to kill a mockingbird

"İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır."

mockingbird'ün tam bir karşılığı olmasa da türkçe'ye "bülbülü öldürmek" olarak çevrilen kitap. 1960'ta harper lee tarafından yayınlanmıştır. 1930'lu yıllarda scout lakaplı 7 yaşında bir kızın ağzından küçük kasabalarında yaşanan olayları anlatır. o dönemlerde amerika'da bolca bulunan ırk ayrımı, cinsiyet ayrımı, ten rengi ayrımı, dil ayrımı, din ayrımı sorunlarından bahseder. toplumun haksız suçlamaları yüzünden kendi evinde kapana kısılmış bir insandan, sadece ten rengi koyu diye yapmadığı bir işte suçlanan bir insandan, cinsiyeti diğerlerinden farklı olduğu için istemediği şeyler yapmaya zorlanan bir insandan ve onları kapana kıstıran toplumdan bahseder. ırkçı toplumdan, cinsiyetçi toplumdan, toplum içindeki ayrımcılık yüzünden eğitim alamayan aç kalan çocuklardan.

kitabın asıl olayı scout'un babası atticus'un siyahi bir adamın davasına atanması üzerine hayatlarındaki değişikliktir. Abisi Jeremy ve yakın arkadaşı Dill'le beraber kasabalıların baskısına direnişlerini çok güzel anlatır.

yıllar önce başlamış hala devam eden ırkçılığa bir tepkisidir yazarın. bülbülleri öldürmeyin.

bunun bir de filmi vardır, bir kitabın filme dönüştürülmesinin en başarılı örneklerinden biridir. en başarılı mahkeme filmlerden biri olarak gösterilir.
türkçeye bülbülü öldürmek olarak çevrilmiştir. aslında mocking bird bülbülü tam anlamıyla karşılamamaktadır fakat bülbül denmesinin bir amacı da kimseye zararı olmayan kendi halinde ötüp duran bir kuş ve bunun ölümü ile ilgili bir tür ön bilgi olarak düşünülebilir.

Filmini tavsiye edeceğim kurgu.

Çocukluğumdan beri en sevdiğim kitaptır. Bu kitap sayesinde ırkçı, cinsiyetçi, ayrımcı ve bencil bir insan değilim. Okunmasını da herkese tavsiye ederim.