atatürk'ün diğer liderlerden farkı

mrx
Tam 80 sene önce tenis maçı izlerken fotoğrafı var, yüzerken fotoğrafı var, sahilde kumda otururken, kürek çekerken, ata binerken, konser izlerken, zeybek oynarken, dans ederken, heykel incelerken, rakı içerken, kadınlarla birlikte, kıyafetlere bakıyosun sanırsın dünya moda ikonu ! 1920'ler…! Salıncakta çocuk gibi gülerek sallanan fotoğrafı bile var.
Hayvanlarla fotoğrafları var, çocuklarla, köylülerle, kalbine kurşun yemişliği de var, ülkesi için savaştan savaşa koşmuşluğu da…Tüm dünya liderlerini sofrasında ağırlamışlığı da…
Müzeyyen Senar, Safiye Ayla seven ve dinleyen bir Ata…inanılır şey değil.
Onun alfabesini kullanarak ona hakaret etmeye çalışan yobaz ve haysiyet fakiri, kötülük dolu iblislerin tavşan gibi çoğaldığı şu günlerde 78 sene önce ebediyete intikal etmiş Ata'mız hala ışık oluyor bize. Yağ kokulu, d vitamininden eksik, okuduğu tek eser fotomaç olan antisosyallere inat.
“Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir” diyebilmiş bir Ata'mız olmuş.
Türk halkına verilmiş çok büyük bir şansmış Atatürk. Bugün kendisine yapılanlarda en büyük hayal kırıklığı olsa gerek.
Savaşları görmüş, yokluğu görmüş de ülkesinin bugünkü halini görmek istemezdi ATAM. Türkiye için herşeyi yaptı bu yüzden seni sevemediler ATAM, merak etme ben ve benim gibi insanlar hep seni seveceğiz, seni unutturmayacağız ve izinden yürümeye devam edeceğiz..
Onu sevenlerin kalbi, onun cennetidir.
secularist
Hiç bir zaman umutsuzluk yaşamazdı. fotoğraflarında bile onu umutsuz, üzgün göremezsiniz. onun o muhteşem ihtişamı insanların umut kaynağıdır.
Valar dohaeris
Başlık tek adam mevzusu hakkında yazılan, Mehmet Necati Güngör'e ait makaleyi hatırlattı.

"Gazi Meclis, Yunus Nadi'nin başkanlığında 1924 Anayasasını görüşmektedir. Kurtuluş Savaşı kahramanı, Cumhurbaşkanı gazi Mustafa Kemal, kurduğu Meclis'ten kendisine “fesih” yetkisi istemektedir. Bu istek, o günün Meclisinde bir elin parmak sayısını geçmeyen üç-dört milletvekili tarafından şiddetli bir muhalefetle karşılandı.

Bunlardan, sonradan Mustafa Kemal tarafından Adalet Bakanlığına getirilecek olan İzmir Mebusu Mahmut Esat Bozkurt söz alır ve şöyle der: “Efendiler! En mutlak meşrutiyetlerde bile kral, hükümdar, tacidar, behemehal bir ayan meclisinin reyini almak mecburiyetindedir. Nerede kaldı ki, biz; cumhuriyetimizin en asri bir şekilde olduğunu iddia ediyoruz ve 'Bilakaydu şart hakimiyet, millete aittir' diyoruz ve sonra bu kadar büyük bir kuvvet için de seçtiği reisicumhuruna, seçtiği kabinenin reyini alarak Meclisi feshedebilme yetkisi veriyoruz. Rica ederim. Bundan büyük darbeye; bütün Teşkilatı Esasiye, bütün hukukçu esasiye tarihi içinde, ne vakit rastlanılmıştır?”

Bunlardan biri de, sonradan Başbakan olacak olan Şükrü Saracoğlu'dur, “Kuvvetlerin bölünmesi, hatta birleştirilmesi diye bir şey yoktur, tek bir kuvvet vardır, tek bir millet vardır” der ve Cumhurbaşkanına veto ve fesih yetkisi verilmesine karşı olduğunu açıklar.

Saruhan Mebusu Mehmet Reşat Kayali Bey de aynı fikirdedir, sitemli ve sert konuşmasında şöyle der: “Halk, halkçılık bekliyor, iş bekliyor, hakikat bekliyor, siz ferdi saltanat peşinde koşuyorsunuz.”

Karesi Mebusu Ahmet Süreyya Bey de fesih ve veto yetkilerini eleştirirken, Mustafa Kemal'in milli egemenlik konusundaki sözlerine gönderme yaparak “Fesih hakkının bir şahsa verilmesi milletin hakimiyetine aykırı ve vatan için büyük bir tehlikedir. İşte bu, milletin hakimiyeti değil, padişahın saltanatıdır” der.

Mustafa Kemal, bu tartışma içerisinde aleyhteki konuşmaları büyük bir olgunlukla takip etmiş, bu kadar tepkinin sebebini anlamak için bu milletvekillerini Köşk'e davet etmiş, konuyu sabaha kadar kendi aralarında tartışmışlardır.

Sonuçta, muhalif milletvekilleri ikna edilememiş, teklif 130 mebuslu TBMM'de 127 oyla reddedilmiştir. Oylamada iki kabul, bir de çekimser oy kullanılmıştır.

Bu Meclis Birinci Meclis'tir. Yani, üyelerin tamamını Mustafa Kemal'in belirlediği Meclis'tir. Şahsiyetli insanlardan oluşan bir meclistir. Bu konuşmalar ise tarihçi Sinan Meydan tarafından o günkü Meclis zabıtlarından bire bir alınmış konuşmalardır. Büyük Atatürk, bu muhaliflerden ikisini sonradan Bakan yapmıştır."

Fark budur aga.
edit; sayfa düzeni