confessions

laiksavar

rom  · 8 Mayıs 2017 Pazartesi

  1. toplam giri 631
  2. takipçi 45
  3. puan 18044

bozkurt

laiksavar
İngiliz asker ve yazar H. C. Armstrong'un yazdığı, atamızın bizzat okuduğu, laik sözlük yazarlarının atamız okuduysa biz de okumalıyız deyip hemen satın almaları gereken atamızın biyografisi. türkçe'de yazılmış paşamızla ilgili çoğu kitaptan daha objektif olarak atamızı olduğu gibi aktarmayı başarmıştır. bilenler bilir kitap uzunca bir süre türkiye'de yasak olarak kalmıştır. sert bir dili vardır ve türkçe çevirisi o kadar da iyi değildir. bu kitabı celal şengör, atamız hakkında mutlaka okunması gereken bir kitap olarak önermektedir. tavsiyem ingilizcesini okumanız.

kendini favorilemenin puan getirmesi

laiksavar
aşırı şüphelendiğim durum. beyaz fontta yıldızları siyah görmek istediğimden kendi entrylerimin yıldızlarına dokunuyorum. iki gündür hızlı bir yükselişteyim. buna bağlayacağım ama bunun yanında açtığım kaliteli başlıklar ve girdiğim kaliteli entryleri ve onlara gelen etkileşimleri de düşününce aslında mevcut puan durumundan çok çok daha yükseklerde olmayı beklemem lazım fakat o kadar yüksek bir puan bandında da değilim. acaba kendi entrylerimizi yıldızlamanın puan getirmesi gibi bir bug mı var diye düşüncelere dalıp düşünce yetimi geri kazanmaya çalışıyorum. yönetim acil cevap lazım.

kayıt dışı ekonomi

laiksavar
türkiye'de ekonomik olarak ayvayı yememiş (yememiş) olmamızın yegane sebebi. vergiler kan ağlatıyorsa ve yandaş-büyük şirketlere keyfi vergi afları yapılıyorsa vergi ödenmemesi yönünde ekonomik teşvik oluşur şirketlerde. Babam ufak bir tütüncü dükkanı açmıştı. En çok şikayet ettiği şeyler vergilerdi. Adamlar resmen vergi oranları ve dürüst oynamaya çalışmaları nedeniyle battılar. Yeni iş kurmak ve büyütmek bu vergi oranlarıyla çok zor. Haliyle küçük işletmeler vergi kaçırma yolunu seçiyor. Ekonomi politikalarımızın suçu bu tamamen.

rigmo

laiksavar
sözlüğün en hızlı yükselen yazarı. o kadar hızlı ki onaylı hesaba geçip üstüne üstlük moderatör olmuştur. kendisini tebrik ediyorum. bir külfeti üstlenmiştir.

yazarların sahip olduğu en provoke edici görüş

laiksavar
sözlüğe kattığım efsane başlıklardan biri. bakalım laik sözlük ahalisinin ne gibi provoke edici görüşleri var. lütfen fikrimi beğenmediğiniz için eksi vermeyin, karşıt bir görüşle eleştirin. böylelikle hem siz hem de ben fikirlerimizi geliştirmiş oluruz. ben başlıyorum:

- Nikola Tesla, zamanının gerisinde bir mucittir.
- Irklar arasında muhtemelen genetik kaynaklı zeka farkları var.
- İkili cinsiyet biyolojik bir olgu, varyasyonlar tarafından çürütülmüyor.
- Bazı poşet çaylar nasıl oluyorsa dökme versiyonlarından daha güzel. Twinings'in Lady Grey'i ve Beta'nın Taç Yaprak'ı bu sınıfa giriyor.
- anime = çizgi film
- kadınlar felsefe yapacak kadar zeki değiller.
- Pedofili ve eşcinselliğin eşit bir ahlaki konumda olduğunu düşünüyorum.
- Kemalistlerin ve AKP'li çomarların entelektüel kaliteleri arasında önemli sayılacak bir fark yok. Bununla beraber bu iki tarafın da bulundukları taraflarda olmak için komünist çapulculardan daha iyi sebepleri var.
- Ortadoğu'nun ve Türkiye'nin bazı bölgelerinin geri kalmışlığının nedeninin emperyalistler, baskıcı rejimler vs değil, genetik ve kültür gibi alt edilmesi zor şeyler olduğunu düşünüyorum. Özetle, akraba evlilikleri büyük rol oynuyor. Bu durum hem genetiğine hem de kültürüne yansıyor. Devlet kurma, kurumlar inşa etme vb şeyler bu toplumlar için pek mümkün değil. Bu yüzden Kürtleri kırmak istemesem de Rojava devrimi vb şeyleri ''heee, hiii, ok'' diyerek geçiyorum hızlıca.
- Türkiye'nin içinden çıkacak veya sınırının doğusunda bu hengamede yeniden kurulacak devletimsi oluşumların sonuç olarak en iyi ihtimalde kötü birer Türkiye kopyası olmaktan öteye gidemeyeceklerini düşünüyorum.
- pedofilinin homoseksüellik gibi hastalık olmaktan çıkarılıp cinsel yönelim olarak sınıflandırılması gerektiğini düşünüyorum. Bununla beraber serbest ve cezasız olması gerektiğini iddia etmiyorum.
- The Beatles overrated bir banddir.
- Pek çok nitelikli olduğu iddia edilen insanın sanatsal değerlendirmeleri, eserin kendisinden bağımsız pek çok entelektüel dayatmaya bağlıdır. Yakın geçmiş ve günümüzde -büyük oranda mesen sınıfının etkileri neticesinde- kişiler eserden hoşnutluk edinmeseler bile itibar kaygısı, özel bir anlayış düzeyinde olduğu inancı düşüncesiyle eserleri değerlendiriyorlar. Bu geçmiştekine oranla çok büyük bir güruhu kapsıyor. Açıkça iğrenç bulduğum bir eserde derinlik ve mükemmeliyet bulduklarını iddia eden pek çok kişinin isteyerek yahut istemeyerek bu etkiye kapıldığına inanıyorum.

edit: kılıcımı kalkanımı kuşandım bekliyorum.
edit-2: ölümle tehdit mesajları alıyorum. bu mu yani sözlük, really?

laiksavar

laiksavar
an itibariyle bira rütbesine yükselmiş yazardır. kendisini tebrik ediyorum.
işbu vesileyle rutbe meselesi hakkında sözlük yöneticilerine naçiz fikrimi sunmak istiyorum. mevcut rutbe isimleri bence herhangi bir üstünlük belirtmiyor. mevcut rutbelerin birbirlerinden ayırt edilebilir nesnel rutbeler olduklarını düşünmüyorum. üstelik çoğu yazar burada alkol tüketmeyi sevmiyor ve aldıkları rutbelerden hoşlanmadıklarını da entrylerinde okuduk. benim önerim, rutbelerim katman şeklinde olması. öneri taslağım da şu şekilde;

-god tier
-high tier
-decent tier
-middle tier
-low tier
-yazar
-çömez

bu tür bir katmanlama nesnel olarak rutbeleri birbirlerinden daha iyi ayırmakta bence. yöneticilere duyurulur.

kapitalizmin aslında bir insan olması

laiksavar
bazı sözlük yazarlarının en büyük sanrısı. Kapitalizm bilinçli bir varlık değil. Kapitalizm herhangi bir şeyi isteyemez ya da yaptıramaz. Kapitalizm denilen "şey" bireylerin gönüllü ekonomik aktiviteleridir, bundan ne fazlası ne azı. Kapitalizmin antropomorfizasyonu/kişileştirilmesi üzerinden kurulan tüm argümanlar (kapitalizm şunu ister, insanları şuna muhtaç bırakır vb.) alelace yapılmış bir kumdan kaleden daha dayanıksız. Kapitalizm kompleks bir süreç ve insanların istekleri ve eldeki koşullar doğrultusunda hareket ediyor. Kendi iradesi yok, içerisinde çıkarları birbirine zıt olan milyonlarca zihni barındırıyor, aynı sınıftaki insanların bile çıkarları birbiriyle çatışıyorken ortada tek başına hareket eden, bilinçli, organik bir yapıdan yahut insanlara bir şeyler yaptıran bir sınıftan (bu sözde-yapıyı yönetenin o olduğunu kabul etsek bile) bahsetmek mümkün değil. Gün sonunda her şeyi belirleyen insanların istekleri ve ellerindeki imkanlar, bir üst akıl değil. Patronlar değil. Fortune 500 değil. Rotschild değil, Rockefeller değil, Bill Gates değil. Milyonlarca insan, kendi isteklerini kovalıyor ve kendiliğinden düzen(ler) ortaya çıkıyor.

cringe başlık-enty ikilisi

laiksavar
yazarların günlük cringe dozajlarını tamamlamak için uğrayabilecekleri başlık. bu başlık altında sözlükte gezinirken rastgeldiğiniz cringe içerikli başlık-entry ikililerini yazınız lütfen. bu başlığın sözlüğe artı bir katkı olacağına inanıyorum. ben başlıyorum.

başlık: (bkz:yazarlarin ugrastigi sporlar)
entry: "hayallerimin peşinden koşmak."

edit: başlıktaki typo canımı yakıyor...

yazarların söylemek istedikleri

laiksavar
herhalde burada içimizi dökebiliriz diye düşündüren isteklerdir. Ya bazen birisiyle bir konuda fikir teatisinde bulunurken belli bir noktada diyalog tıkanır, o an aklınıza karşınızdaki kişiyi argümantatif açıdan silahsızlandıracak ek bir argüman, iddia yahut delil gelmez de, o tartışmadan kısa bir süre sonra konuyu tekrardan ele aldığınızda aklınıza bir anda tonla argüman, iddia veya delil üşüşür ya, işte ben öyle an ve durumlardan nefret ediyorum.

Bugün bir din görevlisiyle aramızda teolojik bir diyalog yaşandı: Söz konusu görevli, Hristiyan inancına göre vaftiz olmayanların kurtulamayacağını iddia etti. O an bu iddianın yanlışlığını gösteren bir ayet gelmedi aklıma. Neyse efendim, bu diyalog akabinde evlerimize dağıldık. Henüz daha eve dönüş yolundayken işbu ayetleri hatırladım: https://incil.info/arama/Luka+23:32-43 Basiret tutulması denen şey çok fena, çok...

sözlükteki gözle görülür gelişme

laiksavar
iki gündür fark ettiğim gelişme. hem kendi entrylerim hem de diğer yazarların entry sayı ve kalitesinde bir artış var. yöneticilerden yazarların iflah olmaz tavırlarına karşılık olumsuz açıklamalar da yok. ah bir de şu her entryyi eksileyen tipini sevdiğim yazar da olmasa hayat bayram olsa insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansak sonsuza. atamın izindeyim.
29 /