confessions

felsefist

Yazar  · 9 Haziran 2017 Cuma

  1. toplam giri 21
  2. takipçi 1
  3. puan 455

yarı türkçe yarı ingilizce konuşan insan

pyotr alexeyevich kropotkin
Bunca yıllık hayatım boyunca kendilerine asla anlam vermediğim ve galiba bundan sonrada anlam veremeyeceğim kişi tipi. Neden bir kelimenin türkçe karşılığı varken İngilizce'sini söylersin ki...

-Evet Muhittin sonunda okulun bitti. kendine güzel de bir iş buldun ve herhalde sevdiğin biri de vardır ?
-Bu gün ki "meeting" imizin amacı galiba beni search etmek ?
-Yav saçmalama be oğlum, seni neden yoklayayım sadece şey diyorum ; Yani yaşın filan da geldi.
-Kusura bakma bro fakat ben kariyerime önem veriyorum ve uzunca bir dönem de bu konuları düşünmek istemiyorum. Ben üst düzey bir Media company'de çalışıyorum. Bu işlere zaman harcayamam
-Neden ki ?
-Sen bir visual communication designer olarak Global media companyde her şeyi look etmek ne kadar zor biliyormusun ?


edit:imla


ermenilere yönelik eleştiriler

Beastbrook
ermenistan politikası günümüzde tamamen türk-türkiye-azerbaycan karşıtı görüşler üzerine kurulmuştur. çoğu zaman bize karşı olan atakları (türk bayrağı yakmak) gibi şeyleri oluyor. kendi ihanetlerini olmamış bir soykırım üzerine yatırmaları içler acısıdır maalesef. gerçekten tarihe bakılırsa ermenileri yaptığı şeylerden dolayı eleştirmemek söz konusu bile olamaz. şöyle kısa kısa başlıklarla size tarihten örnekleri sunacağım.

Ermenilerin Örgütlenmesi

Osmanlı Devletinde yaşayan Ermenilerin ilk ulusal hareketleri 1860 yılında kurulan derneklerle başlamıştır. Bu dernekler zamanla dış yardım ve kışkırtmalarla, Ermenileri devlete karşı ayaklandıran komiteler haline gelmiştir. Ermeni kiliseleri ve Ermeni okulları ihtilalci fikirlerin aşılandığı en önemli merkezlerdir.

Komiteler

1. Hınçak (Çan) Komitesi: 1887'de İsviçre'de Kafkasyalı Ermeniler tarafından kurulmuştur. Amacı Türkiye Ermenistanı'nı kurmak, daha sonra Rus ve İran Ermenistanlarıyla birleşerek bağımsız bir Ermenistan yaratmaktı. Sosyalizmi benimsemişlerdi.

2. Taşnaksutyun Komitesi (Ermeni İhtilâl Cemiyetleri Birliği): 1890'da Kafkasya'da kuruldu. Amacı Ermeni örgütlerini birleştirmek, Türkiye'ye geçen çetelere yardım etmek, isyanlar çıkartmak suretiyle Türkiye Ermenistanı için siyasî ve iktisâdî özgürlük elde etmekti. Nasyonal-sosyalizme benimsemişlerdi.

Komitenin örgütüne verdiği emir şu idi:

"--Türkü, Kürdü her yerde, her türlü koşullar altında vur! Mürtecileri, ahdinden dönenleri, Ermeni hafiyelerini, hainleri öldür, intikam al!"

1908 Öncesi Ayaklanmalar

Sivas ayaklanması (11 Ekim 1881), Erzurum olayı (20 Haziran 1890), İstanbul'da Kumkapı ayaklanması (15 Temmuz 1890), Yozgat olayı (Ekim 1893), Tokat olayı (Ağustos 1894), Birinci Sason isyanı (Haziran 1893 - Ağus. 1894), İstanbul'da Bâb-ı Âli baskını (18 Eylül 1895), 1895 - 1896 ayaklanmaları: Bu iki yıl içinde Ermeniler Anadolu'nun çeşitli yerlerinde ayaklanmalar yaptılar. Bunların başlıcaları; Geyve, Yozgat, Kayseri, Develi, Diyarbakır, Siverek, Harput, Malatya, Arapgir, Adıyaman, Maraş, Urfa, Antep, Sivas, Niksar, Divriği, Merzifon, Amasya, Trabzon, Gümüşhane, Bitlis, Muş, Erzincan, Bayburt, Erzurum, Hınıs ayaklanmalarıdır, Adana olayları (Ekim 1895 - Mart 1896), Zeytun isyanı (Temmuz 1895 - Ocak 1896), Van isyanı (Ekim 1895 - Ekim 1896), Osmanlı Bankası baskını (14 Ağustos 1896), İkinci Sason İsyanı (1898 - 1904), Sultan Abdülhamid'e suikast girişimi, bomba olayı (21 Temmuz 1905)

BİTLİS AYAKLANMASI (Ekim 1895)

Bitlis Ermenilerini Diyarbakır, Erzurum, Van komiteleri ihtilâl ve isyana sürüklemişlerdir. Ermenilerin silah kullanmaktaki korkaklığı, müslümanların ise; iyi silah kullanmaları sonucu, Ermenilerin tasarladıklarını yapmalarına imkân bırakılmamıştır. Müslümanlar böyle bir durumla karşılaşacaklarını akıllarına getirmediklerinden yanlarında bıçak ve deynekten başka silah olmadığı halde çarpışmışlardır. Memurlar, komutan ve askerlerin aldıkları ciddi tedbirlerle ayaklanma ancak iki saat sürmüştür. Bu kargaşalıkta İslâmlardan 38 ölü 135 yaralı, Ermenilerden de 136 ölü 40 yaralı olmuştur.

İkinci Meşrutiyetten sonra ayaklanmalar
ADANA AYAKLANMASI (14 Nisan 1909)

Birinci Dünya Savaşında Ermeni Olayları
Zeytun olayları, Kayseri Olayları, Bitlis ve Muş olayları, Erzurum ve Erzincan olayları, Elazığ (Harput) olayları, Yozgat olayları, Sivas olayları, Adana olayları, Trabzon ve Samsun olayları, İzmit ve Adapazarı olayları, Urfa olayları, Van isyanı

ayrıca;
VAN'DA ERMENİ ZULMÜ, MUŞ'TA ERMENİ ZULMÜ, ZEVE'DE ERMENİ ZULMÜ, ERZURUM'DA ERMENİ ZULMÜ, ADANA'DA ERMENİ ZULMÜ

Ermenilerin 1918 - 1920 yılları arasında yaptıkları mezâlim

Ermenilerin Ruslara yardımcı olarak birlikte işgal ve katliamlar yaptıklarını yukarıda anlatmıştık. İşgal yıllarında bu zulüm çeşitli şekillerde devam etti. Nihayet 7 Kasım 1917'de Rusya'da ihtilâl oldu, 22 Ocak 1918'de Rusya mütareke istedi. Bunun üzerine Rus ordusu işgal ettiği doğu Anadolu'dan çekilmeğe başladı. Bu esnada Ermeniler yine yağma ve katliamlar yaptılar. Her tarafı yakıp yıktılar. Trabzon, Gümüşhane, Erzurum, Erzincan, Van, Bitlis, Muş ve Kars bölgelerinde pek çok zulümler icra ettiler.

KAYNAKLAR
(1) Türkiye'nin Siyasi Tarihinde Ermeniler ve Ermeni Olayları, Halil Metin, M. Eğitim Yayını, İstanbul 1997, s. 16
(2) Türkiyenin S. T. E. ve E. O. s. 87-93
(3) Türkiye Tarihi, Yılmaz Öztuna, c. 7, s. 180-181
(4) Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler, Mehmet Hocaoğlu, İstanbul 1976, s. 275-276
(5) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 478 - 480
(6) Türkiye Tarihi, Yılmaz Öztuna, c. 7, s. 227
(7) Türkiye'nin S. T. E. ve E. O. s. 129-131
(8) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 720-721
(9) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 723
(10) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 733-734
(11) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 735-736
(12) Türkiyenin S. T. E. ve E. O. s. 146-147
(13) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 764
(14) Tarihte E. M. ve Ermeniler, s. 704
(15) Türkiyenin S. T. E. ve E. O. s. 28, 157

ermenistan ordusunun karabağ'da iki yaşındaki zehra'yı katletmesi

anne boleyn
haber şu:
http://odatv.com/saldirida-2-yasindaki-cocuk-oldu-0507171200.html

Ermenistan Ordusu Karabağ'ın Fuzuli iline 4 temmuz'da saldırı düzenliyor, küçük Türk çocuğu Zehra'yı ve babaannesini öldürüyor.

Karabağ nedir ki? ya da ermenistan ordusu kimdir? Türkiye'nin başına adam akıllı biri gelsin tsk'yı toparlasın geçmişte kıbrıs'ı aldığımız gibi Karabağ'ı Azerbaycan'la alıp Azerbaycan'ın toprağına katalım. ( şu anki tsk ile bile ermenistan ordusunu yerle yeksan edebiliriz, öyle düşünün)
Bazıları bunun toprak meselesi olduğunu sanıyor hayır değil. Bu mesele onur meselesidir. Karabağ, Türklerin içinde yanan ama sönmek bilmeyen ateştir. Ve biz o ateş ile Ermenistan'ı yakıp kavurup, küllerini de karabağ'a savuracağız. Elbet o günler gelecek. İnsanımızı katletmek ne demek bunun hesabını soracağız!

KİNİNİZİ DİRİ TUTUN!
9

dehumanize

kemalisthanım
ermenilerin atatürk'e ve türklere karşı bakış açısını hepimiz biliriz.dehumanize denen şahsın da bu karalama ve iftira olayını kuyruk acısına veriyorum. zor olmuş olmalı. her neyse bu arkadaşın gazeteci, yazar falan olması komedi filmlerine konu olacak cinsten bir olay. atatürk'ü koruma kanunu ile diktatör ilan edebilecek kapasite biri nasıl böyle bir mesleğe sahip oluyor anlamadım. demek ki her önüne gelen yazar ve gazeteci olabiliyormuş. doğru düzgün entrysi bile yok ama yazar olduğunu bağıra bağıra utanmadan söyleyebiliyor cahilliğini bununla örtmeye çalışıyor. bilgisiz fikir sunmak da, insanların en büyük değeri olabilen atatürk'e dil uzatmak da böyle cahillerin yapacağı iştir.

not: ayda yılda bir o zekayla bir konuşma yakaladı ss alıp faceye atmış zavallım. anam çok mu ağlattılar seni de bir şeyler kanıtlama çabasına giriyorsun.

not: israil'de bile o sevmediğiniz yahudiler bile atatürk'ü sayarken vatanı tc olan ermeni sevmiyor. bu yüzden ''kuyruk acısı'' diyoruz. bu arkadaşın banlanmasını talep ediyorum

edit: siz gerçekten atatürk düşmanısınız. anında 7 eksi yedim. yolsuzluk ve diktatör iftirasına tepki göstermeyen vasıfsızlar gelmişler benim yazımı eksiliyorlar.

instagram sayfanızdan atatürk'ün resmini kaldırın. insanları yanlış yönlendiriyorsunuz.
8

sözlükte atatürk ile ilgili başlıkların yasaklanması

kemalisthanım
Atatürk'e diktatör, yolsuz diyen kişiye tepki göstermek yerine bunu diyen kişiye nasıl gazeteci, yazar olmuş diye sorgulamamı dert edip bana hakaret edecek kadar küçülen insanlar var bu sözlükte. ''yöneticiler dahil'' instagram sayfanızdan Atatürk'ün resmini kaldırınız. beni dahil herkesi yanlış yönlendiriyorsunuz. ayriyetten bu kişileri banlamak yerine atatürk'e sansür getirmek ve sözlüğün adının laik olması neyse daha fazla konuşamayacağım.

edit: mükemmel 6 kişi eksiledi. mükemmel sözlük.
1

mutlak üstünlük teorisi

sorbuyukbaba
İktisatın babası olarak anılan pek muhterem adam Smith'in ortaya atmış olduğu, modern dış ticaret sisteminin gelişmesinde en etkili olan teorilerden biridir.
Herkesin anlayacağı gibi sade bir şekilde açıklayacak olursam, bir zamanlar olduğu gibi her ülkenin para gelmesi için ihracatı teşvik edici, para gitmesin diye de ithalatı kısıtlayıcı politikalar izlemesinden dünyanın ve ülkelerin zarar gördüğünü söyleyen Smith düşünmüş ve demiş ki ;
Hepimiz ülke içerisindeki bütün ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışacağımıza örneğin eğer en ucuz ve en kaliteli kumaşı hintliler yapıyorsa hindistandan alalım biz kumaş üretmeye çalışarak ziyan edeceğimiz parayı iyi olduğumuz bir sektöre yatıralım ve en etkin üretimi gerçekleştirelim, bu sektörde uzmanlaşalım.
Atıyorum arbor ve valyria ülkelerinin olduğu ütopik bir dünya ele alalım biri çeliğin ucuzunu ve hasını, biri şarabın ucuzunu ve hasını yapıyor olsun. O zaman iki ülke anlaşıp şarabı arbordan, çeliği valyriadan almaya karar verirse ve bu ülkeler diğer üretimi kısıp bir tanesinde uzmanlaşırlarsa kaynaklar en etkili şekilde kullanılmış ve fayda iki ülke içinde maksimum olmuş olur.
Herkes mutlu olur ve bu anlaşmayı yapan iki ülke, diğer ülkelere göre üstünlük elde etmiş olurlar.

atatürk'ün ankara'yı başkent yapması

unafraidx
Sıcak bir günün akşamında yanında bazı ileri gelenler ile köşkünün bahçesinde dolaşıyordu. Ben de o sıralar eski köşkün tavan dekorlarıyla meşguldüm. Tozlu ve sisli bir akşam Ankara'nın üzerine çökmüştü. Yer yer toz hortumları semaya doğru yükseliyor ve manzaraya daha boğucu bir hava ekliyordu. Bize:


"Ankara'yı hükümet merkezi yapmakla iyi mi ettim?" diye sordu.


Tabii herkes müspet cevap verdi. Arkasından:

"Neden?" suali gelince, kimi staratejiden, kimi siyasetten bahsetti. Hatta birimiz kayalık güzeldir gibi bir estetik nazariye de ortaya attı. Atatürk:


"Şimdi dalkavukluğu bırakın" diyerek münakaşayı kapattı. Ankara'nın hükümet merkezi olmak için saydığınız meziyetleri beni ikna etmeye yetmez. Ben Ankara'yı hükümet merkezi yapmakla büsbütün başka bir hedef güttüm. Türk'ün imkansızı imkan haline getiren kudretini dünyaya bir kere daha tekrar etmek istedim. Bir gün gelecek şu çorak tarlalar, yeşil ağaçların çevirdiği villaların arasından uzanan yeşil sahalar asfaltlarla bezenecek. Hem bunu hepimiz göreceğiz. O kadar yakında olacak."


Ah be yüce adam kalkıp görsen ülkenin , bıraktığın gençliğin halini..

platon'un ütopik devlet anlayışı

filozovski
"platon, "devlet" adlı eserinde ideal devletin nasıl olacağını belirtmiştir. Bu devlette insanlar üç sınıfa bölünmüştür; çalışanlar (çiftçiler, zanaatkârlar), bekçiler (askerler) ve yöneticiler(bilginler özellikle filozoflar). işçi sınıfı çalışıp üretimde bulunarak devletin maddi ihtiyaçlarını karşılar. bekçiler sınıfı toplum içinde güvenliği ve dışarıya karşı devletin varligini savunur. yöneticiler sınıfı ise devleti yönetir.

bu toplumda her sınıfın bir erdemi vardır. İşçi sınıfının erdemi kanaatkar olmak, bekçi sınıfının erdemi cesaret, yöneticilerin erdemi ise bilgeliktir.

platon'un açtığı bu ütopik devlet anlayışı yolu, gelecekte hem doğu hem de batı felsefelerinde temsilciler bulmuştur. doğu felsefesinde böyle ütopik bir devlet anlayışını farabi'de görmekteyiz."

platon devlet yönetiminde erdemliliği savunur. erdemliliğe ulaşmanın yolunu ise bilgelikte görür. genel olarak platon herkes uzmanı olduğu işi yapmalıdır der. eğer böyle olmazsa, toplumda kargaşa çıkacağını ileri sürerek adaletin ve huzurun sağlanamayacağını söyler.