilgili eğitim almış.
3. Bilim: Alanları farklı olduğu için karşılaştırmak yersiz olabilir ama Celal Şengör diyorum yine.
4. Hitabet: İkisi de çok iyi. Eşitler benim gözümde. Belki bir tık Celal Şengör daha iyidir.

Kazanan Sevan Nişanyan.

buradaki laiklerin aynı mantığı düşünce özgürlüğüne uygulamaktan aciz olduklarını gözler önüne seren durum.
(bkz:görüşlere saygı duyulmaz onları ifade etme özgürlüğüne saygı duyulur)

bir realite. herkes sanıyor ki yapay zeka kendiliğinden ortaya bir şeyler çıkaran bir yapı, sanki insan bilincine yakın bir şey gibi. fakat iş aslında öyle değil. gelinen son nokta itibarıyla yapay zekalar hala insanların verdikleri komutlardan ötesine geçemeyen sistemlerdir. ne komut veriyorsanız onları yapıyor. sadece çok karmaşık olduğundan alan dışı insanlara yaratılmış bir bilinçmiş gibi geliyor. işin aslı hiç de öyle değil. yapay zekanın şu an hayal edildiği gibi olması için bile önünde çok uzun yıllar var. bunu ben söylemiyorum. bizzat yapay zeka araştırmalarının dünyaca bilinen isimler söylüyor. ilgili makale burada: https://www.wired.com/2016/12/artificial-intelligence-artificial-intelligent/

en sevdiğim filozoflardan olan michael huemer'ın "economics" başlıklı makalesinin girişinde verdiği varsayımlardır. özet geçmek gerekirse, şöyledir:

İnsanlar bir şeyler isterler ve istedikleri şeyleri elde edecek şekilde hareket etme eğilimindedirler. Bazen isteklerimiz birbirberiyle çatışırlar, bu yüzden istediğimiz farklı şeyler arasında seçim yapmak zorunda kalırız. Böyle bir durum gerçekleştiğinde normal olarak daha fazla istediğimiz şeyi seçeriz. Bu şekilde davranmaya rasyonellik, daha spesifik olarak araçsal rasyonallik denir. Araçsal rasyonellik kişinin sahip olduğu bilgiye göre hedeflerine ulaşmasında en iyi araçları seçmesine dayanır.

Bu bağlamda ekonominin temel varsayımı insanların genel olarak rasyonel olduğudur. Bu nedenle, David Friedman ekonomiyi "İnsanların objektif oldukları ve amaçlarına ulaşmak için doğru yolu seçmeye eğilimli oldukları şeklindeki varsayımdan başlayarak insan davranışını anlama yolu." olarak tanımlar. Ekonomi doğayı ve araçsal rasyonel davranışın sonuçlarını konu edinir.

Hepimiz birbirimizin eylemlerini yorumlamaya çalıştığımız zaman bu temel varsayıma dayanırız. Örneğin, Suzan sıklıkla çikolotalı dondurma istiyorsa, buradan onun çikolatalı dondurma sevdiği çıkarımını yaparız. Neden? Çünkü onun istediği şeyi elde etmek için doğru yolu seçiyor olduğunu varsayarız. O, çikolatalı dondurmayı sevmiyor olabilirdi, bu durumda irrasyonel olurdu. Yani aslında nefret ettiği şeyi elde edecek şekilde davranırdı. Fakat durumun bu olmadığını varsaymıştık. Buradan, bu varsayım olmadan birbirimizin arzularını ve inançlarını tanımlayamayacak olacağımızı farketmiş olmamız gerekir.

Türkiye'deki ateizm sayfalarının neredeyse tamamının bir kısır döngüye girmiş durumda olmasının dahil olduğu gerçeklerdir. İçerikleri -birkaç istisna dışında- büyük oranda dinlere inananları aşağılayan espriler ve terör videolarını kullanan yüzeysel din eleştirilerinden ibaret olan sayfalar sosyal medyada çok ciddi bir nüfuza sahipler. Ateist düşüncenin yüzlerce yıllık düşünsel mirası ülkemiz dindarlarına olduğu gibi ateistlerine de hala yabancı.

bir şeyler anlatmaya çalışıyorum deyip "....yapmak zorunda." demekten başka hiç bir şey anlatmayanların despotluklarını segiledikleri mesele.

John Maynard Keynes'in fikirlerini benimseyen, veya tamamen benimsemeseler de belli başlı benzerlikler taşıyan kişilere dersin. Keynesyenliğin türleri var. Neo-Keynesyenizm, Post-Keynesyenizm, Yeni Keynesyenizm gibi.

Keynesyenizm ile özdeşleştirilen bazı ekonomik kabuller:
1. Ücretler ve özellikle maaşlar yapışıktır. Yani bir şirketin üretkenliğinin artmasına, daha fazla kar etmesine kıyasla maaş artışı çok daha yavaş olur.
2. Devletin kriz zamanlarında piyasaya para sürmesi ve bu yolla işsizliği azaltıp tüketimi artırması iyi bir şeydir.
3. Piyasa kusursuz değildir. Özel aktörlerin seçimleri tüketici davranışını -özellikle harcamayı- etkileyerek makroekonomik etkilere neden olabilir. Krizler oluşabilir.
4. Ücretler yapışık olduğu için hükümet harcamasıyla istihdam yaratıldığı zaman ücretler bu harcamalara aynı oranda yanıt vermez ve ekonomi canlanabilir. Yani enflasyonun etkisi, canlanan ekonomiye kıyasla çok küçük kalır. Bu nedenle devlet müdahalesi -özellikle harcama ve para basma gibi yollarla- meşrudur.

açıkça ortada olan gerçek. resimdeki evrim ağacı, insanlar ve yaşayan en yakın akrabalarını gösteriyor. kendimizi diğer hayvanlardan ve maymunlardan dışlamaya çalışmanın alemi yok. bunlar hep halkın tepkisinden korktukları için taksonomik sınıflandırmaların bilim insanlarınca doğru bir şekilde yapılmamasından kaynaklanıyor. İnsan türü, yeni gelişen ve benimsenen bilimsel terminolojiye göre bir primattır, bir "maymun" türüdür ve daha spesifik olarak bir İnsansı Maymun'dur.

insanın evrimleşme ağacını bilmeyenlerin reddetiği gerçek.

üzücü bir mesele. sözde entelektüel, özgürlükçü kesmin hakareti ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiremediği ülkede özgürlük lafının ne kadar boş bir retorik olduğunun en iyi göstergesi, atatürk'e hakaretin ifade özgürlüğü olması gerektiği konusu açıldığında ortaya çıkıyor. hakaret de olsa düşüncesini ifade ettiği için bir insanın bu toprakları terketmesini savunanların başlarına ne geliyorsa müstehak bence.