yalan
denizi size yaşatacak nadir ressamlardan. sabancı müzesinde de eserleri mevcuttur.
saygı duyulacak şey bireyin inancıdır; inandıkları değil. allah, muhammet veya metafiziksel her şeyi eleştirme hakkına sahibiz. fakat bunu insanları tahrik etmek, değerlerini saldırıyormuş gibi göstermek manasızdır. soyut inançlar, somut inançların karşısında çok fazla yaşayamayacak diye umuyorum.
seçilmiş insan
alman bir aile şirketidir. dünyada belirli bir ün elde etmiş markalardan biridir. plastik makyaj malzemeleri gerçekten harikadır. ben nye ile kapışır.
(bkz:stalin)
hayatta hiçbir başarısı olmamasına (bilinçsiz bir şekilde sperm yarışını kazanması dışında) rağmen övünülecek (yine kendi yaptıklarıyla değil) bir şeyler bulmaya çalışmak.
(bkz:milliyetçilik)
(bkz:dincilik)
(bkz:milliyetçilik)
(bkz:dincilik)
insanların oy güvenliğiyle ilgilenen harika bir oluşum diyebilirdim eğer gerçekten demokratik bir cumhuriyet sisteminde yaşıyor olsaydık. ancak emperyalizm gibi bir gerçek söz konusuyken cumhuriyet veya diğer sistemlerin hiçbir önemi yoktur. bunlar göz önündeyken ne yazık ki "oy ve ötesi" diye kendini adlandıran oluşum parlamenter sistemin savunucusu (dolaylı yoldan) olmaktan öteye geçemeyecektir. kumarhane sahibiyle kumar oynanmaz.
sanat sanat içindir. aksini savunan sanatçı değil, primcidir. yapılan eserlerin estetik kaygısıyla yapılması da bir önem teşkil etmez; sanatın kendi içerisinde eleştirisini bulacaktır kendisi. ne yazık ki toplum için yapılanlar ( büyük sovyet-çin avamlarını öven resimler, diego riveranın yaptığı duvar resimleri ) propaganda aracından öteye geçememiştir. sanat, bir şekilde sanatçının doğayı yansıtmasıdır. toplum ise bu doğanın içerisindeki aciz bir popülasyondan ibarettir.
türklerin tarihteki en büyük hatasının islamı kabul etmeleri olduğunu kabullenemeyen, doğduktan sonra çevresindeki insanların din ve ırk saçmalıklarını benimseyip bununla övünen aciz topluluk. bir de bunların "başka bir coğrafyada doğsam, yine araştırıp türk ve müslüman olurdum" diyen kanser türleri vardır.
(bkz:mide bulandırıcı türdaş)
(bkz:mide bulandırıcı türdaş)
hiçbir zaman sana güvenmedim, güvenemezdim de; kendi pisliğimden sanırım. lakin beni büyüleyen masumiyetin seninle bir ömür geçirmek için yeterli bir sebepti. yalan söylememeliydin.
söylenilen kadar göreceli midir acaba? bizlere empoze edilişini bir kenara bırakıp gerçekten göreceli bir kavram olarak görebiliyor muyuz? bir kadının bacağındaki kıl, yüzündeki tüyler, bir erkeğin geniş olmayan omuzları, gelişmemiş olan kasları... bir şekilde inancımı insanlık yönünde umutla dolduran bir şey var ki o da sevgiden başka bir şey değildir. ne kadar aciz ve muhtaç birer et parçası olsak da, sevdiğimiz zaman ( burada gerçek, bencil olmayan bir sevgiden bahsediyorum ) gerçekten güzellik kavramı sevdiğimizle bütünleşiyor.
zordur azizim. herkese karşı üstlendiğin o rolü bir kenara bırakıp sansürsüz bir şekilde birine açılmak, kendinin bile unuttuğu, ötelediği duyguların yüzeye çıkması... yok yok ağlamıyorum; gözüme açık kalp kaçtı.
kibirdir.