(bkz:kişi kendinden bilir işi )
karanlık bir yerde şehirden uzakta yıldızları izlemektir. çünkü gökyüzü yıldızlarla kaplıdır ve o enfes manzaranın güzelliğine kapılırsınız. aslında benim için çok büyük bir mutluluk ama eminim ki çoğu kişi için küçük bir mutluluktur. hayatta en çok sevdiğim şey yıldızları izlemektir. ne yazık ki İstanbul'da bu pek mümkün olamıyor.
Yılmaz Özdil
Sinan Meydan
Bekir Coşkun
Elif Şafak'ı da unutmayalım. kitaplarında baya bir laikliğin önemini savunuyor. tabii Türkiye'de laikliğin yavaş yavaş tüketildiğine dair göndermeler de yapıyor.
Sinan Meydan
Bekir Coşkun
Elif Şafak'ı da unutmayalım. kitaplarında baya bir laikliğin önemini savunuyor. tabii Türkiye'de laikliğin yavaş yavaş tüketildiğine dair göndermeler de yapıyor.
Bu habere çok sevindim. Lakin mustafa armağan gibi densizlere neden bir yaptırım uygulanmıyor? o da arada kaynamamalı.
Nutuk, Atamızı tanımak için onun verdiği mücadeleyi anlamak için okunması şart olan kitaptır. Sadece kemalistler okumamalı bu kitabı, herkes okumalı. Bir kurtuluş mücadelesine herkes birinci ağızdan şahit olmalı. Nutuk okullarda ayrı bir ders bile olmalı. Geçmişten ders almazsak geleceğimize yön veremeyiz. Okuyun, okutun.
hayatımda bir kere başıma gelmiş durumdur. üniversiteye ilk başladığım zaman okulun en popüler çocuğu ile konuşmaya başladık ee tabi ben salak olaraktan etkilendim bu çocuktan. sanıyorum ki bu da ciddi ama meğerse sırf yatağa atmak için gözüne kestirdiği kızlara böyle yanaşırmış. her neyse, ben buna başta öyle bir düşüncesi varsa kafasından atmasını asla mümkün olmayacağını ufaktan belli ettim. ne mi oldu? çocuk bir daha yazmadı, cevap vermedi ve yanıma gelmedi. anlayacağınız hayatımın şokuydu. erkeklerin gerçek yüzünü biraz geç öğrendim sanırım. çünkü hayatıma aldığım erkekler biraz kötü olsa da o niyette değildi. bu olaydan sonra sonuç olarak erkeklerden nefret ediyorum. kızları cinsel obje olarak görmekten vazgeçin. biz de insanız, yeter be.
az önce bana 63 bildiri geldiğini gördüm, baktığımda ise biri durmadan eksiyi yağdırmış. daha ne diyeyim boş vakti bol herhalde. çok canını sıkmışım anlaşılan.
ben tüp kuyruğu çekmeye, bankalarda sıra beklemeye razıyım. evet ben o zamanları yaşamamış bir 96'lı olarak konuşuyorum. lakin eminim ki o zamanlar ülkede huzur vardı. bir vatan toprağı için savaşan ecevit vardı. şimdi ise bir kaya parçasını bile gündeme getirmeyen, diri diri yanan türk askeriyle ilgili açıklama yapma gereği duymayan bir hükümet bir erdoğan var. ben geçmişte yaşamak isterdim. iyi ya da kötü. anlıyorum ki geçmişimiz şimdiki zamandan daha aydınlık. geleceğimiz ise koca bir karanlık.
mesela böyle bir başlık açmak yerine ''herkese günde 1 başlık sınırı'' başlığının altına bunu yazabilirdin. bu başlık gereksiz. insanlar da buna tepki gösteriyor. o yüzden kısıtlama getirilsin deniyor.
ayak işlerini yapan zavallıdır stajyer. temizlik yapıyorsun, çay götürüyorsun, markete falan gidiyorsun. anlayacağınız ne kadar saçma iş varsa sana veriyorlar onları yapıyorsun. seneye yine üniversiteden mezun olabilmek için şart olan stajımı yapacağım. çıldırmamak elde değil. bir boka da yarasa bari.
yazarlara günde bir başlık açma sınırı getirilsin. diğer üst ünvandakilere de sınırsız olsun. sonuçta yazar olmak kolay sayılırken daha üst ünvanları hak eden kişiler özenle seçilmiş, incelenmiş olacakları için bu yöntem daha iyi olabilir. böylece gereksiz başlıklar görmemiş oluruz.
recep tayyip erdoğan.
rezalet. bu adam bizi daha ne kadar rezil edebilir? gerçekten artık tahammül edemiyorum. bu adamın yaptığı rezilikler yüzünden Türkiye Cumhuriyeti'nin de itibarı zedeleniyor. olan bize de oluyor. bu adam ne zaman farkına varacak milyonların sorumluluğunu taşıdığını ve ona göre davranması gerektiğini? Ah ah.
huzur dediğin, Sevdiğin insan ile baş başa geçirdiğin saatlerdir.