üstüne biraz düşündüğümde haklı bulduğum olgu. zaten türk tarihine baktığımızda (araplaşmadan önceki hali), kadınlara çok önem verildiğini, ikinci sınıf insan olarak görülmediğini anlayabiliriz. kadın yeri gelmiş devlet işlerinde, yeri gelmiş savaşlarda çok büyük rol oynamıştır. bu bile tek başına yeterlidir türklerin kadınlara ne kadar önem verdiğini anlamaya.
enstrüman öğrenirken gereken en önemli şeylerden biri metronom bilgisi
lisedeki bir öğretmenimin sürekli kullandığı cümle-idi. koridorda kızlarla erkekler konuşuyor diye kızar edeb yahu derdi. sonra ne mi oldu? birkaç yıl sonra kendi öğrencilerinden biriyle evlendi.
"kuranın yarısını okuyan deist, tamamını okuyan ateist olur."
öyle ya da böyle sebeplerden, almanca gibi ingilizceye göre çok da kullanılmayan bir dille bu kadar ünlenmeleri konusunda takdir edilesi grup.
özellikle de mutsuz anında ufacık bir tebessümü için dünyaları yakacak durumdayken, muhteşem bir olaydır.
gün gelir göz yumduğun her şey gelir seni bulur
müzisyenliğini, şarkısını çok fazla beğenmediğim ama verdiği ücretsiz dersler, videolar ve genç müzisyenlere verdiği desteklerden ötürü takdire şayan bulduğum kişi.
çok ve boş konuşan insanlar
hayatımdaki en büyük başarım diyebilirim. 2 yıl önce bacağı sakat bir papağan buldum. çocuğun biri parkta yakalamış, hayvanı aç susuz bırakıp satmaya çalışmış. yardımsever bir adam da dayanamayıp almış ama bakamamış. sonuç olarak bana geldi.
geldiğinde aynı odada olduğumuzda bile korkup kendini kafese çarpıyordu. tamamen yabaniydi. herkes doğaya sal evcilleşmez dedi ama ben inandım. çünkü doğaya salarsam yaşayamazdı. 2 sene sabrettim ve emeğimin karşılığını aldım. şimdi kendi yanıma gelip kafasını eğiyor sevmem için. konuşmayı da öğrendi, o da bana tombik diyor.
kısacası; sevgi her kapıyı açıyor.
geldiğinde aynı odada olduğumuzda bile korkup kendini kafese çarpıyordu. tamamen yabaniydi. herkes doğaya sal evcilleşmez dedi ama ben inandım. çünkü doğaya salarsam yaşayamazdı. 2 sene sabrettim ve emeğimin karşılığını aldım. şimdi kendi yanıma gelip kafasını eğiyor sevmem için. konuşmayı da öğrendi, o da bana tombik diyor.
kısacası; sevgi her kapıyı açıyor.
16 senedir öğrenci-ydim. istanbulda neredeyse her gün akbil kullandım ama hiç denk gelemediğim hadise. öğrencilik bitiyor artık daha da denk gelemem herhalde.
kendimi zaten her alanda geliştirmeye çalışıyorum, ama bunun yanında içimdeki potansiyeli de gösterebilecek rahatlıkta olmayı isterdim. küçüklüğümüzden beri sürekli susmayı, sinmeyi, kendimizi göstermemeyi öğrendiğimiz için şimdiden sonra da zor oluyor aşması.
türk tanrısına olan bağlılığın sevgi kaynaklı olması, bağlı olan insanı daha çok yüceltip kuvvetlendirirken; arap tanrısına olan bağlılığın korku kaynaklı olması, bağlı olan insanı daha da küçük düşürür ve zayıflatır.
evrimsel açıdan baktığımızda bir canlı zorluklarla karşı karşıya kaldığında çözüm mekanizması üreterek kendisini ve dolayısıyla zekasını geliştirir. bu konuya sırf maddi açıdan bakmamak lazım. ama evet ülkemizde hayatlar arasındaki zorluk skalasında en büyük zorluğu maddiyat çıkardığı için bu şekilde düşünmemiz çok normaldir.
kültür, eğitim ve medeniyet seviyelerinin düşüklüğünden kaynaklı, verecek mantıklı bir cevaplarının olmaması karşısında, yine bahsettiğim seviyelerin düşüklüğüne bağlı olarak susmayı da bilmemeleri sonucunda çomarların yaptığı eylem.
atalarımız 'davul bile dengi dengine' sözünü boşa üretmemişler. olumlu ya da olumsuz, kendi denginizi bulun.
(bkz:hepsi)
fly away with me tonight
şeriat bir anda değil yavaş yavaş geliyor. ilerde, geriye dönüp baktığımızda bunların hepsinin birer adım olduğunu göreceğiz. ama iş işten geçmiş olacak. umarım yanılırım, bu konuda yanılmak büyük keyif verir.
(bkz:bak kardeşim napıyosun biliyo musun)
şaka bir yana, bir ara benim de yaşadığım ve kuaförün önerileriyle kurtulduğum hadise. sizle de paylaşayım. bepanthen ampul, e vitamini ampul alıyorsun eczaneden. bir kaba birer tane kırıyorsun. içine 1 yumurta sarısı ve bir miktar badem yağı döküyorsun. iyice karıştırdıktan sonra saç diplerine sürüyorsun 1 saate yakın bekleyip yıkıyorsun. haftada 1 yaptığımda birkaç seferden sonra dökülmeler normal seviyeye indi.
şaka bir yana, bir ara benim de yaşadığım ve kuaförün önerileriyle kurtulduğum hadise. sizle de paylaşayım. bepanthen ampul, e vitamini ampul alıyorsun eczaneden. bir kaba birer tane kırıyorsun. içine 1 yumurta sarısı ve bir miktar badem yağı döküyorsun. iyice karıştırdıktan sonra saç diplerine sürüyorsun 1 saate yakın bekleyip yıkıyorsun. haftada 1 yaptığımda birkaç seferden sonra dökülmeler normal seviyeye indi.
hiçbir ders, not, sınav kaygısı olmadan verilmesi gereken dersler olmalı. bedensel ve zihinsel gelişim öncelikli tutulmalı. bunun için de spor, sanat ve bilim ağırlıklı dersler olmalı.
aradığın her şeye dair aşağılama, kötü yorum bulabileceğin sözlük.
bizim oğlan biraz hiperaktif.
kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur. F. Nietzsche
günümüzde yaptığı her dengesiz davranışı bipolarlığa vurup onu bahane edenlerin çoğaldığı hastalık kafası.
Aynı zamanda kendi kızını da 6 yaşında tesettüre sokan, ilkokula bile zar zor gönderen kişidir. Ama kendisini bir BAYAN DOKTOR muayene etse hiç de rahatsızlık hissetmeyecek bir zihniyettir. Uzak durunuz.
"sen haklısın, ben tam bir ... (istediğiniz hakareti, küfürü ekleyebilirsiniz.)" dışındaki her cümle.
seks.
valla hem tombiğim, hem de mimarım. sonuç bu.
"tamam sen haklısın, ben ateistim çünkü tam bir ...(istediğin küfür, hakaretle doldur)" demediğin sürece üstüne gelip tatmin olmamaya devam edecektir.
yenmek için zorunda kalmanız gerekiyor arkadaşlar. 2 metre yükseklikten korkan insan şantiyede alimakla yerden 200 metre yüksekliğe her gün çıkmak zorunda kalınca alışıyor.
doğruysa eğer, yıllar önce ülkemize gelip hiçbir reklam yapmadan +18 olan toplamda 500 kişiye konser verip gittiğini duymuştum. lethe şarkısı efsanedir.
(bkz:yıl olmuş 2017) hala evrimi böyle yorumlayanlar var mı?
richard bach - martı jonathan livingston,
john steinbeck - fareler ve insanlar
john steinbeck - fareler ve insanlar