lev nikolayeviç tolstoy

2kilobiyik
Detaycılığıyla beni mest eden rus yazar. Bir karakter su içerken onun hayatını anlatır. Her karakteri ayrı ayrı işler. Çarlık rusyasını öğrenebileceğiniz en iyi kaynaktır. Halkın nasıl yaşadığını, neler yaptığını detaycılığı sayesinde rahatlıkla öğrenebilirsiniz. Soylu bir aileden geldiği için kendisine 'rus edebiyatının kontu' denir. Ancak daima soyluların yaşam tarzını eleştirir. Dogmatik Teolojinin Eleştirisi, O Halde Ne yapmalıyız? Adlı kitaplarında sonradan değişen din hakkındaki düşünceleri yüzünden kilise tarafından aforoz edilmiştir. İvan İlyiç'in Ölümü, Kreutzer Sonat, Hacı Murat adlı eserlerinde yine aynı arayışla eleştrilerine devam eder. Benim sol görüşe yatkın olmamın en büyük sebebidir. Haksızlıklara karşı çıkar. İşçinin hakkını savunur. İşçi ve patron arasında geçen çok çekici diyalogları vardır. Anna karenina da ihtiras okurken aynı zamanda o dönemin siyasi meseleleri hakkında da çok fazla bilgi sahibi olursunuz. Anna karenina filme uyarlanmıştır, fakat tolstoy'un detaycılığının filme (daha ilk sahnelerde keira knightley'in elbisesiyle verdiği fire) yeterince aktarılmaması, sanırım seyirciyi çekmek için sadece aşk, ihanet gibi konuların işlenmesi filmi kitabın yanında çok sığ bırakmıştır. Yıllar süren bunalımlı bir dönem sonucunda ortaya çıkarmış olduğu romanı diriliş, anna karenina'dan sonra 3. Büyük romanıdır. soylu bir prens olan karakterin, yıllar önce kendi zevki için yaptığı bir olay sonrasında yaşadığı vicdan azabını, bunu gidermek için yaptıklarını anlatır. Tolstoy bu kitapta toplumun, veya o dönemin soyluları arasındaki kuralların, işleyişin, insanın içindeki samimiyeti, vicdanı ve insani duyguları öldürdüğüne vurgu yapar. Prens nehlüdov sık sık çevresi ve kendi düşünceleri arasında sıkışır. Ayrıca tolstoy diriliş'te yine naifliğini yapmış, hapishanelerdeki problemleri ve ceza hukukundaki eksiklikleri eleştirmiştir.
bu başlıktaki tüm girileri gör