türkiye devrimci hareketlerini esir almış beladır. ne kadar bu konu ciddiye alınmasa da, geçmişle fark mevcut. bunun üzerine kafa yormuş bir arkadaş.
http://www.turkiyedireniyor.org/yozlasma-devrimciler-ve-demokratlar-mersin-direniyor/
kendisini 17-25 aralık günlerinden zor günler bekliyor. neden başkanlık diye diye böyle ısrar ettiği, malta belgeleri ile ortaya konulmakta.
ek olarak, konu ile ilgili olarak araştırma talebini sadece bir parti gerçekleştirdi. meclis muhalefeti, cici muhalifliğe devam ediyor.
http://kurtuluspartisi.org/basina-ve-kamuoyuna-malta-files-belgelerinde-ortaya-cikan-mal-varliklarini-bildirmeyen-t*ayyip-erdogan-hakkinda-suc-duyurusunda-bulunulmustur
ek olarak, konu ile ilgili olarak araştırma talebini sadece bir parti gerçekleştirdi. meclis muhalefeti, cici muhalifliğe devam ediyor.
http://kurtuluspartisi.org/basina-ve-kamuoyuna-malta-files-belgelerinde-ortaya-cikan-mal-varliklarini-bildirmeyen-t*ayyip-erdogan-hakkinda-suc-duyurusunda-bulunulmustur
devrimin nasıl olmayacağını anlatan filmdir.
filmde karakterlerin hepsi devrim sürecinden sonradan haberi oluyor ve yüce tanrımız komünist partisinin getirdiği kanunlar dolayısıyla hak arıyor.
ev sahibi-kiracı arasındaki ilişkide olsun, işçilerin devrimden haberi bile olmaması olsun, bir kitle hareketi olan devrimi yansıtmamaktadır.
taksim-gezi isyancığında bile kitleler sokaklara dökülmüş, herkes olaydan haberdar olmuş, bu filmde ise işçi hala işten atılır mıyım diye soruyor kendi kendine.
kültür merkezi komünistlerinin çarpık teorilerini yansıttığı filmdir dolayısıyla.
filmde karakterlerin hepsi devrim sürecinden sonradan haberi oluyor ve yüce tanrımız komünist partisinin getirdiği kanunlar dolayısıyla hak arıyor.
ev sahibi-kiracı arasındaki ilişkide olsun, işçilerin devrimden haberi bile olmaması olsun, bir kitle hareketi olan devrimi yansıtmamaktadır.
taksim-gezi isyancığında bile kitleler sokaklara dökülmüş, herkes olaydan haberdar olmuş, bu filmde ise işçi hala işten atılır mıyım diye soruyor kendi kendine.
kültür merkezi komünistlerinin çarpık teorilerini yansıttığı filmdir dolayısıyla.
şanlı taksim-gezi isyanının dördüncü yılını kutlayan, mücadelenin partisi.
http://kurtuluspartisi.org/sanli-gezi-isyanimizin-dorduncu-yili-kutlu-olsun/
özledik be o günleri!
http://kurtuluspartisi.org/sanli-gezi-isyanimizin-dorduncu-yili-kutlu-olsun/
özledik be o günleri!
mecliste olsa t*ayyipgiller gibi yolsuzluklarını, kamu malı küplemelerini gizleyecek olan faşist politikacı.
mustafa kemal'in sözünün doğruluğundan-yanlışlığından çok "türküm" diyenin (yani türk ulusundan olanların) mutlu olup olmadığına bakmak gerekiyor.
mutlu olan kimdir? kökeni fark etmeksizin, türkiye'de tekelci şirketlerden ya da tefeci-bezirganların güttüğü vakıf-dernek vs... maddi rant elde edenler mutlu olmuştur.
kim mutsuz olmuştur. ürettiğine yabancılaşan ve en az 10 saat çalışan işçi, özgün bir sosyal sınıf özelliği gösteren ve sömürülen kadınlar, ürettiğini satamayan köylü, malumunuz dilleri, varlıkları ile dalga geçilen ve yok sayılan kürt ulusu.
mustafa kemal'in idealinde her türkü mutlu etme yatabilir. ancak onun liderlik ettiği iktidar kuvvetleri sadece 500 üyecikli chp'yi (o zamanlar) ve çevresini mutlu etmiştir.
bugün bu durumdan rahatsız olan için parola ne olmalıdır? yarım kalan sosyal düzenin değişme mücadelesini sürdürmek için: "yaşasın ikinci kurtuluş savaşımız"olmalıdır. yani türk ulusu mutlu olacaksa, bunun yolu buradan geçmektedir. aksi halde, kimse mutlu olamayacaktır.
mutlu olan kimdir? kökeni fark etmeksizin, türkiye'de tekelci şirketlerden ya da tefeci-bezirganların güttüğü vakıf-dernek vs... maddi rant elde edenler mutlu olmuştur.
kim mutsuz olmuştur. ürettiğine yabancılaşan ve en az 10 saat çalışan işçi, özgün bir sosyal sınıf özelliği gösteren ve sömürülen kadınlar, ürettiğini satamayan köylü, malumunuz dilleri, varlıkları ile dalga geçilen ve yok sayılan kürt ulusu.
mustafa kemal'in idealinde her türkü mutlu etme yatabilir. ancak onun liderlik ettiği iktidar kuvvetleri sadece 500 üyecikli chp'yi (o zamanlar) ve çevresini mutlu etmiştir.
bugün bu durumdan rahatsız olan için parola ne olmalıdır? yarım kalan sosyal düzenin değişme mücadelesini sürdürmek için: "yaşasın ikinci kurtuluş savaşımız"olmalıdır. yani türk ulusu mutlu olacaksa, bunun yolu buradan geçmektedir. aksi halde, kimse mutlu olamayacaktır.
türkiye'nin başına bela olan, antika tarihten kalma sömürücü ve hazır yiyici sınıf, bugün ise zümredir.
günümüzde, bu zümrenin karakterini temsil eden hareket, (herkesin burjuva demokrat yakıştırmalarına rağmen) akp'dir.
sahip olunan para üzerinden faiz getirisi elde etme ve ya toprak üzerinden kira getirisi sağlama, üretim sürecine hiçbir şekilde katkıda bulunmamak, genellikle bu sınıfın en belirgin özellikleridir.
günümüzde, bu zümrenin karakterini temsil eden hareket, (herkesin burjuva demokrat yakıştırmalarına rağmen) akp'dir.
sahip olunan para üzerinden faiz getirisi elde etme ve ya toprak üzerinden kira getirisi sağlama, üretim sürecine hiçbir şekilde katkıda bulunmamak, genellikle bu sınıfın en belirgin özellikleridir.
ilkel sosyalizm'den modern sosyalizme geçişin ilk tohumlarını atan önder.
hakkında (ara:halkın kurtuluş partisi) tarafından 140 milyon avroluk gizli servet edinmesi sebebi ile suç duyurusunda bulunulan gayrı meşru başbakan.
http://kurtuluspartisi.org/hkp-140-milyonluk-servetini-gizleyen-basbakan-binali-yildirim-icin-suc-duyurusunda-bulundu/
http://kurtuluspartisi.org/hkp-140-milyonluk-servetini-gizleyen-basbakan-binali-yildirim-icin-suc-duyurusunda-bulundu/
diğer adı ile kırmızı fularlı kız... taksim-gezi isyanı sonrasında pkk'ya dahil olduğu duyurulmuştu.
rakka'da hayatnını kaybettiği iddia ediliyor.
http://www.abcgazetesi.com/kirmizi-fularli-kiz-rakkada-hayatini-kaybetti-54520h.htm
akeşke abd emperyalizminin bayrağı altında dövüşeceğine, devrimci bir harekette yer alması için bir bağlantımız bulunsaydı. abd emperyalizminin çıkarları uğruna gençlerimizin pisi pisine ölmesi üzüyor. diyeceğim bu kadar.
rakka'da hayatnını kaybettiği iddia ediliyor.
http://www.abcgazetesi.com/kirmizi-fularli-kiz-rakkada-hayatini-kaybetti-54520h.htm
akeşke abd emperyalizminin bayrağı altında dövüşeceğine, devrimci bir harekette yer alması için bir bağlantımız bulunsaydı. abd emperyalizminin çıkarları uğruna gençlerimizin pisi pisine ölmesi üzüyor. diyeceğim bu kadar.
sip'li hazretler şöyle buyururdu:
"bugün ulusların kendi kaderini tayin hakkı, emperyalistler tarafından suistimal edilmekte, o zaman biz de bu hak yerine bir arada olmayı savunmalıyız."
lenin'in diyalektik materyalist bir biçimde ortaya koyduğu olguyu wilsonizm ile birbirine sokup çorba eden küçükburjuva hareketlerden farksız ve birinci dünya savaşı'nda sonradan sosyal demokrat olarak adı anılacak şovenistlerin savunusundan farksız bir söylemdir bu.
şimdi de yine olguyu ters yüz eder biçimde lenin'in görüşlerini eksik, bir ayağı sakat biçimde sunarak, birinci anti-emperyalist kurtuluş savaşını, sadece anti-ilhak bir savaş olarak göstermeleri şaşırtıcı değildir.
kendileri lenin'in emperyalizm üzerine tezlerini doğru biçimde ortaya koyuyorlar, evet. lakin üçüncü enternasyonalde yıllarca tartışılan ezilen ulusların kaderini tayin hakkı üzerine yapılan tartışmaların sonucunu hiçe sayarak, olayın üstünden 90 yıl sonra tekrardan değerlendirme yapıyorlar.
anti-emperyalizm, 20. yüzyılda sadece sonucu "sosyalizm" ile sonuçlanan bir hareket değildir. adı üstünde, "ulusal" kurtuluş hareketidir, yani burjuva dahil tüm sınıfların kurtuluşu hareketidir. ve mao'nun da belirttiği gibi, burjuva sosyalistlerinin söylemi ile "kemalist", proletarya sosyalistlerinin söylemi ile kuvayimilliyecilik, bir daha tekrarı gerçekleşmeyecek son burjuva devrimidir. bu devrimin ardından ulusal hareketlerin öncülüğünde proletarya sosyalistleri görülmeye başlamıştır. finans-kapital ya da komprador türde olmayan (farklı ülkelerde bunların çeşitleri farklıydı) burjuvalar, tarafsızlaştırılacak bir tabaka olarak tespit edilmiştir, öncü rolleri olamayacağı ortaya konulmuştur.
şimdi bu tespitlere rağmen, hala 90 yıl sonrasında anti-emperyalizmin niteliğini çarpıtmak, tarihi çarpıtmaktır. onun yerine şu söylenebilir, bu anti-emperyalist (yani emperyalistlere karşı) savaş sonrasında, "fethedenler fetholunmuştur" yani kuvayimilliyeci hareket finans-kapital haline gelmiştir.
bu diyalektik işleyişe aykırı mıdır? bizim anarşistlerimize göre evet (onların komünist lig kuruluşunda nasıl teorik olarak söndüğünü bugün genç marx filminde izleme şansımız var neyse ki). ama olgunun kendisine göre, burjuvazinin doğası ulusal kurtuluşa rağmen tekelcidir. Mantıki sonucu, sıradaki aşama olan (yine anarşistlerimizin hoşuna gitmese de) demokratik cumhuriyettir.
Ha Türkiye Cumhuriyeti demokratik cumhuriyet olabilmiş midir? Anarşistlerimize göre olmuştur. Olmuştur ki sıradaki aşama sosyalist devlettir. Halbuki Türkiye demokratik olmamıştır, tam zıttı Kürt ulusu gibi bir cenin taşımıştır karnında. Bunun doğuşunu engellemek için, Kıvılcımlı'nın deyimi ile, susturma ve uslandırma politikalarını uygulamıştır. İktisadi alanda tekelleşmiştir, işbank kubbesi altında finans-kapital yaratmıştır. İşçi sınıfına, komünistlere göz açtırmamıştır. Feodalizmle mücadelede, el korkak alışmıştır, tasfiyeler gecikmiştir (zaten onun çocuğu olarak da DP doğmuştur). Yani siz, finans-kapitalist bir iktidara yapmadığı görevi biçiyorsunuz. İşte bu eksikler yüzünden, Türkiye'ye gerekli olan hala işçi sınıfı önderliğinde, tefeci-bezirganlığın tasfiye edileceği demokratik devrimdir.
Ha diyeceksiniz Mustafa Kemal bunun neresinde... O, Atatürk tanrısı olarak Çankaya'da edebi istirahate çekilmiş, zaman zaman çeşitli vahiylerle yoldan çıkan peygamberlerini uyarmıştır. Yani Kemalizmin aslı, "İşbankayizm"dir.
SİP'lilerin yapacağı en güzel şey, bu konulara çok girmemek olmalı. Bilmiyorlar, bilmedikçe de batıyorlar.
"bugün ulusların kendi kaderini tayin hakkı, emperyalistler tarafından suistimal edilmekte, o zaman biz de bu hak yerine bir arada olmayı savunmalıyız."
lenin'in diyalektik materyalist bir biçimde ortaya koyduğu olguyu wilsonizm ile birbirine sokup çorba eden küçükburjuva hareketlerden farksız ve birinci dünya savaşı'nda sonradan sosyal demokrat olarak adı anılacak şovenistlerin savunusundan farksız bir söylemdir bu.
şimdi de yine olguyu ters yüz eder biçimde lenin'in görüşlerini eksik, bir ayağı sakat biçimde sunarak, birinci anti-emperyalist kurtuluş savaşını, sadece anti-ilhak bir savaş olarak göstermeleri şaşırtıcı değildir.
kendileri lenin'in emperyalizm üzerine tezlerini doğru biçimde ortaya koyuyorlar, evet. lakin üçüncü enternasyonalde yıllarca tartışılan ezilen ulusların kaderini tayin hakkı üzerine yapılan tartışmaların sonucunu hiçe sayarak, olayın üstünden 90 yıl sonra tekrardan değerlendirme yapıyorlar.
anti-emperyalizm, 20. yüzyılda sadece sonucu "sosyalizm" ile sonuçlanan bir hareket değildir. adı üstünde, "ulusal" kurtuluş hareketidir, yani burjuva dahil tüm sınıfların kurtuluşu hareketidir. ve mao'nun da belirttiği gibi, burjuva sosyalistlerinin söylemi ile "kemalist", proletarya sosyalistlerinin söylemi ile kuvayimilliyecilik, bir daha tekrarı gerçekleşmeyecek son burjuva devrimidir. bu devrimin ardından ulusal hareketlerin öncülüğünde proletarya sosyalistleri görülmeye başlamıştır. finans-kapital ya da komprador türde olmayan (farklı ülkelerde bunların çeşitleri farklıydı) burjuvalar, tarafsızlaştırılacak bir tabaka olarak tespit edilmiştir, öncü rolleri olamayacağı ortaya konulmuştur.
şimdi bu tespitlere rağmen, hala 90 yıl sonrasında anti-emperyalizmin niteliğini çarpıtmak, tarihi çarpıtmaktır. onun yerine şu söylenebilir, bu anti-emperyalist (yani emperyalistlere karşı) savaş sonrasında, "fethedenler fetholunmuştur" yani kuvayimilliyeci hareket finans-kapital haline gelmiştir.
bu diyalektik işleyişe aykırı mıdır? bizim anarşistlerimize göre evet (onların komünist lig kuruluşunda nasıl teorik olarak söndüğünü bugün genç marx filminde izleme şansımız var neyse ki). ama olgunun kendisine göre, burjuvazinin doğası ulusal kurtuluşa rağmen tekelcidir. Mantıki sonucu, sıradaki aşama olan (yine anarşistlerimizin hoşuna gitmese de) demokratik cumhuriyettir.
Ha Türkiye Cumhuriyeti demokratik cumhuriyet olabilmiş midir? Anarşistlerimize göre olmuştur. Olmuştur ki sıradaki aşama sosyalist devlettir. Halbuki Türkiye demokratik olmamıştır, tam zıttı Kürt ulusu gibi bir cenin taşımıştır karnında. Bunun doğuşunu engellemek için, Kıvılcımlı'nın deyimi ile, susturma ve uslandırma politikalarını uygulamıştır. İktisadi alanda tekelleşmiştir, işbank kubbesi altında finans-kapital yaratmıştır. İşçi sınıfına, komünistlere göz açtırmamıştır. Feodalizmle mücadelede, el korkak alışmıştır, tasfiyeler gecikmiştir (zaten onun çocuğu olarak da DP doğmuştur). Yani siz, finans-kapitalist bir iktidara yapmadığı görevi biçiyorsunuz. İşte bu eksikler yüzünden, Türkiye'ye gerekli olan hala işçi sınıfı önderliğinde, tefeci-bezirganlığın tasfiye edileceği demokratik devrimdir.
Ha diyeceksiniz Mustafa Kemal bunun neresinde... O, Atatürk tanrısı olarak Çankaya'da edebi istirahate çekilmiş, zaman zaman çeşitli vahiylerle yoldan çıkan peygamberlerini uyarmıştır. Yani Kemalizmin aslı, "İşbankayizm"dir.
SİP'lilerin yapacağı en güzel şey, bu konulara çok girmemek olmalı. Bilmiyorlar, bilmedikçe de batıyorlar.
Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı, nam-ı diğer "HKP'li Dayı"...
Günlük olarak değerlendirmeleri yayınlanmakta. 29 Mayıs tarihinde Tayyipgillerin yurtdışında yayınlanan yolsuzlukları üzerine değerlendirmesi:
http://kurtuluspartisi.org/bunlarin-gozunu-ancak-toprak-doyurur/
Günlük olarak değerlendirmeleri yayınlanmakta. 29 Mayıs tarihinde Tayyipgillerin yurtdışında yayınlanan yolsuzlukları üzerine değerlendirmesi:
http://kurtuluspartisi.org/bunlarin-gozunu-ancak-toprak-doyurur/
as roma'nın 41 yaşındaki eski futbolcusu
Bir dönem daha sona erdi ve Totti futbolu bıraktı. Herşeyin bir sonu var, Totti'ninki güzel hatırlanacak bir ömür olacaktır. Ben kendisini hep şu sözlerle hatırlamayı tercih edeceğim:
"Sen de mi Lazio'lu bir faşistsin?"
#TottiDay
Bir dönem daha sona erdi ve Totti futbolu bıraktı. Herşeyin bir sonu var, Totti'ninki güzel hatırlanacak bir ömür olacaktır. Ben kendisini hep şu sözlerle hatırlamayı tercih edeceğim:
"Sen de mi Lazio'lu bir faşistsin?"
#TottiDay
gençlerin sadece y-chp'ye değil, parlamento siyasetine ilgisini kaybetmesinden kaynaklıdır.
gençlik, meclis dışı siyasete yöneliyor tekrardan. burada ilkeleri şunlar:
1- mustafa kemal'e sahip çıkacak
2- anti-emperyalist
3- laikliğe sahip çıkan, hak arayan
bunları sağlayan partileri gözlemliyorlar. bakmayın apolitik durduklarına, taksim-gezi'de öyle olmadığı görüldü.
gençlik, meclis dışı siyasete yöneliyor tekrardan. burada ilkeleri şunlar:
1- mustafa kemal'e sahip çıkacak
2- anti-emperyalist
3- laikliğe sahip çıkan, hak arayan
bunları sağlayan partileri gözlemliyorlar. bakmayın apolitik durduklarına, taksim-gezi'de öyle olmadığı görüldü.
İNG bankın sponsor olduğu film... marx eminiz ki bu duruma itiraz ederdi.
http://www.turkiyedireniyor.org/bayram-degil-seyran-degil-burjuva-neden-marx-filmi-yapti
http://www.turkiyedireniyor.org/bayram-degil-seyran-degil-burjuva-neden-marx-filmi-yapti