laik olma anısı

deayri
Okulda peygamberin sünnetini her defasında pipi kesme anlamındaki sünnet zannetmem. Bir gün öğretmene "e hocam fazla uzatmadık mi bu işi? " diyerek patlamam. Hic bir aciklama almadan temiz bir dayak yemem. Bu düzenin yanlış olduğunu 9 yaşında anlamam. Ve gelişen olaylar
kucuk bir cingen cocugu
Orta derecede dindar bir çocuk olarak yetiştirilip yıllar sonra ailemi dinden soğutma derecesine varan hikayemi kısaca özet geçeyim.

İlkokul yıllarında bulunduğum mevkinin de etkisiyle hem aşırı milliyetçi hem de dindar yetiştim. Lisede bir yıl reis olarak bile anıldım. O duruma nasıl geldim hala bilmiyorum. Solcuyu önüme koysanız kesin kafa atardım. Neyse ki düşünmeye başlamışım. Görüşlerinin saçma olduğunu anlayıp o işten vazgeçtim.

Lise 11. sınıfta malum cemaatin yurtlarında kaldım. Külliyatın ve fetonun tüm kitaplarını okudum. Namaz kıldım, kıldırdım, müezzinlik yaptım. Düşünün ezan bile okumuşluğum var. Hafta sonları zaman gazetesini yerlere serip üzerinde maklube gömmüşlüğüm ya da yine aynı paçavra üzerinde çiğdem çitleyip helal(?) film izlemişliğim var. Ama bir şeyler yanlış gidiyordu. Oturmamıştı. İnsanlar o dingilin vaazlarını dinleyip ciddi anlamda hüngür hüngür ağlarken kendimi gülmekten alıkoyamazdım. Neticede merhametli(?) olan allahın cehennemde günahlarına karşılık bir köz parçasını topuklarından değdirip beyinlerini kaynatacağına inanan insanlardı. Maya tutmadı. Terasta bira içerken yakalanıp yurttan atıldım. Son biranın dibinde biraz kalmıştı ona acıyorum.

Üniversiteye başladığımda zaten yıllardır dahil olduğum tiyatro olayına amatör ama sonradan çok yol kateden bir tiyatro grubuna dahil olarak devam ettim. Çok şey öğrendim. Bakış açımı genişlettim. Okudum. Alana çıktım, barikat kurdum. Malum partiyle de ana muhalefetle de haşır neşir oldum. Maya yine tutmadı. Bir sebebi yok. Hiçbirşey mantıklı değildi.

Farkettim ki bir ideoloji peşinden koşmak gerekmiyor. Evet laiktim. Bunun için bir parti üyesi ya da sabit bir görüş savunucusu olmama gerek yoktu. Düşünebilen her varlık bu sonuca varırdı. İnsanların saçma ideolojileri beni bağlamıyor. Her neye inanıyorsanız ya da görüşünüz her ne ise, düşünmeyi bırakmayın, başka akımlara kapılmayın. Hayat sizi nereye sürüklerse sürüklesin mantıklı olanı düşünerek bulabilirsiniz. Özgün olun. Kendi fikrinizi yaratın ve başkasının fikrini körü körüne savunmayın. Ancak bu şekilde varlığınız bir anlam kazanır.
venus
Laik olunmaz, laik doğulur.
Şaakkaa.
Okulda oldum, kitap okuyarak oldum, İzmir'de doğdum. İyi ki de orada yaşıyorum <3 İşte böyle.
morpheus
izlediğim bir videoda şöyle diyordu "insanlar hayallerini seçmez, hayaller insanları seçer" bir çoğumuzun belirli başlı bir sebebi yoktur, annesi babası öyle öğretmiştir, içinden öyle geçmiştir, kısacası hayat bize vermek istediğini vermiştir hayal bizi seçmiştir. ama asıl soru nasıl pekiştirildiği gerçekten doğru olduğuna inandığı an ne zamandı? ben izmir ile konyanın arasında ki fark ne diye düşünüp neden benim şehrim bu kadar geri diye düşünürken fark ettiğim ve doğru yol bu diye girdiğim yoldur laiklik. gelişmekten kastım fikir olarak gelişmek yoksa dönen mevlana robotuna bir milyonluk bir bütçe ayıracak kadar gelişti ilimiz, yersen... :)
anne boleyn
Küçüklüğümden beri Atatürk'ü tarih dersinde görsem bile sadece lafta severdim sayardım bu kadardı. Laiklik ne desen dört yıl önceye kadar inanın bilmiyordum. O derece uzaktım. (Bir yazımda belirttiğim gibi ailem de beni Atatürkçü, Laik yetiştirmedi.) Bir gün sosyal medyada gezerken Atatürk'e hakaret edildiğini ve hepinizin bildiği üzere bir sürü ithamlarda bulunulduğunu gördüm. Önümde iki seçenek vardı. Ya Atatürk'ü araştıracaktım ve ona hayran kalacaktım ya da gördüklerime direk inanacaktım.(çomarlar gibi)
Her neyse tabii ki ben Atatürk'ü araştırmaya, tanımaya, okumaya karar verdim. İlk işim nutuk okumak oldu. Sonra Sinan Meydan ve İlber Ortaylı'nın çıktığı programları izledim. Ve inanın Atatürk'e deli gibi hayran oldum. Hayran olmaya da devam ediyorum. Bu adamı neden daha önce araştırmadım, tarih derslerini dikkate almadım diye kendime kızdım. Atatürk sayesinde tarihe ilgim arttı. Okudum da okudum, araştırdım. Ve çomarlardan nefret etsem bile bana kazandırdıkları en güzel şey Atatürk'ü tanımamı sağlamalarıydı. Aslında ben doğuştan laikmişim de keşfetmem gerekiyormuş anlayacağınız. Atatürk'ü sevmeyeyim de, laikliği savunmayayım da ne yapayım? Kadınları dışlayan, kadınları erkeklere itaat etmek haricinde görevi olmayan muameleyi gösteren dini, şeriat sistemini mi savunayım? Yaşasın laiklik!
giyotin
insanlar zaten doğuştan ateisttir, laik olmamaları için bir sebep yoktur... sonradan bir inanca bağlı olmayı seçse bile bu hakkın herkeste olduğunu bilenler zaten laikliğin güzelliğini anlamış olanlardır ... laik olmak insan olmaktır, insan haklarına saygılı olup kendi hakkını arayabilmektir. Laik olunmaz doğulur, bunun henüz farkına varamayan insanlara yardımcı olmak laik kişilerin görevidir.
2 /