laiksavar

sözlük kültürüne sahip insanlar tarafından hayatımda ilk kez yediğim küfür.

"sözlük kültürü azizim" diyenlerin özel mesaj yoluyla hakaret ettiği güzide yer.

birçok değer arasında bir değerdir. özgürlüğe, kısmen özgürlüğün diğer değerleri ürettiğine inandığım için değer veriyorum. daha büyük özgürlüğün genel olarak daha iyi sağlığa, daha çok servete, bilgiye, icada ve mutluluğa yol açtığına inanıyorum.

bir siyasi felsefe. liberteryenler bireysel özgürlüğe saygının adaletin merkezi şartı olduğuna inanırlar. insan ilişkilerinin karşılıklı rızaya dayanması gerektiğine inanırlar. liberteryenler iş birliği, tolerans ve karşılıklı saygı özgür toplumunu savunurlar.

Bazı yazarların sözlük açıkken içinde bulundukları eylem. Dayanamıyorlar.

edit: işte bu da kanıtı.

Olmasaydı daha güzel olurdu denen durumlardan biri. Sokaklar kişilere ait olsaydı kişilere kalmalı derdim. Ama şu an en azından ismen kamu malı
olduklarına göre insanlar sokaklarda diğerlerini rahatsız etmeden yatabilmeli derim.

Gece gece dert olan durum. Kimse birbirine sevgi borçlu değil. Herkes istediği kişi ve gruptan nefret edebilmeli. İstediği şekilde, gerekçe öne sürmeden, ayrımcılık yapabilmeli. İnsanların eşcinsellere borçlu olduğu tek şey haklarını ihlal etmemek.

Edit: buradan, homofobik olduğum çıkarımını yapan mantığını sevdiğim yazarlara selamlar.

Asosyalsen sadece toplumdan uzaksındır. Eğer antisosyalsen aktif olarak topluma karşı düşmanca tavırlarda ve eylemlerde bulunursun.

Evrenin ölçeği düşünülecek olursa yaşamın evrenin başka yerlerinde olmamasının imkansıza yakın olmasından dolayı gerçek olmayan durum. Tek hücreli yaşam son derece yaygın olmalı. Ama zeki yaşam nadir olabilir. Zeki yaşam konusunda bile tek başımıza olmamız ihtimali çok düşük bence.

Sevgili veya fuckbuddy en garanti çözüm. İmkan dahilinde değillerse ilgi alanlarına odaklanılmalı bir süre. Ayrıca aşırı yorucu sporlar yapılmaya çalışılabilir. Yoğun mastürbasyon yapılıyotsa bıraktıktan 1 hafta sonra libido birkaç ay için sıfıra iniyor zaten. 1 haftadan sonrası kolay.

Yaşamda zevk aldığım şeylerdir: Okumak, bilgisayar oyunları, müzik ve arkadaşlarım. Ama bunlara "yaşama amacım" demiyorum. Bence kavram anlamsız. Yaşama amacı aramaya gerek yok bence, yaşamak için bir amaca da ihtiyaç yok.

Ortaya çıkmasında amerikan dış politikasının ciddi bir payı olan vahşet topluluğu. İslam'ın payı olup olmadığı konusuysa karışık. Savaş koşullarıyla ilgili ayetler adaletsizliğe karşı savaşı önerdiği için IŞİD'i motive
etmiştir büyük ihtimalle. Ancak Kuran'da zulmetmeyen insanlara karşı saldırgan eylemleri savunan bir ifade var mı? Bundan emin değilim. Ayetler konusunda fikrim daha tam olarak oturmadı. Savaşla ilgili ayetlerin çoğunda bozgunculuk yaratanların, sözlerini tutmayanların (mesela barış antlaşmasını çiğneyenlerin) öldürülmesi ve bozgunculuk yaratmayacak olanlarla
barış yapılması gerektiği söylenir. Dahası, bu ayetler açıkça o sırada olan bir olayla ilgilidir; genel öğütler şeklinde geçmez. Mesela Enfal suresinden "Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın." ayetinde onlar ile kastedilen kişiler direkt olarak belli (Mekkeli müşrikler). Genel olarak diğer dinlerden insanlarla savaşmak anlamını taşımıyor. En
azından Mustafa İslamoğlu'nun yorumu bu şekilde :D
Tabi burada İslam'ın gerçekten IŞİD'i destekler nitelikte olup olmadığı konusuyla Kuran'ın insanları teröre motive etmek için kullanılıp kullanılmadığı ayrı konular. Kuran kesinlikle insanları teröre ikna etmek amacıyla kullanılmıştır. Ama Kuran'dan IŞİD çıkarmak insanların
düşündüğü kadar kolay değil.

Apaçık olay. Şayet mümkün olmasaydı bütün söylediklerimiz anlamsız söz öbeklerinden ibaret olurdu. Düşünerek, verilerden yola çıkarak yaptığımız öngörülerin doğru çıkması -şayet doğru
bilgi mümkün olmasaydı- bir mucize olurdu.

Bir felsefeci. Caner Taslaman üslup olarak beğenmediğim yönleri olsa da özünde iyi olduğuna inandığım biri. Hayranlarıyla sık sık yemeğe çıkıp onların masraflarını öder. Programlarına ücretsiz çıkar. Kitaplarını bile ücretsiz dağıtır internetten. Bu işten herhangi bir menfaati olmadığını düşünüyorum. Ayrıca Türkiye'yi din felsefesiyle tanıştırmak konusunda çok ciddi emekleri var. Kitaplarının -özellikle evrimle ilgili kitabının- ciddi hataları vardı. Bu hataların ne kadarı yeni baskılarla düzeltildi bilmiyorum. Ancak felsefeyle uğraşan her yazar birbiri için hatalı olduklarını söyleyecektir. O yüzden bunun pek bir önemi yok bence.

Modern halinin çok zehirli bir hal aldığını düşündüğüm kadının kurtuluş hareketi. Başlangıçta hareketin hedefleri doğruydu. Bunlara büyük oranda ulaştıktan sonra tabiri caizse problem aramaya başladılar.
Şimdi üniversitelerde "güvenli bölge"ler kurup bu bölgelerde "incitici" fikirlerden uzak bir
ortam kurmak adı altında ifade özgürlüğünü engellemekle meşguller. Pek çok feminist
kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasını da istiyor. Mesela üniversitelere, iş yerlerine devlet
tarafından kadın kotaları koyulması, erkeklerin boşandıktan sonra kadınlara nafaka vermesi gibi
konularda. Ayrıca benzer suçları işleyen kadınlar erkeklerden ciddi oranda daha az ceza alıyor.
Eşitlik mi istiyorlar yoksa özel muamele mi? İkisine birden sahip olamazlar.