vecihi hürkuş

hokkabaz
İlk türk uçağını üreten pek tanınmayan zat

İlk Türk uçağını üretmesine rağmen, izinsiz uçtuğu gerekçesiyle 15 gün ev hapsiyle cezalandırılması ilginçtir
Valar dohaeris
Türk havacılık tarihinin en önemli kişilerinden biri, pilot ve aynı zamanda da mühendis olan Vecihi Hürkuş'tur. 1896 yılının Ocak ayında, İstanbul'da doğmuştur. İstanbullu bir ailenin çocuğu olan Gümrük Müfettişi Ali Feham Bey, Vecihi Hürkuş'un babasıdır. Annesi ise, Vidin'de doğmuş, küçük yaşlardayken İstanbul'a getirilmiş olan Zeliha Niyir Hanım'dır. Daha bebek sayılabilecek yaşlarda iken babası ölmüş, annesi ve geriye kalan geniş ailesi ile birlikte yaşamıştır.

Vecihi Hürkuş'a, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilmiştir. Bununla birlikte, TBMM tarafından 3 kez takdirname verilmiştir. Bu başarısı ile de, 3 takdirname verilen tek kişi olma ünvanına da sahip olmuştur.

Edirne'ye yanlışlıkla inen bir yolcu uçağını almakla görevlendirilmiştir. Bu hizmeti karşılığında, o uçağa “VECİHİ” adı verilince, uçak tasarlama ve yapma düşüncelerine yoğunlaşmıştır. İzmir Seydiköy Hava Okulu'nda (bugün yerinde Gaziemir Hava Teknik Okullar Komutanlığı bulunan askeri tesis), uçak yapımı projesine devam etmiştir. Kendi ürettiği ilk uçağında, 1923 yılında Yunanlılar'dan savaş ganimeti olarak elde edilen motoru ve bazı parçaları kullanmıştır. Aynı zamanda bu uçak, imal edilen ilk Türk uçağıdır. 28 Ocak 1925 tarihinde, “VECİHİ K-VI” adını verdiği uçağını uçurmuştur. Ancak, bugün gururla anlatılan bu olay, izinsiz uçuş yaptığı için, Vecihi Hürkuş'a ceza getirmiştir. Uçuş için istediği izin nedeniyle bir heyet toplanmış, ancak havacılıktan pek de anlamayan kimselerce izin işi geciktiği için, çeşitli telkinlerle uçuş kararı alan Vecihi Hürkuş'a, heyet tarafından ceza verilmiştir. Bu ceza, havacılık tarihi açısından, bir dönüm noktasıdır. Ceza aldıktan sonra istifa ederek hava kuvvetlerinden ayrılıp, Ankara'ya giden Vecihi Hürkuş, yenice kurulmakta olan Türk Tayyare Cemiyeti'ne (T.T.C.) katılmıştır.

Hayatının sonlarına doğru çok sıkıntı çekmiş, borçlandırılmaya sürüklenmiş, icra takipleri ve davalarla boğuşurken, vatana hizmet nedeniyle kendisine bağlanan çok yetersiz maaşına bile haciz konulmuştur.
Ankara'da anılarını yazdığı zaman diliminde, beyin kanamasından komaya girmiştir. Hayatı boyunca havacılıkla uğraşmış olan Vecihi Hürkuş, insanoğlunun aya ayak basmak üzere Dünya'dan ayrıldığı tarihte (16 Temmuz 1969), Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde, hayata gözlerini yummuştur.

Ölümünün ardından, Ankara / Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedilmiştir.
harflervekibrit
"Bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz." repliği geçiyordu Devrim arabaları filminde. Vecihi Hürkuş bunun ete kemiğe bürünmüş halidir. 1. Dünya savaşı'na katılmış, Ruslara esir düşmüş, Hazar denizi'ni yüzerek geçip ülkesine ulaşmış kahraman bir gazidir. Ülkeye dönünce Kurtuluş Savaşı'na da katılır. Sınırlı hava desteğini sağlayan pilotlardan biri olur. İzmir'e havadan ilk giren pilottur aynı zamanda kendisi. Savaş bitince pilotluk yetmez artık, mühendislik yapmaya başlar. (buraları önceki giride anlatılmış) Kurduğu okulda yetiştirdiği, canı gibi sevdiği yeğeni bir cumhuriyet bayramı sırasında yapılan gösteride paraşütü açılmadığı için gözünün önünde çakılıp ölmüştür. Acıyı görüp bilmiş, yine de vaz geçmemiş efsane Türk pilotudur.
Sunay Akın'ın ay hırsızı adlı kitabında Vecihi Hürkuş'un hayatı, Neil Armstrong ve Yeşilçam'daki meşhur Vecihi ile ilişkilendirilerek müthiş bir şekilde anlatılmıştır. Okuyacak "ilginç" bir kitap arayana tavsiyedir.