takip ettiğim birkaç güzel blog yazarının da zamanla sürekli meme paylaşması sonucu artık girmeyi bıraktığım, herkesin intihar ederken sevişmeye çalıştığı garip bir platform.
pulp fiction'da kokain çekme ve kill bill v1 crazy 88 sahneleri ile gönlümü çalmış, duvar kağıdımda pop art illustrasyonu olan gadın.
edit: (bkz:at avrat silah)
edit: (bkz:at avrat silah)
türklerin müslümanlıktan önce inandıkları din olan şamanizm'de yaratıcı tanrı, Ona “aylı ve güneşli büyük makamı, ayımı ve güneşimi yaradan (onlara şekil veren atam) Ülgen” diye hitap ederler. ülgen'in kızları olan akkızların, din adamı olan şamanın kulağına ayinlerde ne yapması gerektiğini söylediklerine inanılır. yeraltında yaşayan erlik hanın zıttıdır. ülgen'in göklerde yaşadığına inanılır. bu yüzden dua ederken ellerini göğe açma ve göğe bakma merasimi aslında şamanizm'den kalma bir gelenektir.
şu an üzerine lisans tezi yazdığım Yunan mitolojisinde zeka, sanat, strateji, ilham, matematik ve barış tanrıçasıdır. Roma mitolojisinde “Minerva” diye anılır. Zeus'un kızı ve 12 Olympos Tanrıları'ndan biridir. İlyada'da Zeus'tan başka ebeveyni yok gibi gözükür fakat Theogony'de ise bilgelik tanrıçası Metis'in kızıdır. zeus metis'i hamile bıraktıktan sonra onu yutmuş, athena da zeus'un kafasından kılıç, kalkan ile doğmuştur. dolayısıyla dünyaya gelecek olan bilgelik, zeus'un kafasından çıkmıştır. poseidon ile girdiği ve kazandığı yarışma sonucunda atina şehri ona adanmıştır. atina'da her yıl onuruna düzenlenen panathenea festivallerinde, soylulardan oluşan bir grup genç kız öncülüğünde adına tapınılır. parthenon adına yapılmış ve bakireliğine atfedilmiş en büyük tapınağıdır. zaten athena denildiği zaman akla bakireliği gelir bu yüzden Parthenos athena diye anılır çoğu kaynaklarda. ataerki ile yönetilen antik yunan toplumunda her kadının bir çocuğu olması zorunluluğu, her ne kadar bakire olarak anılsa da athena'ya da vurmuştur. bir gün hephaistos'un kendine hakim olamayışı ve athena'yı kovalaması sonucu penisinden çıkan sperm athena'nın bacağına gelmiş, athena onu yere atmış ve buradan Erechtheus adında bir oğlan dünyaya gelmiştir. athena aynı zamanda savaş tanrıçasıdır. ares'in vahşeti sevmesine karşılık savaşlarda mantıklı olanı, en az can kaybı olabilecek stratejileri seçer. medusa'nın saçlarını yılana dönüştüren de athena'dır. kibirdn hoşlanmaz. medusa gibi kibrine yenilen arachne'yi de bir örümceğe dönüştürmüştür.
not:konuyla ilgili türkçe veya ingilizce kaynak paylaşımı yapmak isterseniz benim için iyi olur. her yerde aynı şeyler yazıyor, tükendim.
not:konuyla ilgili türkçe veya ingilizce kaynak paylaşımı yapmak isterseniz benim için iyi olur. her yerde aynı şeyler yazıyor, tükendim.
ataerkil toplumda ''kadın erkeğin yönlendirebileceği bir canlıdır'' bakış açısının ürettiği gelenektir. kadına talip olan erkek, kadına hakim olan diğer erkekten, kadına hakim olabilmek için izin ister. soyadına, kütük dediğimiz yere kimliklerin arkasına bakın. kadının bu bilgileri evlenmeden önce kendisine hakim olan erkeğin bilgileri ile doluyken evlendikten sonra kendisine hakim olacak yeni erkeğin bilgileri ile doludur. kadına bu şekilde söz hakkı vermeyen geleneğin çocukları, büyüdüklerinde kadına her istediklerini yapma hakkını kendilerinde bulurlar.
tamam o zaman bir de şöyle deneyelim: "Zamansal nedensellik döngüsü bağımsız bir zaman bölümünde kendini sürekli tekrarlayan anların oluşturduğu olaydır ve zaman yolcusu bu döngüye yakalandığında onu zaman yolculuğu yapmaya zorlayan paradoksla karşı karşıya kalır. Paradoks zaman yolcusunun kaderi olur ve bu döngüden çıkış yoktur.
Bu paradoks zaman yolculuğu ile ilgili bir başka paradoks olan Büyükbaba Paradoksuna karşı çıkar. Büyükbaba Paradoksunda zaman yolcusu geçmişe gidip büyükbabasını öldürdüğünde bu olayı hiç yaşamamış olacak çünkü kendisi hiç doğmamış ve zaman yolculuğu yapmamış olacaktır ki bu durumda asla büyükbabasını öldüremez ve kendisi de varolmaya devam eder."
Dede paradoksunu bilen bir kişi, dede paradoksunu kabullenmeyen zaman yolcusu heveslisi filmleri böylece ayırt etmiş olur. Hiçbir film öyle durduk yerde mantık kurallarına uymadan ortaya çıkmaz. Bir sürü eleştirmen, seyirci zaten negatif olarak başlıyor izlemeye, kalkıp akla uymayan, bir "teoriye" dayanmayan filme para harcayamazsın. Kült olmasının altında felsefe, bilim dünyasında konuşulan mevzuların güzel bir kurguyla işlenmesi yatar.
edit: ''Zamansal nedensellik döngüsü, zamanda belirli bir anın, bağımsız bir zaman diliminde kendini devamlı tekrar etmesiyle oluşan kuramsal bir olaydır. Zamansal nedensellik döngüsü; uzayzamanın, içindeki yerel bir zaman diliminin sonsuza kadar kendini tekrar edecek şekilde bozunması durumudur. Başka bir deyişle zamansal nedensellik döngüsü, neden-sonuç zincirinin dairesel olduğu teorik bir olgudur. Örneğin, eğer A olayı B olayına, B olayı C olayına ve C olayı da A olayına neden oluyorsa, bu olayların nedensellik döngüsü içinde olduğu söylenebilir. Zamansal nedensellik döngüsü olağan uzayzamandan ayrı olduğundan dolayı; zaman, bu anormal olayda bulunmayanlar için normal akarken, olayın içinde yer alanlar aynı zaman dilimini tekrar ederler.'' wikiden aldığım bu tanıma göre zamansal nedensellik döngüsünde olan bir zaman yolcusu, diğer insanların içinde bulunduğu zaman kavramında olmadığı ve geçmişte veya gelecekte herhangi bir olayı değiştiremeyeceği için, herkesin içinde bulunduğu zaman diliminden bağımsız bir zamanda yolculuk ediyor olur.
dede paradoksu tabiki bu filmde bahsedilen değildir, eğer dede paradoksu bu filmde anlatılıyor olsaydı, kahramanımız kendisiyle değil, arasında kan bağı olan başkalarıyla iletişimde olurdu. dede paradoksunu neden yazdığımı yukarıda açıkladım zaten.
itirazım ''eğer sinema veya edebiyat tarihine kült bir eser bırakmak istiyorsanız hickimsenin anlamayacağı hiçbir mantık kuralına uymayan saçma sapan bi eser'' cümlesine idi. film dede paradoksuna karşılık yazgı paradoksunu konu edinmiş; dolayısıyla uydurma, hiç kimsenin anlamayacağı bir film değildir. eğer konu edilen paradoksu mantıksız buluyorsanız, bunu 'yazgı paradoksu' altındaki bir başlıkta konuşabiliriz.
Bu paradoks zaman yolculuğu ile ilgili bir başka paradoks olan Büyükbaba Paradoksuna karşı çıkar. Büyükbaba Paradoksunda zaman yolcusu geçmişe gidip büyükbabasını öldürdüğünde bu olayı hiç yaşamamış olacak çünkü kendisi hiç doğmamış ve zaman yolculuğu yapmamış olacaktır ki bu durumda asla büyükbabasını öldüremez ve kendisi de varolmaya devam eder."
Dede paradoksunu bilen bir kişi, dede paradoksunu kabullenmeyen zaman yolcusu heveslisi filmleri böylece ayırt etmiş olur. Hiçbir film öyle durduk yerde mantık kurallarına uymadan ortaya çıkmaz. Bir sürü eleştirmen, seyirci zaten negatif olarak başlıyor izlemeye, kalkıp akla uymayan, bir "teoriye" dayanmayan filme para harcayamazsın. Kült olmasının altında felsefe, bilim dünyasında konuşulan mevzuların güzel bir kurguyla işlenmesi yatar.
edit: ''Zamansal nedensellik döngüsü, zamanda belirli bir anın, bağımsız bir zaman diliminde kendini devamlı tekrar etmesiyle oluşan kuramsal bir olaydır. Zamansal nedensellik döngüsü; uzayzamanın, içindeki yerel bir zaman diliminin sonsuza kadar kendini tekrar edecek şekilde bozunması durumudur. Başka bir deyişle zamansal nedensellik döngüsü, neden-sonuç zincirinin dairesel olduğu teorik bir olgudur. Örneğin, eğer A olayı B olayına, B olayı C olayına ve C olayı da A olayına neden oluyorsa, bu olayların nedensellik döngüsü içinde olduğu söylenebilir. Zamansal nedensellik döngüsü olağan uzayzamandan ayrı olduğundan dolayı; zaman, bu anormal olayda bulunmayanlar için normal akarken, olayın içinde yer alanlar aynı zaman dilimini tekrar ederler.'' wikiden aldığım bu tanıma göre zamansal nedensellik döngüsünde olan bir zaman yolcusu, diğer insanların içinde bulunduğu zaman kavramında olmadığı ve geçmişte veya gelecekte herhangi bir olayı değiştiremeyeceği için, herkesin içinde bulunduğu zaman diliminden bağımsız bir zamanda yolculuk ediyor olur.
dede paradoksu tabiki bu filmde bahsedilen değildir, eğer dede paradoksu bu filmde anlatılıyor olsaydı, kahramanımız kendisiyle değil, arasında kan bağı olan başkalarıyla iletişimde olurdu. dede paradoksunu neden yazdığımı yukarıda açıkladım zaten.
itirazım ''eğer sinema veya edebiyat tarihine kült bir eser bırakmak istiyorsanız hickimsenin anlamayacağı hiçbir mantık kuralına uymayan saçma sapan bi eser'' cümlesine idi. film dede paradoksuna karşılık yazgı paradoksunu konu edinmiş; dolayısıyla uydurma, hiç kimsenin anlamayacağı bir film değildir. eğer konu edilen paradoksu mantıksız buluyorsanız, bunu 'yazgı paradoksu' altındaki bir başlıkta konuşabiliriz.
Kankalarına 'bakın benim de tek taşım var, ben de akşam yemek yapıyorum, evet ütü yapmak bence de sıkıcı, bu hafta kocamla şuraya gittik' demek ve dışarda diğer tüm hemcinslerinin duyabileceği şekilde rahat rahat 'kocaam' diye seslenebilmek için.
Adolf hitlerin uğruna 17 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olduğu düşüncedir aynı zamanda. Bu rakam içerisinde 6 milyonu Yahudi; "Sadece bizim milletimizden olanlar vatandaş olabilir. Sadece Alman soyundan gelenler, inancı ne olursa olsun, bizim milletimizdendir. Bu yüzden hiçbir Yahudi bizim milletimizin parçası olamaz." Düşüncesi ile öldürülmüştür. Yaşlılar, sakatlar, hastalar üstün insan niteliğinde olmadıkları için yine bu rakama dahildir. Tüp bebek tedavisi, almanların üstün ırk üretme arzuları yolunda bulunan bir yöntemdir. Almanya'nın arkeolojide bu kadar ileri seviyede olması, kendi köklerine olan bağlılıklarıya ve üstünlüklerini geçmişleriyle kanıtlamaya çalışmalarındandır. Almanların Kökeni Kuzeybatı Avrupa'dan geldiği sanılan, Orta ve Güney Avrupa'da egemen olmuş bir Hint-Avrupa halkı olan germenler'e dayanır. Germenler, İÖ 11. yüzyılda Keltler ile İlliryalıları Galya'ya sürerek günümüzdeki Almanya'nın bulunduğu bölgeyi ele geçirmişlerdir. Dil kökeni germenlere dayanan isveç, norveç, danimarka, hollanda, ingiltere gibi ülkelerin de atalarının germenler olduğu savunulur. Benim şahsi fikrim, bu ari ırk meselesi germen topluluklarının genlerınde bulunan bir hastalıktır. İngilizler de kendilerini, kendi krallıklarını matah bir şey sanarlar. Roma imparatoru hadrian zamanında günümüzdeki ingiltere olan britanya'nın topraklarını doğu-batı yönünde ayırmak, iskoçları ingilizlerden/britanyalılardan uzak tutmak için duvar yaptırılmıştır. Hadrian duvarı diye geçer ve game of thrones'daki wall'ın ilham kaynağıdır. Nitekim yüzyıllar sonra yahudileri almanlardan ayırmak için de aynı şekilde berlin duvarı yapılmıştır. (Tarih tekerrür etmez diyenler elleri görelim.) Kuzeyden gelmiş ve önceleri barbar sayılan bu halklar, aslında herkes gibi sadece insandır. kendini üstün ırk ilan etmek hemen hemen her toplumda var olan çok tehlikeli bir yanılsamadır. Bundan en çok ekmek yiyecek olan kişi halkı yöneten, en çok zarara uğrayacak kişi de halktır.
edit: bir ülkenin başarılı olması o ülkenin başarılı olmasıyla alakalıdır, üstün ırk olmasıyla değil.
edit 2: bir ırkın üstün/alçak olması tamamen politik bir meseledir.
edit: bir ülkenin başarılı olması o ülkenin başarılı olmasıyla alakalıdır, üstün ırk olmasıyla değil.
edit 2: bir ırkın üstün/alçak olması tamamen politik bir meseledir.
Üniversite sınavına hazırlanırken bir daha sevdim matematiği. Mat1 den ne kadar nefret ettiysem mat 2 ye de o kadar bağlandım. Trigonometriler logaritmalar, integraller... bir yerden sonra bulmaca etkisi yaratır.
Dede paradoksunu duyanlar için aslında hiç de o kadar karmaşık olmayan bir filmdir. Bu tarzda işlenmiş çok fazla film vardır fakat kurgusu ile aralardan sıyrılmayı başarmıştır. Dede paradoksu "geçmişe dedenizi o çocukken öldürmek için gittiğinizde, ve başardığınızda, siz doğmamış olacağınızdan, geçmişe gidip, dedenizi öldüremezsiniz" der.
Trilogy
Requiem for a dream-clint mansell
Fountain-clint mansell
İnterstellar-hans zimmer (özellikle mountains, coward)
True detective(dizi)-the handsome family
The lord of the rings-howard shore
Fountain-clint mansell
İnterstellar-hans zimmer (özellikle mountains, coward)
True detective(dizi)-the handsome family
The lord of the rings-howard shore
İçi boşaltılmaya çalışılan değerlerimizden bir tanesi. hocalar slayt gösterisi yapıp sınıfta öğrencilerine okur, öğrenciler de onu dinlemeyip fotoğraf çeker. Devamsızlık da bir şekilde hallediliyorsa eğer sınıfı geçmemek için problem kalmamış demektir. Artık tek otorite bu slayt gösterisi olduğu için öğretmenler öğrencilere vermek istemezler. Herkes, öğrencilerin derslere sadece fotoğraf çekebilmek için geldiğini bilir. Sınavlar bu slaytların dışına çıkmaz, çıksa öğrenciler itiraz eder. Böyle saçma sapan bir hale gelmiş eğitim yerleri benim gibiler için zaman kaybıdır. Zira o 4 yıllık slaytları 1 ay içerisinde hazmedebilecek okuma kabiliyetine sahibim. Dokuz eylül üniversitesi'nde sadece nevzat hoca vardır ki, namını bilen bilir, slayt gösterisinden nefret eder, her dersi seçmeli dahi olsa kendi öğrencileri+gönüllü olarak dışarıdan gelmek isteyenler olarak yaklaşık 70 kişiyi oluşturur. Diğerlerinin aksine Sınavları yazılıdır. Bir keresinde sınav sorusunu önceden vermiş, üstüne sınavda internet, kitap vs her türlü kaynağa da izin vermiştir. (Bkz. İçe doğru sıçmak) nitekim diğerleri için öğrencinin kafasını çalıştırmak, onu zorlamak artık sadece cevabı en uzun slayt sorusu hazırlamaktan ibarettir.
Toplumdaki eğitim seviyesinin düşmesiyle ters oranda ilerleyen tecavüz vakalarından biri. Daha önceki suçluların yeterince cezalandırılmaması da toplumuzda gizli kalmış bu tip yaratıkların cesaretlenmesine yol açan bir diğer etkendir. Çözüm kişiyi linç etmek değil, konuyla ilgili hukuk ve eğitim alanında acilen yapılması gereken düzenlemeler olmalıdır. Yoksa diğer vaka çocuğumuz, eşimiz, komşumuzun köpeği, tüpçünün getirdiği ama içeri almayı unuttuğumuz damacana, su boruları özetle zanlının pipisini sokmaya hak gördüğü herhangi bir şey olabilir.
Edit: kanıt niteliğinde: türkiye istatistik kurumu verilerine göre "son 15 yılda 241 polis, 91 asker, 17 özel timci, 15 korucu, 45 gardiyan tecavüzden yargılandı. Fakat hiçbiri ceza almadı."
Edit2: yol yaptı.
Edit: kanıt niteliğinde: türkiye istatistik kurumu verilerine göre "son 15 yılda 241 polis, 91 asker, 17 özel timci, 15 korucu, 45 gardiyan tecavüzden yargılandı. Fakat hiçbiri ceza almadı."
Edit2: yol yaptı.