yecüc ve mecüc seddi

vaybanavaylarbana
Hint Kaynakların da Koka Vikoka, Yahudi ve Hristiyan Kaynakların da Gog ve Magog İslam Kaynakların da ise Ye'cüc Ve Me'cüc olarak bahsedilen Son derece kalabalık ve zorba bir halktır. Tüm anlatımlarda Zülkarneyn ve ona yardım eden insanlar tarafından iki dağın arasına örülmüş bir set ile hapsedildiklerinden bahsedilir.
Araştırmacılar ve Konuya ilgi duyanlar yüz yıllarca seddin yeri hakkında çeşitli teoriler ortaya attıysalar da seddin yeri net şekilde ispat edilememiştir.
Kuran-ı Kerim konuyu şöyle nakleder.
83- Sana Zu'l-Karneyn hakkında sorarlar. De ki: "Size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' vereceğim.
84- Gerçekten, Biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona herşeyden bir yol verdik.
85- O da, bir yol tuttu.
86- Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği edinirsin."
87- Dedi ki: "Kim zulmederse biz onu azaplandıracağız, sonra Rabbine döndürülür, O da onu görülmemiş bir azapla azaplandırır."
88- Kim iman eder ve salih amellerde bulunursa, onun için güzel bir karşılık vardır. Ona buyruğumuzdan kolay olanını söyleyeceğiz."
89- Sonra bir yol tuttu.
90- Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu, kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu.
91- İşte böyle, onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" Biz büsbütün kuşatmıştık.
92- Sonra bir yol tuttu.
93- İki seddin arasına kadar ulaştı, onların önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu.
94- Dediler ki: "Ey Zü'l-Karneyn, gerçekten Ye'cüc ve Me'cüc, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?"
95- Dedi ki: "Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı, daha hayırlıdır. Madem öyle, bana güçle yardım edin de, sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım."
96- "Bana demir kütleleri getirin", iki dağın arası eşit düzeye gelince, "Körükleyin" dedi. Onu ateş haline getirinceye kadar, dedi ki: "Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır dökeyim."

97- Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler.

98- Dedi ki: "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va'di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va'di haktır."
Kehf Süresi
Bir grup araştırmacı Kırgız dağları üzerin de uçarken Tam koordinatlarını veremeyeceğimiz bir bölgede iki dağın arasında insan elinde çıktığı açıkça belli olan bir yapı keşfeder.
Dağın tepesine inerek yapının ne olduğunu anlamaya çalışırlar indikleri yerde bu sedden kopmuş koca koca demir ve bakır kütlelerini bulurlar.
Bölgeye 2. Defa giderler bu defa yanlarında birde jeofizik mühendisi vardır hassas cihazlar ile bölgenin röntgeni çekilir.
Röntgen sonuçlarından insan elinden çıkan bu seddin boyutu yukarıdan aşağıya 280 metre'dir. Ayrıca Seddin altından 20 km çapında bir oyuk bulunmaktadır ve bu oyuk daha da derine gitmektedir.
Sed bu oyuğun ağzını kapatmaktadır.