Bu ay yatmayan maaşlardır.
Bir dönemler kaliteli olan fakat yaklaşık 3 sene önce serkanın sözlükteki tüm kontrolü ele alıp sözlüğün sevilen yazarlarını sözlüğe küstürmesiyle tamamiyle yalaka bir yer haline gelen sözlük. "Bu başlıkta en büyük salaklığımızı anlatıyoruz" başlığı benim için gerçekten efsanedir.
Bir zamanlar pivot dergisi vardı. Basketbola başladığım dönemlerde her ay alırdım bu dergiyi. Hatta şu an tofaşın yıldızı olan barış ermişle o daha 16 yaşındayken yaptıkları röportajla bir çok kişiden önce barıştan haberim olmuştu. Tabi daha sonra basketbolu ilerletince genç yıldızları dergilerden değil sahada karşılıklı oynarak öğreniyodum.
Uzunca bir dönem pengueni okumuştum. Lombak ve uykusuz da okuduğum dergiler arasındaydı. Fakat dijital dünya o kadar ele geçirdi ki her şeyi internetten okur olduk. Bu dergiler de kalmadı
Güzel mühendislik dergileri de var. Mesela odtü bilgisayar mühendisliği öğrencilerinin çıkarttığı e-bergi isimli bir dergi var. Onun dışında mimar mühendisler odası ve makine mühendisleri odasının da dergileri var.
Edebiyat dergilerini ise çok okumuyorum. Sadece ara sıra bazı yazıları takip ediyorum ancak o edebiyat dergilerinin bir çoğunda çay ve beşiktaş edebiyatı yapıldığı için ilgimi çekmiyo açıkçası ancak kaliteli yazarlar da yok değil o dergilerde.
Bilimsel açıdan nat geo dergileri güzel dergiler olur genellikle. Enteresan bilgilerle insanın ufkunu açabiliyo
Four four two dergisi eskiden çok iyi bir futbol dergisiydi. Son zamanlarda fazla bakmadım ama eskisi kadar kalitelilerse hiç süphesiz alınabilir
Uzunca bir dönem pengueni okumuştum. Lombak ve uykusuz da okuduğum dergiler arasındaydı. Fakat dijital dünya o kadar ele geçirdi ki her şeyi internetten okur olduk. Bu dergiler de kalmadı
Güzel mühendislik dergileri de var. Mesela odtü bilgisayar mühendisliği öğrencilerinin çıkarttığı e-bergi isimli bir dergi var. Onun dışında mimar mühendisler odası ve makine mühendisleri odasının da dergileri var.
Edebiyat dergilerini ise çok okumuyorum. Sadece ara sıra bazı yazıları takip ediyorum ancak o edebiyat dergilerinin bir çoğunda çay ve beşiktaş edebiyatı yapıldığı için ilgimi çekmiyo açıkçası ancak kaliteli yazarlar da yok değil o dergilerde.
Bilimsel açıdan nat geo dergileri güzel dergiler olur genellikle. Enteresan bilgilerle insanın ufkunu açabiliyo
Four four two dergisi eskiden çok iyi bir futbol dergisiydi. Son zamanlarda fazla bakmadım ama eskisi kadar kalitelilerse hiç süphesiz alınabilir
Anason da bir baharattır
Darağacında 3 fidan
Gülünün solduğu akşam
Tanrı yanılgısı
Doğu ekspresinde cinayet
Gülünün solduğu akşam
Tanrı yanılgısı
Doğu ekspresinde cinayet
Muhtemelen "sehven" dile getirilen gerçektir. Zaten bu ülkede her şey sehven oluyo.
Yetenek/kariyer kıyaslaması yaptığımızda belki de yeteneğine göre en kötü kariyer kendisinindir. Süperstar olabilecek yeteneği varken o buna ihanet etmiştir. Beşiktaşlı arkadaşlara allah sabır versin
Ağrı dağının eteğinde
Bok gibi geçen organizasyon. Muhtemelen smaç yarışması ses getirecek bir tek. Onun dışında kimsenin s*kine takmadığı all star maçı yine saldım çayıra mevlam kayıra havasında geçecektir muhtemelen.
Umarım yanılırım
Umarım yanılırım
Tsk'nin afrine girdiği şu günlerde yeniden hatırlanması gereken büyük kişilik. Hatırlanması gereken ilk şey kendisinin "vatan savunması mevzubahis olmadıkça her savaş bir cinayettir" sözü. Operasyon ilerleyecekse bu mottoyla ilerlemeli. Hatırlanması gereken ikinci şey ise kendisinin hayatı pahasına mücadele ettiği ve hayatını kaybettikten sonra türkiyeye katılan hatay mevzusu. Bugün türkiye eğer suriyedeki durum için masaya oturabilecek devletlerden biriyse bu hataydan dolayıdır. Dolayısıyla mustafa kemalden dolayıdır. İşte kendisinin bu ileri görüşlülüğü de hatırlanmalıdır
Bir çoğumuzun ülke için yaşadığı duygu. Fakat benim dün itibariyle bu ülke için umudum arttı. Çok güzel bir olaya şahit oldum ve burada da paylaşmak istiyorum. Dün her zamanki gibi yorucu bir metrobüs yolculuğuyla evime gidiyodum kafayı cama dayamış bir vaziyette. Biraz önümde de bir baba-oğul oturuyodu. Oğul 4-5 yaşlarında bir çocuktu. Eh yaşının verdiği enerjiyle de konuşuyodu. En son "imeceğimiz yere 3 durak kalmış" dedi ekrandan sayarak. Sonrasında ise birden bire "yaşa mustafa kemal paşa yaşa, adın yazılacak mücevher taşa" diye bağırmaya başladı. Etrafta atatürkle ilgili bir emare yoktu, bir yerden izmir marşı sesi de gelmiyodu ve o çocuk kendi kendine birden bire izmir marşını söyledi. İşte bu dedim kendi kendime. Yeni nesil bu şekildeyse ülkeyi iyi bir gelecek bekliyo. Enseyi karartmaya gerek yok
Samimi olarak endişelendiğim operasyon. Ulan ne güzel bir kaç yıl önce böyle dertlerimiz yoktu ama bu aq ortadoğu bataklığında her yerimiz bilinmezle dolu oldu. Nereye kadar böyle gidecek bu abi? Amk ortadoğusu bir türlü düzelmez mi ya? Bir kaç yıl önce deseler ki "türkiye askeri operasyonla suriye toprağı olan afrine girecek" herkesin aklına işgal gelirdi. Şimdi bakıyosun sınırlar yol geçen hanı olmuş. Ösocu tipler türkiye suriye sınırında at koşturuyo. Bizden öncekiler ülkeyi öyle bir bataklığın içine soktur ki bizim nesili bırak bizim çocuklarımız torunlarımız bile o bataklıktan çıkartamayacak diye endişeleniyorum. Yüzyıllar sonra insanlar bu günleri okuduklarında her olayda "ha****r ya" tepkisi vererek bi taraflarıyla gülecekler halimize. Biz ise harap olup gideceğiz bu amk ortadoğusunda
Tsubasa ve pokemonu da anime çerçevesinde değerlendirirsek bu genelleme şu an ki genç nesilin yaklaşık olarak %95ini falan kaplıyodur, sırf bu yüzden bile hatalıdır.
Türkiye cumhuriyeti ordusu dahilinde askerlik yapacak kadar bu ülkeye bağlı olan, bu ülkeyi seven kişilik. Gebertildi diyenleri boş verin şimdi. Onların hiç bir zaman hrant gibi onurlu bir duruşları olmadı ki.