adapazarı

valonqar
az önce facebook'taki bir grupta okuduğum hikayenin geçtiği yer. doğruluğunu bilemedim. internette de bir sonuca ulaşamadım. aynen buraya nakledeceğim.

Yıl 1961 genç bir öğretmen A.K bu fotoğrafını çektiğim Adapazarı ***** okuluna tayin ediliyor, köyde nüfus çocuklarla birlikte 91 kişi, okuyan öğrenci sayısı 11 fazlasıyla tenha bir köy. Bana hikayeyi anlatan kişi köyün muhtarı Muharrem Ç. Bu zatın babası bahsettiğim dönemde köyün ileri gelenlerinden biri. Hikayeyi direkt onun anlattığı gibi bana anlattığını söyledi.

Tayin olan öğretmenin garip davranışları olduğunu farketmişler geldiğinde, geldiği gibi köylüler dedikoduya başlamış, öğretmen mezarlıkta içki içiyormuş, geceleri çıkıp kayboluyormuş vs. Köy yerinde dedikodular alıp başını yürüyünce 11 öğrencinin babası (4 kişi) kahvede durumu konuşmuşlar, çocuklarımızı bu dinsiz mi eğitecek yok mezarlıkta içki içiyormuş yok hayvanları okşuyormuş sapıkmış vs. diye konuşmuşlar. Öğretmen bu sırada da geceleri meydandan selamsız sabahsız geçip dağ bayır geceleri dolaşmaya devam ediyormuş
Gitgide huysuzlanmaya başlamış köylüler. Bana olayı anlatan köy muhtarı çocukmuş o zamanlar (Şu an 60 küsür yaşlarında muhtemelen.) Okula gitmeyip Tarlada çalışıyormuş. Babası Abdullah Ç. En sonunda köydeki herkesi Ramazan'ın başlamasından bir gün önce sahur için evlerine çağırmış, tabii öğretmen hariç herkesi.

Herkes saat 11 gibi muhtarın evinde, herkesin aklında öğretmen olayı var. Kadınlar mutfakta yemek hazırlarken onu konuşuyor, erkekler ne yapacağız ne edeceğiz diyor, herkes sahur diye gelmiş ama herkesin aklında sapık,dinsiz,ayyaş ilan ettikleri öğretmene ne yapacakları var.
Neyse bir saat civarı geçiyor. Bana hikayeyi anlatan Muharrem Ç.'yi saat 00.00 sularında babası Abdullah Ç. sahurda içilecek olan suyun yetmeyeceğini düşünüp arkadaşı Kemal Z. ile birlikte ellerine ikişer kova vererek 700 mt kadar ilerideki su kuyusuna yolluyorlar.

Muharrem Ç. arkadaşı Kemal Z. İle evlerinin üstündeki patikadan hızlı adımlarla yukarı çıkarak 300 metre kadar yürüdükten sonra karaltıda oynayıp gülen birisiyle konuşan birini görüyorlar duruyorlar bir bakıyorlar öğretmen. Yanında da ufakça bir köpek var, öğretmen köpeğe oynayıp oynayıp hadi sen de oyna deyip gülüyor. Muharrem Ç. korksa da çocuk aklıyla su götürmeden gidersem kızarlar diye düşünüp Kemal Z.'ye de işaret ederek çiğ toprağa yatıp öğretmenin gitmesini bekliyorlar orayı geçip kuyuya gitmek için.

Muharrem Ç. ile Kemal Z. öğretmenin gülüp oynamasını beş on dakika zifiri karanlıkta belli belirsiz seyrederken evlerinin olduğu taraftan silah atıldığını duyuyor. Öğretmen silah sesini duyunca ufak köpeğin kulaklarını tavşan gibi tutarak köpeği alıp çığlık çığlığa kaçmaya başlıyor. Korkan çocuklar buz kesmiş gibi yerde yatarak hareketsiz bekliyorlar. Bir kaç dakika sonra çocuklar gelmediği için korkan 5-6 köylü ellerinde av tüfekleriyle çıkıp geliyorlar yerde yatan çocukları görüyorlar. Hemen çocukların yanına koşup ne olduğunu soruyorlar, çocukların ağzından tek kelime çıkıyor korkudan öğretmen de öğretmen deyip duruyorlar. Köylüler artık cinnetten çıkıyor, iki erkek çocuğuna öğretmenin cinsel istismarda bulunduğunu düşünüyorlar iki kişi Abdullah Ç.'nin evine dönüp bir kaç kişi daha çağırıyorlar onlar da tam takım fişekleri boynuna asıp tüfeklerle, sopalara sarılmış yağlı çaputları yakıp meşale yaparak ikişerli gruplara ayrılarak ortaçağda cadı arayan köylüler gibi ikili gruplara ayrılıp öğretmeni köyde aramaya başlıyorlar. Cinnet halindeler ilk gören vuracak öğretmeni.

Muharrem Ç.'nin babası Abdullah Ç. ve Kemal Z.'nin babası Hüseyin Z. köylüler öğretmeni dağda bayırda ararken ikisi dayanıyorlar öğretmene tahsis edilen iki katlı evin kapısına. Bahçe kir içinde tahta kapının kilidine dipçikle vura vura kilidi yamultup omuzlaya omuzlaya kapıyı açıp direk eve giriyorlar.

Bekledikleri gibi değil, büyücü olmasından evin içinde hayvan leşleri vs. sapıkça şeyler olmasından kuşkulanıp tüm alt katı dolaşıyorlar. Ev tertemiz üst kata çıkıyorlar bir bakıyorlar iyi giyimli, siyah uzun saçlı güzelce bir kız divana sinmiş korkulu gözlerle onlara bakıyor. Oğluna öğretmenin tecavüz ettiğini düşünen Hüseyin Z. bir de zinacı bu o.*** ç.*** deyip direk kadını göğsünden 2 kere vuruyor. Abdullah Ç. ne yaptın diyemeden Hüseyin Z. Abdullah Ç'yi de alıp evden dışarı çıkıyor kimseye konu hakkında bir şeyden bahsetmiyorlar diğerleri de öğretmeni bulamıyor. Herkes evlerine dağılıyor. Kadının cesedi hala öğretmenin evinde. Gece üç sularına doğru öğretmenin evinden öğretmenin acıyla karışık çığlığını duyuyorlar. Ertesi gün okullarında öğretmensiz kalan 6-7 köylü çocuk bu fotoğrafını çektiğim odada oyun oynuyor. Sadece alkol bağımlısı olan hakkında iftiralar atılan ve İstanbul'dan onu ziyarete gelen kız kardeşinin bu Çomar köylüler tarafından öldürüldüğünü gören öğretmen, evinde bulunan tüfeğini alıp bu fotoğraftaki odaya giderek 6-7 tane çocuğu katlettikten sonra intihar ediyor. 2 kızının ölümüne dayanamayan ve öğretmenin kardeşini öldüren Hüseyin Z. de olayı duyduktan sonra kaybolup bir daha görünmüyor. Merkezden uzak bu köyde her şey hasıraltı ediliyor. Üzerinden 50 yıl geçse de tüm köylü o okulun önünden bile geçmiyor.

ilgimi çektiği için yazmak istedim. belki bilgisi olan ya da soracağı birisi olan vardır. sınıfın fotoğrafı: https://i.hizliresim.com/YDXZb2.jpg