confessions

mutlugil

Yazar  · 2 Ağustos 2017 Çarşamba

  1. toplam giri 77
  2. takipçi 9
  3. puan 1087

cumali ceber filmine giden insanların hayata bakışları

mutlugil
anlayamıyorum amaç sinemaya gitmek ise bir sürü film var neden bu berbat film diye sormadan edemiyorum gerçekten, neden? fragmanda ne kadar iğrenç ve hatta rezalet kavramının arşa çıkarıldığı bir film, peki bu insanlar bu filme neden gidiyor? Sırf türk yapımı diye. amaç destek olmak mı? - hiç sanmıyorum sokakta evsiz yersiz yurtsuzlara bile bu ülkede çıkarıp 5 tl vermemiş insanlar bu filme destek için gitmez.
Merak ? hmmm.. - Sanmam fragman rezalet oyuncu kadrosu pardon filmde oyuncu yok !
bence şöyle: bu filme giden insanları ayıplamamız boş, çünkü bu insanların kapasitesi bu kadar işte, tam da bu filmlik insanlar, fazlası yok. bu insanlardan tutup yıldızlararasını izlemesini bekleyemeyiz. arrival filminin göndermesinin ne olduğunu soramayız bu insanlara. Bu insanların ağzında recep ivedik 3 filminin replikleri dolaşıyor hala !
maalesef ülke insanımız kültür alanında da dibe doğru gitmekte :(
Sıkı tutunun batıyoruz !
Edit: imla

gezi parkında 40 ağaç kesilmesi

mutlugil
resmen or*spu çocukluğudur, kesende o.*** ç.***dur, emri veren de! ben bu hükumetin biyoloji bilgisinin iyi olduğunu düşünüyorum. öyle ki ihtiyaç duyduğumuz oksijenin ağaçlardan alındığını biliyorlar hemde çok iyi, bu nedenden olsa gerektir ağaçların kesilmesi. nefessiz kalalım ki gidelim buralardan. bu ülke bu or*spu çocuklarına kalsın veya diğer bir tahminim halkı sinirlendirmek başka bir amacı olamaz. gezi parkında o kadar uğraşıldı bu ağaçlar kesilmesin diye ancak görüyoruz ki gece geç saatlerde kimliği belirsiz kişilerce yine ağaçlar katlediliyor. neden sorusu aslında aklıma gelmiyor ismini söylemesem de siz anlayacaksınız bu ismini vermediğim şahsı. bu şahsın tek bir amacı var Türkiye Cumhuriyetini iç savaşa sokarak ülkemize amerikanın sözde demokrasi getirmesini sağlamak yani istila etmek. zaten edilmiyor muyuz sözlerini duyar gibiyim. evet ediliyoruz hatta bu son zamanlar da daha belirgin. adalarımıza yunan askerlerinin üst kurması nedir mesela ? benim ulan o ada sen kimsin de askerinle giriyorsun demek istiyorum ama hükumet şişşş ! sessiz ol karışma sen bu işlere diyor ve beni apar topar darp, dayak eşliğinde içeri atıyor. sıkı tutunun batıyoruz !
3

kadın başına

mutlugil
kadın başına ve kız başına;
ne yapıyorsun bu saatte sokakta kadın başına ?
ne yapıyorsun bir sürü erkeğin içinde kız başına ?
kim o biz tanıyor muyuz ?
nerdesin ?
tek gitme !
otur oturduğun yerde !
neden kadını hayatımızda bir karşı cins olarak değil de, bir birey olarak alamadık hala. neden gelişemiyoruz ?
insanımızın ufku giderek daralıyor hayatı ve insanları sevmez hale geliyor.
sıkı tutunun batıyoruz !

muhammed dönemine ait kuran

mutlugil
kimsenin din ve inançlarına karışamam ancak kendi düşümcem islam dininin tamamen zamanının bozukluklarına karşı bir düzen oluşturulması kurallarıdır.
İslam o dönemde bırakılmıştır günümüze neden ve nasıl geldiği bence halen safsatadan ibarettir diyebilirim ve ilk kuran sayfalarının sanırım muhammed'den önce olduğu bulunmuştu.
1

yapay zekanın kendi dilini geliştirmesi

mutlugil
beklenebilecek bir durumdur ve yaşandı, zekaları insanlardan çok daha üstün olabilir kısa bir sürede yeni bir dil yaratılışı kolay bir eylem olarak gözükebilir çeşitli yazılımlar ile bu yapılabilir ancak insan tarafından tasarlanan bu yapay zekaların seviyesinin ne kadar üstte olduğudur. korkutan bir durumdur şimdilik sizlerinde düşündüğü gibi fişleri çekilerek durduruldular ancak ileride bu yetecek mi bakacağız.

finlandiyalı bilim insanlarının yeni icadı

mutlugil
finlandiya insanları mükemmel bir eğitimden geçiriliyor, öyle bizimkiler gibi al satarım bal satarımlar ile değil. tabi ki çocukları oynatıyorlar hatta bizimkilerden çok daha fazla. oyun yaşındaki çocuğa zorla ders öğretmeye kalkmıyorlar. o çocuklar o kadar güzel, disiplinli, dünyayı ve hayvanları seven, her şeye karşı duyarlı ve titiz birer birey olarak yetişiyorlar ki tabi bu buluşun öyle özgür ve güzel bir ülkeden çıkmasına şaşırmadım. değindiğim konu biraz farklı ama. yani bizimkiler gibi ekmek dolabına led koymuyor adamlar. icadı okudum tabi ki ilk aşamasında olmasına rağmen çalışır durumda. geliştirilir ise keza kesinlikle geliştirileceğine inancım tam bundan 50 yıl sonra bambaşka bir çağa gözlerimizi açabiliriz.

türk silahlı kuvvetleri'nin dünyanın en güçlü ordusu olması

mutlugil
ne yazık ki bu gücünü 2001'ten itibaren yitirmeye başlamıştır ve hiçbir zaman 1 numara olamadık. Birde 15 temmuz olaylarından sonra askerin gücü yerinde olmasına rağmen ordu morali çökertilmeye çalışılmış ve başarılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri elbette bu gücü tekrar kazanacaktır ama giden yıllar geri gelmiyor. ordu artık hükumetten tam emir alır hale gelmiştir.kendi başına bir silah bile ateşleyemez duruma getirilmeye çalışılmakta. umudum Türk Silahlı Kuvvetlerinin biran önce eski gücüne ve otoritesine kavuşmasıdır.

polis ve askerlerin yetkilerinin artırılması

mutlugil
polise yetki verilmesi hükumet açısından mükemmel bir olay iken. türkiyede yaşayan özgür bireyler için; bir şeylere farkındalık yaratan, haksızlığa ses çıkaran, sokakta müzik yapan gibi güzel insanlar açısından felakettir. polis( hükumetin paralı uşağı) bu yetki ile istediği kadını taciz de eder, yakışıklı güzel giyen birini kıskanıp hapse de atar bardan para ödemeden de çıkar ve daha bir sürü iğrenç şey. Öte yandan Laik Türk Ordusu(Türk Silahlı Kuvvetleri)'nun yetkilerinin arttırılması çok güzel bir olay ama ufak bir sıkıntı içindeyiz yine, çünkü günümüz hükumeti yine ordunun en üst mertebelerine kendi adamlarını getirerek ordunun işlerini ve önceliklerini kendi lehine kullanacaktır.

camiden ve mescitten terörist çıkmaz

mutlugil
çıkarbilir, çıkar. bu zamana kadar çıkmadımı sanki. köprüde suçsuz erleri dövenlerin içlerinde de vardı terörist, sivasta canlı canlı insan yakarlarken, yakanların arasında da vardı terörist. oruç tutmayanları dövme timi kuranda bu bağnaz yobazlar değilmiydi ? çocuklara taciz ve tecavüzde bulunanlar bizler değil buralardan çıkan insanlar değillermiydi.

polis imdat'ın umursamazlığı

mutlugil
ülkemizde insan haklarının ihmalkarlığı aldı başını yürüdü. insan canının bir kıymetinin kalmadığı gibi insan özgürlüklerinin de bir kıymeti kalmadı. sivil halkın can ve mal güvenliği hiçe sayılır oldu polislerin siyasiler üzerindeki savunma güdüsü normal halk için geçerli değil. hamile bir kadın suçsuz yere tekmelenebiliyor bu ülkede. diyecek bir şey kalmadı artık ağzımdan Türk polisi lafı çıkmıyor. sadece polis. para ile çalışan güvenlik görevlisi ancak onu bile tam yapmıyorlar.

jitemci

mutlugil
akplilerin deyimi ile cehape zihniyetli(muhalefet olmak için muhalif olan) tabi bu çomarların tabiri ile. güzel başlıklar altına bile boş karşı çıkışlarda bulunan bir yazar. sevmediğim bir yazar.

hayatı boş yaşamak

mutlugil
bizim yaptımığımız şey. öğlen 4'de kalkıp, kahvaltı yapıp günü çar,çur etmek. mutlu etmediği gibi insanı dibe sürükler. boş yaşamayı bırakıp okuyalım, araştıralım, okutalım, gezelim, sevelim sevişelim.

kendini değiştirmeyi istemek

mutlugil
şu aralar en çok istediğim şeydir.artık bende yazları güzel gözlüğü takıp pantolon paçalarını katlayıp, saçları fönleyip, pop müzik dinlemek istiyorum be. herkesleşmek o sıkıcı muhabbetlerden ben de yapmak istiyorum. akpliler gibi mutlu olmak ülkemin paris gibi norveç gibi bi ülke olduğunu zannetmek istiyorum. bi mekanda muhabbet etmek yerine kızları seyretmek istiyorum. telefona gömülüp slotk yapmak istiyorum.
çünkü bunları hiç yapmadım bu dediklerimi yapıp hayattan zevk almak istiyorum çünkü insanlar alıyorlar nasıl oluyorsa ben de alacağım amk !!
Edit: imla

bi sigara daha söndü

mutlugil
bi sigara daha söndü,
noldu be ?
bi sigara daha söndü işte, bir kaç dakika daha gitti hayatımızdan.
hiç bir şey yapmadan geçti yine vakitler
ciğerlerimiz biraz daha kirlendi, dünya gibi.
bugün türkiye'de üç küçük cana daha kıyıldı hemde babası denilen zat tarafından. bizim çiğerlerimiz biraz daha kirlenmiş çok mu ?
insanlar birbirini kırdı yine bugün, benim en sevdiğim kupam kırılsa kaç yazar.
dünya yine huzura eremedi rant uğrana ormanlara kıyıldı.
yine şehit verdik, yine sınırda askerlere fiziksel saldırılar oldu, üniversiteye giremediği için kendini öldürmek isteyen bir sürü insan yaratıldı bu ülkede. bu olanların içinde nasıl mutlu olacağız ?
yine sigara yakacağız, dertleneceğiz, yine hüzünlü şarkılarla kendimizden geçeceğiz, peki ne olacak, hayatımızın sonuna kadar böylemi gidecek. beğenip konuşmak istediğimiz insanlara yine uzaktan mı bakacağız ?
bir sigara daha sönecek, biten her gün gibi, batan her güneş gibi.
denizi seyredeceğiz balkondan bi sigara daha sonra bir daha bir daha dakikalar geçecek sönecek hepsi içmesek bile parmak arasında kendiliğinden.

gülşah erol

mutlugil
kadıköy'de polisler tarafından darp ve tehditlere maruz kalan, çello çalan genç bir hanım. facebookta duyurmuştu bu olayı çelloyu bomba kendisini ise terörist ilan ederek polislerin darp ettiğini ve hapse atabileceklerini söyleyerek tehdit ettiklerini. müzisyen olduğunu ve ellerinin önemli olduğunu söylediğinde daha çok dövüldüğünü daha fazla tehdit aldığını ve suç duyurusunda bulduğunu bildirerek konuyu kapattı. Ve en üzücüsü de polislerin ''senin gibiler bu ülkeden gidecek'' sözleridir.
7

galip tekin

mutlugil
cici insanlardan.. çizgi romancı, gırgır dergisinde uzun yıllar çalışmış bir abimizdi. 2000'lerde çıkardığı tuhaf öyküler adlı yapıtları ile sevilirdi. Normalde de çevresi tarafından sevilen bir insandı. 6 temmuz 2017 tarihinde dünyaya gözlerini yumdu.

terör sorununa çözüm önerileri

mutlugil
Bu konuda bende konuşmaktan yana değilim düşmanlar ve yandaşları bir çırpıda katledilmeli.Bana eski kafalı veya bu yöntem çözüm getirmez diyebilirsiniz ancak bu kesinlikle çözüm getirecektir.Nezaket ile savaş kazanılmaz faşistlik ile zorbalık ile katliam ile pkk ve terör sorunu çabucak çözülecektir.Tabi ki terörü ve pkkyı destekleyen sivillerde olacaktır ama ne yazıktır ki bu kişilerde bir çırpıda öldürülmelidir.Türk Silahlı Kuvvetleri güneş operasyonunda hükümet emirlerini dinlemese idi geri çekilme kararı alınmasaydı belkide bu güne kadar bu kadar canımız yanmazdı.

dinler ideolojiler

mutlugil
Benim görüşümce dinler zamanının yaşadığı coğrafyaya göre bir kişinin elinde şekillenen kurallar çerçevesidir.Tanrı tarafından gönderildiğine dair hiç bir elle tutulur kanıt bulunmamaktadır.İnsan her zaman bir inanca ihtiyaç duyar ve hatta başkası tarafından yönlendirilmeye güdülmeye, bu yüzdendir ki herkes dine bir küfreden olsa ona karşı birlik olurlar din ile arasında hiç bir alakası olmayan bir kimse bile dinine bağlıdır çünkü zayıftır buna ihtiyaç duyar bu güdülme ihtiyacı yüzünden dönemin önce gelen biraz da akıllı kimseleri bu icadı çıkarmışlardır.