yaşasın, varolsun, ellerimizde yükselsin.
yozlaşmış bir kültürelliği temsil etse de en azından bu sözlükteki laik ve ilerici toplamın kendisini "ibne, götveren" diyerek aşağılamaması gereken kişidir.
büyük alana sahip imam hatipler kapatılsın yerlerine disko açılsın
neyse ki artık sokakta söylendiğinde insanlarda bir korku yaratıyor, artık allahuekber sözünü duyup içi ferahlayan yoktur herhalde (çeomeare değilse)
"hz.muhammed de 40 yaşına kadar azılı bir ateistti" muhabbetinin başlaması çok muhtemeldir.
hayali dahi güzel olan hedefimizdir. Mustafa kemal'lerin başladığı işi bitireceğiz, laik ve tam bağımsız sosyalist cumhuriyeti kuracağız. bu pisliği ancak devrim temizler !
IQ'su 20'yi geçmeyen tüm yobaz öküzler İzmir'e kin besler. izmir'de hiç bulunmadım ama bu yobazlar bu kadar nefret ediyorsa eminim çok güzel bir şehrimizdir.
böyle şeyler ancak seküler bir hukuk devletinde olur.
bunun arkasında kesin israyil var
mannnyak bişeydir.
suriye ve mülteciler konusuna emperyalizmi ve emperyalist devletlerin çizdiği ortadoğu politikasını hesaba katmadan bakmak imkansızdır.
en başta belirtilmesi gereken, suriye'deki savaşta esad'ın amasız fakatsız ülkesini emperyalistlere ve siyasal islamcılara karşı savunduğudur. BU konuda hiçbir söylem esad'ı haksız çıkaramaz, unutulmaması gerekir ki bir devletin toprağını yağmalayan, halkına bir dini dayatan, çok kültürlü bir topluma "şeriat getirdik herkes bize itaat etsin" diyerek saldırıya geçen esad değildir.
mülteci konusunda ise alınması gereken tavrın mültecileri Türkiye'ye kabul etmek olduğunu kabul etmekle birlikte, bu kabul etmenin emperyalist dostu ve işbirlikçi akp tarafından "savaştan kaçan insanları köleleştirme" politikası şeklinde yürütüldüğü de açıktır. akp suriyelileri ülkeye savaştan kaçıp burada yeni bir hayat kursunlar diye değil, ülkedeki iktisadi dengeleri buradaki sermayedarların lehine işleyecek şekilde değiştirmek üzere kabul ettiği açıktır. kar maksimizasyonunu sağlayabilmek için 3 milyon dil bilmeyen ve burada insanlık dışı koşullar altında çalışmaya muhtaç insandan daha büyük bir fırsat olabilir mi ?
en başta belirtilmesi gereken, suriye'deki savaşta esad'ın amasız fakatsız ülkesini emperyalistlere ve siyasal islamcılara karşı savunduğudur. BU konuda hiçbir söylem esad'ı haksız çıkaramaz, unutulmaması gerekir ki bir devletin toprağını yağmalayan, halkına bir dini dayatan, çok kültürlü bir topluma "şeriat getirdik herkes bize itaat etsin" diyerek saldırıya geçen esad değildir.
mülteci konusunda ise alınması gereken tavrın mültecileri Türkiye'ye kabul etmek olduğunu kabul etmekle birlikte, bu kabul etmenin emperyalist dostu ve işbirlikçi akp tarafından "savaştan kaçan insanları köleleştirme" politikası şeklinde yürütüldüğü de açıktır. akp suriyelileri ülkeye savaştan kaçıp burada yeni bir hayat kursunlar diye değil, ülkedeki iktisadi dengeleri buradaki sermayedarların lehine işleyecek şekilde değiştirmek üzere kabul ettiği açıktır. kar maksimizasyonunu sağlayabilmek için 3 milyon dil bilmeyen ve burada insanlık dışı koşullar altında çalışmaya muhtaç insandan daha büyük bir fırsat olabilir mi ?