küçükken kuranı yırtan kız okulda ağızdan ağıza dolaşmış bilgisayar derslerinde açıp bütün sınıfa gösterilen kız. korkudan uyuyamadığım geceleri hatırlıyorum bunun yüzünden. sonradan öğrendik ki bu kız denilen şey bir müzede sergilenen balmumu heykelmiş swh.
hikayeye göre bu kızımız dinsiz imansız bir kızmış. bir gün müzik dinlerken annesi yanında kuran okuyormuş. annesine bağırmış "anneaa yaaa müzik dinleyemiyorum sussuna behh" diye. annesi de "hayır sen sus ben okicam kuran'ımı" demiş. bu hanım kızımız da gidip annesinin kuranını cart diye ikiye ayırmış. sonra bir anda vücudu alev almış yanmaya başlamış. annesi koşa koşa gidip içeriden battaniye almış kızın üstüne atmış çektiğinde de bir bakmış kızımız bu halde. (bkz:cool story bro)
böyle şeylere inanmıyorum. tamamen insanları kandırmak ve paralarını almak amaçlı yapılan şeyler. birinin içine şeytan ve yahut cin kaçması diye bir şey yoktur. insanların hareketlerini beğenmediği kişileri bunla suçlaması vardır bana göre. hoca efendi bizim kızın içine cin kaçmış geçen gün çeşme başında bir oğlanla fingirderken yakaladım swh. eğer cidden tuhaf hareketler sergiliyorsa insanlara saldırıyorsa da bir doktora gidilmeli din tüccarlarına değil.
evrimi ve big bang'i kabul eden papa francesco'nun sözleri.
“Yaradılış hikayelerini okuduğumuzda Tanrı'yı elinde sihirli değneği olan ve her şeyi yapabilen bir büyücü gibi hayal etme yanılgısına düşebiliyoruz. Ama öyle değil. Tanrı varlıkları yarattı ve onları kendisi tarafından her birine bahşedilen kurallar çerçevesinde gelişmeye açık halde bıraktı, gelişmeleri ve kendi bütünlüklerine erişmeleri için. Yaratılış süreci bu şekilde yüzlerce, binlerce yıl içinde ilerledi ve sonunda bizim bugün bildiğimiz haline ulaştı.”
çoğunluğu seks düşkünüdür, partnerin cinsiyetinin hiçbir önemi yoktur sadece tepki verebilmesi yeterlidir.
evli olanlar mutlaka eşlerini aldatırlar, eşleri de bunları aldatır kesinlikle. birçok defa buna şahit olmuşluğum vardır.
muhabbetleri de cinsellik üzerinedir, şakaları da, gündemleri de.
tırlarını da öyle bi dekore ederler ki içerisi gündüz nargile kafe gibiyken, gece pembe ve kırmızı ledlerin devreye girmesiyle adeta çin kerhanesi gibi rengarenk olur. girince ben nereye geldim diye kara kara düşünür, elinizle kıçınızı avuçlarsınız başınıza bir şey gelmesin diye.
Hiç tanışmadım ama televizyondan gördüğüm kadarıyla hepsinin karısından gizlediği bir sevgilisi var. Tabi sürekli yolda oldukları için bu bana pek mantıklı gelmiyor. Ayrıca filmlerde sürekli arabaya aldıkları insana yaklaşmak. Nasıl anlatsam onu taciz etmek gibi hareketleri oluyor. Erkek olması fark etmiyor. Bunu Türk dizi filmlerinde de yabancılarda da gördüm.
instagram hesabından yaptığı çağrı. son günlerde bütün sanatçıların iktidar yanlısı olmasıyla ağızlarını gözlerini kapamışken bunu söylemesini takdir ettim.
Yönetim kademesinde görevlendirilmiş tüm vicdan sahiplerine; Cuma günü, Semih Özakça ve Nuriye Gülman'ın açlık grevlerinde 100. gün. Yani tıbben ölümcül sürecin başlangıcı. Yaşamı savunmak için sayılı son günler... Hatırlatmak istedim... İnsanlığa olan tüm inancım ve ümidimle... Sezen Aksu
Kimilerine göre Allah tarafından adem'le başlamıştır.
- adem? + evet tanrım ? - sana bir eş yaratayım mı ? + valla süper olur.. - tamam, önce şu kaburga kemiğini çıkaralım. + ne kaburgası? ne alakası var şimdi? - e senin kaburga kemiğinden yaratacağım kadını... + niye ya? topraktan yaratsana onu da. daha bir sürü toprak var buralarda.. - olmaz. + niye? - kendini tekrar ediyor dedirtmem. sen uzan şimdi, anestezist melekler seni uyutacak. + başımıza iş aldık valla ya...
- adem, uyan hadi. + neredeyim ben? ne oldu ? - cennettesin. sana kadın yarattım. adı da havva. bak o ağacın altında oturuyor. nasıl güzel olmuş mu ? + sen yaratırsın da güzel olmaz mı hiç.. çok güzel, sağolasın. - teşekkür ederim. şimdi, adem, bak, buralar hep cennet, istediğiniz gibi yiyin için. ama şu ağaçtan meyve yemeyin, o yasak. + peki ne işi var ki yasak ağacın cennette? - ben koydum. + niye? - heyecan katsın diye. her şey çok sıkıcı olmaya başladı buralarda.. + allah allah? bari bi tel örgüyle falan çevirseydin etrafını, madem yasak. neyse... peki şuradaki kim? - o mu? şeytan o ya. + e onun ne işi var peki cennette? - seni kandırıp benim yolumdan çevirebileceğini söyledi. ben de dedim ki kanmaz adem, sağlam çocuktur o dedim. giriyon mu lan iddiaya dedi. ben de giriyorum dedim. + e niye girdin ki iddiaya? boş verseydin. kim o ya. ciddiye almasaydın.. - ya melekler filan da vardı şimdi, ben de öyle olunca hayır diyemedim. bak, dikkat et, sen ve havva'yı kandırmaya çalışacak. eğer şeytana uyarsanız sizi şuradaki gezegene yollarım. orada soyunuzu devam ettirirsiniz. oradaki yaşamınız süresinde senin torunların arasından bana itaat etmeyenleri de cehenneme atarım, sonsuza kadar yakarım. ona göre. + niye yakıyorsun ki? zaten şeytanı sen sardın başımıza? - zebanileri yaratmış bulundum bi kere. boş boş duruyor adamlar. canları sıkılmasın, yaksınlar işte, oyalanırlar. + tamam, n'apalım... peki başka insanları ne zaman yaratacaksın? - benden bu kadar. şimdi siz havva ile birlikte olup çoğalacaksınız. + iyi de, çocuklarımız kiminle çoğalacak? - birbirleriyle. + nasıl yani? kardeşler, birbirleriyle mi? - evet. + iyi de, yaratıver birkaç çift insan daha da enseste gerek kalmasın. topraktan yaratmak istemiyorsan onları da havva'nın kaburga kemiğinden yarat, ne bileyim. - olmaz. + vallahi, hikmetinden sual olunmaz ama, biraz saçma geliyor bana bütün bunlar. cennette yasak ağaç, şeytan, ensest... yani, neden böyle? - şüphesiz ki ben senin bilmediklerinden haberdarım. + ha, tamam o zaman... - hadi koçum beline kuvvet, ben kaçtım, birkaç bin yıl sonra bi kitabım çıkacak, onu yazmam lazım. + daha vaktin varmış. - senin için birkaç bin yıl, benim katımda birkaç gün oluyor. kitaplarımda hep yazacağım bunları. hadi, kendine iyi bak. şeytana da dikkat et, çok kötüdür, hayal edemeyeceğin kadar kötüdür. yani ben yarattım, oradan biliyorum. + tamam tanrım, dikkat ederim. hadi güle güle.
Lisede olsaydık karne gününü beklerken izleyeceğimiz film. Çünkü hep öyle olur. Eğer o okula geldiysen, Aamir khan'ı izlemek zorundasın. Böyle yazınca beğenmiyorum gibi oldu ama çok severim çok sempatik bir adam. Ben genelde öğretici bir hayat dersi veren filmlerini seviyorum. Bu da %98i falan oluyor galiba swh.
Sanırım bir haftadır önüme gelen herkese 12 haziran doğum günüm. Doğum günüme üç gün kaldı. Yarın doğum günüm dememe rağmen sevgilim bile doğum günümü kutlamadı. Dizilerde filmlerde böyle saat on ikiyi vurunca telefonu çalar ya insanın hemen.. insan bekliyor be.
En acı örneklerinden biri Sezai Karakoç'a aittir bana göre.
Artık inan bana muhacir kızı Dinle ve kabul et itirafımı. Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı Alev alev sardı her tarafımı, Artık inan bana muhacir kızı.
Monna Rosa, siyah güller, ak güller; Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller ak güller!
Ulur aya karşı kirli çakallar, Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa. Monna Rosa bugün bende bir hal var, Yağmur iğri iğri düşer toprağa, Ulur aya karşı kirli çakallar.
Açma pencereni, perdeleri çek; Monna Rosa, seni görmemeliyim. Bir bakışın ölmeme için yetecek; Anla Monna Rosa ben öteliyim... Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağacının karanlığıdır Elindeki elma ile başlayan... Bir yakut yüzükte aydınlanan sır, Sıcak ve minnacık yüzündeki kan, Zeytin ağacının karanlığıdır.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar, Ve vardır her vahşi çiçekte gurur. Bir mumun ardında bekleyen rüzgar, Işıksız ruhumu sallarda durur, Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmakların Bir nar çiçeğini eziyor gibi... Ellerinden belli olur bir kadın. Denizin dibinde geziyor gibi Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman çok çabuk geçiyor Monna; Saat on ikidir, söndü lambalar. Uyu da turnalar gelsin rüyana, Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar; Zaman çok çabuk geçiyor Monn
Akşamları gelir incir kuşları, Konarlar bahçemin incirlerine; Kiminin rengi ak kiminin rengi sarı. Ah, beni vursunlar bir kuş yerine! Akşamları gelir incir kuşları.
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni İncir kuşlarının bakışlarında. Hayatla doldurur bu boş yelkeni O masum bakışlar... su kenarında Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa; Henüz dinlemedin benden türküler. Benim aşkım uymaz öyle her saza, En güzel şarkıyı bir kurşun söyler... Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Artık inan bana muhacir kızı, Dinle ve kabul et itirafımı. Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı Alev alev sardı her tarafımı, Artık inan bana muhacir kızı.
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak, Meyvalar sabırla olgunlaşırmış. Bir gün gözlerimin ta içine bak; Anlarsın ölüler niçin yaşarmış, Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
Altın bilezikler, o korkulu ten, Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne; Bir tüy ki, can verir bir gülümsemen, Bir tüy ki, kapalı geceye güne; Altın bilezikler, o korkulu ten.
Monna Rosa, siyah güller, ak güller; Gülcenin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller ak güller!
When you were here before, Couldn't look you in the eye, You're just like an angel, Your skin makes me cry, You float like a feather, İn a beautiful world, İ wish i was special, You're so very special
But i'm a creep, i'm a weirdo, What the hell am i doing here? İ don't belong here.
İ don't care if it hurts, İ want to have control, İ want a perfect body, İ want a perfect soul, İ want you to notice, When i'm not around You're so very special İ wish i was special.
Doğrudur. Deprem olduğunu öğrendiğimde aha yakında İstanbul'da da olur diye bir korku düştü içime. Bir arkadaş birkaç sene içinde olacak zaten deyince verdiğim cevap hee birkaç sene varsa sonra düşünürüz ya şimdiden korkmaya gerek yok. Depremin ne kadar büyük kayıplara sebep olabileceğini düşünmüyoruz hiçbirimiz. 99 depreminde daha küçük olduğum için bir şeyleri görmedim, görmeden de anlamayacağım önemini sanırım.
bana bir(bkz:(1)) saat içinde attıkları 550(bkz:(beş yüz elli)) eksiyle (bkz:lady bug), (bkz:liberalist) ve tayfası zirveye oturmalı bence swh. hatta atmaya devam ediyorlar harikasınız siz yaaa
edit: modlardan gelen uyarı üzerine kemalist hatunu kaldırdım çünkü o benim hüsnü kuruntumdu kendisi öyle bir şey yapmamış.
Aynı entrye 38 kere fav atıyor. Tabi 38 kere attığı için sonunda favlanmamış oluyor o entryi. Hayallerimle oynamayın keko bey beğeniyorsanız beğenin lütfen.
içinde doğmadığım hatta sadece bir kere gördüğüm memleketim. 10 sene önce gittim şu ana kadar neler değişti bilmiyorum ama temiz havasını, denizini, ormanını sonuna kadar yaşamıştım o zamanlar. karadenizin her mevsim yağmur olayı burada da var. hava çok sıcak bir yüzmeye gidelim diye çıktık evden tam denize girdik yağmur yağmaya başladı swh. onun haricinde kendi annem ve babam da dahil olmak üzere çomar dolu bir şehir olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. birde itilmiş ve kakılmış kastamonuluydu diye biliyorum swh.
suni rahimle ve kendi spermiyle dölleyip bir bebek oluşturabilirse eğer sezaryen tavsiye ediyorum. ilerde boşaltım sisteminin çalışmasını istiyorsa anal doğum tavsiye etmiyorum. tavsiye etsemde bebeği bağırsağında yerleştirmek gibi bir olayı başarabileceklerini sanmam ya da suni rahmi anüse bağlayabileceklerini.
tanım: üreyecek bir kadın bulamamış veya kadınlardan üremek istemeyen bir erkeğin çocuk istediği için uyguladığı eylem.
karanlık, soğuk, ruhsuz, bir şeyleri yapmaya mecbur olan insanlar, sadece çalışmayı bilen insanlardan, sevgiden yoksun robotlar. bu şehirde yaşamak istemeyenler ama bu şehiri bırakamayanlar.
19 yıldır mağduru olduğum durum. bazen çok neşeli oluyorum durduk yere ama ani bir hızla daha kötü bir düşüş yaşıyorum sonrasında. aslında can sıkıntısını geçti artık mutsuzluk ve yorgunluk bürüdü ruhumu. yapacak bir şey bulamamamdan kaynaklı ama canım sıkkınken de evden çıkasım hiçbir şey yapasım gelmiyor. karmaşık bir çelişki.
annem değildir. büyük ihtimal eve görücü bile kabul etmez hatta. gelse de böyle bir cümle kurmaz. bu kız hiç ev işi yapmıyor, yemek yapmayı da bilmez siz bence gidin der.
tanım: kızını bir doktor veya mühendis istese kızının isteğini bile dinlemeden verecek, yalancı kadındır. evliliğin doktorla mühendisle ilgili olmadığını düşünemez çünkü zamanında ailesi de onu sevmediği biriyle sırf parası/işi yüzünden evlendirmiştir.
isviçre'de insanların refah içinde yaşamaları. açlık sınırından yüksek kazanç sağlamaları yüzündendir. işsizlik oranı % 3,2 zaten yeterince para kazanıyorlar fazlasını neden istesinler ki. işsizlik sigortası sayesinde işsiz kalan insanlar bu paraya gerek duymadan para kazanabiliyor ayrıca işsiz kalırlarsa da onlara iş verebilecek iş bulma kurumları var. bir kişi işsiz kalırsa yaşadığı yerdeki belediyeye haber vererek hızlı bir şekilde iş bulabiliyor. bizim milletimiz tembel ve paraya düşkün olduğu için böyle bir teklif gelse parası çok olanda ister. işi bırakır evde yatar millet.
Li****listin kadın versiyonu gelmiş. Onu bitiremeden bu başladı şimdide. Şu sözlüğe insan eşitliğini anlatırken ölücem. Kadınla erkek eşit olduğu gibi Bazı insanların da iqsu portakalla falan eşit herhalde başka bir şeyle açıklayamıyorum bu durumu.
Adamı tanımam etmem ama gayet doğru konuşmuş. Kadın kendini alınacak bir mal gibi gösterirse adamda bu malı beğenmediğini rahatlıkla ifade edebilir. Böyle kendini küçük düşüren kadınlar yüzünden bütün kadınlar para düşkünü, kadınlar sadece paraya ve yakışıklılığa bakıyor gibi mitler çıkıyor ortaya. Bu adama evlenecek bir zengin bulmak için değil yaptığı işi, bu mertebeye nasıl ulaştığını sorsa gayet güzel bir dille anlatacak belki adam ve kadında küçük düşmeyecek. Kadın kendi kaşınmış. unutmayın Kadınlar da erkeklerin yaptığı işi yapabilir. Kadınlarda iş kurabilir kadınlarda zengin olabilir. Denemeden bilemezsiniz.
serdar ortaçın söylediği şarkılardır, ingilice bir metni tükçeye çevirip şarkı haline getirmiş gibi bir havası vardır bu şarkıların. Bu tür şarkılar genellikle kulak kanatır, hayattan soğutur
Seni karşılıksız seven insandır, sen sevmesen de her zaman seni arayıp soran eski sevgilindir, başka birini bulup seni unuttuğu zaman değerini anlarsın
Müslüm babayı dinleyip konserlerinde bile kendini jiletleyen hayran kitlesidir.
Bir de kendine jilet atmayıp sadece rakı sofrasında dinleyen hayran kitlesi de var. Onlar jiletçiler gibi derdini dışa dönük yaşayanlardan değil de, bütün derdini tasasını içine atan masum insanlardır. Müslümcüleri üzmeyelim
Ahmet Kaya'nın "beni tarihle yargıla" adlı şarkısı işte o mükemmel dizeler;
Biraz sonra asmaya götürecekler beni Biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni Hoşçakalın sevdiklerim
Dört mevsim , yedi kıta , mavi gök , bütün doğa hoşçakalın Hoşçakalın sevdalılar Çocuklar , üniversiteliler , genç kızlar Sonsuz uzay , gezegenler ve yıldızlar , hoşçakalın
Hoşçakalın senfoniler, oyun havaları Sevda türküleri ve şiirler Bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler Dağlarında yürüdüğümüz toprak
Yalın ayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın
Hoşçakalın ağız tatları , sıcak çorbam , çayım , sigaram Havalandırma sıram , banyo sıram, kelepçe sıram Parkamı , kazağımı , eldivenlerimi , ayakkabılarımı Ve kalemimi , ve saatimi Ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar Hoşçakalın , hoşçakalın..
Aşırı derecede tavsiye edebileceğim bir Ahmet Kaya albümü ver şarkısıdır. İçerisinde birbirinden güzel parçalar bulunur. Aynı zamanda hayranı olduğu için bütün sosyal medya hesaplarında aynı profil resmini kullanan laik bir yazar (Evet o benim!)
