confessions

el presidente

Bira  · 12 Haziran 2017 Pazartesi

  1. toplam giri 123
  2. takipçi 15
  3. puan 2932

sözlük yazarlığı yapmak

el presidente
Senelerdir yaptığım uğraş.ilk başlarda bilgi içerikli yazmaya çalışırsın, baya araştırır edersin. Fakat sonra farkedersin ki herkes işin goygoyunda, bana ne lan? dersin, sen de kendini kaptırırsın bu goygoy deryasına.


Laik sözlük benim yazdığım kaçıncı sözlük bilmiyorum. Ama samimi bir ortam var, 1970lerdeki istanbul mahalleleri gibi, herkes birbirni tanıyor. Ve farkettiğim kadarıyla laik sözlük yazarları üçe ayrılıyor:

1. Normal yazarlar.
2. bir görevi olan yazarlar (moderatör, admin vs)
3. Kemalisthatun'u okumadan favlayan yazarlar.

Herkes kendi kafasına göre takılıyor, yani belli başlı kurallar yok denilecek kadar az. Haliyle insanlar rahatlar. Ekşi sözlük gibi "dünyayı kurtaran tim" yok burada. O sebeple yazılır.


sözlük'ün eksikleri

el presidente
Bildirimler konusu baya sıkıntılı. Arkadaşın biri entrymi favlamıs. 9 saat boyunca aynı bildirim gelip gelip duruyor.

Bir ikincisi eksi oy sınırlaması. Günlük beş eksi yeter. Adam bir başlıyor 50-60 entry birden eksilemeye, puan kuş gibi kalıyor.

Son olarak moderatörler mesajlara bi cevap versin ya. Geçen birisine bir konuda danıştım. "Sana döneceğim" dedi. Evlendim çoluk çocuğa karıştım amk. Hala dönüş yok.
1

facebook'ta yabancı isimle hesap açılan karanlık dönem

el presidente
Yine gece gece aklıma gelmiş dönemdir.

Sınıfta bir kız vardı hiç unutmam, adı ceren'di. Facebook'ta açtığı hesabın ismi "anastasia colette"

Sjdkksjd düşünsenize o anastasia süslenip püsleniyor, tam dışarı çıkacak annesi "kız şu çöpleri at giderken!" Diye sesleniyor odadan

Benim james Winchester isminde arkadaşım vardı Facebook ta.. adı yakup, ailesi van'da yaşıyor. James Winchester ne len? Burası csi miami'mi amk

Çok zor dönemlerdi çook.

istanbul

el presidente
Herkeste bir gerginliğin hakim olduğu şehir. Ramazandan dolayıdır heralde diyorum çünkü millette bi kavga etme isteği var. Suratlarında bu ifadeyi görebiliyorum. Özellikle 50-55 yaşındaki amcalar... Suratları orklara benziyor, bi terlemişler, asabiler...

Korkuyorum valla sözlük, herkes birbirine düşman gibi bakıyor.

her işe girip batmayı başarabilen kuzen

el presidente
Benim kuzenlerdir.

Adamlar züccaciye, toptancılık, manavcılık, pazarcılık, simitçilik... Her işe girdi ve nasıl olduysa batmayı başarabildi.

Hayır benim anlamadığım simitçilik yapıp nasıl batabiliyorsun amk? Bu büyük başarı lan. Susam mı bitti, un mu kalmadı... Adamlar bi de borçlanıp duruyor. Her seferinde bi 5 bin lira kadar borçlanıyor. Eş dost topluyor bunların arkasını. Hani sülalede sevilmeyen taraf vardır ya? İşte benim amca tarafı da öyle. Karadelik gibi, bütün sülaleyi sömürdüler amk.
2

hepsi

el presidente
Bilmem hatırlar mısınız böyle bir grup vardı...

Bu grubu dinleyen, dizisini falan izleyen, takip eden kızlar şu an üniversiteli...

Güne açan çiçekler gibiyiz. Yalan! Yalaaağağağağan!

Zor dönemlerden geçmiştik... Ama hayat kısa işte. Kuşlar uçuyor falan...

depreme hazırlıksız olduğumuz gerçeği

el presidente
Ayan beyan gerçektir.

Toplanma alanları yok, sığınaklar yok, hiçbir tedbir alınmamış, her yer betonarme, betonarme olmasını geç 99 depreminden sonra allaha emanet duran bir sürü bina var, kentsel dönüşüm yapılmamış, insanların olası bir depremde ne yapacaklarını bildiğini düşünmüyorum. Bunun tatbikatsızlıktan olduğu belli.

Adama deprem çantası yapalım diyoruz "boşver moruk napıcan çantayı, deprem olduğu zaman ölecen zaten" diyor. Lan sığır, ya ölmezsek?

Ben her evde bir hatta birkaç deprem çantası olması gerektiği fikrindeyim. Laf aramızda bizde de yok amk. Neyse bu entryden sonra deprem çantası hazırlayayım ben. (Hazırlamadı)

bir içeçek ne kadar zor telaffuz ediliyorsa o kadar elittir algısı

el presidente
Misal, karamel latte kapuçinoo makiyatto diyen gavatlara sinir olmaktayım.

Bir kez kahve dünyasına zoraki götürülmüş, Starbucks'a hiç yolu düşmemiş bir düz adam olarak söylüyorum ki: bu işler tıraş birader.

Adamlar tamamen pazarlamak için içeceklerin adını değiştiriyorlar. Kapuçino dediğin içecek neskafenin köpüklüsü işte amk. Hepsi hazır kahve işte. He elde yapılma kahve olsa bir nebze anlayacağım. Bunların hepsi toz yani. Sadece modifikasyona uğramış. Bir de adı entelceye çevrilmiş.

Frapuçinonuzu seveyim sizin!

15 temmuz destanı

el presidente
Geliyoruz o mübarek geceye...

Reisin narası ile çıktık evlerimizden...

Ak kefenli uzun adam haykırdı: ilerle!

Biz bu destanı yazarken tankların altına yattık, f 16 lara göğüs gerdik. Tankların üstünde asker patakladık!

Ben yine bir demokrasi neferi olarak meydanlarda olacağım. Sizi de beklerim. Bu kutlu zaferi yeniden yazmaya!
3

hüseyin kaya

el presidente
Bir dönemler Facebook ortamını kasıp kavurmuş, internet aleminin gerçek manada ilk trollüdür.

Filiz diye bir hatun'un post'unun altına "filiz sevişelim mi" yazmasıyla olaylar zinciri başlamıştır. Daha sonra sayfalarda "admin sevişelim mi" yazmış iyice fan edinmiş, bir sürü feyki falan çıkmıştır.

Fotoğrafı




2

tranquila

el presidente
Rembaso moo renebaso rafkoi kanabaso farkoy tırrrrankila! Diye sözleri olan j Balvin şarkısı.

Tek bildiğim yeri tranquila... Geri kalan kısımları salladım. Meraklısı falan varsa lyrcs'leri araştırabilir, şimdi üşendim yazmaya.

ilkokula evrak çantasıyla gelen çocuk

el presidente
Karizması= arnold şıvayzeneger + bruce Willis + slyvester stallone + Jason Statham

Şeklindedir.

Biz boynunuzda beslenme çantası+ suluk kombinasyonu ile gezerken, o sanki bir işadamıymışçasına sınıfın içinde dikkat çekerdi. Biz maç yaparken bu kızlarla muhabbet ederdi. Sonra büyüdüler, iki kelimeyi bir araya getireremeyen pasif, şirket çalışanları oldular. Azıcık kafasını kullananları medya patronu oldu...
1

internetle ilk tanışma

el presidente
2006 yılı falandı. İnternet O kadar hızlı değildi şimdiki kadar, Chrome da yoktu... ilk aradığım kelime sexs di. Evet sexs..

Artık nasıl bir abazanlıksa amk. bunu aramıştım ilk. Seksin nasıl yazıldığını bilmediğim için gelişigüzel yazmıştım.

Hey gidi günler hey...



tarih dersi

el presidente
Lisede almayı bıraktığım derstir. Hani şu Malazgirt savaşı ile Anadolu'nun kapıları Türklere sonsuza kadar açıldı muhabbeti var ya? Heh işte o kadar biliyorum tarihi sen düşün.

Geçen Mehmet diye bir arkadaşımla buluştuk. Lisede baya eğlenirdik, acayip makara bi adamdı. Maçlara falan gider, hakeme küfrederdik, klasik ergen muhabbetleri işte.

Neyse, bunla buluştuk tarih bölümünde okuyomuş. Ama bi görsen, adam 180 derece değişmiş amk. Kemik gözlük takıyor, fular falan var, abidik gubidik bi kazak giymiş, lafın arasında ikide bir "vesselam" diyor. İki saat-uc saat Osmanlı'nın gerileme döneminden bahsetti. Oturuyoruz da oturuyoruz. En sonunda sikicem kapitülasyonlarını moruk! dicem kendimi zor tutuyorum. Neyse hadi kalkalım dedik. Kalkamadım amk. Aheste aheste kalkıyorum. Yürüyüşüm bile yavaşladı amk. En sonunda kalktım. Hadi çero! Diyor. "Bekle üstadım, pek bir ivedisin. Hayrola?" Dedim. Osmanlıca konuşuyorum lan! Bildiğin Osmanlıca konuşmaya başladım. Neyse bi hışımla kalktım. Sonra evlere dağıldık. Bir hafta kendime gelemedim. Evde çay yerine Osmanlı demirhindi şerbeti içiyor, mp3 çalarda ıtri'den kanun taksimi dinliyordum. Anca toparlayabildim.

mantı

el presidente
Bunun muska şeklinde yapılan versiyonu var, o acayip güzel bak. Böyle severek, keyif alarak yiyorum. Dört tarafından içe doğru yumcuklanan(klasik mantı) versiyonu da şahane...

Her hali şahane yani..