dönersen ıslık çal

mr nobody
Beyoğlu'nun tenha sokaklarında barmenlik yapan bir cüce ve yine aynı sokaklarda bedenini satan bir travesti… Bu iki dışlanmış marjinal karakterin yolları bir İstanbul gecesinde, cüce Mevlüt'ün, kadın zannettiği travestiyi darp ve tecavüzden, elindeki düdüğü çalarak kurtarmasıyla kesişir… Kadın sandığı kişinin, travesti olduğunu öğrenen yüreği büyük olan küçük adam, durumu ilk başta garipsese de, bir süre sonra aralarında, hafızalardan silinemeyecek büyük bir dostluk başlayacaktır. Asıl cücenin kim olduğuna dair insanı düşündüren bu değeri bilinememiş Türk Sineması başyapıtı, yönetmen Orhan Oğuz'un Beyoğlu'nun arka sokaklarındaki hayatı vermedeki başarısı ve Mevlüt Demiryay'ın cüce, Fikret Kuşkan'ın ise travesti rolünde devleşmesi ile izlenilmesi şart olan bir yapımdır. Derya Alabora'nın hayat kadınını ve Menderes Samancılar'ın onun ''menajeri'' ni oynamadaki ustalıkları da cabasıdır. ''İnsan dostunu kokusundan bile tanır… Hem sen dönersen ıslık çalarsın,'' der ya travesti, kısacası dost kokusunda, dost ıslığı ezgisinde bir filmdir, Dönersen Islık Çal.