cinsel kimlik

iron
bireyin biyolojik açıdan belli bir cinsten olduğuna ilişkin bilgisine ve ayrıca aynı kategoride olmak üzere diğer insanların cinsiyetlerini tanıma yeteneğine işaret eder. Cinsel kimliğin oluşumu, yaşamın oldukça erken bir döneminde başlar. Çocuklar çok erken bir yaşta, genellikle iki yaş civarında, kendi cinslerini tanırlar. İki yaşındaki çocukların ekseriyeti, iki cinsiyetin bulunduğunu, kendisinin de bunlardan birine ait olduğunu ve babasının er, annesinin dişi olduğunu bilirler. Ancak, bu kadar küçük yaşlardaki çocukların cinsel kimliğe ilişkin anlayışları tam değildir. Onlar cinsiyeti, biyolojik özelliklerden çok, giysilerle, rollerle ya da başka yüzeysel etmenlerle belirleme eğilimindedirler. Cinsiyetin değişmez olduğu, dişi veya er doğan birinin ömür boyu dişi veya er kaldığı gerçeğini yavaş yavaş kavrarlar ve bu kavramaları ancak beş ya da altı yaşlarında kesin bir bilgiye dönüşür.

Bir kez cinsel kimlik belirlenip anlaşıldıktan sonra, ikinci adımı iki cinse ilişkin inanç ye tutumların gelişmesi takip eder. İnsanların cinsiyetlerini tanıma kadar, bireylerin cinslerin birbirlerinden nasıl ayrıldıklarına ve belki de, nasıl ayrılmaları gerektiğine ilişkin fikirleri oluşur. Bunlar iki ayrı boyutta şekillenen inanç unsurlarıdır. İlki cinsel önyargılarla ilgilidir. Bu, cinslere ilişkin davranışları, tutumları, tepkileri ve benzerleri bakımından erkek ve kadınlar arasındaki farka ilişkin inançlardır. İkincisi ise ideal erkekle kadın arasında bulunması gerektiğine inanılan farklılıklarla ilgilidir. Gerçekte, bu farklılıklar var olmayabilir ve kadın ve erkeğe ilişkin toplumun önyargılarına uymayabilir. Bunlar, daha çok, bireyin iki -cinse –ilişkin görmek istediklerini temsil ederler.
seni sectim aybalam
post-modern dönemin sapkınlığa dönüştüğünün en önemli kanıtıdır bence. kimsenin cinsel yönelimi beni ilgilendirmez ve kimseyi de kınamaya hakkım yoktur ki yapmadım da şu zaman kadar.