Synthpop night time electronica tarzında müzik yapan Labyrinth Ear'ın, Oak Ep albümünün en meşhur parçasıdır;
Çağdaş sanat tarihinin en nitelikli sanat eleştirmenlerinden biridir. Picasso gibi sanat tarihinin en büyük markası üzerine oldukça ciddi eleştiride bulunan da ilk yazardır (bkz:Picasso'nun Başarısı Ve Başarısızlığı-Metis yayınları)
Özellikle Görme Biçimleri adlı yapıtı insan doğa özne ilişkisi üzerine ufuk açıcı niteliktedir.
Salt sanat eleştirisi yerine sanatın ideolojik tavrı ve bireylerin görme eylemlerinin liberalleşmesi üzerine eleştirileri modern sanatın en çok üzerinde durduğu konulardandır.
Özellikle Görme Biçimleri adlı yapıtı insan doğa özne ilişkisi üzerine ufuk açıcı niteliktedir.
Salt sanat eleştirisi yerine sanatın ideolojik tavrı ve bireylerin görme eylemlerinin liberalleşmesi üzerine eleştirileri modern sanatın en çok üzerinde durduğu konulardandır.
28 yıllık ömrüne yüzlerce çizim ve illüstrasyon bırakmış Avusturya'lı ressam Egon Schiele'nin sevgilisinden ayrılma korkusundan kaynaklı yaptığı eser.
Hayatta kalmak için Döneminin zenginlerine gizlice yaptığı pornografik çizimlerden ve reşit olmayan kız kardeşinin nü resmini yaptığından hapis yatmıştır.
hapisten çıkınca insanların kendisine bakışı değişmiş, sanat dünyasından dışlanmıştır. Adını temize çıkarmak için başka bir kadın ile formalite bir evlilik yapmaya karar vermiştir.
Ancak bunun için 4 yıllık ilişkisini de bitirmesi gerekmektedir.
Çok sevdiği kız arkadaşının kendisini terk edeceğini anlayan schiele ölüm olarak kendisini resmetmiştir. Sevgilisi artık bir ölüye sarılmaktadır...
Hayatta kalmak için Döneminin zenginlerine gizlice yaptığı pornografik çizimlerden ve reşit olmayan kız kardeşinin nü resmini yaptığından hapis yatmıştır.
hapisten çıkınca insanların kendisine bakışı değişmiş, sanat dünyasından dışlanmıştır. Adını temize çıkarmak için başka bir kadın ile formalite bir evlilik yapmaya karar vermiştir.
Ancak bunun için 4 yıllık ilişkisini de bitirmesi gerekmektedir.
Çok sevdiği kız arkadaşının kendisini terk edeceğini anlayan schiele ölüm olarak kendisini resmetmiştir. Sevgilisi artık bir ölüye sarılmaktadır...
Alman otomobil devi Volkswagen'in egzos emisyon ölçüm skandalından sonra yeniden yarattığı skandaldır.
Maymunlara egzoz dumanı solutarak deney yaptırdığı ortaya çıkan şirketin dış ilişkiler ve sürdürebilirlik departmanı başkanı Thomas Steg gün itibari ile görevden alınmış.
Şu homosapiens'in elinden ne çektin be monkey..
haber:
https://tr.sputniknews.com/avrupa/201801301032035164-mayman-insan-deney-volkswagen-gorevden-alma/?utm_source=https://t.co/eEELLGtYuL&utm_medium=short_url&utm_content=gADF&utm_campaign=URL_shortening
Maymunlara egzoz dumanı solutarak deney yaptırdığı ortaya çıkan şirketin dış ilişkiler ve sürdürebilirlik departmanı başkanı Thomas Steg gün itibari ile görevden alınmış.
Şu homosapiens'in elinden ne çektin be monkey..
haber:
https://tr.sputniknews.com/avrupa/201801301032035164-mayman-insan-deney-volkswagen-gorevden-alma/?utm_source=https://t.co/eEELLGtYuL&utm_medium=short_url&utm_content=gADF&utm_campaign=URL_shortening
ilk okul yıllarımda Sanıyordum ki eğer kopya çekersem ve hocam bunu görürse başarısız bir eğitimci olduğunu düşünecek üzelecek. Bu tuhaf empati güdüsü hayatım boyunca peşimi bırakmadı ve hiç kopya çekemedim.
Yeni yürümeye başlayan bir çocuğun, her bir başarısız adımından sonra düşüşünü alkışlayan anne, bundan dolayı asıl amacın yürümek değil düşmek olduğunu sanan çocuk gibi bir gün.
Dünyanın en büyük cam şişesini yapmak isteyen Fransız cam sanatçısı Jean'ın yaptığı şişenin, iri kıyım karısına çok benzetilmesinden dolayı Famme de jean (jean'ın karısı) diye anılmasıdır. Okunuşu Dam a jan olunca
dilimize Damacana olarak geçmiştir.
dilimize Damacana olarak geçmiştir.
2008 yılında İtalya'ya ilk ziyaretinde kaddafi'nin yakasına iliştirdiği fotoğraftır. İtalya işgaline karşı bağımsızlık savaşı veren devrimci Ömer el muhtar'ın italyan işgalcilerle ele geçirilişinin fotoğrafıdır.
Mussolini tarafından idama mahkum edilen el muhtar Libya'nın en büyük devricisi olarak anılmaktaydı.
Mussolini tarafından idama mahkum edilen el muhtar Libya'nın en büyük devricisi olarak anılmaktaydı.
89 yılının soğuk 21 Aralığında Romanya'nın Bükreş kentinde 25 yıllık Sovyet lider Çavuşesku, kendisinin ve militarist yönetiminin sonuna yaklaştığının farkında bile değildi.
Halk kendisine karşı büyük kitlesel gösteriler düzenlemiş, defalarca bastırmış, buna karşılık olarak partisine talimat vererek yaklaşık 80 bin kişiyi 3 milyar dolara yaptırdığı sarayının önüne yığmıştı (Bükreş halk sarayı)
-
Zaten kendi partisinin ve sempatizanlarının önünde konuşma yaptığından, ilk 8 dakikası son derece coşkulu vede kendisine karşı olan muhaliflere göz dağı verir nitelikteydi. Tüm televizyon kanalları aynı anda yayını gerçekleştiriliyor, sokaklarda sık sık herkesin işi gücü bırakıp televizyonu açması çığrılıyordu.
-
Kendisine sadık hemen kerkesi kitlelere hitap eden tüm kurumlara istiflemiş, spor kulüplerinden, sendikalara ordunun üst komutalarına yerleştirmişti. Hiç kimse Çavuşesku'nun karşısına çıkamazdı.
-
İşte bunu birkez daha dünyaya duyurmak isterken meşhur son konuşmasının 8. dakikasında beklenmedik bir olay gerçekleşti.
İzleyicilerden birinin ansızın kendisine yuhalamaya başlaması, bir salgın gibi tüm kalabalığa yayıldı ve Çavuşesku sanki mikrofonda bir sorun varmışda sesini duyaramıyormuş izlenimi vermek için feryat etti;
- Alo.. Alo. Lütfen Sessiz Olun Ve Dinleyin.. Alo..
Kameralar görüntüyü kesemeyince yönlerini binalara çevirdiler ama, geriye yalnızca Çavuşesku'nun acı dolu haykırışı ve kendisine akıl vermeye çalışan eşi Elena Çavuşesku'ya kes sesini be kadın demesi kaldı...
Halk kendisine karşı büyük kitlesel gösteriler düzenlemiş, defalarca bastırmış, buna karşılık olarak partisine talimat vererek yaklaşık 80 bin kişiyi 3 milyar dolara yaptırdığı sarayının önüne yığmıştı (Bükreş halk sarayı)
-
Zaten kendi partisinin ve sempatizanlarının önünde konuşma yaptığından, ilk 8 dakikası son derece coşkulu vede kendisine karşı olan muhaliflere göz dağı verir nitelikteydi. Tüm televizyon kanalları aynı anda yayını gerçekleştiriliyor, sokaklarda sık sık herkesin işi gücü bırakıp televizyonu açması çığrılıyordu.
-
Kendisine sadık hemen kerkesi kitlelere hitap eden tüm kurumlara istiflemiş, spor kulüplerinden, sendikalara ordunun üst komutalarına yerleştirmişti. Hiç kimse Çavuşesku'nun karşısına çıkamazdı.
-
İşte bunu birkez daha dünyaya duyurmak isterken meşhur son konuşmasının 8. dakikasında beklenmedik bir olay gerçekleşti.
İzleyicilerden birinin ansızın kendisine yuhalamaya başlaması, bir salgın gibi tüm kalabalığa yayıldı ve Çavuşesku sanki mikrofonda bir sorun varmışda sesini duyaramıyormuş izlenimi vermek için feryat etti;
- Alo.. Alo. Lütfen Sessiz Olun Ve Dinleyin.. Alo..
Kameralar görüntüyü kesemeyince yönlerini binalara çevirdiler ama, geriye yalnızca Çavuşesku'nun acı dolu haykırışı ve kendisine akıl vermeye çalışan eşi Elena Çavuşesku'ya kes sesini be kadın demesi kaldı...
Geleneksel tüm sanat kurumlarına ve öğretilerine karşı 1930'larda başlayan karşı bir sanat akımı.
Fransızca öncü at anlamına gelmektedir. Sanatta öncülüğü yeniliği ve gelenekselden kopuşu simgelemektedir.
Avangard anlamda sanat akımlarının başında Dada gelmektedir.
(bkz:Dada tahta at)
Fransızca öncü at anlamına gelmektedir. Sanatta öncülüğü yeniliği ve gelenekselden kopuşu simgelemektedir.
Avangard anlamda sanat akımlarının başında Dada gelmektedir.
(bkz:Dada tahta at)
Varlık sorunu olmayan insandır.
Michel Foucault'un Hapishanenin Doğuşu adlı yapıtında ortaya koyduğu gerçekliktir.
----
Foucault yapıtında; İktidarın saraylardan şatolardan ve şatafatın göbeğinden modernizm ile birlikte giderek görünmez bir hale dönüşünü aktarmaktadır.
Giderek görünmez hale gelen iktidar artık süslü tahtta değil gölgelerin arasına çekilmiştir. Ardından bireysellik fikrinin parlatılması ile insanların bireyselleşmesi ve tek başına bireyin gücü vurgulanmıştır.
--
Normalliğin tanımını ancak normal olmayana işaret ederek yapmaktadır iktidar. Kurallar vardır ve bu kurallara uymayanları normalleştirme kurumlarına gönderir;
- Askerlik
-Akıl Hastaneleri
- Hapishaneler
-Okullar
Bu kurumlar bireyin normalleşmesi adına iktidarın zorunlu kıldığı kurumlardır. Normalleşmeden hiç bir işe yaramayazsınız.
-
Her ceza evinde (ki bende askerliğimi bir ceza evinde yapmıştım) her hükümlünün bir numarası bulunmaktadır. Numaralaştırma sistemi modernizm ile birlikte iktidarların toplumları daha rahat saymalarını sağlaması adına son derece önem arz etmektedir. Sizi böle bilir toplayıp çarpabilmektedir. Nerede olduğunuzu ne yaptığınızı ve bunu neyle yaptığınızın numaralarınız ile rahatlıkla bulabilmektedir.
-
Ceza evlerinde de normalleştirme kurumları bulunmaktadır. Özünde ceza evi ile modern yaşantının arasında bulunan tek fark uzun duvarlardır. Duvarın ötesinde de olsanız, berisinde de olsanız ne yaptığınız nerede olduğunuz her zaman kontrol altındadır. Kimin kontrol ettiğini bilemezsiniz.
Peki bu bir özgürlük müdür ?
(bkz:Michel Foucault - Hapishanenin Doğuşu )
(bkz:Michel Foucault - Akıl hastanesinin doğuşu)
(bkz:Michel Foucault- Toplumu savunmak gerekir)
----
Foucault yapıtında; İktidarın saraylardan şatolardan ve şatafatın göbeğinden modernizm ile birlikte giderek görünmez bir hale dönüşünü aktarmaktadır.
Giderek görünmez hale gelen iktidar artık süslü tahtta değil gölgelerin arasına çekilmiştir. Ardından bireysellik fikrinin parlatılması ile insanların bireyselleşmesi ve tek başına bireyin gücü vurgulanmıştır.
--
Normalliğin tanımını ancak normal olmayana işaret ederek yapmaktadır iktidar. Kurallar vardır ve bu kurallara uymayanları normalleştirme kurumlarına gönderir;
- Askerlik
-Akıl Hastaneleri
- Hapishaneler
-Okullar
Bu kurumlar bireyin normalleşmesi adına iktidarın zorunlu kıldığı kurumlardır. Normalleşmeden hiç bir işe yaramayazsınız.
-
Her ceza evinde (ki bende askerliğimi bir ceza evinde yapmıştım) her hükümlünün bir numarası bulunmaktadır. Numaralaştırma sistemi modernizm ile birlikte iktidarların toplumları daha rahat saymalarını sağlaması adına son derece önem arz etmektedir. Sizi böle bilir toplayıp çarpabilmektedir. Nerede olduğunuzu ne yaptığınızı ve bunu neyle yaptığınızın numaralarınız ile rahatlıkla bulabilmektedir.
-
Ceza evlerinde de normalleştirme kurumları bulunmaktadır. Özünde ceza evi ile modern yaşantının arasında bulunan tek fark uzun duvarlardır. Duvarın ötesinde de olsanız, berisinde de olsanız ne yaptığınız nerede olduğunuz her zaman kontrol altındadır. Kimin kontrol ettiğini bilemezsiniz.
Peki bu bir özgürlük müdür ?
(bkz:Michel Foucault - Hapishanenin Doğuşu )
(bkz:Michel Foucault - Akıl hastanesinin doğuşu)
(bkz:Michel Foucault- Toplumu savunmak gerekir)
- Yeryüzündeki bütün kırmızı lezzetler oğlum.. Tamamen bana ait.
Constantine
Constantine
5 yaşımdayken TRT 1'in henüz allahu akbaar diye böğürmediği nuh'un cep telefonunun şebekeye ulaşamadığı yıllarda Bob norman ross'un resim sevinci adlı tv serisi ekranlarda her pazar saat 5'te yer alırdı.
Annemin temizlik yapıp mutfak tezgahına serdiği beyaz bezleri alır, telefonun yanıbaşında duran defterin üzerine gerer arkasından mandalla tuttururdum.
Bu benim tuvalim olurdu
6'lı en kıytırık marka olan pelikan suluboyalarımı dizip bob ross'un yaptığı manzaraları
bir sanatçı ifadesi ile resmetmeye çalışırdım. Doğal olarak pamuklu bez su bazlı boyayı emip tuhaf lekeler oluştururdu bembeyaz bağrında.
İnanılmaz hayal kırıklığı idi benim için.
İşin kötü yanı boya bulaştırdığım bezlerden dolayı enseme yediğim acı dolu şaplak izi halen zihnimdedir annemden gelen.
Ama ben o bezleri kirlettiğimden dolayı enseme şaplakları yemeseydim bu gün genç bir sanatçı hiç olamazdım...
Annemin temizlik yapıp mutfak tezgahına serdiği beyaz bezleri alır, telefonun yanıbaşında duran defterin üzerine gerer arkasından mandalla tuttururdum.
Bu benim tuvalim olurdu
6'lı en kıytırık marka olan pelikan suluboyalarımı dizip bob ross'un yaptığı manzaraları
bir sanatçı ifadesi ile resmetmeye çalışırdım. Doğal olarak pamuklu bez su bazlı boyayı emip tuhaf lekeler oluştururdu bembeyaz bağrında.
İnanılmaz hayal kırıklığı idi benim için.
İşin kötü yanı boya bulaştırdığım bezlerden dolayı enseme yediğim acı dolu şaplak izi halen zihnimdedir annemden gelen.
Ama ben o bezleri kirlettiğimden dolayı enseme şaplakları yemeseydim bu gün genç bir sanatçı hiç olamazdım...
2000 yılında Yeni Adana Seyehat'in ortaklarının ayrılarak kurduğu Osmaniye kadirli merkezli otobüs firması.