feminizm

küçük burjuva duyarlılığıdır,kadının kurtuluşu morda değil kızıldadır.

kadınların kurtuluşu feministlerden değil sosyalistlerin elinden olacak.

Kadınların çıplak üstle dolaşmasının 'uçuk' kabul edilmesi bile kadının cinsel obje olduğu fikrinin çoktan beyne aşılanmış olduğunu gösterir. Belki şu an ülke ve hatta dünya, kadının da erkeklerin üstsüz dolaştığı yerlerde üstsüz dolaşabileceğini kabul edebilmenin bilmem kaç yıl gerisinde olsa da bu şekilde çabalanmazsa o seviyeye bir adım dahi atılamayacaktır da bence.

Savunduklarını bildiğim tüm düşüncelerde haklıdırlar, ama savunma şekilleri konusunda yorum yapamam, birçok insanın bir araya toplanıp yaptığı her eylemde olduğu gibi bu eylemde de sapıtılma olasılığı yüksektir elbette

Turkiyede on kisi toplanip adam dovmek, facebooktan erkek ifsa etmek olarak anlasilmis, esit haklardan ziyade pozitif ayrimcilik arayan kadin savunucusu ideolojisi.

Küçük burjuva nitelik taşır sınıfsal zemini yoktur şahsen ben kadının kurtuluşunu sosyalizm de görüyorum

#2361 tam olarak bu.



Ama ek olarak şu da söylenebilir ki feminist kadınların içinde %25-35 arası bir kitle zaten solcudur, gerçek eşitliği savunan ve eşitlik ayağına egemenlik kurmayı amaçlamayan kitle de budur.

Kadın erkek eşitliğini sağlamaya çalışan akımdır

Modern halinin çok zehirli bir hal aldığını düşündüğüm kadının kurtuluş hareketi. Başlangıçta hareketin hedefleri doğruydu. Bunlara büyük oranda ulaştıktan sonra tabiri caizse problem aramaya başladılar.
Şimdi üniversitelerde "güvenli bölge"ler kurup bu bölgelerde "incitici" fikirlerden uzak bir
ortam kurmak adı altında ifade özgürlüğünü engellemekle meşguller. Pek çok feminist
kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasını da istiyor. Mesela üniversitelere, iş yerlerine devlet
tarafından kadın kotaları koyulması, erkeklerin boşandıktan sonra kadınlara nafaka vermesi gibi
konularda. Ayrıca benzer suçları işleyen kadınlar erkeklerden ciddi oranda daha az ceza alıyor.
Eşitlik mi istiyorlar yoksa özel muamele mi? İkisine birden sahip olamazlar.

üzgünüm fakat bunun mor kıyafetli mor pankartlı bilmemneli hareketlerini kanser buluyorum.

( emma goldman, virginia woolf okuyan düzgün insanları dışarıda tutuyorum)

sözelden 200 puan alır %50 burslu halkla ilişkiler okursunuz ama yazılımcı derken niye erkek kullanılmış diye oturur ağlarsınız. ulan o zaman siz de kazanın? ben kod yazıyorum siz de yazın?
gündemleri ped isteyememek ve kadın yerine bayan denmesi olur genellikle. kadını objeleştirmeyin derken çıplak eylem yapanları olur, ama aynı çıplak eylemi bir erkek yapsa "sapık, pislik eril zihniyet" olur.
eşitliği savunan bir feminist olduğunu söyleyen fakat kadınlara askerlik gelmesini istemeyen, yalnızca pozitif ayrımcılığı destekleyen, hatta ve hatta hesabı erkeğin ödemesi gerektiğini savunanları da gördü bu gözler. tiksiniyorum arkadaşlar elimde değil ya.

"ama biz böyle değiliz" diye bana atar yapacak olan varsa başta zaten uyarımı yaptım. doğru düzgün okuyan araştıran insanlara lafım yok dedim. dediklerimi üzerine alınan varsa bu anlattığım düşük profilli insanlardan biridir. bu entry'i "erkeklerin dikkatini çekmeye çalışıyo yea" diye yorumlayacak olan varsa beni engelleyebilir, zira kromozom xx. her neyse. eğer feminist olacaksanız eşitlikçi olun, bir cinsi sömürmeye yönelik eylemlerde bulunmayın. ha bi de kol altlarınızı falan alın ya leş gibi kokuyo sonra

erkeklerın neden katıldıgına anlam veremedıgım durum

Ülkemizde -her zamanki gibi- yanlış anlaşılıp uygulanan düşünce

geleneksel olarak liberal, sosyalist ve radikal düşünce sistemlerindeki ayrım açısından incelenen kadın hakları müdafaa hareketi. liberal düşünce ekseninde olan liberal feministler feminizmi, kadının ikinci planda olmasını, toplumda hakların ve fırsatların eşitsiz dağıtılmasıyla açıklama eğilimdeler. bu eşit haklar feminizmi temelde reformist bir harekettir. bu hareketi, özel veya ev içi hayatı yeniden düzenleme amacından çok kamusal alanın reformuyla, yani kadının hukiki ve siyasi statüsünün yükseltilmesi ve onların eğitim ve kariyer durumlarının geliştirilmesiyle ilgiliydi. buna karşılık sosyalist feministler, kadınların örneğin ev içi emekte erkek işçilerin yükünü hafiflettikleri, kapitalist işçi nesillerini yetiştirdikleri, eğitimlerine yardımcı oldukları ve emek ordusunun yedek kuvvetleri olarak faaliyet gösterdikleri bir yer olarak aile veya ev hayatıyla sınırlandırılmış iktisadi önemine dikkat çekerek, genellikle kadının ikinci planda olmasıyla kapitalist üretim büçümü arasındaki bağlantıyla vurgu yapıyorlardı. ikinci dalga denilen feminizmin ise ayırıcı vasfı, geleneksel siyasi doktrinlerden gelmeyen radikal feminizmin bir ürünü olması. radikal feministler ise gender (toplumsal anlamıyla cinsiyet) ayrımının toplumdaki en temel ve en önemli bölünmeyi ifade ettiğine inandılar. onların gözünde tarihi ve çağdaş tüm toplumlar patriarşi ve nüfusun yarısı olan kadınların diğer yarısı olan erkekler tarafından denetim altında tutulduğu kurumlarla nitelenmiş. bu yüzden radikal feministler (3.dalga) cinsel bir devrime, özellikle şahsi, ev içi ve aileyle ilgili hayatı yeniden yapılandıracak bir devrime ihtiaç olduğunu günümüzde de sürekli dile getiriyorlar. tüm radikal feministlerin erkekleri bir düşman olarak gördüklerini söylemek doğru değildir. radikal feminizmin sadece aşırı bir biçimi erkeği düşman olarak tasvir eder ve kadının erkek toplumundan çekilmesine ve kimi zaman siyasi lezbiyenlikle ifadesini bulan bir duruşa ihtiyaç olduğunu ileri sürer. sesi en çok çıkanlar da bu üçücü dalganın aşırı versiyonları olduğundan konuya yüzeysel düzeyde ilgisi olanlar feminizmi erkek düşmanlığı olarak görebiliyorlar. bu, durum odtü'de solcuların çoğunlukta oldukları yanılgısıyla aynı. odtü'de de solcular çoğunlukta değiller. azınlık grubun sesi en çok çıktığından odtü'de solcu çoğunluk olduğu sanılıyor. feministler arasında normal halkın hiç haberdar olmadığı akademik düzeyde çalışan insanlar da var. göz önündeki feminist hareketlere bakıp feminizm şöyledir, böyledir, erkek düşmanlığıdır seviyesindeki yorumlar sığ yorumlardır. bu durum meseleyi görmezden gelip konuyu geçiştirmeye sebebiyet vermektedir. türkiye'nin, genel olarak da orta doğu'nun feminizme (kanser olan 3. ve 2. dalganın bazı versiyonları hariç) çok ihtiyacı var.

Kolay gelsin

Düşünceleri ve belirli yıllarda yaptıkları şeyler son derece mantıklı olsa da günümüzde çoğu insanın yanlış anlamasından dolayı so c a n c e r

Günümüz insanlarının ''erkek düşmanlığı'' olarak nitelendirdiği fakat aslında erkek-kadın eşitliğini savunan bir düşünce. bir açıdan humanizm'in alt kolu olarak görülebilir.