beni aranıza almayıp çok ayıp etmişsiniz dediğim fotoğraflar ama olsun hiç kıskanmadım ki :(
yöneticilerin ve modların izlediği yanlış politikadan kaynaklanan sorun ve her geçen günde artarak devam edecek . Çünkü sözlük belli bir grubun tekeli altına girmeye başladığı günden beri sözlüğün kaliteside ciddi bir şekilde düşmeye başladı. Başta bu tekelin başına geçen yazarlar ve onların takipçileri geçici bir yükseliş dönemi sağladı ama zamanla onlarda kaybolarak geriye hiç bir şey bırakmadı. Bunun yanı sıra trollere yapılan saçma davranışlar ve zamanında yazdıklarıyla beni bu sözlüğe bağlayan demir başların bir bir banlanması ve sözlük platformundan uzaklaştırılması bence sözlüğün bu günlere gelmesinde ki en büyük etken . Yani bir insan neden liberalist ,kemalist hatun ,hena yada her muller gibi insanları basit sebeplerden banlar ki ? bu kişilerin gerek ideolojileri gerekse yazdıkları sözlüğü farklı renk katıyordu yada hepinizin sevmediği o laiksavar'ın sürekli olarak eksilenmesi saçmalığı adam bilgi vermek amaçlı entry girse bile seri eksi yiyor, oysa yönetim istese anında bu olayın önüne geçemez mi ki ?sanıyormusun ki adminler görmüyor kim bir entrye eksi veriyor kim artı veriyor ?
ama bununla neden uğraşsınlar ki laiksavar ve benzerleri kim ki ? insanlar onlarla dalga geçiyor ve toplumda bunu destekliyor o halde bizde göz yumalım .Yada sözlükte milliyetçiyim denildiğinde bir anda hemen faşist damgası yemek ve belli grupların tacizleri ve seri eksilemelerine uğramak . yada yazarların arasına sınıflar koymak ve bu sınıfları atlamak için yazarları toplumun nabzına göre şerbet vermek zorunda bırakmak ,yok votkaymış yok rakıymış falan filan. İnsanlar sınıfların verdiği baskılardan dolayı daha aklındakileri bile doğru düzgün ifade edemezken , onlardan özgür olmalarını beklemek yada buraya bağlanmalarını beklemek bizi bu hale getirdi yada sırf admin olduğu için türbanlı bir yazarımızla dalga geçme hakkını kendinde bulan adminimiz bizi bu hallere getirdi (bkz:türbanlı laik sözlük yazarı). Yada sırf kendinden farklı gördüğü her toplum, her ırk ,her kişi için çomar damgası vuran yazarlar ve başlıkalrı bizi bu hale getirdi siz seçin . Her neyse bu gün yine çok fazla konuştum ve belki de haddimden fazla konuştum ama artık bunları demek zorundaydım. Yeter ulan yeter bunaldım hepinizden Bir devrimci başkasına atılan tokadı kendi yüzünde hissedendir demişti che bütün bu tokatları bir tek ben mi hissediyorum aranızda hepinizin mi içi boşaldı artık.
ama bununla neden uğraşsınlar ki laiksavar ve benzerleri kim ki ? insanlar onlarla dalga geçiyor ve toplumda bunu destekliyor o halde bizde göz yumalım .Yada sözlükte milliyetçiyim denildiğinde bir anda hemen faşist damgası yemek ve belli grupların tacizleri ve seri eksilemelerine uğramak . yada yazarların arasına sınıflar koymak ve bu sınıfları atlamak için yazarları toplumun nabzına göre şerbet vermek zorunda bırakmak ,yok votkaymış yok rakıymış falan filan. İnsanlar sınıfların verdiği baskılardan dolayı daha aklındakileri bile doğru düzgün ifade edemezken , onlardan özgür olmalarını beklemek yada buraya bağlanmalarını beklemek bizi bu hale getirdi yada sırf admin olduğu için türbanlı bir yazarımızla dalga geçme hakkını kendinde bulan adminimiz bizi bu hallere getirdi (bkz:türbanlı laik sözlük yazarı). Yada sırf kendinden farklı gördüğü her toplum, her ırk ,her kişi için çomar damgası vuran yazarlar ve başlıkalrı bizi bu hale getirdi siz seçin . Her neyse bu gün yine çok fazla konuştum ve belki de haddimden fazla konuştum ama artık bunları demek zorundaydım. Yeter ulan yeter bunaldım hepinizden Bir devrimci başkasına atılan tokadı kendi yüzünde hissedendir demişti che bütün bu tokatları bir tek ben mi hissediyorum aranızda hepinizin mi içi boşaldı artık.
I. Devletin şekli
MADDE 1.
Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2.
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3.
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı "İstiklal Marşı"dır.
Başkenti Ankara'dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4.
Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
umarım yeteri kadar açıklayıcı olmuştur.
MADDE 1.
Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2.
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3.
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı "İstiklal Marşı"dır.
Başkenti Ankara'dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4.
Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
umarım yeteri kadar açıklayıcı olmuştur.
öncelikle başlığa böyle girdiğim için kusura bakmayın ama artık bir şekilde bu başlığı açmam gerekiyordu ve sakin olun sözlükte başlık açıp intihar edecek kadar aciz bir duruma da hala düşmedim belki taladro açıp facebook üzerinden intihar yayını yapabilirim ama laik sözlükte böyle bir şey yapmam, yapamam...
Her neyse nereden başlayacağımı bilemiyorum ama galiba en iyisi en başından başlamak olacak; yanlış hatırlamıyorsam 2011 yazıydı ve ben ergenliğimin en karanlık dönemlerini yaşıyordum. İğrenç bir görünüşüm vardı ve tam oturmamış duygularımla bir o yana bir bu yana dolanıyordum ta ki ilk aşkımla ya da daha doğrusu tek aşkımla karşılaşana kadar tabi o benden çok farklıydı güzeldi, popülerdi ve istediği her şey oluyordu. Değil benim onu sevdiğimi anlamak benim çevresinde olduğumdan bile bihaberdi ama ben ona aşıktım buraya kadar her şey çok sıradandı klasik çocuk kızı sever kız yüz vermez çocuk zamanla kızdan vazgeçer ve hayatına devam eder ama bende bu işler hiç de öyle olmadı. yaklaşık olarak üç yıl boyunca bir hayalet gibi kızın çevresinde ona olan aşkımı gizleyerek yaşadım ta ki kıza her şeyi ona açıklayana ve ondan şu cevabı duyana kadar "sen kimsin". Evet işe yaramıştı üç yıl boyunca bir hayalet olarak yaşamıştım ve değil kız sevgimi fark etmek beni bile fark etmemişti. İşte her şey de o gün başladı... kızın arkadaşları (erkek) benle dalga geçmeye ve sürekli benim üstüme gelmeye başlamışlardı. bazen beni tek yakalayıp okulun arkasında dövüyorlar bazense aralarından dışlayarak yalnız bir hayalet olmam için beni zorluyorlardı. Bilmiyorum belki de beynimde büyümeye başlayan o koca tümör o günlerde dünyaya geldi tam olarak emin olamıyorum. Bir gün olayların tam olarak nasıl geliştiğini anlamadığım bir şekilde kendimi üstüm başım yırtılmış bir şekilde ellerimdeki kanı silmeyi çalışırken okul bahçesinde buldum ilk başta ne olduğuna anlam vermedim ama aradan geçen bir kaç günün ardından ilk disiplin cezamı ve uzaklaştırmamı aldığımda olayların farkına vardım . Bundan birkaç gün önce bana sataşan o çocuklardan biriyle kavgaya tutuşmuş ve çocuğun dişlerini kırmıştım. Aynıları benim içinde geçerliydi o günden sonra ilk okulumu değiştirmek ve bir dönem sakinleştirici almak zorunda kaldım ve yeni bir okulda artık sakinleştiricilerin etkisiyle gerçek bir hayalet gibi dolanmaya başladım ama hayalet olmak hiç de eğlenceli değildi. kafamın içinde bir şeyler sürekli dönüyor ve beni yapmak istemeyeceğim şeyleri yapmaya zorluyordu. Okul çıkışlarında sürekli kavgalara gidiyor, vandalizmi benimsiyordu ve içimdeki öfkeyi böyle yok etmeye çalışıyordum ama bir türlü kendimi kontrol edemiyordum ve her seferinde daha da saldırgan oluyordum. Daha sonra bir öğretmenimin isteği üzerine aklımdakileri bir şeylere yazmaya başladım ve ilk gerilim kitabımı bir aylık bir dönemin ardından yazdım. Bu da yetmezmiş gibi belli yerlerde yayınlayıp milyonlarca okura ulaştım ama kimsenin bilmediği şeyse şuydu bu yazdıklarımın her birini çevremdeki insanlar üzerine kurguluyordum ve bundan iğrenç bir şekilde zevk alıyordum. Bir gün bu sıradan gerilim romanlarını yazmak artık dikkatimi çekmemeye başladı ve kendimi cinayet romanları yazarken bulmaya başladım ama işin tuhaf tarafı bu yazdıklarımı yazmayı asla ben istemedim. Onlarca sayfa cinayet fikrini çevremdeki insanlar üzerinden kurgularken en ufak ayrıntıya kadar delillerden kurtulmayı planlıyordum. Nasıl hiçbir delil bırakmadan insanları kaçırabilirdim, cesetlerden nasıl kurtulabilirdim, hangi alet bu cinayetleri işlerkenki sanatı ortaya çıkarırdı. İşte tam da o anda anlamıştım Dissosiyatif bozukluk belirtilerim başlamıştı ve sakinleştiricilerin etkisiyle bastırdığım bedenim kendine yeni bir kimlik yaratıyordu ve bu adama geçekten dönüşmek istemiyordum. Hemen sakinleştiricileri bıraktım ve zorlama da olsa çevremdeki insanlara uyum göstermeye çalıştım. İşte tam da bu dönemde kendime bir söz verdim eğer kendimi düzeltmeyi başaramazsam çevremdekiler yerine ilk önce kendime zarar verecek, intihar edecektim. Bu kararımı takip eden yaz yazlıkta kumların üzerinde dinlenirken sahildeki bir kafede kumral kıvırcık saçlı ve gözlüklü bir garsonla göz göze geldim ve olanlar oldu kıza aşık olmuştum. utangaç birisi olduğum için o kızla asla konuşamadım aynı kızı bazen sahilde güneşlenirken görüyordum bazense yüzerken ama asla konuşamıyordum ta ki kızı görmeyi kesene kadar. Uzunca bir süre kızı göremeyince herhalde işten ayrılmıştır dedim ve Kızın çalıştığı kafeye gittim ve böyle böyle bir kızı arıyorum burada çalışıyordu acaba nerede olduğunu öğrene bilir miyim dedim. Aldığım cevap ise şuydu bu Bahsettiğin kızı daha önce hiç burada görmedik. İlk başta benle dalga geçiyor zannettim ama çevredeki kimse bahsettiğim kızı ne görmüştü ne de tanıyordu. Bu olaydan sonra uzun bir süre geçti ve bir daha bahsettiğim kızdan bir haber alamadım ta ki geçenlerde kadiköy -
ataşehir otobüsünde aynı kızı görene kadar...
Artık akıl sağlığımı koruyamıyorum ve neyin gerçek neyin sahte olduğunu bilemiyorum. Bir gün bir cesetle beraber bilmediğim bir odada uyanmaktan korkuyorum. Şimdi tekrar soruyorum intihar etmemem için bir sebep söyle.
edit:imla
Her neyse nereden başlayacağımı bilemiyorum ama galiba en iyisi en başından başlamak olacak; yanlış hatırlamıyorsam 2011 yazıydı ve ben ergenliğimin en karanlık dönemlerini yaşıyordum. İğrenç bir görünüşüm vardı ve tam oturmamış duygularımla bir o yana bir bu yana dolanıyordum ta ki ilk aşkımla ya da daha doğrusu tek aşkımla karşılaşana kadar tabi o benden çok farklıydı güzeldi, popülerdi ve istediği her şey oluyordu. Değil benim onu sevdiğimi anlamak benim çevresinde olduğumdan bile bihaberdi ama ben ona aşıktım buraya kadar her şey çok sıradandı klasik çocuk kızı sever kız yüz vermez çocuk zamanla kızdan vazgeçer ve hayatına devam eder ama bende bu işler hiç de öyle olmadı. yaklaşık olarak üç yıl boyunca bir hayalet gibi kızın çevresinde ona olan aşkımı gizleyerek yaşadım ta ki kıza her şeyi ona açıklayana ve ondan şu cevabı duyana kadar "sen kimsin". Evet işe yaramıştı üç yıl boyunca bir hayalet olarak yaşamıştım ve değil kız sevgimi fark etmek beni bile fark etmemişti. İşte her şey de o gün başladı... kızın arkadaşları (erkek) benle dalga geçmeye ve sürekli benim üstüme gelmeye başlamışlardı. bazen beni tek yakalayıp okulun arkasında dövüyorlar bazense aralarından dışlayarak yalnız bir hayalet olmam için beni zorluyorlardı. Bilmiyorum belki de beynimde büyümeye başlayan o koca tümör o günlerde dünyaya geldi tam olarak emin olamıyorum. Bir gün olayların tam olarak nasıl geliştiğini anlamadığım bir şekilde kendimi üstüm başım yırtılmış bir şekilde ellerimdeki kanı silmeyi çalışırken okul bahçesinde buldum ilk başta ne olduğuna anlam vermedim ama aradan geçen bir kaç günün ardından ilk disiplin cezamı ve uzaklaştırmamı aldığımda olayların farkına vardım . Bundan birkaç gün önce bana sataşan o çocuklardan biriyle kavgaya tutuşmuş ve çocuğun dişlerini kırmıştım. Aynıları benim içinde geçerliydi o günden sonra ilk okulumu değiştirmek ve bir dönem sakinleştirici almak zorunda kaldım ve yeni bir okulda artık sakinleştiricilerin etkisiyle gerçek bir hayalet gibi dolanmaya başladım ama hayalet olmak hiç de eğlenceli değildi. kafamın içinde bir şeyler sürekli dönüyor ve beni yapmak istemeyeceğim şeyleri yapmaya zorluyordu. Okul çıkışlarında sürekli kavgalara gidiyor, vandalizmi benimsiyordu ve içimdeki öfkeyi böyle yok etmeye çalışıyordum ama bir türlü kendimi kontrol edemiyordum ve her seferinde daha da saldırgan oluyordum. Daha sonra bir öğretmenimin isteği üzerine aklımdakileri bir şeylere yazmaya başladım ve ilk gerilim kitabımı bir aylık bir dönemin ardından yazdım. Bu da yetmezmiş gibi belli yerlerde yayınlayıp milyonlarca okura ulaştım ama kimsenin bilmediği şeyse şuydu bu yazdıklarımın her birini çevremdeki insanlar üzerine kurguluyordum ve bundan iğrenç bir şekilde zevk alıyordum. Bir gün bu sıradan gerilim romanlarını yazmak artık dikkatimi çekmemeye başladı ve kendimi cinayet romanları yazarken bulmaya başladım ama işin tuhaf tarafı bu yazdıklarımı yazmayı asla ben istemedim. Onlarca sayfa cinayet fikrini çevremdeki insanlar üzerinden kurgularken en ufak ayrıntıya kadar delillerden kurtulmayı planlıyordum. Nasıl hiçbir delil bırakmadan insanları kaçırabilirdim, cesetlerden nasıl kurtulabilirdim, hangi alet bu cinayetleri işlerkenki sanatı ortaya çıkarırdı. İşte tam da o anda anlamıştım Dissosiyatif bozukluk belirtilerim başlamıştı ve sakinleştiricilerin etkisiyle bastırdığım bedenim kendine yeni bir kimlik yaratıyordu ve bu adama geçekten dönüşmek istemiyordum. Hemen sakinleştiricileri bıraktım ve zorlama da olsa çevremdeki insanlara uyum göstermeye çalıştım. İşte tam da bu dönemde kendime bir söz verdim eğer kendimi düzeltmeyi başaramazsam çevremdekiler yerine ilk önce kendime zarar verecek, intihar edecektim. Bu kararımı takip eden yaz yazlıkta kumların üzerinde dinlenirken sahildeki bir kafede kumral kıvırcık saçlı ve gözlüklü bir garsonla göz göze geldim ve olanlar oldu kıza aşık olmuştum. utangaç birisi olduğum için o kızla asla konuşamadım aynı kızı bazen sahilde güneşlenirken görüyordum bazense yüzerken ama asla konuşamıyordum ta ki kızı görmeyi kesene kadar. Uzunca bir süre kızı göremeyince herhalde işten ayrılmıştır dedim ve Kızın çalıştığı kafeye gittim ve böyle böyle bir kızı arıyorum burada çalışıyordu acaba nerede olduğunu öğrene bilir miyim dedim. Aldığım cevap ise şuydu bu Bahsettiğin kızı daha önce hiç burada görmedik. İlk başta benle dalga geçiyor zannettim ama çevredeki kimse bahsettiğim kızı ne görmüştü ne de tanıyordu. Bu olaydan sonra uzun bir süre geçti ve bir daha bahsettiğim kızdan bir haber alamadım ta ki geçenlerde kadiköy -
ataşehir otobüsünde aynı kızı görene kadar...
Artık akıl sağlığımı koruyamıyorum ve neyin gerçek neyin sahte olduğunu bilemiyorum. Bir gün bir cesetle beraber bilmediğim bir odada uyanmaktan korkuyorum. Şimdi tekrar soruyorum intihar etmemem için bir sebep söyle.
edit:imla
Bu gün ntvde gördüğüm habere göre gerçekleşek olan olay
"İKİ ÖĞRENCİ BİR ODADA KALAMAYACAK
Yeni yönetmelikle ciddi değişikliklerin de geldiğini belirten Yıldızhan, öğrenciye hitap eden yerlerin odalarında ya bir ya da 3, 4, 5, 6 öğrenci kalabileceğini aktardı."
Şimdi bunun burasında ne var diyeceksiniz bende bir dönemim yurtlarda kaldım ve göt kadar odalara onlarca insanı sıkıştırmaktan zevk alıyorlardı. Bu karardan sonra artık ekmeklerine yağ sürmüş olacaklar...
Ha bunu neden yapıyorlar derseniz bence boş bir takıntıdan "eşcinsel öğrencilerin beraber kalabilme ihtimalinden şüpheleniyorlarsa bu öğrencilerin grupta yapabileceğinden emin olmalılar ."
http://www.ntv.com.tr/egitim/ogrencilerin-konaklama-alanlarinda-yeni-donem-2-ogrenci-bir-odada-kalamayacak%2cGTbsRYCB3UetZRUvVHA0gQ
"İKİ ÖĞRENCİ BİR ODADA KALAMAYACAK
Yeni yönetmelikle ciddi değişikliklerin de geldiğini belirten Yıldızhan, öğrenciye hitap eden yerlerin odalarında ya bir ya da 3, 4, 5, 6 öğrenci kalabileceğini aktardı."
Şimdi bunun burasında ne var diyeceksiniz bende bir dönemim yurtlarda kaldım ve göt kadar odalara onlarca insanı sıkıştırmaktan zevk alıyorlardı. Bu karardan sonra artık ekmeklerine yağ sürmüş olacaklar...
Ha bunu neden yapıyorlar derseniz bence boş bir takıntıdan "eşcinsel öğrencilerin beraber kalabilme ihtimalinden şüpheleniyorlarsa bu öğrencilerin grupta yapabileceğinden emin olmalılar ."
http://www.ntv.com.tr/egitim/ogrencilerin-konaklama-alanlarinda-yeni-donem-2-ogrenci-bir-odada-kalamayacak%2cGTbsRYCB3UetZRUvVHA0gQ
Red Hot chili peppers 1983 yılında Anthony Kiedis, Micheal Balzary, Hillel Slovak ve Jack Irons tarafından kurulmuş Amerikalı bir funk rapcore müzik grubudur ve (bkz:californication) ,(bkz:Dani California),(bkz:Snow ) ve (bkz: Can't Stop) parçaları ölmeden önce en az bir kez dinlenmelidir.
asıl adı ile Eric Arthur Blair olan 20.yüzyıl ingiliz edebiyatının en başarılı kalemlerinden biridir, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanı ve Hayvan çiftliği kitaplarıyla ünlüdür .
kitaplarında totaliter ve baskıcı tüm rejimleri eleştirmiş ve hem antikomünist hemde antikapitalist bir tutum sergilemiştir.
"Dindarların ve ahlaksızların doğal olarak birbirlerini buldukları bir gerçektir ." ve "Belki de insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu." sözlerinede sahiptir
kitaplarında totaliter ve baskıcı tüm rejimleri eleştirmiş ve hem antikomünist hemde antikapitalist bir tutum sergilemiştir.
"Dindarların ve ahlaksızların doğal olarak birbirlerini buldukları bir gerçektir ." ve "Belki de insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu." sözlerinede sahiptir
Zaten bir sözlük platformunda iken neden sürekli diğer sözlükler hakkında başlık açılır veya diğer sözlüklerdeki başlıklar hakkında başlık açılır ki anlayamıyorum, tamam enrty girmek güzel bir şey ,başlık oluşturmak filanda ama sırf puan kazanabilmek uğruna bütün sözlüğü bir çöplüğe dönüştürmenin ne gereği var ?
sözlükte bu konudan yakınan onlarca yazar görmüşlüğüm var
(bkz:entry sıçan yazar)
(bkz:ekşi de başlık görüp aynısını başka bir sözlükte açmak)
sözlükte bu konudan yakınan onlarca yazar görmüşlüğüm var
(bkz:entry sıçan yazar)
(bkz:ekşi de başlık görüp aynısını başka bir sözlükte açmak)
Do I Wanna Know?
Çin kökenli olan ramen, çorba içinde sunulan eriştenin (soba ,udon, ramen) Japon Mutfağı'ndaki adıdır. Genellikle çorbası, et suyu ile yapılır ve dilimlenmiş et, kurutulmuş deniz yosunu, kamaboko, yeşil soğan ve hatta mısır gibi üst malzemeleri ile servis edilir.
aynı zamanda laik sözlük yazarıdır, kendisi Gorillazı,nazım hikmeti ve ömer hayyamı seviyor ,aseksüel olduğundan şüpheleniyorum , Şiire ve şairlere ilgili ,anti cinsiyetçi , kendiside benim gibi gizli stalker veya kendi tabiriyle gözlemci insanları incelemekten hoşlanıyor bir dönem anime izlemiş ve galiba hala izliyor , ilk entrysini (bkz:ıq düşüren youtube kanalları)na girmiş yazar. gözlemlerim sonucunda tekrar düzenleyebilirim .
göklerden gelen edit : kendisi aseksüel değil biseksüelmiş
aynı zamanda laik sözlük yazarıdır, kendisi Gorillazı,nazım hikmeti ve ömer hayyamı seviyor ,aseksüel olduğundan şüpheleniyorum , Şiire ve şairlere ilgili ,anti cinsiyetçi , kendiside benim gibi gizli stalker veya kendi tabiriyle gözlemci insanları incelemekten hoşlanıyor bir dönem anime izlemiş ve galiba hala izliyor , ilk entrysini (bkz:ıq düşüren youtube kanalları)na girmiş yazar. gözlemlerim sonucunda tekrar düzenleyebilirim .
göklerden gelen edit : kendisi aseksüel değil biseksüelmiş
Güneşin oğlu Haluk Bilginer ,Bülent Emin Yarar ve Özgü Namalın başrollerini aldığı ve Onur Ünlü'nün yazıp yönettiği 2008 yapımı Türk filmidir ve filmin konusu ;
Bütün hayatını bir mucize bekleyerek geçiren Fikri Şemsigil, sonunda bu mucizeyi yaşar ve 'Güneşin Oğlu' olduğunu öğrenir. Fakat yaşadığı mucize, düşündüğünün aksine Fikri Bey'in hayatını alt üst eder. Fikri Bey'in ruhu artık, çevresindeki insanların bedenlerine girip çıkmaktadır. Ve sonunda Fikri Bey, bu kez, yıllarca beklediği mucizeden kurtulmak için, gerçeklerin peşine düşmek zorunda olduğunu anlar. Olaylar çığırından çıkmıştır. Peki, karşı apartmandaki komşusu dünyalar güzeli kız ne olacaktır?
Bütün hayatını bir mucize bekleyerek geçiren Fikri Şemsigil, sonunda bu mucizeyi yaşar ve 'Güneşin Oğlu' olduğunu öğrenir. Fakat yaşadığı mucize, düşündüğünün aksine Fikri Bey'in hayatını alt üst eder. Fikri Bey'in ruhu artık, çevresindeki insanların bedenlerine girip çıkmaktadır. Ve sonunda Fikri Bey, bu kez, yıllarca beklediği mucizeden kurtulmak için, gerçeklerin peşine düşmek zorunda olduğunu anlar. Olaylar çığırından çıkmıştır. Peki, karşı apartmandaki komşusu dünyalar güzeli kız ne olacaktır?
İsmine bakınca sıradan bir indie grubu gibi duran ama şarkılarını biraz dinledikten sonra aslında gerçekten güzel bir grup olduklarını belli eden yeni moda sokak gruplarının bir .Şarkılarında ki samimilikten midir yoksa kliplerinde ki senaryolardan mı emin olamıyorum ama beni kendilerine bağlamayı başardılar.
bu arada grup işine önce Lavuks ismiyle başlayıp sonradan dolu kadehi ters tut ismine geçtiler. Filozof şarkıları ise dillere pelesenktir
bu arada grup işine önce Lavuks ismiyle başlayıp sonradan dolu kadehi ters tut ismine geçtiler. Filozof şarkıları ise dillere pelesenktir
bizden geldiğini reddedecek ... "Ne demek insandan geldik ya, senin babanda mı insandan geldi şimdi?"
Antik Çağ'ın ilk buluşları arasında yer alan mumun yaklaşık olarak en az 5000 yıl öncesine kadar dayandığı düşünülüyor.
İlginç bilgi : Wiccalarda ise mum, dört temel element ateş, toprak, su, havanın geçtiği büyü törenlerinde ve diğer genel büyü ayinlerinde kullanılırdı.
İlginç bilgi : Wiccalarda ise mum, dört temel element ateş, toprak, su, havanın geçtiği büyü törenlerinde ve diğer genel büyü ayinlerinde kullanılırdı.
Isaac Bonewitse göre paganlar kendi içlerinde üçe ayrılır Paleo – Paganizm , Mezo - Paganizm, neopaganizm.
Paleo – Paganizm : Farklı kültürlerden etkilenmeyen paganlar için kullanılan kavramdır ve Hinduizm, Şinto, eski Germen paganizmi, Yunan ve Roma dinleri bu kategoriye örnek olabilir.
Mezo - Paganizm : Farklı kültürlerden azda olsa etkilenmiş olmalarına rağmen kendi kültürlerini korumuş paganları betimlemek üzere kullanılan kavram. Teosofi, Sihizm vb bu kategoriye örnek olarak verilebilir.
Neopaganizm : Hristiyanlık öncesi öğretilerden etkilenen doğa sevici çevreci paganları betimlemek için kullanılan kavramdır. Neo–Druidizm ve Vika bu kategoriye örnek olarak verilebilir.
Paleo – Paganizm : Farklı kültürlerden etkilenmeyen paganlar için kullanılan kavramdır ve Hinduizm, Şinto, eski Germen paganizmi, Yunan ve Roma dinleri bu kategoriye örnek olabilir.
Mezo - Paganizm : Farklı kültürlerden azda olsa etkilenmiş olmalarına rağmen kendi kültürlerini korumuş paganları betimlemek üzere kullanılan kavram. Teosofi, Sihizm vb bu kategoriye örnek olarak verilebilir.
Neopaganizm : Hristiyanlık öncesi öğretilerden etkilenen doğa sevici çevreci paganları betimlemek için kullanılan kavramdır. Neo–Druidizm ve Vika bu kategoriye örnek olarak verilebilir.
İlerleyen dönemlerde youtube üzerinden izlenebilecek olan yeni onur ünlü dizisi.
Şuanda dizi hakkında bilinen tek şey ; içerisinde fantastik bilim kurgu ve mizah öğeleri barındıran bir yapım olacağı . Konusu ise anladığım kadarıyla klasik görünmez adam hikayesinin alternatif evren versiyonu dizinin geçtiği evrende Kurtuluş(Erkan Kolçak Köstendil) adında ki ana karakterimiz bir iletişim şirketinde insan kaynaklarında çalışan bir harita mühendisi , hobileri arasında saz çalmak ve iş yerinde ki bir kıza aşık olmak var bir gün bu karakterimiz görünmez insanların arasında görünen bir adam oluyor ve kazandığı bu yeni güçleriyle maceradan maceraya atlıyor . Bölüm süreleri tahmini olarak 15 dk civarı olacağıda konuşulan konular arasında.
Dizinin Şarkısı için :Görünen Adam - Umut Döven & Can Ozan
Şuanda dizi hakkında bilinen tek şey ; içerisinde fantastik bilim kurgu ve mizah öğeleri barındıran bir yapım olacağı . Konusu ise anladığım kadarıyla klasik görünmez adam hikayesinin alternatif evren versiyonu dizinin geçtiği evrende Kurtuluş(Erkan Kolçak Köstendil) adında ki ana karakterimiz bir iletişim şirketinde insan kaynaklarında çalışan bir harita mühendisi , hobileri arasında saz çalmak ve iş yerinde ki bir kıza aşık olmak var bir gün bu karakterimiz görünmez insanların arasında görünen bir adam oluyor ve kazandığı bu yeni güçleriyle maceradan maceraya atlıyor . Bölüm süreleri tahmini olarak 15 dk civarı olacağıda konuşulan konular arasında.
Dizinin Şarkısı için :Görünen Adam - Umut Döven & Can Ozan
benim için Kafide sokak , Akmar ve Yazıcıoğludur galiba
Cee Lo Green ve Danger Mouse tarafından 2003 yılında atlantada kurulan alternatif müzik grubu ve Grammy En İyi Alternatif Müzik Albümü Ödülü dahil olmak üzere altı ödüle sahiptir.
Crazy parçaları gerçekten hoştur
Crazy parçaları gerçekten hoştur
bunu diyen kişiler genelde ya "hdpli merve" yada kürdistanın kurulmasını dört gözle bekleyen ırkçı kürtden fazlası değillerdir. Kendi doğruları doğrultusunda "gerekirse atatürke faşist der , gerekirse üç kuruşluk beyniyle pkk ve türevlerinin eylemlerini özgürlük direnişi olarakta görebilir ağızlarında genelde şöyle repliklerde duyulabilir " ımmmmm şey PKKyı terörden çok haklarını savunan bir şey olarak göremezmisin ? ", "Dersim katliamcısı katil faşo atatürk","Bu topraklarda sizlerden daha önce kürtler vardı", "gerici faşistler kürdistan kelimesi tarihin her zamanında vardı bunu yok edemezsiniz." falan diye devam eder.Birde bunu diyen insanlar en çokta anayasanın 3.maddesine tetiklenirler "madde 3. türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. dili türkçedir.bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.millî marşı istiklal marşı'dır.başkenti ankara'dır."
İsteyen bana ırkçı veya faşist diyebilir , kusura bakmayın ama türk kelimesini duyunca bu kadar kuduran insanların türk kelimesini ağzına bile alamayacak kadar aciz olduklarını kanımın son damlasına kadar savunurum.
İsteyen bana ırkçı veya faşist diyebilir , kusura bakmayın ama türk kelimesini duyunca bu kadar kuduran insanların türk kelimesini ağzına bile alamayacak kadar aciz olduklarını kanımın son damlasına kadar savunurum.
Aynı konuya ikinci kez entry giriyorum kusura bakmayın ama bunu bir şekilde duyurmam lazımdı ...
Veeee sonunda beklenen an geldi ve serinin ilk üç bölümü Youtube üzerinden yayınlandı ilgilenenler için ;
Veeee sonunda beklenen an geldi ve serinin ilk üç bölümü Youtube üzerinden yayınlandı ilgilenenler için ;
bence Jailhouse Rock ve The Wanderer ın içerisinde olduğu listedir.
Bu gün bir arkadaşımın önerisi üzerine izlediğim bir video sonucunda ikna olduğum konudur ! hatta öyle ki başta pek emin olamasam da videonun paylaşıldığı sayfayı ve grubu biraz inceledikten sonra dünyanın düz olduğuna dair ki düşüncem yüzde yüz kesinleşti. nede olsa nasa dahil olmak üzere bütün uzay kuruluşları dünyanın düzlüğü hakkında bizi kandırarak bizim yaratıcıya olan inancımızı sarsıyorlar kahrolsun amariga kahrolsun nasa
link 1 https://www.facebook.com/avrupagurbetciler/videos/1885854521665822/
link 2https://www.facebook.com/murat.tore.9231/videos/234686410363539/
link 1 https://www.facebook.com/avrupagurbetciler/videos/1885854521665822/
link 2https://www.facebook.com/murat.tore.9231/videos/234686410363539/
Her zaman ki gibi uzun bir depresyon döneminden sonra tekrar kendime gelmeye başlamıştım ve eski bir kız arkadaşımla sohbet etmeye başladım, gel zaman git zaman kızla sohbetimiz ilerledi ve kızla buluşmak istedim ama cebimde beş kuruş param yoktu ne yapayım ne edeyim diye düşünürken babamdan para isteyeyim dedim normalde pek adetim değildir ama nede olsa babamdır verir diye düşündüm ve babamın yanına gittim ve baba bana para verir misin dedim . babam uykulu gözlerle bana bakarak konuyu anlamadı ve ne parası dedi .Baba dedim para verir misin kızla buluşacağım.Bunu dediğim anda adamın gözleri büyüdü ve "ne kızı lan sen kızlarla mı ilgileniyordun " dedi.Ama nasıl söylediyse sesi bir an kafamda yankılandı.Bunun üzerine bense biraz bozularak baba dalga geçmiyorum ciddiyim dedim .Babamsa gözlerinin kenarını sildi ve bende ciddiyim dedi. işte o anda yıkıldım.
o günden sonra tövbe ettim babamdan para isteye ve bir daha ölecek bile olsam babamdan para istemedim neyse ki annem babamdan farklıydı da beni ne aç ne açıkta bıraktı .
(bkz:Annelerin Babalardan üstün olduğu gerçeği)
o günden sonra tövbe ettim babamdan para isteye ve bir daha ölecek bile olsam babamdan para istemedim neyse ki annem babamdan farklıydı da beni ne aç ne açıkta bıraktı .
(bkz:Annelerin Babalardan üstün olduğu gerçeği)
coulrophobia yada türkçe karşılığıyla palyaço korkusu genellikle öyle belirgin bir etkilere sahip olmasa da bu fobi sahiplerin de palyançolara karşı hafif bir tedirğinlik hissi oluşturur.Genelde insanlara bahsedince ise aaa neden ki çok sevimliler gibi tepkiler alırlar, eski sınıf arkadaşım ve laik sözlük yazarı olan (bkz:diablo)da da bu rahatsızlık vardır.
kendinden şu şekilde bahseden ; "Umut Tugay Temel
Istanbul based Multimedia & audiovisual artist.
Film, animasyon, ses, durağan görüntü ve içerik üretir.
Yaşamının büyük bir kısmını İzmir'de geçirdi. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde sinema eğitimi alırken animasyona yönelmek için ikinci sınıfta okulu bırakmıştır. Başlıca ilgi alanları müzik, edebiyat, sinema ve sanatla az ya da çok alakalı her şey olarak özetlenebilir." şahıs. aynı isimli bir youtube kanalına sahiptir ve benim gibi şiir okumaktan ve dinlemekten hoşlanan birisiyseniz tam size göre harika içerikler üretmektedir . Bu kocaman youtube çöplüğünde takip edilesi ender kanallardan bir tanesi.
en çok sevdiklerimden bazıları için ;
kullanıcı ismime adını veren(bkz: pyotr alekseyeviç kropotkin)inde kuramcısı olduğu ideoloji türü. Kapitalizmin ancak toplumsal bir devrimle ortadan kalkacağını ve bunun da sınıf eksenli bir mücadeleyle gerçekleşeceğini savunur.Ayrıca kendime en yakın bulduğum ideojidir
sürekli dizinin yapımcısı JG Quintel'in yeni çizgi dizisi. Tahminime göre içerisinde içerdiği cinsellik sahnelerinden dolayı +18 yaş limiti ile piyasaya çıkacaktır.
Aslında buster keaton'un charlie chaplinden başarılı bir sinemacı olmasıyla sonuçlanacak versus.
Şimdi tekrardan altını çiziyorum "Sinemacı" Charlie chaplinin filmlerini eğer dikkatle izlersek yarattığı karakterlerin zenginliğini fark ederiz ve buda onun daha çok tanınmasına sebep olmuştur misal çocuk filminde chaplinin hem kendi rolü hemde çevresinde ki diğer karakterlerinin rolü gerçekten içten ve başarılıdır. Yani bu chaplinin başarılı bir senarist olduğunun kanıtıdır fakat buster ise sinematografide başarılıdır öyle ki bu güne kadar çekilmiş onlarca filmde buster'ın imzasını görürüz . Bu konuyu daha iyi açıklayabilmek için sizinle bir video paylaşmak istiyorum.
Şimdi tekrardan altını çiziyorum "Sinemacı" Charlie chaplinin filmlerini eğer dikkatle izlersek yarattığı karakterlerin zenginliğini fark ederiz ve buda onun daha çok tanınmasına sebep olmuştur misal çocuk filminde chaplinin hem kendi rolü hemde çevresinde ki diğer karakterlerinin rolü gerçekten içten ve başarılıdır. Yani bu chaplinin başarılı bir senarist olduğunun kanıtıdır fakat buster ise sinematografide başarılıdır öyle ki bu güne kadar çekilmiş onlarca filmde buster'ın imzasını görürüz . Bu konuyu daha iyi açıklayabilmek için sizinle bir video paylaşmak istiyorum.
"anime çizgi film değil , ben bir animeciyim" -animeciler
(bkz:entry kusmak)
neden belirli bir uğraş yada zevk üzerinden ayrımcı ve ön yargılı yorumlar yapıyorsun ki ? ,yani neden ? o zaman hepimiz sevmediğimiz şeyler hakkında kötü konuşalım. neden ? çünkü biz bu şekilde kendi zevklerimi üstün görüp egomuzu tatmin ediyoruz değil mi ?
(bkz:entry kusmak)
neden belirli bir uğraş yada zevk üzerinden ayrımcı ve ön yargılı yorumlar yapıyorsun ki ? ,yani neden ? o zaman hepimiz sevmediğimiz şeyler hakkında kötü konuşalım. neden ? çünkü biz bu şekilde kendi zevklerimi üstün görüp egomuzu tatmin ediyoruz değil mi ?
şimdi hocam bir sorum var Her türlü kitap sayılıyor mu ?
misal ben kötü çoçuk başta olmak üzere solucan , piskopat, yabancı gibi bütün kutsal kitapları hatim etmiş bir insan olarak soruyorum benim seviyem ile Allah'ın kafka , camus ,shakespeare okuyan köylüsü bir mi ?
misal ben kötü çoçuk başta olmak üzere solucan , piskopat, yabancı gibi bütün kutsal kitapları hatim etmiş bir insan olarak soruyorum benim seviyem ile Allah'ın kafka , camus ,shakespeare okuyan köylüsü bir mi ?
zincirlerimiz dahi çalınana kadar fark edemeyecek olduğumuz gerçeklerden bir tanesidir sadece fakat unutmayın ki kaybedecek bir şeyinin kalmaması özgürlük galiba
fast and furious : tokyo drift yada türkçesiyle Hızlı ve Öfkeli: Tokyo Yarışı yönetmenliğini Justin Lin'in yaptığı ve 16 Haziran 2006 tarihinde vizyona giren Hızlı ve Öfkeli serisinin üçüncü filmidir ve ne zaman dinlesem beni geçmişe götüren bir şarkıya sahiptir .
bu arada han lue yu unutursak kalbimiz kurusun
bu arada han lue yu unutursak kalbimiz kurusun
Şair ve filozof çok muhterem kişi
Kim demiş rubaisi;
Kim demiş rubaisi;
Son zamanlarda ne hallere düşmüş dediğim sözlük bir zamanlar güzel muhabbeti olan bir çok yazar vardı sonra hepsi birer birer gitti(kimisi uzaklaştırıldı kimisi kendi gitti )bende buralarda onlarsız yapamadım ve gittim şu an bir eski entrylere baktım da ne güzel günlermiş.
İngiliz yazar Roald Dahl tarafından yazılan 1964 yılı basımlı çocuk kitabı (bkz:Charlienin Çikolata Fabrikası)nın ilk sinema uyarlaması olan 1971 yapımı warner bros filmi. Yönetmenliğini Mel Stuart'ın yaptığı filmde Willy Wonka karakterini ise Gene Wilder canlandırmıştır.
"türk silahlı kuvvetlerinin dünyanın en güçlü ordusu olması" öncelikle bunu sana kim diyor kaynakların ne yani kim sana geldi ve dedi ki türk ordusu böyle böyle ?
Elinde bir kaynak var mı ? yok .
Türk ordusu dünyanın en güçlü ordusu olmaya bilir ama Birleşmiş Milletler'e üye olmayan veya uluslararası ortamda tanınmayanlarla birlikte 206 adet ülkenin bulunduğu bir gezegende en güçlü sekizinci ordu konumunda bulunuyor ve sen gelmiş bana bak pakistanın nükleer başlığı var ama türkiyede bla bla diyorsun be bre andaval madem bir şeyi savunuyorsun kaynaklarını sun bak şu ordu kayıtlarına göre şu kadar şunumuz var ama bak bu devletin ondan şu kadarı var bu yüzden biz aslında güçsüzüz de ama yok . neden? Çünkü sen sürekli ağzına bir dersim lafı tutturmuş türkiyeye laf atan seyit rıza gibilerini öven başarılı bir sol çomarısın evet çomarı . Kendi ideolojine körü körüne bağlanmış ve sürekli karşıt ideolojilere laf atan bir çomarsın... Sırf senin gibiler yüzünden Tunceliliyim bile diyemiyorum. Hepimizi senin gibi andaval sanıyorlar diye...
her neyse Türk ordusu dünyanın en güçlü ordusu değildir ama en güçlü ilk on ordusu içerisinde yer almaktadır.
Elinde bir kaynak var mı ? yok .
Türk ordusu dünyanın en güçlü ordusu olmaya bilir ama Birleşmiş Milletler'e üye olmayan veya uluslararası ortamda tanınmayanlarla birlikte 206 adet ülkenin bulunduğu bir gezegende en güçlü sekizinci ordu konumunda bulunuyor ve sen gelmiş bana bak pakistanın nükleer başlığı var ama türkiyede bla bla diyorsun be bre andaval madem bir şeyi savunuyorsun kaynaklarını sun bak şu ordu kayıtlarına göre şu kadar şunumuz var ama bak bu devletin ondan şu kadarı var bu yüzden biz aslında güçsüzüz de ama yok . neden? Çünkü sen sürekli ağzına bir dersim lafı tutturmuş türkiyeye laf atan seyit rıza gibilerini öven başarılı bir sol çomarısın evet çomarı . Kendi ideolojine körü körüne bağlanmış ve sürekli karşıt ideolojilere laf atan bir çomarsın... Sırf senin gibiler yüzünden Tunceliliyim bile diyemiyorum. Hepimizi senin gibi andaval sanıyorlar diye...
her neyse Türk ordusu dünyanın en güçlü ordusu değildir ama en güçlü ilk on ordusu içerisinde yer almaktadır.
The Accidental Spy ; Altın Yumruk İstanbul'da
Eternal Sunshine of the Spotless Mind : Sil baştan
Leon : Sevginin gücü
battle of britain : Göklerde vuruşanlar
Rush hour : Bitirim ikili
the dreamers : Düşler, Tutkular ve Suçlar
Eternal Sunshine of the Spotless Mind : Sil baştan
Leon : Sevginin gücü
battle of britain : Göklerde vuruşanlar
Rush hour : Bitirim ikili
the dreamers : Düşler, Tutkular ve Suçlar
Cemalin dizlerinde bir kadın ;
bir kadını ortadan ikiye böl
yarısı annedir,
yarısı çocuk,
yarısı sevgili
yarısı aşk
duyanlar bunu bilmez,
görenler anlamaz bunu
yarısı rivayettir,
yarısı gece.
Gerçekte kadın ;
Yukarıdakilerin aynısı
mantıklı düşün çevrende ki bir kadını örnek al, misal validen ; Oda bir zamanlar çocuktu değil mi ? ve içinde bir yerde hala bir çocuk yatıyor , Oda bir anneydi senin gibi tosunlar dünyaya getirdi ve eminim buna pişman değildir , belki de yıllar önce çevresinde ki onlarca delikanlının kalbini fetheden bir dilberdir ve sonunda babana yar olan ve ömrünü paylaştığı bir sevgilidir.Zor zamanında sırdaştır , üzüntünde ağlayandır, Başarında destekleyendir. Kısacası kadın her şeydir.
bir kadını ortadan ikiye böl
yarısı annedir,
yarısı çocuk,
yarısı sevgili
yarısı aşk
duyanlar bunu bilmez,
görenler anlamaz bunu
yarısı rivayettir,
yarısı gece.
Gerçekte kadın ;
Yukarıdakilerin aynısı
mantıklı düşün çevrende ki bir kadını örnek al, misal validen ; Oda bir zamanlar çocuktu değil mi ? ve içinde bir yerde hala bir çocuk yatıyor , Oda bir anneydi senin gibi tosunlar dünyaya getirdi ve eminim buna pişman değildir , belki de yıllar önce çevresinde ki onlarca delikanlının kalbini fetheden bir dilberdir ve sonunda babana yar olan ve ömrünü paylaştığı bir sevgilidir.Zor zamanında sırdaştır , üzüntünde ağlayandır, Başarında destekleyendir. Kısacası kadın her şeydir.
Mete Atatürenin bir kaç yıl önce canlı olarak izlediğim bir tedx konuşmasında bahsettikleri bence bu konuda birazcık açıklayıcı olabilir.
2007 yılından bu yana bir türlü eskisi kadar güzel parça çıkartamayan grup fakat meds şarkısı ayrı bir hoştur
kendileri 2005 yılında Las Vegas, Nevada da kurulan punk grubudur. Debut albümleri A Fever You Can't Sweat Out, Amerikan Billboard 200 listesine 13. sıradan giriş yapmıştır ve o tarihten bu yana 1 milyondan fazla kopya satmıştır.
grubun en çok bilinen parçaları arasında Miss Jackson ,Nine In The Afternoon ,The Ballad Of Mona Lisa,I Write Sins Not Tragedies ,This Is Gospel ve Emperor's New Clothes vardır.
bu parçalar arasında benim favorim ise "I Write Sins Not Tragedies"dir
grubun en çok bilinen parçaları arasında Miss Jackson ,Nine In The Afternoon ,The Ballad Of Mona Lisa,I Write Sins Not Tragedies ,This Is Gospel ve Emperor's New Clothes vardır.
bu parçalar arasında benim favorim ise "I Write Sins Not Tragedies"dir
Psycho şarkıları ile tanıyıp Dead Inside ile kendilerine bağlayan İngiliz rock grubu.
Kurt Cobain'in ölümünden sonra Dave Grohl'un 1995 yılında kurduğu ABD'li rock müzik grubunun ismidir ve Aynı zamanda ilk albümlerinin adı da Foo Fighters'dır... The Pretender ve All My Life parçalarıyla benim için farklı bir yere sahip olan sayılı gruplardan bir tanesidir ve nirvananın evladıdır bu yüzden dahada bir sevilesidir
Fatma Seher Erden YADA NAMI DEĞER KARA FATMA bir kadın düşünün ki nice adamdan daha yiğit olsun bir kadın düşünün ki hayatını sadece vatanına adasın
en son bitirdiğimi soracak olursan 1984 fakat en son başladığımı ve şu anda okudugumu soracak olursan yabancı (albert camus) "bugün annem öldü veya dün tam hatırlamıyorum..."
1962 yılında Mick Jagger tarafından İngiltere'de kurulan rock müzik grubudur ve 1965 - 2005 yılları arasında müzik sektörünün içerisinde kendilerine büyük bir yer bulmuşlardır.
Paint It, Black parçaları defalarca kez dinlenesidir
Paint It, Black parçaları defalarca kez dinlenesidir
üst edit: başlığın ismini yanlış girdiğim için entryi silip konuyu tekrar açtım
an itibariyle etkisinden yeni çıktığım ve gerek 2023 mesajı olsun gerekse suriyeli mülteci kardeşciklerimize ön yargılı davranmamamız gerektiği anlatan sorularıyla bir çok gönderme olan sınav . işin en kötü yanı da ne biliyormusunuz bütün bir yıl sadece ts çalıştıktan sonra tarih ve coğrafya sorularını son 5 yılın en kolay sorularını sormuş olmaları , kesin şimdi bir sayısalcı veya türkçe matematikçi sırf kendi bölümünü tutturamadığı için bölümüme göz dikecek.
an itibariyle etkisinden yeni çıktığım ve gerek 2023 mesajı olsun gerekse suriyeli mülteci kardeşciklerimize ön yargılı davranmamamız gerektiği anlatan sorularıyla bir çok gönderme olan sınav . işin en kötü yanı da ne biliyormusunuz bütün bir yıl sadece ts çalıştıktan sonra tarih ve coğrafya sorularını son 5 yılın en kolay sorularını sormuş olmaları , kesin şimdi bir sayısalcı veya türkçe matematikçi sırf kendi bölümünü tutturamadığı için bölümüme göz dikecek.
onlarca sözün arasından karar vermek her ne kadar zor olsa da beni etkileyenlerden bazılarını yazayım;
"Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister."
( Emin Arat, Kemalizm, Ayyıldız Matbaası, s. 124)
“Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” (Afet İnan, Tarih boyunca Türk Kadının Hak ve Görevleri, Millı̂ Eğitim Basımevi, s. 159.)
"Millete efendilik yoktur; hizmet etme vardır. Bu millete hizmet eden, onun efendisi olur.".(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 195)
"Gerçeği konuşmaktan korkmayınız"( Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 110)
ve içlerinde en sevdiğim ;
"Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar." ( Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 76)
"Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister."
( Emin Arat, Kemalizm, Ayyıldız Matbaası, s. 124)
“Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” (Afet İnan, Tarih boyunca Türk Kadının Hak ve Görevleri, Millı̂ Eğitim Basımevi, s. 159.)
"Millete efendilik yoktur; hizmet etme vardır. Bu millete hizmet eden, onun efendisi olur.".(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 195)
"Gerçeği konuşmaktan korkmayınız"( Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, s. 110)
ve içlerinde en sevdiğim ;
"Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar." ( Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Cilt III, s. 76)
sistemin nasıl çalıştığına bir türlü anlam veremediğim ösym icraatı madem sınavda sıralama kasıyoruz neden bize birer puan veriyorlar diye düşünmekten kendimi alamıyorum hayır işin garip tarafı üniversite tercihlerinde üniversiteler belli bir puanı önümüze sunuyor ve şu puanı almayan gelmesin diyor öteki taraftansa diyor ki sıralamanın da ilk filanca binde olması gerekiyor zaten adam 500 puan çekiyorsa sıralamada da ilk bine girer .Normal şartlarda buda normal bir davranış fakat adam diyor ki sen tercihini sıralamana göre yap puan önemsiz . Hah işte tamda burada kayış kopuyor atıyorum filanca adam ilk on bine giriyor sıralamada ve istedi okulunda başarı sıralaması yirmi binden alıyor fakat adamın puanı okulun puanının altında kalıyor fakat sıralamada on bin kişi tokatlıyor . Buna göre adam bölümü kazanıyor mu? kazanamıyor mu? yada sıralamalar neden bu kadar oynuyor ? bu neye göre hesaplanıyor ? bilen varsa aydınlatırsa sevinirim ...
11 temmuz öncesi bu başlık sayesinde onlarca kişiyi sözlüğe çekebiliriz ,Çünkü piyasada bu konu hakkında bilgi yok onlarca yeri aradım fakat mantıklı bir cevap bulamadım
şimdi burada puan dağılımınıgörüyoruz
https://i.hizliresim.com/Jl6YgJ.jpg
burada ise üniversitenin istediklerini
https://i.hizliresim.com/aG05V7.jpg
11 temmuz öncesi bu başlık sayesinde onlarca kişiyi sözlüğe çekebiliriz ,Çünkü piyasada bu konu hakkında bilgi yok onlarca yeri aradım fakat mantıklı bir cevap bulamadım
şimdi burada puan dağılımınıgörüyoruz
https://i.hizliresim.com/Jl6YgJ.jpg
burada ise üniversitenin istediklerini
https://i.hizliresim.com/aG05V7.jpg