confessions

ysftmz

Bira  · 2 Mayıs 2017 Salı

  1. toplam giri 52
  2. takipçi 3
  3. puan 1519

okul tuvaletine sıçmak

ysftmz
Üniversiteye başladığım sene köyden bir arkadaş gelmişti. Hayatında klozet görmediği için klozetin üzerine çıkıp sıçmaya çalışan bir arkadaşımızdı.
Klozete nasıl sıçılır? dersini verip ince tekniklerle anlattığımız halde yine başaramamış, bu kez de klozete ters şekilde oturup sıçan arkadaşımızdı.

eski sevgilini yeni sevgilisiyle görmek

ysftmz
En berbat mı desem, en umudunu yitirmek mi desem bilemedim.
3 yıl gibi uzun bir süre berabersiniz, aynı yatakta uyuyup uyanıyorsunuz. Aranız da kimselere anlatılmayacak bir sır var. Bu sırrı en yakınlarınız, dostum diyebildikleriniz biliyordur muhtelemen. ( bizim durumumuz da olanlar için diyorum )
Sevgilinizin işi icabı şehir değiştirmek zorunda kalıyor, araya mesafe giriyor. Araya mesafe girdiği an, bazı şeylerin bitmesine zemindir.
Yine de kurduğunuz hayalleri göz ardı etmiyorsunuz.
Sevgiliniz ile adaş iseniz şu ( Bizim durumumuz da onlar için diyorum ) ilerde yurt dışında evlenip ( çünkü türkiyede 'bizler' gibi olanlar hiç bir zaman umursanmadığı, yok sayıldığı için) kimsesiz bir çocuğu sahiplenip ona adaş olduğunuz için adınızı çocuğunuza koyacaksınızdır.
Belki de..
Ama dediğim gibi, araya mesafe girince soğuk rüzgarlar eser. Mesafe, tez ayrılık getireceği için. Bilemezsiniz ki..
Gün geçtikçe yıpranırsınız.
Siz onu beklerken, onun sizi başkasıyla aldatması.. ve sizin bundan haberiniz olmaması.
Sürpriz olsun diye, belki de kalkıp 15 saat yol gidip onu görmeye gittiğiniz de, onu bir başkasıyla görmeyi hiç aklınızın ucundan bile geçmemesi durumu vardır.

küfürsüz konuşamayan insanlar

ysftmz
Kelime daracığı zayıf olan insandır. Kendini, karşısındakine düşündürmektedir ziyade algıyı başka taraflara çeken insandır. Özellikle sosyal medyada klavye üzerinde alışa gelmiş bir şekilde, istenmemiş bir şekilde küfür yazanlar da var tabii.
Karşımdakini ezmek istiyor, küçük düşürmek istiyorsam o an bel altı değil de biraz akıl yolu ile ezerim onu.

ülkemizin en büyük eksiği

ysftmz
Birlik ve beraberliğin olmaması. Ses çıkarmamaktır. Bir olay karşısında haksızın kim olduğunu görüyorsun fakat tepki göstermiyorsun. Aman bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyorsun. Öyle nankördür ki bu insanlar, başlarına gelene kadar hep sessiz takılmayı yad ederler. Ama bir ucu kendilerine dokusun ki, başlarlar ağlamaya, başlarlar ideoloji safında ilerlemeye.

1gb interneti 1 ay kullanabilen insanlar

ysftmz
İdareli insandır. Mobil veriyi açmak ve kapatmak arasında çok ince bir zaman dilimi vardır.
Okuldan bir arkadaşım ile aramızda geçen diyalog;
+Fatma nasılsın gız?
- Yusuf netim az noldu?
+ ya şu ayakkabı nasıl baksana bi (fotoğraf gönderiyorum wp'den)
- şuan bakamam wifi bulursam bakarım. Yarın okula gelmeyebilirim gelmezsem yazmayabilirsin hadi gittim ben, mobil veriyi kapatıyorum yazma.

akılda kalan film replikleri

ysftmz
-Ben hayatımın peşinden gittim. Yine olsa yine giderim. Ya şarkı söylemek istedim, ve söyledim.. sonu bu olsa dahi( kendini göstererek) hiç ama hiç pişman değilim. alın o iffetinizi, o başınıza çalın. ( ağlayarak) unutursam fısılda filmi

rütbe atlamak için admine yağ çekmek

ysftmz
Bunun bu sitede olacağını zannetmiyorum.
Bu sitede ki üyelerin %95'i başta laikliği savunan, emek olmadan yemekte olmayacağını bilen. Ezen-Ezilen sınıfında ezilenin hakkını savunan, insan olmayı başarmış, o rütbeye ulaşmış birisi olduğundan, onun için,bir üst kademeye çıkmak, emeği ve düşünceleri ile çıkmayı bilen kişidir.

sarılmak

ysftmz
Başlığı görür görmez aklınıza direkt sevgiliniz ile sarılmak geldi değil mi? Bir çoğumuzun öyle olduğu aşikâr! Ama hiç denediniz mi ağlayan birisine sarılmayı, sokakta size mendil almanız için yalvaran bir çocuğa? Ya da bir kediye, köpeğe, tavşana.
Denemediyseniz deneyin, ne kaybedersiniz bilmiyorum fakat çok şey kazanırsınız.
Kısaca diyorum ki, SARILIN!

bedava döner ayran için 8 saat mitingde bekleyen türk insanı

ysftmz
Neden olmasın ki? Ülkede her şeyi göt yalamaktan, birilerinin elini eteğini öperek mevkî sahibi olunduğu günümüz Türkiye'sinde neden olmasın? O kişiyi o duruma muhtaç düşüren o sistem değil mi? gitmese ne kaybedecek o mitinge? çok şey kaybedecek. o mitinge niye gidiyor sanıyorsunuz? karnı doysun diye mi? geride var olan evladı için duruyor aslında.
"aman oğlum, bir yere üye falan olma boşver, eğer olacaksan seni kolay yoldan devlet dairesine girdirebilecek yerlere üye ol" işte tamda bu!
Ailesi perişan, tek dayanakları bu ülkede ki eğitimin sisteminin ülkedeki milyonlarca işsize kendisine muhtaç ve rezil etmesi. muhtaçsın çünkü acizsin. acizsin çünkü sadece kendi nefsini düşünüyorsun. bu sistem böyle gider, birileri, kendinin, evladının bir yerlere sap olmasında maşa olarak gördüğü bu sistemin kölesi.

şiir denilince akla gelen

ysftmz
Kendisi devrimci bir şairdir.


SEVDADIR

Göğü kucaklayıp getirdim sana
kokla
açılırsın

solmuşsun
benzin sararmış
yorgun bir işçinin yüzüne benziyor yüzün
öyle bükük bakma bana

çam kolonyası getirdim sana
kentli dağlıların haklı sevdasını
bolu ormanlarından çarpan bir koku
sanki köroğlunun ter kokusu
aman kokusu, billah kokusu
canlarım, canım benim

üzme kendini bu kadar
sana umudu öğretmeyenlerin suçu mu var
bak yeryüzü ne kadar geniş
ne kadar dar

Dur
akıtma gönlüm yaşını
gözünden öpecek bir yer bırak
oy bana en yakın
bana en uzak
sevgili yar
Hasretine vur beni

Giyecek çamaşır getirdim sana
adettir diye değil, sevdim diyedir
bağışla, eski biraz
bedenim uygundur diye bedenine
elimle yıkadım, ütüledim
elma ağacında kuruttum

Günler sarmal bir yay gibi
bunu unutma
Bahar annemizin yemenisindeki solgun çiçektir
bunu unutma
Seni ben her yerinden öperim
bunu unutma

kadere inansaydım
sana inanırdım
Düşürmem sigaramın ucundaki külü ben

öyle kırık bakma bana
Caddeler nasıl da genişliyor
sana bunu söyleyecektim
Bileyli bir makas vardı yanımda
sana bunu söyleyecektim
Hadi kes büyüyen tırnaklarındaki kiri
sana bunu…
Oyy nasıl söyleyebilirim
deliren sevdamızın kısrak huyunu

Elimi tut
tuttururlar, o kadarına izin verirler
kahreden bir ayrılığın çılgınlığı değil bu
Bir isyanın kelepçeleşmiş resmidir parmaklarımız

sen içerde
Ben dışarda…
Oyyy mahpusluk mahpusluk…

Arkadaş Zekai ÖZGER

türkiye'de gazeteci olmanın sıkıntıları

ysftmz
Öncelikle, bu sıkıntı sizin tercihinize göre değişir.
Yani yandaş, el etek öpen birisi iseniz varın olun.
Ama hep sorguluyorsanız, birileri sokaklarda aç iken birileri saraylarda yaşıyorsa ve bunu hazmedemeyipte baş kaldıran bir insansanız, önce sizin o vicdanınız ve kalbinizden öperim. Ama derim ki olmayın gazeteci, önce aç kalırsınız sonra hapishanede şafak sayarsınız.

en çok zoruna giden şey

ysftmz
küçüklüğünden beri öğretmen olmak isteyen bir ağabeyim var, yaşı otuz küsür oldu halen bir umut deyip sınavlara çalışıyor, saçlarına ak düştü.
Gel gelelim, 22-23 yaşında, liseyi zar zor bitirmiş, kültürün, vizyonun zerresi yok. Belki de hayatında okuduğu tek kitap dahi okumayan birisinin torpil ile yüksek mevkiilere gelmesi.
Hani ülkemiz de sözde adalet var ya.. Hani biz Müslüman bir ülkeyiz ya..
Bunları görüp yaşayan birisinin bu ülkeden nefret ettirmesi gayet normaldir.

konservatuvarların kapanması

ysftmz
Dün ki resmî gazete'de yayımlanan, "Güzel Sanatlar Eğitimi Yönetmeliği' yürürlükten kaldırıldı." ibaresi yer alıyor.
Bu ibarenin yerine güzel sanatlar fakültesi ile ilgili bir bildiri yayımlanmadığı konservatuvarların yavaş yavaş kaldırılmasını gösteriyor.

deniz seki'nin hapishaneden çıkması

ysftmz
5 haziran 2017 tarihinde deniz seki tahliye oluyor.
kimileri onu seviyor kimileri ise sevmiyor.
kimisi çıkmamalı, genç evlatları yaktı diyor, kimisi ise suçsuz yere yattı diyor.
ağzı olan herkesin fikri var.
çıkmamalı deyip, hakaret eden kitleye demek istediğim bir kaç şey var ;
insanların hayatlarını bilmeden, içlerine girmeden ekran başından gördükleriniz ile yargılamak çok hoş gelebilir size fakat bir de diğer taraflı düşünün.
bu kadın bir hata yaptıysa eğer ( yaptı elbette diyenler için diyorum )
cezasını fazlası ile çekti.
hep bir kurban arıyoruz ya hani! hep birilerini karalama çabası, hep siz her şeyi biliyorsunuz ya hani, ön yargılarınıza güvendiğiniz kadar insanları dinleyip onlara inanmaya hiç yüreğiniz yok.
deniz seki'nin cezasını çekerken yazdığı ''denizin dibi'' adlı kitabı okudum. halen de okuyorum. o kadının neler çektiğini o kitabı okuduktan sonra daha da anladım.
halen karalayan kitleye sesleniyorum, bir kerede kendinizi sorgulayın. ben kimim, neyim, ne olacağım diye.
ve son olarak diyorum ki, o kadın içerdeyken dışarı da gezen sapık zihniyetli, kadının ne giymesine karışan, kadına dayak atan, öldüren kişilerin dışarı da gezmesine, ve içeri girseler dahi az bir ceza ile çıkmasına sitem ediyorum.

türkan saylan

ysftmz
Ayşe Kulinin yazarlığında, Tek ve Tek Başına Türkan kitabı benim için bir dönüm noktası gibi bir şey olmuştur.
Büyüdüğüm şehir ve etrafımda ki sığ beyinlerin iftiralarıyla Türkan Saylan'a karşı başta önyargılı idim. Ama iyi ki diyorum iyiki o kitabı okumuşum.