Caner taslaman

balta
pozitif bilimlere yönelimi ve felsefe kaynaklı söylemleri nedeniyle ilk bakışta, "dur lan dinliyim şunu" ifadesi uyandıran, ardından insanın kendisinin suratına "kıpırdama ve o elindeki söz hakkını yavaşça yere bırak" deme isteğini körükleyen demogoji ustasıdır
laiksavar
Bir felsefeci. Caner Taslaman üslup olarak beğenmediğim yönleri olsa da özünde iyi olduğuna inandığım biri. Hayranlarıyla sık sık yemeğe çıkıp onların masraflarını öder. Programlarına ücretsiz çıkar. Kitaplarını bile ücretsiz dağıtır internetten. Bu işten herhangi bir menfaati olmadığını düşünüyorum. Ayrıca Türkiye'yi din felsefesiyle tanıştırmak konusunda çok ciddi emekleri var. Kitaplarının -özellikle evrimle ilgili kitabının- ciddi hataları vardı. Bu hataların ne kadarı yeni baskılarla düzeltildi bilmiyorum. Ancak felsefeyle uğraşan her yazar birbiri için hatalı olduklarını söyleyecektir. O yüzden bunun pek bir önemi yok bence.
kargalı karga paşa
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim görevlisi olan akademisyen. Uslübü serttir bende çok takdir etmem. Ancak cahil veya bilgisiz değildir.

Genelde yurt dışında yapılan felsefi argümanların çevirisini yapar. Kitaplarını tarafıma ücretsiz olarak göndermiştir. Zaten zengin ve varlıklıdır bir çok öğrenciye gizliden burs verir (ki bu burslar öyle böyle burs değildir ciddi miktarda burslardır)

Türkiye'de felsefeye olan bakış açısını bu insan kırmış ve hatta ehli sunnet hemen hemen bütün cemaatler tarafından katli vacip olarak fetva verilmiş açık açık tehditler almaktadır.

Doğrusu vardır yanlışı vardır ayrı konu. Ancak kendisini ve mal varlığını ilime harcamaktadır. Takdir edilmelidir bu yönüyle.
laiksavar
türkiye'de din felsefesinde önemli işler yapmış, gençleri felsefeye çekmeyi başarmış ve felsefenin halk tabanında da olsa bir nebze yayılmasına katkı sağlamış, türkiye ortalamasının üstünde olan entelektüel bir kişilik. 4 yıl önce facebook üzerinden kendisine sorgulama hikayemi içeren uzun bir mesaj atıp kitaplarını istemiştim. sağ olsun, hem kendisinin hem emre dorman'ın hem de enis doko'nun piyasada olan bütün kitaplarını bedavaya göndermişti bana. toplamda 270 liralık kargoydu. sonradan öğrendim ki ders verdiği öğrencilerden de ihtiyacı olanlara kitaplarını ücretsiz gönderiyormuş. kendisinin fanboyları vardır ve sık sık onlarla yemeğe çıkar ve hesabı da kendisi öder. bu açıdan adam gibi adamdır. tahminimce yeteri kadar zengin olduğundan ve çalışmalarını bir anlamda tebliğ olarak gördüğünden kitaplarından ve tv programlarından para almamaktadır. kitapları ücretsiz olarak internet sitelerinde ulaşılabilir durumdadır. kötü bir felsefeci, iyi bir hatiptir.
laiksavar
Caner Taslaman konusu sözlükteki ateistlerin hassas noktası falan sanırım. Tartışmalı fikirleri sık sık savunmama rağmen Caner Taslaman'la aynı fikirde olduğumu belirtmem durumunda aldığım tepkiler bunlar nedeniyle aldıklarımdan bile daha fazla olabiliyor.

Bu noktada dikkatimi çeken şey şu: Caner Taslaman'a yapılan eleştirilerin neredeyse tamamı "Adam kaba/ukala.", "Geçmişi şöyle.", "Yea 21. yüzyılda Kuantum ve Allah diye kitap mu olur?" tarzı; adamın argümanlarına zerre kadar bile olsa değinmeyen ve kişiliğe yönelik saldırılardan oluşuyor. sözlükteki kişilerin de aynı tavırda olması beni üzüyor. Adamın argümanlarını ciddi ciddi ele alıp eleştiren yok denecek kadar az.

Fikirleri hakkında ne düşünürseniz düşünün. Caner Taslaman televizyonlarda gördüğümüz en iyi programlardan bazılarına imza attı. Evrimin imajının inananlar arasında düzelmesini sağladı. Yaptığı tartışmalarda gayet iyi bir performans sergiledi. Ayrıca ortalama bir Türk felsefeciye göre bilimlerle ve çağdaş felsefi argümanlarla arası gayet iyi. Kusurları dağ kadar olsa da böyle bir adama karşı yapılan eleştiriler Türkiye'deki ateistlere karşı entelektüel saygımın daha da azalmasına neden oluyor. Daha fazla azalması mümkün değil diyorum yine azalıyor. Durduramıyoruz. Yapmayın nolur. Siz bundan daha iyisiniz.
laiksavar
ÇOKLU EVRENLER TEORİSİ DENEYSEL MİDİR YA DA CANER ŞÖVALYELERİ NEDEN BU KONULARDA NÜANS SAHİBİ DEĞİLLER

Çok kısa bir şekilde bu çoklu evrenler teorisi deneysel midir değil midir konusuyla ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. Bu konu o kadar nüanssız bir şekilde ve dalga geçerek tartışılıyor ki aklım almıyor.

Cihan Saçlıoğlu'nu hatırlıyorsunuzdur. Caner Taslaman "Nasıl deneyseldir yea?" dedikten sonra stüdyoyu terk etmişti. Bu adam mal mı? Gerizekalı mı? Deneysel olmayan teoriye neden deneysel diyor? İkisi de değil. Bu arada Saçlıoğlu aynı zamanda fizik felsefesi de bilir. Felsefi açıdan diğerlerinin yaptığı hatalara düşecek türden bir adam değil. Erdal İnönü'nün derlediği Bilim Konuşmaları kitabında konuyla ilgili bir makalesi var. Neyse. Konu bu değil.
Bu adam gerizekalı mı da "Çoklu evrenler teorisi deneyseldir." dedi? Önce deneysel kavramıyla neyin kastedildiğini açalım.

Deneysel diyerek iki şeyi kastedebiliriz:
A) Deneysel sınamaya açık yani doğrulamaya ya da yanlışlamaya açık hipotezler.
B) Hali hazırda teyit eden verilerin bulunduğu hipotezler ki bu durumda hipotez olmaktan çıkarlar.

Şimdi, Cihan Saçlıoğlu'nun kastettiği şeyin ilki olduğunu düşünelim. Bu durumda ne demeliyiz? Çoklu evrenler teorileri deneysel midir değil midir? Bunun cevabı çoklu evrenlerle neyin kastedildiğine bağlı.

Çoklu evrenler teorisi diye tek bir teori yok. Onun yerine çoklu evrenlerden bahseden birden fazla teori var. Bunlardan bazıları diğer evrenlerin evrenimizle hiçbir şekilde etkileşime geçemeyeceğini ve dolayısıyla fiziksel herhangi bir etki yaratamadıklarını iddia ettiklerinden yanlışlanmaya prensipte kapalılar.

Öte yandan çoklu evrenleri "ima eden" bazı kozmolojik teoriler var. Kaotik Şişme Modeli bunlardan biri. Kaotik şişme özetle Big Bang ile ilgili bir mekanizma öne sürüyor. Dahası, bu mekanizma özel ve öyle bir kere çalışmasını bekleyeceğimiz bir mekanizma değil. Yani Kaotik Şişme türü modeller doğrulanmaları halinde bize Big Bang'in çok özel bir olay olmadığını, birden fazla kez gerçekleşebileceğini ima eden bir mekanizma veriyorlar. Bu nedenle de çoklu evrenleri ima ediyorlar. Üstüne üstlük şişme modelleri doğrulamaya/yanlışlamaya açık modeller. Yani sınanmaları mümkün ve sınanıyorlar da.

Şişme dışında sınanabilirliği olan bir başka seçenek de çoklu evrenler arasında özellikle kütleçekim kaynaklı etkileşimin olduğunu ve bunun evrende belli farklılıklar yaratacağını -özellikle madde dağılımında- iddia eden modeller. Bu modeller de bize sınanabilir bir çoklu evren modeli sunuyor.

Peki ya ikinci "deneysellik" türünden yani mevcut verilerle desteklenmekten bahsedersek? Bunun yanıtını vermek daha zor. Şişmeyi teyit ettiği söylenen bazı veriler var. Onun dışında Planck'ten gelen verilerin teyit ettiği yönünde bayağı fırtına kopmuştu. Hatırlarsınız, şu kütle çekim dalgaları olayı. Ancak sonradan bu konudaki bulgunun doğru olmadığı bulundu. Ortada şişmeyi yanlışlayan bir durum olmadı ama istendiği en güçlü teyit de gelmedi. Yine de pek çok kilit fizik problemini çözen, pek çok kozmolog için standart hale gelmiş şişme teorisinin doğal bir uzantısı olması söz konusu çoklu evrenlerin.

Sonuç olarak çoklu evrenler ilk anlamda hangi versiyonunu kastettiğimize bağlı olarak deneyseldir. İkinci anlamdaysa çok güçlü bir teyidi olmamakla beraber bir miktar deneysel teyit söz konusudur. Ayrıca pek çok kozmolog tarafından günümüzde ana paradigma olarak kabul edilmektedir.

Felsefi not:
Esas anlaşılmaz olan şey teistlerin hassas ayara çözüm olarak çoklu evrenler sunulduğu zaman "deneysel değildir" diye itiraz etmeleri. E hassas ayar argümanıyla dolaylı yoldan Tanrı'yı çıkarsamayı savunuyorsunuz değil mi? Çoklu evrenleri kabul edenler de pekala hassas ayarın çoklu evrenler için dolaylı yoldan kanıt teşkil ettiğini savunabilirler. Tanrı için hassas ayarı kullanmakla çoklu evrenler için hassas ayarı kullanmak arasında ana mantık açısından fark yok. Neden? Çünkü ikisi de hassas ayarlı bir evrenin varlığını daha beklendik kılan açıklamalar. Teistler bu konudaki açıklamaları aynı bilimsel standartlara tabi tutmuyorlar. Ateistlerin açıklaması en titiz bilimsel sınamayı geçmesi gereken bir şeyken kendileri bunun yerine felsefi bir açıklamayı koyuyor. Burada felsefi açıklamayı küçümsemek anlamında böyle söylemiyorum. İki tarafa uyguladıkları standartlar farklı diyorum.

Bu noktada "Ockham'ın Usturası" itirazı gelebilir teistlerden. Siz tek bir evreni açıklamak için trilyonlarca evren varsayarken biz hepsini tek bir varlıkla yani Tanrı'yla açıklıyoruz denebilir. Bu noktaya yapılabilecek en ciddi itiraz Ockham'ın Usturası'nın niceliksel azlık/çokluktan ziyade hipotezlerin basitlikleriyle ilgili bir ilke olması. İlgilenilen şey keyfi olarak çoğaltma. Yani sayının çok olması önemli değil. Mesela şişme doğruysa çoklu evrenler teori tarafından ima edildiği için çoklu evrenlerin var olması "keyfi" bir şey olmazdı. Dahası, natüralistik açıklamalar sadece tek bir varlık türünü -doğal/fiziksel varlıkları- çoğaltıyor -bu da elimizdeki en iyi teorilerden birince ima ediliyor. Teizm ise tamamen farklı bir varlık boyutunu ve doğaüstü bir varlığı ekliyor denkleme. Yani Ockham'ın Usturası bu konuda pek yardım edecek bir şey değil.
Daha fazla uzatmak istemiyorum çünkü aksi takdirde hassas ayarla ilgili tam teşekküllü bir yazı yazmam gerekecek. Sorusu olanlar yorum olarak sorabilir.
laiksavar
İslam teolojisi bilmiyor . Hadis usulü ve kelamdan zerre haberi yok. Hadis'e literal bakıp bok atarken ayet olduğunda bu şekilde bakmayıp lafzı eğip büker.
Kısacası düzgün bir İslam algısı yoktur.

Ama din felsefesinin ana akım tartışmalarını halka açıp amme hizmeti yapmış değerli bir insandır aynı zamanda
mcudy
kendisi kızıl imamcılar adli terör örgütün üyelerinden biriydi ,
hakkında meclis genel kurul tutanağı bile vardır buyrun :
https://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=3&ved=0ahUKEwik-ZOTg8vWAhVmYpoKHViaCRkQFggzMAI&url=https%3A%2F%2Fwww.tbmm.gov.tr%2Fdevelop%2Fowa%2Ftutanak_b_sd.birlesim_baslangic_yazici%3FP4%3D357%26P5%3DB%26page1%3D60%26page2%3D62&usg=AFQjCNHgFIMfAYZkoxa4XmBforBQebogTA

https://www.google.com.tr/search?q=caner+taslaman+k%C4%B1z%C4%B1l+imam&rlz=1C1GCEA_enTR761TR761&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwik-ZOTg8vWAhVmYpoKHViaCRkQ_AUICygC&biw=1366&bih=662#
0 /