confessions

gazoz

votka  · 23 Mayıs 2017 Salı

  1. toplam giri 173
  2. takipçi 7
  3. puan 2264

laik sözlükte format dışı yazarlar atılsın

gazoz
Bakın beyler olay büyük ona göre yılanın başını eziceksin küçükken. Burda birtakım olaylar yapıp , olayları büyütüp sağda-solda , vay efendim şöyle-böyle demek için bişeyler yapıyorlar. Bunları izin vermeyin. Bu kişilere itimat etmeyin.
( açıklama: bu yazmış olduğum yazıda herhangi kişi veya kurumla herhangi alay içerikli,dalga geçici bir niyet yoktur. Tamamen kişisel kendi zevklerim için yazılmış bişeydir.)
Konuya dönecek olursak , yani ciddileşecek. (Yazar kişisi bundan sonra gerçekten konu hakkındaki görüşlerini ciddi bir biçimde beyan edecektir.)
Çok boş başlıklar var, üye olan herkes hemen yazar olmak için saldırıyor. Müzdaribiz bu konuda yıldırım bey.

en sevdiğiniz

gazoz
Kitap : got serisi
Film: lotr ve Hobbit serisi
Şarkı: oliver morgenroth-40 dark waves
Genelde: armin Van buuren- emma hewit- colours
Şarkıcı: adele
Dizi:vikings, got
Spor dalı: futbol

yazar değil yorumcuyumokuyucuyum

gazoz
efendiler,
itiraf ediyorum yazar değil yorumcuyum - okuyucuyum.bu ne demek oluyor.şimdi şöyle ; yazar dediğin adam yazar .yazısını kaleme alır. düşüncelerini söz öbeğine dönüştürür. belli bir paragraf ve anlatım halinde (caps lock on) yazar(caps lock off).
şimdi ben neden böyle birşey yazıyorum onu da açıklayayım.çok fazla yazı yazmıyorum ama okuyorum.çok fazla başlık açmıyorum ama yazıyorum.insanlarla iletişime geçiyorum.fikirlerimi yazar kişisinin yazdığı pardon, yazısını kaleme aldığı(hep bunu biryerde kullanmak istemişimdir) konunun altında fikirlerimi beyan ediyorum.
ben şimdi kendime nasıl yazar diyeyim.söyleyin ha söyleyin.bak efendi burdan sana sesleniyorum.ben yorumcu-okuyucuyum ve yorumcu-okuyucu olmaktan gurur duyuyorum.

tüm yorumcu-okuyucu kardeşlerime selam ederim.

brother-sister; iş bu yazıdaki konu herhangi bir anlam ifade etmemekle birlikte belki güzel bir iğneleme olabilecek niteliktedir.

sözlükçülerin nicklerinin anlamı

gazoz
anlamı değil de hikayesi : kadıköyde kafa zurna gibi , adminlerden biriyle sohbet esnasında tam hatırlamamakla birlikte kendimi buraya kayıt ettirmeye triplemem ve adını neden gazoz olduğunu hatırlayamamam. gerçi hatırlasaydım da gazoz koyabilirdim . benim için nick bişey ifade etmiyor genç adam.
Bu maskenin altında bir fikir var, ve fikirlere kurşun işlemez!

referandumla alakalı washingtonpost'un haberi

gazoz
Cia Türkiye masası direktörlüğünün bugün beyaz saraya sunduğu rapor açıklandı; Türkiye'de yapılan referandumda 4 milyon oyun hile ile çalınarak hayırdan evete çevrildiği ve 2 milyon Suriyelininde ülke genelinde oy kullandırıldığı belirtilmiştir.bu yazı az önce washingtonpost'un internet postunda yayınlanmıştır. Yani bu şu demek oluyor referandumda 10 milyon farkla hayır tarafı kazanmıştır.

https://www.washingtonpost.com/world/in-divided-turkey-opposition-groups-challenge-vote-shifting-powers-to-president-erdogan/2017/04/17/afe0d9e4-2354-11e7-a1b3-faff0034e2de_story.html?utm_term=.37d58faf8cf5

10 yaşındaki ceylin'in öldürülmesi

gazoz
başlık ile alakalı olarak : izmir ödemiş ilçesinde komşusu tarafından kaçırılıp öldürülen 10 yaşındaki minicik bir yavrumuz.

başlık ile alakalı kişisel yorumum : allah hepinizin belasını versin , 10 yaşında ulan 10 . iki basamaklı yaşına yeni girmiş . hayalleri olan, oyuncaklarıyla oynayan, masumane,saf,dünyanın en temiz varlığı ; sebebi ne olursa olsun 10 yaşında ulan 10.

filmlerden akılda kalan replikler

gazoz
replikten ziyade tirad.

''bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı'da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan... bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne bok varsa hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı... sonunda o da geldi gittik. bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bi dükkan verdi peder.... dükkanda koltuk moltuk satardım. bi gün bu or*spu çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi bluz, saçlar maçlar... pırlanta anlıyacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi soruşturma... dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagora kesikmiş. zagorda kaftiden içerde o sıra. bi gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik sağmalcılar'a benim içimde bi sıkıntı... işi anladım tabii: zagoru ziyarete gidiyo. bi tuhaf oldum, p*çi de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bi sene mi; kayıp. hep rüyalarıma girerdi or*spu. o gün dükkana gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor: biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna. arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle... önce öldü dediler zagor'a, sonra komalık. ankara'da oluyor bunlar. bizimki bi gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyo. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornavida yemiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi surat... ama bu sefer başka güzel or*spu. orhanın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para. zagor'a avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi. esnafız ya biz de, "nasıl?" diye sormuş bulunduk. or*spuluk yaparım dedi, istersen metresin olurum. içime bişey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak! işte o gün bi inandım or*spuyla tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor'a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki p*ç! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyo. or*spu da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden... önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu tınmıyo hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyo milletin altına.gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagor'a bakarız: yok. kancık köpek gibi izini sürüyo itin. ne yaptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul'a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi.bi keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile... beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyo. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyo başka bişey demiyo. sinop'ta oluyo bunlar. ben de döndüm istanbul'a. doğumuna yakın, zagor bi isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyo gene; o halinle kalk git sen diyarbakır'a, üç gün ortadan kaybol... herif kafayı yiyo tabii. dönünce bi dayak buna: eşşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden.sonra çocuğu doğuruyo. durum hemen anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyo herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır'a, zagor'un peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyo da şikayet etmiyo. ben o ara istanbul'da taksiden yolumu buluyorum. epey bi zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagor'un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıralar. bi gece bi büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bi ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyo. bi daa açtım, başımda bi çocuk, kalk abi, diyarbakır'a geldik diyo. baktım, sahiden diyarbakır'dayım. bi soruşturma... kale mahallesi vardır oranın, bi gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bişey demedik.

o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını,usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte. ''

haluk bilginer-masumiyet .

lütfen ufuk bayraktar - kader filminden çalınmış demeyin gerizekalı bile diyemem size.

başkası adına utanmak

gazoz
empati duymaktır. o kişi olursunuz bir anda, yerin dibine geçersiniz. rahatsız olursunuz, elleriniz titrer, gözlerinizi kaparsınız, bakamazsınız.
bazen de bir insanın yaptığı aşağılık, ağıza alınamayacak olan davranışlar için utanırsınız. karşısındaki insanı dinlemeyen, dinlemediği için anlamadığından utanırsınız.
bazende konuşma tarzından utanırsınız.konuşurken araya sıkıştırdığı 'küçük dağları ben yarattım, istersem büyüğünü de yaratabilirim ama istemiyorum çünkü egom ve ben' tavrından utanırısınız.
en önemlisi sen onun yerine utanıyor iken o bunlara alışmış ve herhangi bir problem görmüyordur. (örneklerle çoğaltılabilir)edit : başlık açılmış göremedim.(bkz:başkasının yerine utanmak)

bengay

gazoz
Maçtan önce burnunuza sürün acıdan koşuyorsunuz resmen . Norveçli olarak denedim %100 çalışıyor. Denklem şöyle , koşuyosun- koşunca rüzgar esiyo- rüzgar esince acın diniyor-o yüzden hep koşmak istiyorsun.

tomorrowland

gazoz
2005 yılından beri her sene farklı ülkelerde gerçekleştirilen ve Avrupa'nın en büyük müzik etkinliklerinden biri olarak kabul edilen elektronik müzik festivali. keep calm and wait for tomorrowland